yazarların itiraf köşesi
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
başlık "mırmır" tarafından 14.11.2020 21:09 tarihinde açılmıştır.
3821.
gotik kızlara karşı ekstra bir ilgim var,her anlamda çekici geliyorlar. giyim tarzları, saç tipleri ,koyu makyaj tarzları ,takıları(bkz: piercing),dövmeleri...
devamını gör...
3822.
eve gitmek istemiyorum. inatlaşan çocuklar gibi ayağımı yere sabitleyip beni hapsetmişçesine sıkıştıran o dört duvarlı odama girmek istemiyorum.
devamını gör...
3823.
tüm arkadaş ve dost çevremden soğudum. ki ben en yakın 2-3 dostuma çok bağımlıyımdir ama saldım gitti. artık sizde herkes gibisiniz.
devamını gör...
3824.
canım çok sıkılıyor...
devamını gör...
3825.
sınıfa oyuncak alışverişi yaptık. hediye olarak bir oyuncak bebek verdiler. elini sıkınca ismail yk. şappur şuppur beni ye şarkısı çalmaya başlıyor. çocuklar da sürekli elini sıkıp çalmaya başladı. öyle ki sırf bu bebeği elde edebilmek için sabah erkenden sınıfa gelen oluyor. şarkıdan nefret ettiğim yetmiyormuş gibi her eline alan da yanıma getirip "ogretmenim bak!!" diyerek şarkıyı kulağım dibinde çalıp benim de mutlu mutlu dans etmemi istiyorlar. uzulmesinler diye dans ediyorum falan. artık rol yapmaktan yoruldum. bu yüzden bebeğin üzerine yanlışlıkla kahve dökmüş gibi yaptım. sonra da "ben ceza olarak bunu yikayayim." dedim. çocuklar benim cezalı olarak bebeği lavaboda yıkamamı zevkle izledi. sakarsın öğretmenim, sen de cezanı çek öğretmenim diyerek alay ettiler. olsun, çok şükür bebek artık çalışmıyor.
devamını gör...
3826.
seni bilerek sallamadım ve ciddiye almadım.
zira yaptığın işlerin diğerlerini kanıtlarıyla gördüm ve biliyordum.
normalde hapis yatman lazımdı senin.
ha bu arada derin düşüncelerimi daha önce yazdım fakat moderatör arkadaşımız kimseyi yaşamı ile tehdit edemezsin diye uyarıda bulundu. bir daha yaparsam ceza yermişim. doğru bu insani bir davranış değildi.
yaşını almışsın çocuklarınla vakit geçir. kızını kendin gibi insanlardan koru.
kızını kendin gibi olmayan birisi ile evlendir, kendin gibi olmayan torunlara sahip ol ve başarabilirsen kendin gibi olmaktan vazgeç. :d
zira yaptığın işlerin diğerlerini kanıtlarıyla gördüm ve biliyordum.
normalde hapis yatman lazımdı senin.
ha bu arada derin düşüncelerimi daha önce yazdım fakat moderatör arkadaşımız kimseyi yaşamı ile tehdit edemezsin diye uyarıda bulundu. bir daha yaparsam ceza yermişim. doğru bu insani bir davranış değildi.
yaşını almışsın çocuklarınla vakit geçir. kızını kendin gibi insanlardan koru.
kızını kendin gibi olmayan birisi ile evlendir, kendin gibi olmayan torunlara sahip ol ve başarabilirsen kendin gibi olmaktan vazgeç. :d
devamını gör...
3827.
yalnızken ağzımı şapırdatarak yemeyi seviyorum.
evet, bence de beni engelleyin:)
evet, bence de beni engelleyin:)
devamını gör...
3828.
geride kaldığını sandığımız çok şeyin geride kalmadığını sadece öyle olmasını istediğimiz için öyle olduğuna bugün ikna oldum.
bazı durumlara çok geç kalıyoruz ve bunun için hep karşı tarafı suçluyoruz. oysaki kullandığımız tek bir cümle her şeyi değiştirebilir. bazen bir duyguyu bazen bir kararı bunun için sadece bir miktar cesaret gerekli. ben, zamanında bu cesareti göstermediğim için bugün az da olsa kendime yenildiğimi hissettim ve bunun farkına bugün vardım. hem de çok geç kalmış olarak.
bazı durumlara çok geç kalıyoruz ve bunun için hep karşı tarafı suçluyoruz. oysaki kullandığımız tek bir cümle her şeyi değiştirebilir. bazen bir duyguyu bazen bir kararı bunun için sadece bir miktar cesaret gerekli. ben, zamanında bu cesareti göstermediğim için bugün az da olsa kendime yenildiğimi hissettim ve bunun farkına bugün vardım. hem de çok geç kalmış olarak.
devamını gör...
3829.
eski halime dönmüşüm gibi davranmayı öğrendim. başkalarının da sürekli "eski seni özledim" demesine tahammülüm kalmadığı için eski benmişim gibi davranmaya dönebilirim dedim. zor oluyor. çok acı çekiyorum.
böyle biri olmayacağıma dair verdiğim sözlerin hiçbirini tutamadım. o küçük kızdan özür dilerim.
böyle biri olmayacağıma dair verdiğim sözlerin hiçbirini tutamadım. o küçük kızdan özür dilerim.
devamını gör...
3830.
kan grubumu bilmiyorum. ortaokuldayken biyoloji dersinde parmak ucuna iğne batırıp çıkan kanla öğrenmişti tüm sınıf, ben yapmamıştım bunu. sonra 20 yaşımda falan kan örneği alındı benden bi test için, aklıma geldi, aradan çıksın diye kan grubumu söylemelerini istedim yetkililerden. söylediler. sonra unuttum. 41 yaşındayım ve kan grubumu bilmiyorum gerçekten. haha.
devamını gör...
3831.
bu evden gitmem lazım, babamla daha fazla yaşamaya devam edersem sağlığım iyice bozulacak. nasıl gideceğimi bilmiyorum ama.
devamını gör...
3832.
insanlar bana hiç güzel şeyler hissettirmiyorlar.
iyi davranmaktan bıktım. kötü olmaktan pişman olmamak için yapıyorum, kötü hatırlanmamak için.
hepsi geçti, geçiyor.
iyi davranmaktan bıktım. kötü olmaktan pişman olmamak için yapıyorum, kötü hatırlanmamak için.
hepsi geçti, geçiyor.
devamını gör...
3833.
özlemenin önemli olmadığı bir noktada olmak, sandığın ile aslolanın başka çıkması, hayal kırıklığına uğramak, haksız olmama durumun, hak etmediğin her şeye maruz kalmak hayatın en kötü tecrübeleri.
devamını gör...
3834.
asla tam bilmediğim bir cok seyi cok biliyormus gibi anlatıp, herkesin beni dinlemesini sağlayabiliyorum, müthiş bir hitabet yeteneği ama bunu sadece yakın olmadığım insanlara yapabiliyorum
devamını gör...
3835.
benden soğumasını istediğim insanlara farklı yollarla kötüymüşüm gibi göstermeye çalışıyorum. çünkü birini direkt kıramıyorum ben daha fazla üzülüyorum kırılınca. ama farklı yollarla soğumasını sağlamaya çalışıyorum. çok yorucu oluyor ama kalp kırmamak, iyi olmak esastır gözümde.
tam açıklayamadım ama neyse.
tam açıklayamadım ama neyse.
devamını gör...
3836.
kalbim çok acıyor, nasıl yaşanır böyle? seven niye gider neden mecbur kalır? her bir zerrem öyle ağır ki kaldıramıyorum bunu, nasıl dayanacağım allahımmm nasıl
devamını gör...
3837.
valla iyiyim sözlük. dümdüz ot gibi yaşıyor. seviyorum sizi.öptüm.
devamını gör...
3838.
başaramadık bu hayat denen mevzuyu yaşamayı. hiçbir şeyin öneminin kalmadığı bir raddedeyim. toplayamıyor ve halledemiyorum. her şeyi bıraktım ve savruluyorum. bazı şeylerin eksikliklerini daha çok hissediyorum bu süreç adına.
devamını gör...
3839.
bir prenses olabilirdim lakin içimdeki trol buna müsaade etmedi
devamını gör...
3840.
- bir espri yaptıktan sonra çevremde gülen insanlarla beraber gülmekte zorlanıyorum. bunu yapmak sitcomlarda kahkaha efekti eklemekle benzer bir dilencilikmiş gibi hissettiriyor. sonra "çok mu kasıntı duruyorum böyle de" diye kendimi zorlayıp gülmeye başlıyorum. büyük ihtimalle de ruh hastası gibi gözüküyorum o esnada.
- lisedeyken üst sınıflardan bir çocuk futbol maçı yaparken istemeden edebiyat öğretmenimizin kafasını nişanlamıştı. bir önceki dönem sözlü notuma anlamsızca düşük not vermiş insanı afallamış, yere çömelmiş, çevresindekiler tarafından kolonya tutulur halde görünce üzülmekte zorlandığımı hatırlıyorum. empati, o güne kadar kendimle gurur duyduğum bir beceri olduğu için bu beni rahatsız etti. "acaba kötü bir insan mıyım" diye sorguladım kendimi baya bi. hala da cevap veremedim. öyleyim belki de. başkalarının kafasına abanan değil de yalnızca mağdura üzülmekten aciz olan taraf olduğum sürece çok da kafama takmıyorum. o sınırı aştığım an yeni bir sorgulamaya girerim herhalde.
- üst madde ile ilgili; aktif kötülüğün her koşulda, her yerde, ama'sız ve belki'siz bir şekilde pasif kötülükten daha kötü olduğunu düşünüyorum. bu ikisini bir tutan, "kötülüğe karşı konuşmayan da kötülük yapanla aynı oranda kötüdür" diyen insanlar feci saçmalıyor bence. hayır abi, değildir. biri benim derimi yüzse ve başka biri kenarda onu izleyip gülümseyerek bu ortamın resmini çizse, elim ayağım tutmaya başlayınca o ressam aklıma bile gelmez. ha gelirse de "o herif ne ayaktı lan" diye gelir, asla derimi yüzenle aynı kefeye koymam.
- ekim ayında kendi çizimimi bastırdığım bir tişörtü giydiğim için gömleğimin önünü kapatasımın gelmediği soğuk bir eskişehir gecesinde hasta olmaya çok yaklaştım. olmadım, ama bu utanç bana yetti. marka yüzü müyüm ne bokum, hayret bişi.
- saçlarını maviye boyatan insanlara karşı irrasyonel bir ön yargıya sahibim. başka hiçbir renkte yok bu. fosforlunun fosforlusu bir pembe bile bu kadar rahatsız etmiyor. mavi rengiyle insan saçı dışında gördüğüm herhangi bir yerde sorunum da yok, gayet severim. garip bir fenomen benim için. acaba küçükken mavi saçlı bir büyüğümden dayak falan mı yedim? aklıma gelen tek açıklama bu.
- puro içmenin "ciğere çekmiyoz ya, sıkıntı yok" kandırmacasını kendime daha ne kadar yutturabilirim bilmiyorum. her tarafa da siniyo kokusu. aşmam lazım.
- son birkaç gecedir sözlükteki radyo yayınlarını dinliyorum (kısmen). formatsız, plansız bir sisteme göre baya başarılı yayınlar çıkıyor ortaya. hayretle karışık takdir ediyorum. bir şeyler yazarak katılmaya çekiniyorum ama. yazdığım bir şeyin radyoda okunmasının kıkır kıkır güldürmesinden, sonra o halime bakıp "pü yaşından başından utan" diye kendime çıkışmaktan korkuyorum.
\end{document}
- lisedeyken üst sınıflardan bir çocuk futbol maçı yaparken istemeden edebiyat öğretmenimizin kafasını nişanlamıştı. bir önceki dönem sözlü notuma anlamsızca düşük not vermiş insanı afallamış, yere çömelmiş, çevresindekiler tarafından kolonya tutulur halde görünce üzülmekte zorlandığımı hatırlıyorum. empati, o güne kadar kendimle gurur duyduğum bir beceri olduğu için bu beni rahatsız etti. "acaba kötü bir insan mıyım" diye sorguladım kendimi baya bi. hala da cevap veremedim. öyleyim belki de. başkalarının kafasına abanan değil de yalnızca mağdura üzülmekten aciz olan taraf olduğum sürece çok da kafama takmıyorum. o sınırı aştığım an yeni bir sorgulamaya girerim herhalde.
- üst madde ile ilgili; aktif kötülüğün her koşulda, her yerde, ama'sız ve belki'siz bir şekilde pasif kötülükten daha kötü olduğunu düşünüyorum. bu ikisini bir tutan, "kötülüğe karşı konuşmayan da kötülük yapanla aynı oranda kötüdür" diyen insanlar feci saçmalıyor bence. hayır abi, değildir. biri benim derimi yüzse ve başka biri kenarda onu izleyip gülümseyerek bu ortamın resmini çizse, elim ayağım tutmaya başlayınca o ressam aklıma bile gelmez. ha gelirse de "o herif ne ayaktı lan" diye gelir, asla derimi yüzenle aynı kefeye koymam.
- ekim ayında kendi çizimimi bastırdığım bir tişörtü giydiğim için gömleğimin önünü kapatasımın gelmediği soğuk bir eskişehir gecesinde hasta olmaya çok yaklaştım. olmadım, ama bu utanç bana yetti. marka yüzü müyüm ne bokum, hayret bişi.
- saçlarını maviye boyatan insanlara karşı irrasyonel bir ön yargıya sahibim. başka hiçbir renkte yok bu. fosforlunun fosforlusu bir pembe bile bu kadar rahatsız etmiyor. mavi rengiyle insan saçı dışında gördüğüm herhangi bir yerde sorunum da yok, gayet severim. garip bir fenomen benim için. acaba küçükken mavi saçlı bir büyüğümden dayak falan mı yedim? aklıma gelen tek açıklama bu.
- puro içmenin "ciğere çekmiyoz ya, sıkıntı yok" kandırmacasını kendime daha ne kadar yutturabilirim bilmiyorum. her tarafa da siniyo kokusu. aşmam lazım.
- son birkaç gecedir sözlükteki radyo yayınlarını dinliyorum (kısmen). formatsız, plansız bir sisteme göre baya başarılı yayınlar çıkıyor ortaya. hayretle karışık takdir ediyorum. bir şeyler yazarak katılmaya çekiniyorum ama. yazdığım bir şeyin radyoda okunmasının kıkır kıkır güldürmesinden, sonra o halime bakıp "pü yaşından başından utan" diye kendime çıkışmaktan korkuyorum.
\end{document}
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294