yazarların itiraf köşesi
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
başlık "mırmır" tarafından 14.11.2020 21:09 tarihinde açılmıştır.
3021.
daha kendimize itiraf edemiyoruz buraya nasıl yazalım dediğim başlıktır.
devamını gör...
3022.
alacaklı olmaktansa borçlu olmayı tercih ediyorum. şu ticaret neden böyle yaw iq? kendi paramı neden dileniyorum lan ben?
devamını gör...
3023.
geriye dönüp baktığımda; keşkelerimin bir gökdelen boyutuna ulaştığını gördüm.
devamını gör...
3024.
#1974387 tanımı okuyunca düşündüm de, ne sobalı bir evde ne de jakuzide sevişmişim.
benim olayım kombiymiş onu farkettim.
benim olayım kombiymiş onu farkettim.
devamını gör...
3025.
yetimhanede büyüdüm. ailem ben 8 yaşımdayken beni yanlarına aldı.
devamını gör...
3026.
eskiden aşık olduğunda insan gözüne her şey toz pembe görünüyor gibiydi. aşık olunan kişi en mükemmel, en güzel, tarifsiz birisi gibi gelirdi. tabii sonra ayrılıktı, aşk acısıydı derken sancılı bir süreç meydana geldi. şimdi hem o eski günler hem de bunları yaşayanların yaptıkları, hisleri ve anlattıkları çok çocukça geliyor. illa ki insan hayatında birisi olması için sevgi gerekiyor ama bu anlattıklarım hep acayip geliyor artık. bu tür ilişkilerden, duygulardan mı soğudum yoksa yaşlanıyor muyum bilemiyorum.
devamını gör...
3027.
çoğu şeye üzülemiyorum. misal geçen iş yerinden arkadaşım bir kaza yaptı. üzülüyormuş gibi yaptım. çünkü hiçbir şey hissetmedim. yani sıfır yok. hiçbir şey yok.
eskiden böyle değildim de son 3-5 senedir hissizleştim sanırım.
eskiden böyle değildim de son 3-5 senedir hissizleştim sanırım.
devamını gör...
3028.
bugün yorgunluk kahvesi içmek ve telefonuma gelmiş mesajlara cevap vermek için lüks görünümlü bir cafeye oturup kahve kek çörek siparişi verdim kahvemi yudumlarken önümdeki masada sesler yükseldi ve silahlar çekildi.
o saniye kişileri iyice süzüp durum analizi yaptım,bir kaç masa kalkıp kaçışırken yerimden kımıldamadım çünkü silah tutuşları acemi,o kadar yakın mesafeden hala birbirlerine atar gider tutmayın beni numaraları yapıyorlardı.
sıkacak adam kalkarken ya da kalkmadan masanın altından sıkar kalkarken bi tane daha sıkar o esnada da diğer kişiler sıkan kişinin güvenliğini alırdı eğer işi bilselerdi.
kahve ve kek gayet güzeldi ama kahve yanında gelen kurabiye tatsızdı.
daha sonra garsonların özrü telaşı üzücüydü,umarım basına vs vermezlerde anonimliğimi muhafaza etmeye devam ederim.
bu arada siz siz olun naylonlara prim vermeyin kahvenizi içmeye devam edin.
o saniye kişileri iyice süzüp durum analizi yaptım,bir kaç masa kalkıp kaçışırken yerimden kımıldamadım çünkü silah tutuşları acemi,o kadar yakın mesafeden hala birbirlerine atar gider tutmayın beni numaraları yapıyorlardı.
sıkacak adam kalkarken ya da kalkmadan masanın altından sıkar kalkarken bi tane daha sıkar o esnada da diğer kişiler sıkan kişinin güvenliğini alırdı eğer işi bilselerdi.
kahve ve kek gayet güzeldi ama kahve yanında gelen kurabiye tatsızdı.
daha sonra garsonların özrü telaşı üzücüydü,umarım basına vs vermezlerde anonimliğimi muhafaza etmeye devam ederim.
bu arada siz siz olun naylonlara prim vermeyin kahvenizi içmeye devam edin.
devamını gör...
3029.
uzun zaman sonra sözlükte bir başlığa yazıp da içimi dökmek istedim. son birkaç aydır hiç olmadığım kadar mutluyum. insanın sevdiği kişiyle hem sevgili hem yakın arkadaş olabilmesi ne güzel bir şeymiş. maddi-manevi her açıdan rahat ve huzurluyum. daha çok vakit olsa bile insanların evlilik hakkında soru sorması hatta bazen bizi evli sanması içten içe mutlu ediyor beni. hayatımı paylaşmayı düşündüğüm insanla ileriye dönük adımlar atıyoruz ve o kişiyi bulmanın tarifsiz mutluluğunun sarhoşuyum. umarım herkes bir gün 'o' kişiyi bulabilir. sevgiler.
devamını gör...
3030.
şu an sözlük radyosuna dinliyorum*
devamını gör...
3031.
hidrolik press videoları izlemek beni rahatlatıyor.
devamını gör...
3032.
buraya yazmaya başladım çünkü benim en büyük hayalim bir yazar olmak ve burası yürüdüğüm ilk yol olsun ilk yol her zaman değerlerinide getirir
devamını gör...
3033.
ne yapacağımı nasıl yapacağımı bilmiyorum. iç dünyam ile dış dünya arasında gidip geliyorum. hangisinde ne kadar kalmam gerektiğini bilmiyorum. ikisininde boğucu kaygı uyandırıcı bir yanı var. ama tabii ki umutlandırıcı tarafları da var.
zihnimin sürekli kendini savunmaya almaya çalışmasından çok yoruldum. bir şeylere bağlanmaya başladığım an mesafe koymaya çalışıyor, çünkü biliyor ki; ne kadar çok bağlanırsam, kopmak zorunda kaldığımda bu oldukça zor olacak. bu yüzden çok değer verdiğim insanlarla bile arama mesafe koymak zorundaymışım gibi hissediyorum.
bastırdığım, biriktirdiğim bütün hisler bir anda üstüme gelmeye başladı. boğuluyormuş gibi hissediyorum. günlerdir neye üzüldüğümü, ağladığımı bilmiyorum. bildiğim bir şey varsa o da bunların tek bir sebebi olmadığı. küçük şeyleri "bunlara mı üzülecegim" diyip hep arka plana attım. daha sonra bunlar çığ gibi büyüyüp birden gözlerimden süzülmeye başladı.
duygularını ve hislerini dışarıya yansıtmanın güçsüzlük olduğunu düşünerek yaşadım belli bir dönem. ama sonradan anladım ki; güçlü olmak duygularını yansıtmamak değil onları doya doya yaşamak demekmiş. bundan sonra ömrümün kalan kısmında buna adapte olmaya çalışıyorum.
varoluşsal sancıların kurbanı olarak yine varoluşsal sancılarımı çekmeye devam ediyorum. yaşamak bu demek değil midir zaten?
zihnimin sürekli kendini savunmaya almaya çalışmasından çok yoruldum. bir şeylere bağlanmaya başladığım an mesafe koymaya çalışıyor, çünkü biliyor ki; ne kadar çok bağlanırsam, kopmak zorunda kaldığımda bu oldukça zor olacak. bu yüzden çok değer verdiğim insanlarla bile arama mesafe koymak zorundaymışım gibi hissediyorum.
bastırdığım, biriktirdiğim bütün hisler bir anda üstüme gelmeye başladı. boğuluyormuş gibi hissediyorum. günlerdir neye üzüldüğümü, ağladığımı bilmiyorum. bildiğim bir şey varsa o da bunların tek bir sebebi olmadığı. küçük şeyleri "bunlara mı üzülecegim" diyip hep arka plana attım. daha sonra bunlar çığ gibi büyüyüp birden gözlerimden süzülmeye başladı.
duygularını ve hislerini dışarıya yansıtmanın güçsüzlük olduğunu düşünerek yaşadım belli bir dönem. ama sonradan anladım ki; güçlü olmak duygularını yansıtmamak değil onları doya doya yaşamak demekmiş. bundan sonra ömrümün kalan kısmında buna adapte olmaya çalışıyorum.
varoluşsal sancıların kurbanı olarak yine varoluşsal sancılarımı çekmeye devam ediyorum. yaşamak bu demek değil midir zaten?
devamını gör...
3034.
melting ve 4-3-3 aykut, biraz daha kimi engelledikleri ile ilgili tanım girerlerse beni engellediklerini düşüneceğim artık.
yapmayın çocuklar, alıngan bir yazarım ben. üzerime alınırım.* *
ayrıca melting sonrası, aykut da hoş gelmiş kafa izninden. bir daha bu kadar özletmeyin tanımlarınızı, online listede görmeyince üzülüyorum. *
hincime bu ara biraz duygusal, idare edin atlatacak, atlatacağız beraber.*
bu arada kargom hala gelmedi. bir buçuk saat içerisinde de getirmezlerse gidip kendimi ptt kargo, hincime şube önünde patlatacağım. eeh yeter bee!.. ne bu?.
itiraf bitti. ilk değil de, ikinci itiraf önemli. ciddi ciddi ptt'yi patlatasım var. *

edit: geldi geldi. akşam haberlerine çıkmak zorunda kalmadım ben de.
yapmayın çocuklar, alıngan bir yazarım ben. üzerime alınırım.* *
ayrıca melting sonrası, aykut da hoş gelmiş kafa izninden. bir daha bu kadar özletmeyin tanımlarınızı, online listede görmeyince üzülüyorum. *
hincime bu ara biraz duygusal, idare edin atlatacak, atlatacağız beraber.*
bu arada kargom hala gelmedi. bir buçuk saat içerisinde de getirmezlerse gidip kendimi ptt kargo, hincime şube önünde patlatacağım. eeh yeter bee!.. ne bu?.
itiraf bitti. ilk değil de, ikinci itiraf önemli. ciddi ciddi ptt'yi patlatasım var. *

edit: geldi geldi. akşam haberlerine çıkmak zorunda kalmadım ben de.
devamını gör...
3035.
şimdi olduğu gibi çocukken de pokemon hastasıydım. televizyonda çıktığı zaman başından ayrılmazdım. her bölümü gözümü kırpmadan izlerdim. biri hariç...
1. sezon 42. bölüm
bölümde bir pokemon şarkı söylüyor ve herkes uyuyor. uyuduklarını görünce de sinirlenip yüzlerini çiziyor.
bölümün çoğunu izledim ama şu (bkz: jigglypuff) denen şarkıcı pokemon şarkısını söylemeye başladığında uyuyakalmıştım.
ortaokulda internetten izlemek istedim çünkü ilk sezonda izlemediğim tek bölümdü. şarkının ortasında pat uyuyakalmışım yine.
denk gelmiştir ya çizgi film bu, oradaki karakterlerin uyumasıyla alakası ne, uyutacak bir şarkı değil bu dedim lisede tekrar açtım.
yok olmuyor. şarkının sonuna gelemeden gözler gidiyor.
inat ettim üniversitede sonuna kadar izledim. evet yaklaşık 15 yıl sonra izledim o bölümün devamını.
ya arkadaş sen 20 dakikalık çizgi filmsin, o kadar uzun şarkı koyulur mu? uyutuyor adamı*
1. sezon 42. bölüm
bölümde bir pokemon şarkı söylüyor ve herkes uyuyor. uyuduklarını görünce de sinirlenip yüzlerini çiziyor.
bölümün çoğunu izledim ama şu (bkz: jigglypuff) denen şarkıcı pokemon şarkısını söylemeye başladığında uyuyakalmıştım.
ortaokulda internetten izlemek istedim çünkü ilk sezonda izlemediğim tek bölümdü. şarkının ortasında pat uyuyakalmışım yine.
denk gelmiştir ya çizgi film bu, oradaki karakterlerin uyumasıyla alakası ne, uyutacak bir şarkı değil bu dedim lisede tekrar açtım.
yok olmuyor. şarkının sonuna gelemeden gözler gidiyor.
inat ettim üniversitede sonuna kadar izledim. evet yaklaşık 15 yıl sonra izledim o bölümün devamını.
ya arkadaş sen 20 dakikalık çizgi filmsin, o kadar uzun şarkı koyulur mu? uyutuyor adamı*
devamını gör...
3036.
ben baya boş beleş bir insan oldum ya!
devamını gör...
3037.
ben de itiraf edeyim be sözlük. hep itiraf edeyim zaten. biliyorum burası bir nevi olumsuzluklar duvarı. olumlu şeyler yazanlar da var, kabul. ama (hepinizden özür diliyorum bir "ama" ile başlıyor yine şimdi olumsuzlukluklarım) ama işte benim hayatımda hep olumsuzluklar baskın oldu.
bir de bu yaşadığım şey (eminim benzer şeyleri yaşayan binler değil milyonlar var) hani bilirsiniz, yaşarken dağları yaşar gibi, ama gel de dile dök! anında uçar kelimeler. hiçbir şey ifade edemezsin, kaçar giderler...
o yüzden aklıma gelen şeyleri serbest çağrışımvari yazacağım. emre altuğ kapış kapış dinliyorum şu an. bir yandan o sürüngen beyin denilen ilkel, dürtüsel beynimin baskısı altındayım. hayvanız işte en temelinde biz, ne yapalım? her nefes alan canlıyı (ama tabii güzel gelenleri) potansiyel av olarak görüyorum.
bir yandan da asla o avı elde edemeyeceğimi. aşağılık duyguları baskın çünkü. neyse ne yazıyorum işte, burası bu kadardı.
vallahi intihar etmememe o kadar şaşıyorum ki, hani iş mülakatlarında sorarlar ya: "bugüne kadar planlayıp başardığınız bir şey söyler misiniz?"
evet yaprağım, intihar etmedim ben, bak en büyük başarım bu.
burası da bitti.
ama yok, ne söz, ne ilham ne başka bir şey...
ben diye bir şey kalmamış, ne kullanabiliyorum ne hissedebiliyorum. otomotik pilotta yaşıyorum hayatı, yalnız bir farkla: istemsizce buna maruz kalmış durumdayım.
şimdi "buna da şükür rabbim" mi demeliyim?
bir de bu yaşadığım şey (eminim benzer şeyleri yaşayan binler değil milyonlar var) hani bilirsiniz, yaşarken dağları yaşar gibi, ama gel de dile dök! anında uçar kelimeler. hiçbir şey ifade edemezsin, kaçar giderler...
o yüzden aklıma gelen şeyleri serbest çağrışımvari yazacağım. emre altuğ kapış kapış dinliyorum şu an. bir yandan o sürüngen beyin denilen ilkel, dürtüsel beynimin baskısı altındayım. hayvanız işte en temelinde biz, ne yapalım? her nefes alan canlıyı (ama tabii güzel gelenleri) potansiyel av olarak görüyorum.
bir yandan da asla o avı elde edemeyeceğimi. aşağılık duyguları baskın çünkü. neyse ne yazıyorum işte, burası bu kadardı.
vallahi intihar etmememe o kadar şaşıyorum ki, hani iş mülakatlarında sorarlar ya: "bugüne kadar planlayıp başardığınız bir şey söyler misiniz?"
evet yaprağım, intihar etmedim ben, bak en büyük başarım bu.
burası da bitti.
ama yok, ne söz, ne ilham ne başka bir şey...
ben diye bir şey kalmamış, ne kullanabiliyorum ne hissedebiliyorum. otomotik pilotta yaşıyorum hayatı, yalnız bir farkla: istemsizce buna maruz kalmış durumdayım.
şimdi "buna da şükür rabbim" mi demeliyim?
devamını gör...
3038.
gözlük takınca duyamıyorum. yani birisi bir şey anlatırken gözlüğü çıkarıp tekrar söylemesini istiyorum çünkü kulağım o sıra baya baya kapalıymış gibi geliyor. garip garip işler anlayacağınız.
devamını gör...
3039.
benim için bu başlık itiraflar köşesi önce onu belirteyim. daha fazla vicdan azabına katlanamayacağım için yazıyorum. normal sözlük ahalisi ne kadar kalpazan ve şerefsiz olduğumu öğrenmeli artık.
-ortaokulda halı saha maçı için 60 milyon toplanması lazımdı. ben 90 milyon topladım. 30 milyonu ezdim. bunuda hemen hemen her sene, her maç yaptım.
-ortaokulda beden eğitimi parası toplanacaktı. fırsat bu fırsat hocam ben toplarım diye hemen öne atladım. hocamız 2.5 milyon toplamamı söyledi. ben 3 milyon topladım. kişi başı 500 bin kar ettim.
-annemin zarfın içinde verdiği servis ücretini, servis şoförüne vermedim. aylık 250 milyon olan servis ücretini 3 ay boyunca yedim. toplamda 750 milyon. servisçinin babamı araması sonrası yakalandım. 12 yaşında ilk evden kovulma tecrübemi yaşadım. 2 hafta anneannem de kaldım.
-bunu iki kişi yaptık.lisedeyken sigara makinasına çomak sokup sigara çaldık. başka bir tekele sattık. kazandığımız parayıda iddaa da kaybettik.
-2009 yılında antalya’da tatildeyken danimarkalı turistlere viagra diye mint şeker sattım. 12 dolar kazandım.
-üniversite yıllarında bir hanımefendi ile tanışmak için tokasını çalmıştım. bu toka sizin mi diye muhabbete girip 1.5 yıl sevgili kalmıştık. eski sevgilim 1.5 yıl boyunca clark benim çok sevdiğim tokamı buldu, bana getirdi öyle tanıştık diye anlattı herkese. her ortamda da ayyyy çok romantik tepkileri havada uçuştu. istifimi hiç bozmadan devam ettim. özür dilerim bebeğim, kendini çok kaptırmıştın bozmak istemedim ama bu seni sevmediğim anlamına çıkmaz. sevdim.
-ortaokulda yine annemin öğretmenlerine götür diye yaptığı poğaçaları sınıfta sattım. iyi para kazandım.
ohh be en önemlileri bunlardı. bir rahatlama geldi bana yazınca.
-ortaokulda halı saha maçı için 60 milyon toplanması lazımdı. ben 90 milyon topladım. 30 milyonu ezdim. bunuda hemen hemen her sene, her maç yaptım.
-ortaokulda beden eğitimi parası toplanacaktı. fırsat bu fırsat hocam ben toplarım diye hemen öne atladım. hocamız 2.5 milyon toplamamı söyledi. ben 3 milyon topladım. kişi başı 500 bin kar ettim.
-annemin zarfın içinde verdiği servis ücretini, servis şoförüne vermedim. aylık 250 milyon olan servis ücretini 3 ay boyunca yedim. toplamda 750 milyon. servisçinin babamı araması sonrası yakalandım. 12 yaşında ilk evden kovulma tecrübemi yaşadım. 2 hafta anneannem de kaldım.
-bunu iki kişi yaptık.lisedeyken sigara makinasına çomak sokup sigara çaldık. başka bir tekele sattık. kazandığımız parayıda iddaa da kaybettik.
-2009 yılında antalya’da tatildeyken danimarkalı turistlere viagra diye mint şeker sattım. 12 dolar kazandım.
-üniversite yıllarında bir hanımefendi ile tanışmak için tokasını çalmıştım. bu toka sizin mi diye muhabbete girip 1.5 yıl sevgili kalmıştık. eski sevgilim 1.5 yıl boyunca clark benim çok sevdiğim tokamı buldu, bana getirdi öyle tanıştık diye anlattı herkese. her ortamda da ayyyy çok romantik tepkileri havada uçuştu. istifimi hiç bozmadan devam ettim. özür dilerim bebeğim, kendini çok kaptırmıştın bozmak istemedim ama bu seni sevmediğim anlamına çıkmaz. sevdim.
-ortaokulda yine annemin öğretmenlerine götür diye yaptığı poğaçaları sınıfta sattım. iyi para kazandım.
ohh be en önemlileri bunlardı. bir rahatlama geldi bana yazınca.
devamını gör...
3040.
bu aralar tedirgin mutsuz ve aşırı huzursuz hissediyorum hepsi zaten birbirini kovalıyor. bir karar verip en basit bir şeyde dahi ilerlemekte zorluk çekiyorum. öylece bekliyorum neyi beklediğimi de ne olsun istediğimi de belirleyemiyorum pek bildiğim de söylenemez garip geliyor çıkmak istiyorum bu durumdan ama çıkışı henüz bulamadım. düşünceler beynimi uyuşturuyor yoruyor. her şeyin tam ortasında kalmış gibiyim ve karanlık her günüm. aydınlığa ihtiyacım var.
işte böyle dostlar.
işte böyle dostlar.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276