yazarların itiraf köşesi
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
başlık "mırmır" tarafından 14.11.2020 21:09 tarihinde açılmıştır.
1221.
bu devranı döndüreceğim oğlum! acımı çekeyim şimdi, ağlayarak uyuyakalayım ama bu devran benim için de dönecek. seve seve hem de. ben her düştüğümde ayağımı yere daha sert vurarak kalkmış bir kadınım! yıkılmam, sallanırım en kötü.
devamını gör...
1222.
arkadasim olur sevgilim olur her mesajlastigim kiside kelimeleri bi harf daha uzatiyorum. eger uzatmazsam ondan sogudugumu sanip beni yanlis anlamasindan korkuyorum. uzatmayinca benden uzaklasacagini dusunuyorum. bundan da korkuyorum..
devamını gör...
1223.
sanki beyazın içindeki küçük siyah bir noktayım. görünmemek için çabalarken o kadar gözler önündeyim ki...
uçurtma acısında geçen bir söz vardı:
"çocuklar boyama kitabı değildir. onları sevdiğiniz renklere boyayamazsınız. "
keşke benim bu cümleyle bütünleştiğim kadar yaşadığım çağ da bütünleşebilseydi.
belki o zaman tüm zıt renklerimizle birleşip bir gökkuşağı oluşturabilirdik.
uçurtma acısında geçen bir söz vardı:
"çocuklar boyama kitabı değildir. onları sevdiğiniz renklere boyayamazsınız. "
keşke benim bu cümleyle bütünleştiğim kadar yaşadığım çağ da bütünleşebilseydi.
belki o zaman tüm zıt renklerimizle birleşip bir gökkuşağı oluşturabilirdik.
devamını gör...
1224.
bazı zamanlar zihnimin içini kemiren bir düşünce var: hayatta kalmak için her şeyimi verdim, o halde ben gerçekten hâlâ hayatta mıyım? hiçbir şeyin canını yakmadığı bir yerde kısılı kalmış olmak huzursuz edici, ölmeyi bile dilemediğin bir yerde. ölüm için bile bir parça arzu duymuyorsa insan asıl o zaman hiçliğe karışmak gerekmez mi? tamamen gönüllü bir biçimde hiç olmak... özgürce bir şey olsa gerek. tüm bildiğim, mırıldandığım eski bir cümle: "hepiniz şairsiniz, ben ölümden yanayım."
devamını gör...
1225.
bir televizyon programına başvurdum bundan epey bir zaman önce. salak saçma bir form doldurdum kanalın websitesinden, fotoğraf yükledim vs. neden böyle saçma bir şey yaptım bilmiyorum ama yaptım. her neyse itirafım bu değil.
başvurum olumsuz bir dönüşe bile layık görülmedi. aranmadım.
ee ne var bunda değil mi? bence de öyle. öyleydi. ta ki başvurumdan bir süre sonra, günlerden bir gün mezkur yarışma programını izleyene dek.
söz konusu yarışma ülkenin en çok izlenen televizyon kanallarından birinde yayımlanan bir yemek yarışması.
yorgun argın yemek hazırladım kendime eve geldikten bir süre sonra. yalnız yemek yemekten nefret ettiğim için bir ses, bir hareket olsun diye televizyonu açayım dedim. aa baktım program. başladım izlemeye. güzelce bir kız ve bir aşçı abi yarışıyor. keyifli keyifli izledim. puanlama başladı, kız çok sempatik ama abinin yemeği daha güzel. kız kazanamayacak belli ama keşke kazansa diyorum. sevdim kızı. tatlı, bıcır bıcır bi' şey! bir de profesyonel aşçıların zaten böyle yarışmalarda zayi olmasına gönlüm razı gelmiyor falan. tahmin ettiğim gibi abi önde gidiyor ama, son jürinin puanı açıklanmadan en fazla 10 saniye önce…
o nasıl bir an! tarif etmesi çok güç, insan beyni çok acayip bir şey.
kızın, benim kazanmasını istediğim kızın, o sempatik, o şeker şeyin, sevgilimin eski sevgilisi olduğunu anlıyorum kavrayış anı dedikleri, o salisenin kaç milyonda biri olduğunu bilmediğim anda! büyük aşkı. yarası. benden çok uzun zaman öncesine ait bir hikaye. kızın fotoğrafını görmüştüm alakasız bir şekilde bir zamanlar. biraz değişmiş. ama adı, doğup büyüdüğünü söylediği şehir… kısa süreli bir şok yaşıyorum. en fazla 5 saniyemi alıyor kızın o kız olduğundan emin olmam. arıyorum sevgilimi, televizyonu açmasını söylüyorum. neden diye sorma, ben böyleyim. reklam başlıyor. reklam bitiyor. beni onuyor. kız o kız.
beni bırak çağırmayı, aramaya bile tenezzül etmedikleri programda yarışan kızın kaybedişini izliyoruz evlerimizde telefonu kapatmadan. dünyanın en saçma şeyi.
daha bitmedi.
tesadüf bu ya bahsi geçen kızla ilişkileri yaz aşkı olarak başlamış ve istanbul'dan 3 erkek arkadaş gitmişler kızın o zamanlar yaşadığı şehre. o arkadaşlardan biri de o esnada erkek arkadaşımın evinde. öyle her hafta görüşmezler hee, ayda yılda bir. işler güçler işte, klasik hepimizin bildiği hikayeler…
telefonu kapatıyoruz, arkadaşıyla kim bilir neler konuşuyorlar. eski defterlerin açılmamış olması mümkün değil. bok gibiyim. benim kendimi kötü hissettiğimi biliyor, sen bana yemek yapıyorsun, senin yemeklerin en güzeli o yüzden diyor. sinirleniyorum. ne alakası var? kavga ediyorum. ben ediyorum ama, o susuyor. daha da sinirleniyorum. tanıdıkları vardır öyle girmiştir yarışmaya falan diyor. "zaten sektörün içinde. biliyorsun." allahım rezillik...
her neyse itirafım bu da değil. şu;
bir süre geçiyor. sakinleşiyorum. duşa girip çıkıyorum. oturup bir sigara yakıyorum, halıya bakıyorum. ve soruyorum kendime; seni üzen ne miko? beni aramadıkları yarışmada sevgilimin eski sevgilisinin yarışması... bu cevap bir farkındalığa yol açıyor. üzüntü yerini çok daha güçlü başka bir duyguya bırakıyor. bu an en üzüldüğün anın değil. ama düşün bakalım kendinden daha çok utandığın bir anın var mı? yok. yoktu.
başvurum olumsuz bir dönüşe bile layık görülmedi. aranmadım.
ee ne var bunda değil mi? bence de öyle. öyleydi. ta ki başvurumdan bir süre sonra, günlerden bir gün mezkur yarışma programını izleyene dek.
söz konusu yarışma ülkenin en çok izlenen televizyon kanallarından birinde yayımlanan bir yemek yarışması.
yorgun argın yemek hazırladım kendime eve geldikten bir süre sonra. yalnız yemek yemekten nefret ettiğim için bir ses, bir hareket olsun diye televizyonu açayım dedim. aa baktım program. başladım izlemeye. güzelce bir kız ve bir aşçı abi yarışıyor. keyifli keyifli izledim. puanlama başladı, kız çok sempatik ama abinin yemeği daha güzel. kız kazanamayacak belli ama keşke kazansa diyorum. sevdim kızı. tatlı, bıcır bıcır bi' şey! bir de profesyonel aşçıların zaten böyle yarışmalarda zayi olmasına gönlüm razı gelmiyor falan. tahmin ettiğim gibi abi önde gidiyor ama, son jürinin puanı açıklanmadan en fazla 10 saniye önce…
o nasıl bir an! tarif etmesi çok güç, insan beyni çok acayip bir şey.
kızın, benim kazanmasını istediğim kızın, o sempatik, o şeker şeyin, sevgilimin eski sevgilisi olduğunu anlıyorum kavrayış anı dedikleri, o salisenin kaç milyonda biri olduğunu bilmediğim anda! büyük aşkı. yarası. benden çok uzun zaman öncesine ait bir hikaye. kızın fotoğrafını görmüştüm alakasız bir şekilde bir zamanlar. biraz değişmiş. ama adı, doğup büyüdüğünü söylediği şehir… kısa süreli bir şok yaşıyorum. en fazla 5 saniyemi alıyor kızın o kız olduğundan emin olmam. arıyorum sevgilimi, televizyonu açmasını söylüyorum. neden diye sorma, ben böyleyim. reklam başlıyor. reklam bitiyor. beni onuyor. kız o kız.
beni bırak çağırmayı, aramaya bile tenezzül etmedikleri programda yarışan kızın kaybedişini izliyoruz evlerimizde telefonu kapatmadan. dünyanın en saçma şeyi.
daha bitmedi.
tesadüf bu ya bahsi geçen kızla ilişkileri yaz aşkı olarak başlamış ve istanbul'dan 3 erkek arkadaş gitmişler kızın o zamanlar yaşadığı şehre. o arkadaşlardan biri de o esnada erkek arkadaşımın evinde. öyle her hafta görüşmezler hee, ayda yılda bir. işler güçler işte, klasik hepimizin bildiği hikayeler…
telefonu kapatıyoruz, arkadaşıyla kim bilir neler konuşuyorlar. eski defterlerin açılmamış olması mümkün değil. bok gibiyim. benim kendimi kötü hissettiğimi biliyor, sen bana yemek yapıyorsun, senin yemeklerin en güzeli o yüzden diyor. sinirleniyorum. ne alakası var? kavga ediyorum. ben ediyorum ama, o susuyor. daha da sinirleniyorum. tanıdıkları vardır öyle girmiştir yarışmaya falan diyor. "zaten sektörün içinde. biliyorsun." allahım rezillik...
her neyse itirafım bu da değil. şu;
bir süre geçiyor. sakinleşiyorum. duşa girip çıkıyorum. oturup bir sigara yakıyorum, halıya bakıyorum. ve soruyorum kendime; seni üzen ne miko? beni aramadıkları yarışmada sevgilimin eski sevgilisinin yarışması... bu cevap bir farkındalığa yol açıyor. üzüntü yerini çok daha güçlü başka bir duyguya bırakıyor. bu an en üzüldüğün anın değil. ama düşün bakalım kendinden daha çok utandığın bir anın var mı? yok. yoktu.
devamını gör...
1226.
sanırım bu başlığı çok fazla kullanıyorum; ama yapacak bir şey yok, en çok buraya dökebilirim içimi. üzgünüm sözlük, burayı ağlayacak bir omuz, sığınacak bir liman haline getirdiğim için.
bir süredir kimseyi sokamıyorum hayatıma, kimseyle konuşmak ya da görüşmek istemiyorum. birine dert anlatma düşüncesi bile yoruyor beni, birinin derdini dinleyecek de mecalim yok. bir süre alıp başımı gitmek ve herkesten uzakta kalmak istiyorum. korkunç bir haldeyim. kimse bana yazmasın diye erkenden "uyuyorum ben" diyorum, birinin elimi tutmasına izin versem aslında çekip çıkartır beni bu düştüğüm dipsiz kuyudan; ama ben yalnız mutlu gibiyim. depresyon değil bu, tükenmişlik sendromu da değil. bu bir geçiş süreci, kısa bir kendini bulma dönemi ama korkuyorum. yabani bir insan haline gelmekten ve kimseyi sevememekten korkuyorum. yorgunum sözlük, çok yorgunum...
bir süredir kimseyi sokamıyorum hayatıma, kimseyle konuşmak ya da görüşmek istemiyorum. birine dert anlatma düşüncesi bile yoruyor beni, birinin derdini dinleyecek de mecalim yok. bir süre alıp başımı gitmek ve herkesten uzakta kalmak istiyorum. korkunç bir haldeyim. kimse bana yazmasın diye erkenden "uyuyorum ben" diyorum, birinin elimi tutmasına izin versem aslında çekip çıkartır beni bu düştüğüm dipsiz kuyudan; ama ben yalnız mutlu gibiyim. depresyon değil bu, tükenmişlik sendromu da değil. bu bir geçiş süreci, kısa bir kendini bulma dönemi ama korkuyorum. yabani bir insan haline gelmekten ve kimseyi sevememekten korkuyorum. yorgunum sözlük, çok yorgunum...
devamını gör...
1227.
güzin abla olasım geldi akşam akşam okurken. nasıl güzel güzel konunun çevresinden dolanarak cevaplar verırdi kibarca. vefat edince yıllarca kızı yazmışta uyanmamışız biz okurlar. işte hayat napacaksın.
devamını gör...
1228.
az önce kendimce haklı olduğumu düşündüğüm bir konuda okkalı bir mesaj yazıp yolladım ve ağzımın payını aldım. teşekkürler medeniyet teşekkürler...
devamını gör...
1229.
hasta yakinlarinin da acisi vardir anlayisla karsilamak gerek diyorlar. arrest yakinimi resusitasyon odasinin onunde de bekledim, komadaki yakinimi yogun bakimin onunde de bekledim. ameliyathane onunde de. biz saglik calisanlari optimal empatiyi gösteriyoruz ama bunun karsiliginda hicbir sey goremiyoruz. herkes vicdani kadar yasasin bu hayati.
devamını gör...
1230.
yakin arkadaşımla arayi bozdum. çok üzülmüyorum aslında ama üniversitede gece çizi viç nescafe ve sigara üçlüsü yapardık bu gece uyuyamadım ve şuan bu üçlü ileyim..
devamını gör...
1231.
itiraf ediyorum. bu gece çok ama çok güzel 3 insanla muhabbet ettim. çok mutlu oldum uzun zaman sonra. güzel insanlarla tanışanlara ne mutlu...
devamını gör...
1232.
yok mu şöyle sevgilimi aldattım dozunda itiraflar?
kardeşim bu internete para ödüyorum, faturalarımı hiç aksatmadan. ne için?
hasta oldum, markete gittim diye itiraf yapan var. manyak mısınız.
biraz özen, lütfen.
kardeşim bu internete para ödüyorum, faturalarımı hiç aksatmadan. ne için?
hasta oldum, markete gittim diye itiraf yapan var. manyak mısınız.
biraz özen, lütfen.
devamını gör...
1233.
yakın arkadaşım fransada hapsi boylayacak (sanırım).
devamını gör...
1234.
sevgiye artık inanmıyorum. çıkar ilişkisinden başka bir şey değil.karşı taraf işine yarayacak o şeyi alamayınca gerçek yüzünü görmemle anında soğumam bir oluyor. yaşasın yalnızlık!
devamını gör...
1235.
bundan 10 yıl kadar önceydi. kuzenim doğdu. biz de teyzemi ziyarete hastaneye gittik. ismini ne koyacaksınız diye sorduk. dedesinin ismi olacak dedi teyzem. çocuğun dedesinin adı da ebubekir sıddık'tan hallice bir isim. ben de böyle bir isim olmasın istedim. iki-üç gün sonra anneme dedim ki"anne rüyamda gördüm. kuzenimin adını berk koymuşlar." bunu annem laf arasında teyzeme anlattı. ve sonuç olarak teyzemlerde güya benim rüyamda gördüğüm ismi beğenip kuzenime berk ismini verdiler. evet sözlük rüya müya görmemiştim. sadece çocuğa acıyıp böyle bir yalan uydurdum. zamanı gelince kuzenime yediğim bu haltı anlatırım ama çocuk daha küçük. evet hayatımda söylediğim en büyük yalan da budur işte.
devamını gör...
1236.
aşırı sinir olduğum insanları ıslak havluyla dövdüğümü hayal ediyorum. bir de ayaklarının altını kesip tuz basıp keçilere yalattığımı..
devamını gör...
1237.
aşırı kültürlü kendini geliştirmiş bir insan olmak için ne kadar çabalasam da içimdeki iç anadolu insanı sürekli patlak veriyor
devamını gör...
1238.
sıkıldım en çok da kendimden. dönüp dolaşıp sürekli kendime çarpıyorum ve ne yazık ki sanırım bu düşüşlerin bir sonu yok.
devamını gör...
1239.
buraya girmenin başlarda nedeni sadece en iyi arkadaşımın beğeni sayısını artırmaktı. ama baktım bende yazabiliyorum.
devamını gör...
1240.
benim itirafım da şu olsun; kendime itiraf etsem, kendimden nefret ettirecek potansiyeli olan itiraflarım var.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276