21.
celal şengör - din nedir?
devamını gör...
22.
bilimin metafizikle ilgilenmesi gerekiyor. çünkü ikisini birbirinden ayırmak beden ile ruhu birbirinden ayırmak gibi bir şey. gerçi birçok bilim insanı ilgileniyor metafizikle ama ana akım bilimde buna yer verilmiyor. bilimin bu kısmı; dogmalaştırılmış ,alternatif fikirlere karşı ve kapalı bir inanış benimser. bu kulağa hoş gelmese de acı bir gerçek, algoritma ne istiyorsa onu öne çıkarıyor. bilimi finanse ediyorlar, artık uç fikirlere öcü muamelesi yapılıyor. oysa bilimi bugünden 100 yıl daha ileriye götürecek birçok tez dalga konusu olduğu için geç fark edildi. aşağılanarak ölen yahut öldürülen nice bilim insanları ve dehalar var. bilimi şu sığ bakış açısından kurtarırsak gerçekten ama gerçekten çok daha yaşanılabilir bir düzen kurulabilir ama ne yazık ki bu aldatmacanin kobayı biziz. açık fikirli olmak gerekiyor, bilimin öncüleri de din adamıydı ve çoğu eski medeniyetlerden, okültizmden, metafizikten keza dinden de etkilenmiştir. velhasıl kelam bilim ile din karşı karşıya değil yan yana yürümelidir. çünkü öyle başlamıştır.
devamını gör...
23.
sahte versus.
bir alvin plantinga'cı olarak bu meseleyle gerçekten ilgilenenlerin okumalarını şiddetle tavsiye ettiğim bir dökümanı aşağıya bırakıyorum:
onculanalitikfelsefe.com/bi...
bir alvin plantinga'cı olarak bu meseleyle gerçekten ilgilenenlerin okumalarını şiddetle tavsiye ettiğim bir dökümanı aşağıya bırakıyorum:
onculanalitikfelsefe.com/bi...
devamını gör...
24.
ortak noktalarının sadece felsefe olduğu versus. her ikisi de felsefedir ve birbirleriyle çatışmaz. evet; çatışmaz. fakat işsiz güçsüz insanlar çatıştırır.
çalışma prensipleri farklıdır. bilim ve dinin iman dediğimiz güçlü inanç mekanizmaları farklıdır.
birisi gaipten bilgi verir ve iman ister. (bu arada gaip bilgi bilinmeyen değil, henüz bilinmeyen bilgidir.)
kanıt sunmaz. "bu böyledir" der.
diğeri ise iman için kanıt bulmak zorundadır. örneğin; 2x2=4 bilgisini hemen kabul etmez. kanıt ister. kanıt elde edildiği zaman da literatüre iman edilmiş bilgi olarak girer.
özellikle bilim dinin alanına girmez. kulvarı farklıdır. fakat bilimin dinin kehanetine ulaştığına inanılır. bazı kişilerin "bu kutsal kitapta yazıyor zaten" demesinin sebebi budur. tamam "yazıyor yazmasına da nasıl oluyor da oluyor"u pek düşünmez.
özetle çatışmazlar. kulvarları farklıdır sadece. birisi doğrudan sonuca gider, diğeri ise sürece ve sonuca odaklıdır.
çalışma prensipleri farklıdır. bilim ve dinin iman dediğimiz güçlü inanç mekanizmaları farklıdır.
birisi gaipten bilgi verir ve iman ister. (bu arada gaip bilgi bilinmeyen değil, henüz bilinmeyen bilgidir.)
kanıt sunmaz. "bu böyledir" der.
diğeri ise iman için kanıt bulmak zorundadır. örneğin; 2x2=4 bilgisini hemen kabul etmez. kanıt ister. kanıt elde edildiği zaman da literatüre iman edilmiş bilgi olarak girer.
özellikle bilim dinin alanına girmez. kulvarı farklıdır. fakat bilimin dinin kehanetine ulaştığına inanılır. bazı kişilerin "bu kutsal kitapta yazıyor zaten" demesinin sebebi budur. tamam "yazıyor yazmasına da nasıl oluyor da oluyor"u pek düşünmez.
özetle çatışmazlar. kulvarları farklıdır sadece. birisi doğrudan sonuca gider, diğeri ise sürece ve sonuca odaklıdır.
devamını gör...
25.
26.
dini, minarelere yıldırım düşmesiyle çürütmüş sunni atayist yazar tespiti.
devamını gör...
27.
bu evrende dost olmayacak iki olgu.
bu ikiliyi maalesef ki mantık ve kalp arasında süregelen o kaotik savaşa benzetirim. bilim mantığınız ile sevişir, din ise kalbinizle. ancak bilim açık ve nettir; din ise karanlık ve soyut. martin luther'in hristiyanlık'a vurduğu ağır darbeyi örnek göstererek şunu söyleyebilirim ki; insanoğlu eğer uzun bir süre daha hayatta kalmayı başarırsa dinin karanlık yüzünü bilimin ışığıyla aydınlatacaktır.
şunu da belirtmek isterim ki bilimi ve dini birer küme olarak kabul edersek, bu kümelerin kesişim yeri şüphesiz ki felsefe olur ama bu başka bir başlığın konusu. eğer sen sorgulanamaz ve dogmatik bir olgu ile sorgulanabilen ve senin de katkınla gelişebilen bir olgu arasında gidip geliyor isen, tanrının son kitapta verdiği ilk emri hatırla; "oku". kimin adıyla okursan oku, ama oku. okudukça kendini bulacaksın ve okudukça sende kendi içindeki o karanlığı aydınlatıp neye inanıp inanmadığına karar vereceksin.
bu ikiliyi maalesef ki mantık ve kalp arasında süregelen o kaotik savaşa benzetirim. bilim mantığınız ile sevişir, din ise kalbinizle. ancak bilim açık ve nettir; din ise karanlık ve soyut. martin luther'in hristiyanlık'a vurduğu ağır darbeyi örnek göstererek şunu söyleyebilirim ki; insanoğlu eğer uzun bir süre daha hayatta kalmayı başarırsa dinin karanlık yüzünü bilimin ışığıyla aydınlatacaktır.
şunu da belirtmek isterim ki bilimi ve dini birer küme olarak kabul edersek, bu kümelerin kesişim yeri şüphesiz ki felsefe olur ama bu başka bir başlığın konusu. eğer sen sorgulanamaz ve dogmatik bir olgu ile sorgulanabilen ve senin de katkınla gelişebilen bir olgu arasında gidip geliyor isen, tanrının son kitapta verdiği ilk emri hatırla; "oku". kimin adıyla okursan oku, ama oku. okudukça kendini bulacaksın ve okudukça sende kendi içindeki o karanlığı aydınlatıp neye inanıp inanmadığına karar vereceksin.
devamını gör...
28.
bilim olması gerekeni değil, olanı araştırır ve gözleme dayanır.
(bilimsel bilgi kesin değildir: bilimsel bilgi bütün ve “mutlak doğru” değildir. yeni delillerin ışığında veya aynı verilerin farklı yorumlanmasıyla bilimsel bilgilerin analizleri değişebilir. gözlem ve çıkarım arasında fark vardır: gözlemler, duyularla doğrudan erişilebilen doğayla ilgili açıklamalardır.)
din ise insan düşüncesinin ve eylemlerinin değerlendirilmesiyle ilgilenir, olgular hakkında konuşmaz ve inanca dayanır.
(bilimsel bilgi kesin değildir: bilimsel bilgi bütün ve “mutlak doğru” değildir. yeni delillerin ışığında veya aynı verilerin farklı yorumlanmasıyla bilimsel bilgilerin analizleri değişebilir. gözlem ve çıkarım arasında fark vardır: gözlemler, duyularla doğrudan erişilebilen doğayla ilgili açıklamalardır.)
din ise insan düşüncesinin ve eylemlerinin değerlendirilmesiyle ilgilenir, olgular hakkında konuşmaz ve inanca dayanır.
devamını gör...
29.
bilim insan yapısı keşiflere ulaştırır din ise o keşifleri yaratana.
bazı cenahlar çıkıp dini reddederek "bilime inanıyorum", "bilim tek gerçek" tarzında beyanlar veriyor. farkında değiller ki insan yapısı bir şeyi putlaştırıyorlar.
bazı cenahlar çıkıp dini reddederek "bilime inanıyorum", "bilim tek gerçek" tarzında beyanlar veriyor. farkında değiller ki insan yapısı bir şeyi putlaştırıyorlar.
devamını gör...
30.
kiliseye paratoner takıldığı gün kazanan belli olmuştur.
devamını gör...
31.
biri beynini kullan, doğru yolu bul der,
öteki beynini kullanma, dediğimi yap, doğru yolu bulbder.
öteki beynini kullanma, dediğimi yap, doğru yolu bulbder.
devamını gör...
32.
kuran yani islam, bilimi emreder: emre1974tr.blogspot.com/201...
devamını gör...
33.
elma vs toka
yastık vs sabun
duvar vs çatı
ne kadar mantıklıysa, bu kıyas da o kadar mantıklı.
birinin olayı başka, diğerinin olayı başka. birbirlerinin yerini tutmuyorlar. ikisini bir arada "yürüten" bilim insanları da var. yani birini seçen diğerinden uzak durmak zorunda gibi bir kural yok.
yanlış bir karşılaştırma olduğunu düşünüyorum. özellikle de kendi hâlinde inanan insanları kesinlikle rahat bırakmak gerek. işi zorbalığa dökenlere gelince; bunların elinde din olmasa, zorbalık için başka sebepler bulacaklarından emin olabilirsiniz çünkü bunların içinde birer canavar var ve bu canavarı tatmin etmek için her şeyi kullanabilirler; din olur, siyaset olur, başka bir şey olur.
yastık vs sabun
duvar vs çatı
ne kadar mantıklıysa, bu kıyas da o kadar mantıklı.
birinin olayı başka, diğerinin olayı başka. birbirlerinin yerini tutmuyorlar. ikisini bir arada "yürüten" bilim insanları da var. yani birini seçen diğerinden uzak durmak zorunda gibi bir kural yok.
yanlış bir karşılaştırma olduğunu düşünüyorum. özellikle de kendi hâlinde inanan insanları kesinlikle rahat bırakmak gerek. işi zorbalığa dökenlere gelince; bunların elinde din olmasa, zorbalık için başka sebepler bulacaklarından emin olabilirsiniz çünkü bunların içinde birer canavar var ve bu canavarı tatmin etmek için her şeyi kullanabilirler; din olur, siyaset olur, başka bir şey olur.
devamını gör...
34.
dinlerin olayları açıklama şekli dönemin akıl çapıyla sınırlı olduğu için din bilim karşısında daima dezavantajlı konumdadır.
bazı hastalıkları, örneğin epilepsi ve ağır psikiyatrik rahatsızlıkların görünümlerini dinler kötü ve gözle görünmeyen güçler (cinler) tarafından insanın ele geçirilmesi, rahatsız edilmesi şeklinde açıklamaktadır. bilimsel izahtan ve bilgiden yoksun olan dönemin aklının hadiseleri açıklayış şekilini doğal afetler konusunda da görebilirsiniz. mesela zelzele, yer sarsıntıları tanrının öfkelenmesi ve cezalandırması şeklinde geçer kutsal metinlerde, buradan hareketle inananlar bu meselenin bilimsel izahından yoksun oldukları için, kitaplara da dayanarak bu gibi olayları tanrının kızması ve tanrı tarafından cezalandırılma olarak yorumlama hatasını dinlerin de onayıyla sürdürürler.
sonuç olarak bugün bile gerçekleşen herhangi bir felaketin sebep-sonuç ilişkisini bu düzlemde ele alan insanların olmasının sebebi bilimden ziyade dinlere itibar edilmesi ile alakalıdır. belki bilimsel gerçeklerin karşısına her zaman dini koyarak bu yapılmıyor ama yine de nihai noktada olayları kutsal metinlerde geçen nedenlere dayandırma ve açıklama huylarını sürdürebiliyorlar. örneğin, bilimsel olarak olayın bu şekilde gerçekleşiyor olması yine de bunun tanrının bir cezalandırma yöntemi olduğu gerçeğini değiştirmez. şeklinde yorum yapanlar mevcuttur.
bazı hastalıkları, örneğin epilepsi ve ağır psikiyatrik rahatsızlıkların görünümlerini dinler kötü ve gözle görünmeyen güçler (cinler) tarafından insanın ele geçirilmesi, rahatsız edilmesi şeklinde açıklamaktadır. bilimsel izahtan ve bilgiden yoksun olan dönemin aklının hadiseleri açıklayış şekilini doğal afetler konusunda da görebilirsiniz. mesela zelzele, yer sarsıntıları tanrının öfkelenmesi ve cezalandırması şeklinde geçer kutsal metinlerde, buradan hareketle inananlar bu meselenin bilimsel izahından yoksun oldukları için, kitaplara da dayanarak bu gibi olayları tanrının kızması ve tanrı tarafından cezalandırılma olarak yorumlama hatasını dinlerin de onayıyla sürdürürler.
sonuç olarak bugün bile gerçekleşen herhangi bir felaketin sebep-sonuç ilişkisini bu düzlemde ele alan insanların olmasının sebebi bilimden ziyade dinlere itibar edilmesi ile alakalıdır. belki bilimsel gerçeklerin karşısına her zaman dini koyarak bu yapılmıyor ama yine de nihai noktada olayları kutsal metinlerde geçen nedenlere dayandırma ve açıklama huylarını sürdürebiliyorlar. örneğin, bilimsel olarak olayın bu şekilde gerçekleşiyor olması yine de bunun tanrının bir cezalandırma yöntemi olduğu gerçeğini değiştirmez. şeklinde yorum yapanlar mevcuttur.
devamını gör...
35.
ikisini birbirine harmanlamak lazim.
devamını gör...