841.
az önce "uçurtma avcısı" kitabına yapılan kötü yorumları görünce hemen bir savunasım geldi. yapılan emeğe haksızlık edilmiş gibi. hayatımdaki herkese ya da tanımadığım insanlara bile haksızlık yapılmasına tahammül edemiyorum. hep bir diğer taraf da var diye düşünüyorum. bir şey kötü yapıldıysa bile emeğe saygı gösteriyor, olur tarafına bakmaya çalışıyorum . kötü insanların bile geçirdikleri kötü yaşantılar yüzünden böyle olduklarını düşünüyor, onlar adına da üzülüyorum. sonra dönüp bakıyorum. omzumda koskocaman bir yük ile herkesi anlamaya çalışmaktan bitap düşmüş oluyorum. bazen hediye edilen bir kıyafeti dandik diye bir kenara atmak, kötü yazılmış bir kitabı çöpe atmak, beni üzen insanları hayatımdan çıkarmak istiyorum. hep öfkem geçiyor, bir şekilde affediyorum.
sonra dönüp bakıyorum 'bir kendime acımasızım' . biraz da safça olan bu yaklaşımla nasıl hayatta kalıyorum hala nasıl birileri bunu kötüye kullanmıyor emin olamıyorum. ya sandığım kadar saçma biri değilim ya da inanmadığım tanrı beni çok seviyor ki gerçekten kötülük yapacak insanlarla karşılaştırmıyor. *
devamını gör...
842.
yanlış yola aşık oldum doğru olabilmesi için dua ediyorum
devamını gör...
843.
hiç intikam almasamda intikam almak istediğim doğrudur. elime fırsatlar geçtiği halde o anın sahnesi gözlerimin önünde film şeridi gibi geçse de idimin egoma asla kabul ettiremediği bir dürtüdür intikam . beni nasıl vurduğunuzu unutmuyorum diye siz olacak değilim.
devamını gör...
844.
herkese üzülmüyorum diyorum ama lanet olsun her an senin için gözyaşı döküyorum ve bunu herkesten gizliyorum.
devamını gör...
845.
gittikçe boğuluyorum sözlük. aydınlığı gördüğümü sanırdım. ama boğuluyorum. yoruldum. konuşmaya gücüm kalmadı. küfürler etmek istiyorum. bir kez olsun merhametli davranmayıp hak edenlere hak ettikleri gibi davranmayı isterdim. ama imkanı yok. kendimi ifade etmeyi isteyemez miyim? suçluluk duygusundan kurtulmayı isteyemez miyim? çok mu şey istiyorum? ben de bir insanım. zaman zaman kontrolü kaybedip canavarca davrandığım düşünülse de ben de bir insanım. bir canavar olsam bile yaşama hakkım yok mudur? hem biliyorum, canavar değilim ben. olsaydım zaten bu kadar karanlıkta bırakılamazdım.
devamını gör...
846.
insanlardan iğrenir hale geldim. en büyük itirafım bu.
devamını gör...
847.
kimseyi tanımadığım, hiçbir sokağını bilmediğim bir yerde beni yalnız bıraksınlar sözlük. bunaldım. 1 gün yüzümüz gülüyorsa 3 gün acısı çıkıyor. bugün sma hastası 16 yaşında bir genç geldi hastaneye. o an şükrettim, fazlasına ihtiyacım yoktu aslında. sağlığım yerindeydi. ama beni delirtiyorlar sözlük. psikologlara da inanmıyorum.* bana okulda gördükleri teorileri mi uygulayacaklar? vaka mıyım ben, insan mı? belki de çok şımarık bir insanımdır. ve bunu okuyan çoğu kişi benden nefret edecektir. ama bakın, gerçekten huzur o kadar önemli bir şey ki. hasret kaldım.
devamını gör...
848.
saygıdeğer ve sevgili kafa sözlük yazarlarının en çok , paylaştığım şiirleri oylamaları hoşuma gidiyor. her oyda yahut beğenide şiirleri tekrar tekrar okuyorum. kendilerine müteşekkirim. parmacıklarınız dert görmesin güzide yazarlar.
devamını gör...
849.
13 nisan 2021
ölmek istiyorum.
bugün tanrıçamı her yerden engelledim.

tam iki gündür ondan haber alamadım. yazdığım mesajlara cevap vermedi, buluşma isteğimi kabul etmedi, aradım açmadı. bir saat önce ona mesaj attım. ''bu sana son mesajım; bir şey demeden çekip gittiğimi düşünmemen için bunu yazıyorum. bir şey diyeceksen şimdi söyle.'' yazdım.

beni çok sevdiğini, bana aşık olduğunu, beraberken her şeyi unuttuğunu, kendini 18lik genç kız gibi hissettiğini, çocukça davrandığımı, saçmaladığımı falan yazdı.

''o zaman bana neden cevap vermiyorsun?'' dedim.

sıkıldım dedi.

41 yıllık hayatımda hiç bu kadar aşık olmamıştım. benim bütün hayallerim, umutlarım, rüyalarım, dualarım, planlarım onun üzerineydi.

insanı terk edilmek değil ilgisizlik bitiriyormuş. ben de tanrıçama ilgisiz kalacağım. umrunda olmaz inşallah. inşallah mutlu olur. çok kötüyüm çok. ölmek istiyorum.
devamını gör...
850.
abimin en yakın arkadaşına aşık olmam ve abimin ilacı kendi başına sürmek yerine aşık olduğum kişiye sevgili ayarlaması sonucu 1 buçuk yıldır ağır depresyondayım.
devamını gör...
851.
şu an ismail yk dinliyorum biraz utanç var ancak çocukluğuma özlemim daha ağır bastı.
devamını gör...
852.
artık hiçbir şeye ve hiçkimseye tahammülüm kalmadı her şeye dair motivasyonumu kaybettim tabi bu bir anda olmadı bir birikimin sonucu tüm bu hislerim bilmiyorum ya artık bir şeyler iyi gitmeli.öyle işte...
devamını gör...
853.
gönlü alçaldıkça yükselir, egosu yükseldikçe alçalır insan.
devamını gör...
854.
şrek: sonsuza dek mutlu izlediğimde duygulanırım.
devamını gör...
855.
hırvatistan da,dubrovnik şehrinin dar sokakları eski yapıları arasında gezerken telefonuma bir mesaj geldi.
açıp baktığımda bir telefon numarası ve bir kelime “gardaş”
eskilere götürdü bu kelime beni,o erzurum şivesi ile “gardaş” demesi beni hep tebessüm ettirirdi...
çok ama çok önemli birşey olmasa bana ihtiyaç duymasa türkiye de bıraktığım numaraya mesaj atmazdı keza,ben söylemiştim “bu numarayı elinde tutan bana her daim ulaşır yeni numaralarımı da o bilir ihtiyacın olursa gardaş diye mesaj at ben sana ulaşırım”
üzerinden yıllar geçmişti ve o mesaj gelmişti.

hemen bir telefon kartı alıp kulübeye doğru geçtim ve numarayı çevirdim uzun uzun çaldı ve açınca önce ben “gardaş” dedim o da “dadaş” dedi ve derin bir nefes çekip bir kaç saniye sessiz kaldı ve ekledi “uzaktasın de mi? bende öyleyim. gardaş bah hele,gelmen lazım para lazım gıda lazım geçen gün halep’teydim la burda millet açlıktan kırılıyor el kadar sabii’ler açlıktan can veriyor o gün bugün ağzıma lokma koymadım,la gardaş fare yiyorlar la fare! o da bulurlarsa!”

donup kalmıştım telefonda,tüm vücudumdan ter boşandı “ayrılma arıyorum tekrar” deyip cehennem sıcaklığına dönüşen bedenim ile üç beş adım atıp bir banka oturup sigara yaktım.
herkes ve herşey bir anda yok olmuş sanki dünyada tek başınaydım ne bir ses vardı ne bir görüntü biten sigaranın filtresi parmaklarımı yakmış onu bile hissetmemişim.
ayağa kalkacak gücü bulunca tekrar kulübeye girip bir daha telefon açtım ve durumu özetledim “tahmin ettim” dedi bende ekledim “yarın ordayım tertibatı ona göre hazırla!”

hemen bir kaç kamyon ayarladı istanbul’daki kardeşlerim,içine alabildikleri bulabildikleri kadar un yağ kadın pedleri çocuk bezleri bir miktar da çikolata ve yola çıkmaya hazırdı.

(bu yolculuk hırvat vatandaşı olmam ve o pasaport ile ülkeye giriş çıkış yapmam sebebi ile “tck da türk vatandaşlarının yurt dışında işlediği suçlar” kapsamına girmemektedir.)

sınırdan sorunsuz bir şekilde geçtik ve o dönemin meşhur “varil bombaları” ile hoşgeldiniz partisine maruz bırakıldık.
dadaş kardeşleri ile birlikte silahlı olarak güvenlik sağlamak için bizi karşılamaya gelmişti ve işin belkide en ilginç ve güzel tarafı adına işid denilen cia’nın kurduğu müslüman katili vahşi çete tam 22 km boyunca esad’ın hakim olduğu noktadan gelip saldırdı.

unuttukları birşey vardı ama “savaş türksüz olunca çengisiz düğüne benzer tad vermez ama orda türkler vardı ve düğün alayı hazırdı!”
kayıplar vererek geri tekrar esad’ın bölgesine çekildiler bu arada varil partisi hala devam ediyor ama rabbimin inayeti ile isabet almıyor konvoy...

ve halep...
yıkılmış viran olmuş ölmüş halep...
hemen bir fırın bulundu ve ekmek pişirmeye koyulundu ve bir ses haykırmaya başladı “evinizden çıkın türkler geldi,fırına gelin.
türkler burda evinizden çıkın ekmek getirmişler...”

(çok duygulandığım için şimdilik burada ara vermek zorundayım,müsaadenizle.)
devamını gör...
856.
küçükken arabesk sevmezdim. türkü hiç sevmezdim.
asla sevmeyeceğim derdim.
sonra büyüdükçe sevmeye başladım.
azer, müslüm, neşet derken şunu anladım.
türküler sadece bir şiir veya sözcük değildi.
buram buram yaşanmışlık, yaşadığın sorunları şarkılarında daha sen doğmadan anlattıklarını fark edince.
büyüyorsun, acı ile çok iyi dost ola biliyorsun.
bir türküde ah, diye girerken o ahta sadece aaah, diye uzatması bile sana çok şey anlatıyorsa.
üzgünüm büyüdün, gereğinden fazla büyüdün ve kaybetme konusunda üstüne yoktur.
velhasıl büyük konuşmamak gerekir. bu da böyle itiraf olsun.
devamını gör...
857.
az önce twitter'da ' üzerimde varoştan gelip plastik cerrah olmuş doktor capkinligi var' tweetini gördüm.
baktım yazan istanbul üniversitesinde dis hekimliğinde bir hocaymış.
yazdım yazdım sildim, açıkçası uğraşmak istemedim ama sinirden kulaklarıma kadar kızardım.
imkansizliktan imkan yaratmış insanları, zaten o sınıfın kişileri küçük görünce deliriyorum.
yemin ederim nefret ediyorum bu insanların çirkinliğinden.
gün gelecek o imkanların imkanları doğurduğu sisteminiz çökecek, 'o nereden geldiğini biliyorum bakışı' attığınız insanlar düzeni değiştirecek.
kibirinizle yok olacaksınız.
devamını gör...
858.
çişi gelince altına işememek için insan kendini tutar ya, hah işte aynı öyle tutuyorum kendimi aşık olmamak için.

bırakırsam kesin birilerine bişeylere aşık olurum, hayatım tepetaklak olur. gözlerim cavcaklı, çok tehlikeliyim. gözlerime bakacak bir delikanlı bulamıyorum *
devamını gör...
859.
bazı şeyler yokken daha güzel...
devamını gör...
860.
yıllardır kilomla ilgili yapılan "şakalar", ailemin eleştirileri, denediğim ve pek çok kez başarısız olduğum diyetler, aynada gördüklerim sanırım beni sonunda bir yeme bozukluğunun içine sürükledi. yardım almadan bunun içinden nasıl çıkabilirim, çıkabilir miyim bunu düşünüyorum...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim