581.
hastane fobim olduğu için ölsem hastaneye gitmek istemiyorum. özellikle pandemi döneminde artık dürtseler de gitmem sanırım.
devamını gör...
582.
yükseklik korkum var.

bu yaz dönme dolaba binince fark ettim ve inene kadar ömrümden beş sene götürdü.

düzeltme.
devamını gör...
583.
üzerime su sıçratan öküz şoförlere genelde orta parmak hareketi yapıyorum.bir gün yine aynı durum yaşandı.tam elimi kaldırdım adamın arka koltuktaki beş-alti yaşlarındaki çocuğu ile göz göze geldik.özür dilerim bebem babanın g.t olduğunu benden öğrenmemeliydin.

toplu taşımada hiçbir yaşlıya yer vermek istemiyorum.onun yaşlı haliyle otobüste yolculuk yapmasından kendimi sorumlu hissetmiyorum.psikolojik baskı yapmazlarsa zorda bırakmazlarsa yer de vermiyorum zaten.

dilencilerin yanından geçerken seni ben kurtaramam diyorum.sonra dedim diye üzülüyorum.yine oluyor yine diyorum.

iğrenç-seviyesiz esprilere gülebiliyorum.buradan entellik-zeka devşirenlerden nefret ediyorum

bir şeyin çok kötüsü garip bir şekilde çekici geliyor.yeterince varoş olan müziğin cazibesi gibi.

dünyanin en iyi şarkısı olsa melankolikse mutluyken dinlemiyorum.beni düşürmesine izin vermiyorum.

özensiz giyindigimde şık giyinen insanlara, şık giyinsem özensizlere imreniyorum.

kaan boşnak 'ın şeyhim beni ışınla şarkısını sarhoşken gözlerimi kapatıp sallana sallana dinlemeyi seviyorum.bence melodisi tam sallanmalık.

daha önce yemediğim bir yemeği sevmiyorum diyorum.denemiyorum da.bence bu saçmalık.

ses kaydetme muhabbeti çok iyi.bazen aynı şarkıyı on defa üst üste dinleyebiliyorum.kaydetme olmasaydı kimse bana on kere aynı sarkıyı söylemezdi sanırım.

kadife turuncu pantolonum olsun istiyorum ama ne zaman almak için gitsem.hemen yanındaki kadife yeşil aklimi çeliyor.onu mu alsam bunu mu alsam diye düşünürken ikisini de almıyorum.sanirim sonsuza kadar turuncu bir kadife pantolonum olmayacak.(niye yanına yeşili koyuyorsunuz ki)

kadife demişken bir gün kadife pantolon,ekose gömlek,yelek,bere kombinasyonuyla elimi belime bağlayıp dede gibi dolaşmak istiyorum.yorulunca bir cami bankında falan otururum.kesin onda bilmediğimiz bir haz var bu kadar dede yanılıyor olamaz.
devamını gör...
584.
melankoli veya dram filmi izleyemiyorum,kitap da okuyamiyorum. etkisi maalesef ki birkac gun sürüyor ,bu da beni yersiz üzüyor.
5-6 yaşlarındayken amcalarım emrah filmi açıp benim aglamami seyrederlermis. aradan 20 yıl geçti en ufak bir toparlanma olmadı.
devamını gör...
585.
kitabın dijital kopyası isviçre’nin frankofon bölgesindeki bibliotehéque virtuelle des manuscrits’ten elde edilmiş. kitabın el yazması aslının leman gölü yakınlarında bir vakfın kütüphanesinde olduğuna dair bir bilgi notu yazılıymış. ancak kitabın orijinaline erişmek mümkün olmadığı gibi kitabın hangi vakfın kütüphanesinde olduğu bile belli değilmiş.

günün koşulları göz önünde bulundurulduğunda –henüz matbaa icat edilmediği için- kitabın sayfa numaraları yokmuş. dijital kopyada ise toplam 92 sayfa varmış. (mütercime göre) arada eksik sayfaların olduğu tartışmasız. bunu bir sayfadan ötekine geçerken kelimelerin/bağlamın kopukluğundan anlamanın mümkün olduğunu yazmış. vakıa bu sayfalar ya orijinal kitapta da eksik veya dijital ortama aktarırken eksik aktarılmış. ancak eldeki sayfalar bile olayı anlamak ve tercüme etmek için yeter bilgi içeriyormuş.

kitapta anlatılan olay, 1334-1357 yıllarını kapsıyordu ve bunu yine eksik olan sayfalara rağmen rahatça söylemek mümkündü. ancak kitap, matbu bir kitap olmadığı için basım tarihi de doğal olarak yoktu. dolayısıyla an itibariyle kitabın hangi tarihte yazılmış olduğuna dair hiçbir fikrimiz de yok. bence bu çok önemli de değil.

kitap, türkiye’de basılmış ve haliyle satılan bir kitap değil. ancak işbu kitabı dün gece bir solukta okudum. bitirdiğimde (türkiye’de) “çoğu manastır için 4. evrenin tamamlandığını; “abbatia ultima” içinse 2. evrenin (artık) başladığını; an itibariyle "abbatia ultima"nın ikinci safhasının başrahibi olan kişinin kendisinden her istenileni yapsa da -ki başka şansı yok- 4 sene sonra görev süresi dolunca yeniden başrahiplik için aday ve istekli olmasına rağmen yerini 3. safha için bir başka başrahibe bırakacağını, çünkü kendisine biçilen rolün o kadarlık olduğunu, geçmişte bunun onlarca örneğinin acı bir şekilde yaşandığını” not ettim.
devamını gör...
586.
altımda golf var ama traktör gibi ses çıkarıyor tamir ettirecek para da yok bana bakınca gözlerinin içi gülen bir de toscana’lı sevgilim var,o akşam kuzenleri ile yemek yiyeceğiz eve davetliyiz ama bir nevi erkek kuzenler beni tartacak öyle hissediyorum.
köln’deyiz onun bir araştırması var üniversite de bende boş beleş adamım sağda solda ufak ufak çalışıyorum masraflarımızı çıkarıyorum.
tanışmamız da çok ilginç bir şekilde olmuştu ara ara aklımıza geldikçe kahkaha atardık. sonra ne oldu nasıl oldu bilmiyorum ama bir baktım bu beni tavlamış akşam yemeğindeyiz bu bi konuşuyor ama konuşuyor yani bak konuşuyor ama(!) bir saat sonra duyduğum tek şey bir vızıltıydı uğultulu bir vızıldama onun el kol hareketlerine mimiklerine göre gözlerimi açıyor kapıyor tepki veriyorum ama o hala konuşuyor ya hu onun bir saatte konuştuğunu ben sene de konuşmuyorum o kadar kelime kullanmıyorum,zaten bu konularda safın önde gideniyim önde az geldi bayrak tutanıyım resmen.
bu arada o hala konuşuyor...
gelelim traktörüm ile davete gittiğimiz geceye bir kaç şişe içki alalım dedi yol üzerinde bir benzinci marketinden orta karar 7-8 euro ya güzel şarapları vardı onlardan alalım dedi olur sultanım sen iste vatikan’ı alayım derdim de havaya girmesin diye demedim hem o kadar kardinali ne yapacaktım sonra o da ayrı bi dert ama allah var güzelliğinin zekatını bana verse insana dönüşürdüm yani o kadar güzel.
indi sana sigara da alıyorum dedi girdi içeri o esnada radyoda da şu şarkı çalıyor buradanben de kendimce ritim tutuyorum parmaklarım ile sulukule romanı gibi.
direksiyonda 3 dakika 5 dakika derken nihayet kapıda göründü,göründü ama eller yanda sıkılı omuzlar yukarda aha kesin birşey oldu ama ne alışveriş torbası da yok,şaşırdım.
inmek için hareket edecekken bitte (lütfen) diye söze başladı beenden bitte (çıkma lütfen) alla alla dedim içimden indim hemen ne oldu dedim gidelim gidelim diye tutturdu şarap nerde sigara nerde niye gidelim cevap yok.
o esnada kahkaha atarak çıkan 3 tane dazlağı görünce işi anladım. bizi görünce bir de küfür sallayıp yedi ceddimin hatrını sorup en derin sevgilerini ilettiler mi? eh gel de iade-i ziyarette bulunma!
kızı arabaya oturtup pitbull marka kalın kapşonu kafaya geçirip onlara doğru ilerlemeye başladım nato’dan kalan ucunda demir parmak koruyuculu askeri botlar da ayağımda oldum sana kartel bir numara...
onlarda bana doğru geliyordu,bir başlık altında burada kavga etmekten korktuğumu yazmıştım nedeni kısmen bu anı da saklı,onlara yaklaşır yaklaşmaz sol yumruğum ile sağımdakinin boğazına yumruk atarken aynı an da solumdakinin de kalbinin üzerine sağ yumruğum ile olanca gücümle vurdum,ki dövüş tekniklerini bilen yazarlar bu iki darbenin de öldürmek için vurulduğunu iyi bilir.
o iki hörgüçsüz dazlak devesi çizgi film karakterleri gibi yere yapıştılar diğeri bir anlık şaşkınlık ile durduktan sonra rambo bıçağı çekti,ohaaa hayvan eti yemiş!
sağ elindeki bıçak ile ne yapacağını şaşırmış bir haldeyken yine sağ avuç içi ile bıçak tutan elinin iç dirseğine vurup sol elimle de bıçağı tuttuğu eline bastırıp bıçağı göğsüne sapladım ne kadarı göğsüne girdi dikkat etmedim ama çekip aldım ve tam bir daha saplayacakken kızın haykırarak ağlayan çığlık sesi ile kendime geldim.
bıçağın üzerindeki kanı yerdeki nazi’nin üzerine sildikten sonra yanıma aldım arabanın camına asılmış korkudan ağlayan esmer kadını içeri alıp arabaya bindim ve dedim ki “miles davis bitti mi? en sevdiğim parçasıydı”
devamını gör...
587.
bugün çok mutluyum
devamını gör...
588.
gene iki günde birine alıştım.
alıştırıp alıştırıp insanları köşenize çekilmeyin, çekilecekseniz insanları alıştırmayın.
hayır iki günde bu neyin alışması canım şimdi durduk yere.
iki günde demeyelim de şuna sanırım bir ay olmuş olabilir mi. zaman kavramını kaybetmiş biri için geriye bakmak ne kadar zor.
şu kadar zaman mıydı. sanırım bir aylık mevzu, ay eminde değilim ama alışmışım.
devamını gör...
589.
'come on chelsea!'
evet maç izleyeceğim, ohh ya.*
devamını gör...
590.
eski kendimi kıskanıyorum. şimdi ki halimden daha zeki ve idealisttim. insanlar beni severdi. mutlu bir ailem vardı. aklıma koyduğum şeyi genelde yapardım. kısacası bayağı iyi gidiyordu her şey. şimdi ise gereksiz bir et yığınına dönüştüm. kıskanıyorum ve düşünüyorum, ne yanlış gitti, o günlerime dönmek için neler yapmam... aslında neyin yanlış gittiğini de biliyor gibiyim fakat elimden pek bir şey gelmiyor düzeltmek için. çok zor.
devamını gör...
591.
itiraf özeldir. merak edenler varsa edebilirim turunculayarak ederim.
devamını gör...
592.
bazen kendimle konuşunca kendimle kavga ediyorum .
devamını gör...
593.
çok ciddi bir itiraf olacak. her ne kadar anonim olsak da kendim hakkında bilgi vermek istemiyorum, ama yazıcam artık, belki silerim sonra.

babam henüz bebekken babasını kaybetmiş, annesi başka biriyle evlenmiş, babama da abisi bakmış. anne baba sevgisi görmemiş. babam hiç sevmedi beni. belki çok sevdi ama hiç göstermedi sevgisini. bir kere sıkıca sarılıp oğlum demedi. hadi dışarı gezmeye gidelim baba oğul demedi, bir kere öpmedi. bir kere olsun ulan bir kere. gerçi o da sevgi görmemişti ki, o yüzden yazdım zaten önce onun durumunu. belki de o yüzden bilmiyordu sevmesini. annem sevdi belki beni, ama bilmiyorum, hissettirmedi çünkü. halalarım, dayılarım, teyzelerim şehir dışında. gördüğümde akraba olarak bile hissetmiyorum. görmedim ki doğru düzgün zaten. akraba sevgisi aile sevgisi görmedim. ailem doğudan göçmüş. çocukken pek arkadaşım olmadı benim. aralarına almazlardı. onlar da sevmedi. mahalledeki çocuklar terörist derdi bana. annem kızardı onlara. anneleri ile konuşurdu. ben anneme sorardım. "anne terörist ne demek? neden bana çocuklar terörist diyorlar?" derdim." bu kötü bir şey, bir daha söylerlerse bana söyle, anneleri ile konuşucam" derdi annem. ben o muhabbetleri taaaa yıllar sonra anladım. çocukların da günahı yok, aileleri öyle öğretiyor. okulda da pek arkadaşım olmadı benim. bazen güzel muhabbetlerim oluyordu ama memleketi söyleyince istemsizce uzaklaşıyorlardı. okulda da sevilmedim. lisede bir kız sevdim. kıza "gözlerin çok güzel" diye mesaj atmıştım. dalga geçti benle. tüm liseye yaydı bunu. teneffüste herkes bana gelip gözlerin çok güzel diye dalga geçiyordu. yerin dibine girdim her defa. liseyi bırakmak istedim. o olaydan sonra başka bir kıza açılamadım zaten. hiç sevgilim olmadı lan benim. kızlar da sevmedi beni. sonra üniversite. orda neler olduğunu anlatmama gerek kaldı mı? sevilmedim işte. nereye gidersem gideyim, yapamadım. beceremedim. sevgisizlik nedir bilir misiniz? ben hiç sevilmedim be sözlük, sevildiğimi hissetmedim...
devamını gör...
594.
bugün hiç mutlu değilim. kötü bir araba yolculuğu yaptım, görmemem gereken şeyler görüp o tuhaf hisleri tekrar yaşadım.

şimdi izninizle arkaplana ferdi özbeğen açıp ağlayarak kıyafetlerimi dolaba yerleştirecek, bazı yazıları ve çizimleri çöpe atacağım.

edit; her yeri topladım, goran begovic dinleyip dans ettim. ağlamadım.
devamını gör...
595.
manit bulunca sözlüğü ihmal ediyorum.
böyle de leş insanım evet.
devamını gör...
596.
gece kamyonu devirmişim.
devamını gör...
597.
üniversitede notlarımı alıp sınav vaktine kadar vermeyip üstelik biricik notlarımı eline yazmak suretiyle kopya çeken arkadaşımı sınavın ortasını bekledikten sonra hocaya kaş göz yaparak anlatmıştım. 6 ay uzaklaştırma aldı ve omzumda ağlayarak teselli buldu. hayır pişman değilim.
devamını gör...
598.
sözlük olmuş közlük yeri. yanan yanana, gına getirdiler.
devamını gör...
599.
gittiğim barlardan yada mekanlardan masaya konulan bira altlıklarını çalmayı seviyorum. hatta iş yerinde millete dağıtıyorum çay, kahve altlığı olarak kullanmaları için.
devamını gör...
600.
telefon çaldığında konuşmak istemiyorsam sessize alır sonradan aramışsın duymadım müsait değildim yazarım.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim