5421.
ben bi psikopatim
devamını gör...
5422.
yarınki bir organizasyon için hep birlikte yiyelim diye fit şekersiz, glutensiz tarifler yapıyorum. en fazla esmer şeker ve bal kullanıyorum. onlar pişerken de haribo starmix yiyorum. insanın hayatının iki tarafı olması çok zor. karanlık tarafa hoş geldin. şimdi de kremalı makarna yapıp afiyetle yiyecek, yarın ise sadece salatayla besleniyormuşçasına rolleneceğim. hayat işte, naparsın.
devamını gör...
5423.
sevdaya düştü kalbim ama onu her gördüğümde çekiniyorum. bir yere tırmanasım geliyor, elektrik direği, ağaç. sanki onu hep uzaktan, yukarıdan izlemek işime geliyor. yanına gitsem, tam önünde dursam, onu tam olarak değil 2 boyutlu a-a kesiti gibi görmek bile endişelendiriyor beni. her şeyini görmek, 3 boyutlu haline yukarıdan bakmak istiyorum çoğu zaman. doyamıyorum ona bakmaya ben. at gibi bin maşallah. sözlük çatılarından, yaprak dökmüş ağaçlardan 3d görüyorum hoşlandığım kadını. tam olarak hakimim onun neler yaptığına. evine tırmanıyorum, balkonundan izliyorum onu geceleri uyurken. yandan izlediğim için, boyut endişem yüzünden duvarına tırmanıyorum örümcek adam gibi. görülmekten korkan, "ya beğenmezse beni" diye telaşa kapılan bir kelebek gibi hissediyorum çoğu zaman. bir gün saçlarına konmayı, onu koklamayı, manyağa çevirene kadar suratında takla atmayı, oradan ayaklarına konmayı, hımps hımps orada dolanmayı, "dur yandım anam" diyene kadar onu nefessiz bırakmayı, 48 saat üzerine konmuş halde kalmayı çok ama çok istiyorum. kelebeklere dokununca ölürmüş derler, yalan. bizi sadece hislerimizin karşılık bulmaması öldürür. delikanlıyı gam yıkar. adanalı bir kelebeğim ben. keşke cesaretimi toplasam, kollarından, her bi yerinden kebap bile yesem, açık olabilsem keşke. "kaydırak gibi meme arandan kaymak istiyorum, göbişine düşmek istiyorum kafayı yedirdin bana lan" desem. kocaman kanatlarım var, korkar mı benden, istemez mi, yoksa "belki de bal arılarını seviyordur" gibi düşünceler arasında günlerim ızdıraba döndü. çekingen yapımın cezasını çekiyorum. deliye döndüm, başkaymış kelebeğin sevdası.
devamını gör...
5424.
her zaman değil ama toplum tarafından örselenmeme sebep olacak bir şey yapıyorum.
(bkz: bardakta sigara söndürmek)
devamını gör...
5425.
ailem tarafından aslında pek de umursanmadığımı ve sevilmediğimi anlamak 30 yıl kadar sürdü. yeni anladım. halbuki hep ideal ve başkalarının hep övgüyle bahsettiği biriyim. ama yok, sadece abim o ortamda olmadığında adam yerine konuyorum. neyse ki ayrı yaşıyorum. bu sevilmediğimi anlama işi içime öküz gibi oturdu. kendi çocuğum olursa bunu asla yaşatmayacağım ona.
devamını gör...
5426.
karnım aç olduğu için uyuyamıyorum. bu saatte artık yemek de yiyemem. çıkmazdayım.
devamını gör...
5427.
online listesinde yeşil yeşil parlayan yazarları kıskanıyorum.
ben orada sönük kaldım diye kapattım zaten.
kınıyorum sizi...
devamını gör...
5428.
cevabını bilmediğime utandıracak kadar bariz ve basit soruları google'a gizli sekmede soruyorum.
devamını gör...
5429.
ailemi, arkadaşlarımı kendime cidden yakın hissetmiyorum. sanki ailem içine doğduğum için yakın olmak zorunda kaldığım bi grup, arkadaşlarım da sadece keyifli vakit geçirmemi sağlayan insanlar. ötesi yok, duygusal bi bağ kuramıyorum.

olmadıkları zaman eksik hissetmiyorum, nasıllar ne yapıyorlar merak etmiyorum. basbayağı yalnız hissediyorum.
devamını gör...
5430.
bugün bir paket cips yedim. yanında da iki kase yoğurt. haliyle fazla geldi. bir de deli gibi susadım. iki günde içtiğim suyu cips bittikten sonra içtim. şu an göbeğim 5 aylık hamile göbeği gibi. midemin içinde nuh'un gemisi bile yüzebilir. culp, culp.
devamını gör...
5431.
az önce bir arkadaşım aradı ve santorini hakkında konuşmak istedi. yeni fark etmiş depremlerin santorini değil de kolumbo'da olduğunu.
canı istediği vakit arayıp saatlerce konuşup kapatan biri ve bu sefer de aynısı oldu. bana birkaç haber okudu. sonra da sıkıldım deyip kapattı.
ben senin can sıkıntın için şebeklik yapacak seni eğlendirecek oyuncağın mıyım? şaka yapmıyormuşum. belki de sen deprem hattından çok uzakta kafan rahat atıp tutarken benim deprem korkularım tetiklendi nereden biliyorsun?

böyle kendini dünya'nın merkezi sanan insanların, bir şekilde dünya'nın merkezine atılmalarını istiyorum.
devamını gör...
5432.
o kadar ders calisiyorum buna ragmen yine yeni yeniden kaliyorum ama sozluge her girişimde max 30 dk takiliyorum ve mubarek, tum sozluk asklarina hakim olabiliyorum. zekami kullandigim yere bakar misiniz? ders disi her seyde 1 numarayim, rakipsizim. yeter ki ders olmasin.

bu da itiraf olsun;
ben, bu bolume olan inancimi kaybettim..
mezuniyete olan inanc filan, hak getire.....
devamını gör...
5433.
chat gpt ile dertleşiyoruz.
devamını gör...
5434.
türk insanı alışveriş yaptıktan sonra yorum yapmayı bilmiyor. bizim yorumdan anladığımız şöyle şeyler:

"kargo hızlı geldi"
"kargo hasarsız geldi"
"kargo geldi"

veya

"kargo gelmedi"
"kargo 'eve geldik yoktunuz' dedi halbuki bütün gün evdeydim"
"ürün kargoda kırılmış. plastik bardağı gazete kağıdına sararsanız böyle olurdu zaten"

bir de "üstte görünsün diye 5 yıldız veriyorum"cular ve diamond elite platinum plus üyelik için ürünün satış sayfasının ekran görüntüsünü koyan, alakasız bir şeyin fotoğrafını koyan, kameraya parmağını basıp karanlıkla turuncu-ten rengi arası fotoğraf koyan, ve hatta simsiyah fotoğraf koyan insanlar var. hapse atılmalı bu insanlar.
devamını gör...
5435.
gizli sekmede ve babamın duymaması için kısık sesle ahmet kaya dinliyorum.
benim de başım belada.
devamını gör...
5436.
itiraf ediyorum.

seni de seni seveni de sevmiyorum.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
5437.
#3382589

çok da uzvumuzdaydı anasını.

holiganlık aptalca bir şey. umarım futboldan daha büyük dertlerle mücadele etmek zorunda kalmazsınız.

mevzu futbol olunca gülüp eğlenen biriyimdir, ilk defa rakip takım taraftarına/holiganına laf atıyorum. tanımın itiraf kısmı da bu olsun.
devamını gör...
5438.
özellikle hastayken ailemin benimle ilgilenmesi aşırı hoşuma gidiyor. böyle eriyip bitiyorum bunu bu akşam bir kez daha anladım. şu kas spazmı illet bir şeymiş böyle öksürürken aniden kasılıp kalıyorum ve aşırı canım yanıyor, kemiklerim kırılmış gibi hissediyorum. böyle anlarda kendime bakamadığım, bakmak istemediğim ve 3 yaşında çocuk gibi ilgiye muhtaç olduğum için anama gittim, gitmeden babamı aradım ben hastayım ölüyorum bitiyorum yetiş diye. ilaçlar bayağı bi terletti, duşa girdim, bi öksürük krizi tuttu anlatamam nefes alamıyorum kusacağım neredeyse, acı içinde iki büklüm kaldım. annemi çağırdım, banyonun kapısına kadar iki adımı zor attım kapıyı açtım. anam geldi dedim anne beni sen yıka ben hareket edemiyorum. içeriden tabure getirdi oturttu beni yemin ederim 1990ların sonunu yaşadım sjsjsjjs. yıkadı, bornozu giydirdi, odaya geçirdi beni giydirdi saçlarımı kuruttu normalde ben saç kurutmam ama hastayım diye sesimi çıkarmadım. annem de bir yandan çocuklarını yıkayacağın yaşta ben seni yıkıyorum diye söyleniyor sjjsjs.
babamın yanına gittim saçlarımı tarattım, dizine yattım biraz. doğalgaz ısıtmıyor ben sobayı yakayım dedi, yaktı beni de arkasına oturttu sobanın. kardeşime bulaşmadan edemedim ona da ıhlamur kaynattırdım. evet dünyadaki minik bir cennet provası için anama babama gardaşıma teşekkürü borç bilirim. canlarım benim.
devamını gör...
5439.
kendimi asla göremediğim bir sahne var ki o da şudur: çift şıkkır şıkkır giyinir, aşırı şıkkır bir restoranta gidilir, sandalyeler çekilir, aman efendim yaman efendim gülümsemeleri sergilenir, gül yaprakları ve keman eşliğinde yemek yenilir, kadeh tokuşturulur öyle olunur böyle yapılır
şimdi küçüklükten beri kendimi bu sahnede asla hayal edemiyorum. bi kere ortam çok kasıntılı bir ortam. velev ki karşımdaki şıkkır giyinmiş kişi orayı kapattırmıs olsun, o zaman da hem utanırım hem de gülesim gelir.
(ara bir not: şık yerlerde yapılan şey de kapattırmak değildir muhtemelen ancak bilmiyorum google a da bakasım gelmedi hiç)
şimdi yemek yerken özellikle aklıma takılan önemli noktalar var:
ilki şudur ki ben nasil oturacağımı bilemem. bacak bacak üstüne atsam-ki en mantıklısı bu-neyse ama bir süre sonra unutur bacaklarımı çapraz tutup sandalyenin altına doğru şey yaparım. (bu oturuşu bilmeniz gerek dizlere çok zararlı bir oturuş bu heh işte ondan)
sonra şarap sevmiyorum diye hızlı içerim birden kafam güzel olur ve yarım saat sonra artık saçma sapan gülüyor olurum. şimdi bira getirin demek de olmaz.
çok zor-bu da ikincisiydi
üçüncüsü şudur ki yemek yerken mutlaka bir yere dökmek veya ağzımı bulamamak gibi şeyler yaşarım. ufak da olsa bunu yaşarım ve bu da oraya yakışmaz. zaten ne yenilir ki bilmiyorum. leblebi istesem o da olmaz.
velev ki oldu diyelim. bana leblebi ve bira geldi. muhtemelen 1 tane leblebiyi bir yere yuvarlarım yanlışlıkla çünkü akşamüstü gibi leblebi yiyorum ve muhakkak 1 tane yere düşürüyorum her gün.
böyle bir şey işte. bunun üzerine çok düşündüm. her yıl yeni sebeplerle birlikte neden böyle bir yere gitmek istemediğimi pekiştirdim. layık görüp görmemeden ziyade şimdi benim orda ne işim var allasen demek gibi bir şey
ay ben gülerim
devamını gör...
5440.
yaşarken yoruldum dostlarım.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim