5421.
cevabını bilmediğime utandıracak kadar bariz ve basit soruları google'a gizli sekmede soruyorum.
devamını gör...
5422.
ailemi, arkadaşlarımı kendime cidden yakın hissetmiyorum. sanki ailem içine doğduğum için yakın olmak zorunda kaldığım bi grup, arkadaşlarım da sadece keyifli vakit geçirmemi sağlayan insanlar. ötesi yok, duygusal bi bağ kuramıyorum.

olmadıkları zaman eksik hissetmiyorum, nasıllar ne yapıyorlar merak etmiyorum. basbayağı yalnız hissediyorum.
devamını gör...
5423.
bugün bir paket cips yedim. yanında da iki kase yoğurt. haliyle fazla geldi. bir de deli gibi susadım. iki günde içtiğim suyu cips bittikten sonra içtim. şu an göbeğim 5 aylık hamile göbeği gibi. midemin içinde nuh'un gemisi bile yüzebilir. culp, culp.
devamını gör...
5424.
az önce bir arkadaşım aradı ve santorini hakkında konuşmak istedi. yeni fark etmiş depremlerin santorini değil de kolumbo'da olduğunu.
canı istediği vakit arayıp saatlerce konuşup kapatan biri ve bu sefer de aynısı oldu. bana birkaç haber okudu. sonra da sıkıldım deyip kapattı.
ben senin can sıkıntın için şebeklik yapacak seni eğlendirecek oyuncağın mıyım? şaka yapmıyormuşum. belki de sen deprem hattından çok uzakta kafan rahat atıp tutarken benim deprem korkularım tetiklendi nereden biliyorsun?

böyle kendini dünya'nın merkezi sanan insanların, bir şekilde dünya'nın merkezine atılmalarını istiyorum.
devamını gör...
5425.
o kadar ders calisiyorum buna ragmen yine yeni yeniden kaliyorum ama sozluge her girişimde max 30 dk takiliyorum ve mubarek, tum sozluk asklarina hakim olabiliyorum. zekami kullandigim yere bakar misiniz? ders disi her seyde 1 numarayim, rakipsizim. yeter ki ders olmasin.

bu da itiraf olsun;
ben, bu bolume olan inancimi kaybettim..
mezuniyete olan inanc filan, hak getire.....
devamını gör...
5426.
chat gpt ile dertleşiyoruz.
devamını gör...
5427.
türk insanı alışveriş yaptıktan sonra yorum yapmayı bilmiyor. bizim yorumdan anladığımız şöyle şeyler:

"kargo hızlı geldi"
"kargo hasarsız geldi"
"kargo geldi"

veya

"kargo gelmedi"
"kargo 'eve geldik yoktunuz' dedi halbuki bütün gün evdeydim"
"ürün kargoda kırılmış. plastik bardağı gazete kağıdına sararsanız böyle olurdu zaten"

bir de "üstte görünsün diye 5 yıldız veriyorum"cular ve diamond elite platinum plus üyelik için ürünün satış sayfasının ekran görüntüsünü koyan, alakasız bir şeyin fotoğrafını koyan, kameraya parmağını basıp karanlıkla turuncu-ten rengi arası fotoğraf koyan, ve hatta simsiyah fotoğraf koyan insanlar var. hapse atılmalı bu insanlar.
devamını gör...
5428.
gizli sekmede ve babamın duymaması için kısık sesle ahmet kaya dinliyorum.
benim de başım belada.
devamını gör...
5429.
itiraf ediyorum.

seni de seni seveni de sevmiyorum.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
5430.
#3382589

çok da uzvumuzdaydı anasını.

holiganlık aptalca bir şey. umarım futboldan daha büyük dertlerle mücadele etmek zorunda kalmazsınız.

mevzu futbol olunca gülüp eğlenen biriyimdir, ilk defa rakip takım taraftarına/holiganına laf atıyorum. tanımın itiraf kısmı da bu olsun.
devamını gör...
5431.
özellikle hastayken ailemin benimle ilgilenmesi aşırı hoşuma gidiyor. böyle eriyip bitiyorum bunu bu akşam bir kez daha anladım. şu kas spazmı illet bir şeymiş böyle öksürürken aniden kasılıp kalıyorum ve aşırı canım yanıyor, kemiklerim kırılmış gibi hissediyorum. böyle anlarda kendime bakamadığım, bakmak istemediğim ve 3 yaşında çocuk gibi ilgiye muhtaç olduğum için anama gittim, gitmeden babamı aradım ben hastayım ölüyorum bitiyorum yetiş diye. ilaçlar bayağı bi terletti, duşa girdim, bi öksürük krizi tuttu anlatamam nefes alamıyorum kusacağım neredeyse, acı içinde iki büklüm kaldım. annemi çağırdım, banyonun kapısına kadar iki adımı zor attım kapıyı açtım. anam geldi dedim anne beni sen yıka ben hareket edemiyorum. içeriden tabure getirdi oturttu beni yemin ederim 1990ların sonunu yaşadım sjsjsjjs. yıkadı, bornozu giydirdi, odaya geçirdi beni giydirdi saçlarımı kuruttu normalde ben saç kurutmam ama hastayım diye sesimi çıkarmadım. annem de bir yandan çocuklarını yıkayacağın yaşta ben seni yıkıyorum diye söyleniyor sjjsjs.
babamın yanına gittim saçlarımı tarattım, dizine yattım biraz. doğalgaz ısıtmıyor ben sobayı yakayım dedi, yaktı beni de arkasına oturttu sobanın. kardeşime bulaşmadan edemedim ona da ıhlamur kaynattırdım. evet dünyadaki minik bir cennet provası için anama babama gardaşıma teşekkürü borç bilirim. canlarım benim.
devamını gör...
5432.
kendimi asla göremediğim bir sahne var ki o da şudur: çift şıkkır şıkkır giyinir, aşırı şıkkır bir restoranta gidilir, sandalyeler çekilir, aman efendim yaman efendim gülümsemeleri sergilenir, gül yaprakları ve keman eşliğinde yemek yenilir, kadeh tokuşturulur öyle olunur böyle yapılır
şimdi küçüklükten beri kendimi bu sahnede asla hayal edemiyorum. bi kere ortam çok kasıntılı bir ortam. velev ki karşımdaki şıkkır giyinmiş kişi orayı kapattırmıs olsun, o zaman da hem utanırım hem de gülesim gelir.
(ara bir not: şık yerlerde yapılan şey de kapattırmak değildir muhtemelen ancak bilmiyorum google a da bakasım gelmedi hiç)
şimdi yemek yerken özellikle aklıma takılan önemli noktalar var:
ilki şudur ki ben nasil oturacağımı bilemem. bacak bacak üstüne atsam-ki en mantıklısı bu-neyse ama bir süre sonra unutur bacaklarımı çapraz tutup sandalyenin altına doğru şey yaparım. (bu oturuşu bilmeniz gerek dizlere çok zararlı bir oturuş bu heh işte ondan)
sonra şarap sevmiyorum diye hızlı içerim birden kafam güzel olur ve yarım saat sonra artık saçma sapan gülüyor olurum. şimdi bira getirin demek de olmaz.
çok zor-bu da ikincisiydi
üçüncüsü şudur ki yemek yerken mutlaka bir yere dökmek veya ağzımı bulamamak gibi şeyler yaşarım. ufak da olsa bunu yaşarım ve bu da oraya yakışmaz. zaten ne yenilir ki bilmiyorum. leblebi istesem o da olmaz.
velev ki oldu diyelim. bana leblebi ve bira geldi. muhtemelen 1 tane leblebiyi bir yere yuvarlarım yanlışlıkla çünkü akşamüstü gibi leblebi yiyorum ve muhakkak 1 tane yere düşürüyorum her gün.
böyle bir şey işte. bunun üzerine çok düşündüm. her yıl yeni sebeplerle birlikte neden böyle bir yere gitmek istemediğimi pekiştirdim. layık görüp görmemeden ziyade şimdi benim orda ne işim var allasen demek gibi bir şey
ay ben gülerim
devamını gör...
5433.
yaşarken yoruldum dostlarım.
devamını gör...
5434.
yok efendim neymiş, intikam soğuk yenen bir yemekmiş.

dondurma mı lan bu!?

anında revkleks veremediğin şeyin değeri yok arkadaş.

intikam mintikam benim karnımı doyurmaz. zaten aç karna yenen dondurma sağlığa zararlı.

hukuk işlesin.
adalet işlesin, oh miss.

bir tane hayatım var, onda da intikam peşinde mi koşacağız.


adam olun lan! *
devamını gör...
5435.
depremin üstünden 2 yılın geçmiş olması beni biraz şaşırttı. çok fazla soru işaretinin hayatıma nüfuz ettiği dönemi çoğunun cevabını bulduğum dönemden seyreder gibi oldum dün gece. eski evimizi bazen hatırlıyor ve gülümsüyorum. şimdi aile evine gittiğimde öyle çok özlediğim bir odam yok. ya da sürekli açıp bakabilecegim hatıra kutum da artik yok. ama o gece bana bunlara üzülmek yerine bir tatil olduğunda yanınıza geliyorum diyebileceğim birilerinin hala hayatımda olduğuna sevinmeyi öğretti. 2 sene önce her şey bir anda oldu bitti. en çok da seni seviyorum diyemediğine, fırsatı varken daha çok demediklerine üzüldü sevdiklerini kaybeden yakınlarım. benim ve kimsenin elinden o günü düzeltmek gelmiyor ama tanımı okuduktan sonra bile en azından en yakininizdakine onu sevdiğinizi belirtmenizi rica ederim. iyi akşamlar dilerim.
devamını gör...
5436.
aşık olmak istiyorum...
devamını gör...
5437.
bana bir şey oldu dondum kaldım. bu dönüp kalma sadece fiziksel değil ruh halim, duygularım dondu kaldı artık bir şey hissetmiyorum.gözlerim dalıyor her gün takvime bakıyorum sanki bir süre var bitmesini bekliyorum sanki o süre dolunca düzeleceğim gibi halbuki ömrümde gidiyor işte ömrümün bitme pahasına zamanın geçmesini diliyorum 45 yaşına gelip unumu azda olsa ekleyip eleği duvara asma isteği var , yakın bir arkadaşımla türk kahvesi içip dedikodu yapıp fal bakmak kocamı ve ailesini çekiştimek istiyorum basit bir hayat acaba bu müdür kaygısız bir ruh hali, sakinlik, huzur acaba bu mudur merak ediyorum.
devamını gör...
5438.
ön edit: (bkz: o yazıyı kim okuyacak)

bugün sözlükte başka bir başlığa yazarken hayatımdaki bir gerçeği farkettim. ben çok güzel sevilmişim lan! böyle göstere göstere, sakınarak, kaybetmekten korkularak, daha önce hiç duymadığım iltifatlar, özgün fikirli hediyeler alarak sevilmişim. bir kez de değil hem de. birden fazla kez çok güzel sevilmişim.

sevilecek adammışım demek ki. ben de severim kendimi. iyi adamım lan. kimsenin özel alanına, hayatına karışmam. sınırlar belirlemem. onaylamasam da fikirlere saygı gösteririm. kimseyi değiştirmeye çalışmam. çok güzel dinlerim. pek anlatamam ama çok güzel dinlerim. objektif bir şekilde ele alırım. sonucu ne olursa olsun net olurum. yalan söylemeyi beceremem. fiziksel olarak da fena değilim. aynada gördüğüm adam gayet tatmin ediyor beni. herkesin eksikleri ve fazlaları var sonuçta. ne bileyim güzel adamım lan. he biraz egom var tabi. ama o da kontrolüm altında.

geçmişe baktığım zaman ben de çok güzel sevdim ama. ben de hep gösterdim. ben de hep sakındım. hatta pamuklara sarmaya çalıştığım bile oldu. kendimden önce düşündüm hatta. elimde avucumda maddi manevi ne varsa saçtım. hiçbir şeyi düşünmeden, hiçbir plan yapmadan, hiçbir şeyin öncesini, sonrasını düşünmeden saçtım.

sevmek, sevilmek güzel şeyler. cidden bak. insanı güzelleştiriyor. öyle fiziksel güzellikten bahsetmiyorum. fiziksel güzelliği önemsesem de göreceli olduğunu düşünürüm hep. bir mimik, bir ifade, bir bakış, yani çekim, her şeyden önce gelir çoğu zaman. ama insanı güzelleştirmesi böyle bir şey değil. ruhen güzelleştiriyor. bu da insanın yüzüne, tavrına, aurasına yansıyor sonuçta. hayat sevince güzel diye de boşuna dememişler yani. ama sevildiğini sevince güzel aslında. yoksa dümdüz sevmek o kadar da güzel olmayabilir.

güzel sevdik, güzel sevildik de canımız da hiç acımadı değil tabi. sefası kadar cefası da var bunların. hele bir kez çok canım yandı benim. ben de yaktım sanırım sonrasında. ama ilk başta ve en çok benim canım yandı. epey travma lan bakma. hayata bakışın değişiyor sonrasında. önceliklerin falan farklılaşıyor. ilişkilere, insanlara tavrın falan değişiyor. cidden bak.

mesela ben artık kimseyi beni kıracağı noktaya sokmayacağım dedim. bunun üzerinden epey zaman da geçti. o kadar zamanda, o kadar insan tanıdım, o kadar fazla ilişki yaşadım. ama kimseyi beni kıracağı alana sokmadım. ilk başlarda bilinçli olarak yaptım bunu. o kadar yaptım ki hayatımın gerçeği oldu lan. kimse beni kıramıyor mesela. he yok duygularımı yitirmedim. ama duygusal olarak kırılabileceğim alana sokmuyorum sanırım kimseyi. ama artık istemeden yapıyorum bunu. kendi kendine oluyor. ama dur. belki de kırılmaya değecek birini tanımadım uzun süredir? ne bileyim ya. o kadar insan, o kadar ilişki arasından çıkmadı belki de. bu güzel avuntu boşver.

hayat öyledir zaten. önce planlı yaşar ya da yaparsın. sonra bir bakmışsın planın bozulur ya da planın dışına çıkarsın. o yüzden öyle büyük büyük konuşmalara pek gerek yok. buna rağmen bazı büyük konuştuklarımı uyguladım yine de. mesela artık benden hiç haber alamayacaksın, tamamen çıkıyorum hayatından demiştim. öyle de yaptım. e-mail adresi dahil her yerden engellemiştim. çok kez ulaşmaya çalıştı. başka kişilerden, başka alanlardan da ulaşmaya çalıştı ama hiç yaklaştırmadım. fiziksel olarak takip etmediyse benden hiç haber alamamıştır yani. zaten sosyal medya kullanmıyor ve bir şey paylaşmıyorum. whatsapp profil fotoğrafımı bile ii. mehmed istanbul'u fethettiğinde değiştirmiştim en son. o yüzden benden haber almasına imkan yok.

ben de hiç haber almadım. ama ben zaten haber almak istememiştim. bende de öyle bir şey var. birini ya da bir şeyi silince geri dönmüyorum pek. gururluyum sanırım. * ama çok güzel sevmişti beni yalan yok. ben de öyle. bazen eski anılar aklıma geliyor. ona karşı hiçbir şey hissetmesem de o anılardaki beni seviyorum. zaten insan birini değil de anıları daha çok özler bence. biri değil de o anılar, o anılardaki sen önemlisindir.

bir de bazı şeyler içinde kalır insanın. ukde gibi. sürekli aklında olmasa da bir anda yerleşir ve üzerine düşünürsün. ya da hayıflanırsın ne bileyim. benim de var öyle bir hikayem. başka birini çok üzdüm ben. hem de bilerek. ama başka çarem yoktu. işin en kötü yanı da o an gerçekleri anlatacak cesaretim yoktu. kendime bile itiraf edemiyordum. çünkü utanıyordum yaşadığım hayattan. çok gençtim lan. yanlış yaptım diyemem. o an şartlar onu gerektiriyordu. ama çok üzdüm onu. çok seviyordu beni namussuz. ben de öyle. ama bir gün gerçeği anlatacağım ona bunu biliyorum. ezel'in ali'ye söylediği gibi, bir gün bir odaya gireceğiz ve her şeyi konuşacağız. he beni affeder misin bilmiyorum. ama önemli olan affetmen değil. gerçekleri bilmen. hak ver ya da hak verme. ben gerçekleri anlatmak istiyorum sadece. bir gün anlatacağıma inanıyorum gerçekten de.

böyle düşününce de hayattan ne çok alacağım var benim diyorum. sadece gönül ilişkileri değil tabi. çok zordu lan benim hayatım bir yere kadar. başkası olsa ne halde olurdu kim bilir. ama ben tutundum. tutunacak hiçbir şey olmasa bile tutunacak bir şeyler türettim. bir şekilde ayakta kaldım. ama zordu lan. çok zordu. uzun yıllar geçse de atlatmak kolay olmadı yani. ama travmatikti tabi. hatta bazı şeyleri hala hissediyorum. ama çoğunu yendim yine de.

geçmişte kalsa da bir şeyler tetikleyince aklına geliyor insanın. geçenlerde dişçim yaptı bu hatırlatmayı bana. dişlerine ve diş etlerine baktığını anlıyorum. genetik etkenler de var, evet. ama bu normal bir durum değil dedi. sen bir şeyler yaşamışsın dedi. duygu durumları yaşamışsın dedi kadın. bunun başka bir açıklaması olamaz dedi. kibarca incinmişsin dedi yani. ablacım, travmaların kralları bizde dedim tabi içimden. sonra geçti tabi bu düşünce. bir şekilde kabullenmek lazım. kabullenince hayat çok daha kolay.

ne çok konuştum lan. ama iyi geldi he. ne zamandır kendi kendime bu kadar konuşmamıştım. kendi kendime laf lafı bu kadar açmamıştı epeydir. hep morrisey'in suçu. namussuz herif bu kadar güzel şarkılar yapılır mı lan? i know it's over parçasını loop'a almıştım. içmeden sarhoş etti şerefsiz. ama iyi oldu lan. iyi geldi bana yani. neyse...

devamını gör...
5439.
anasının gözü! ne biçim şey be.
valla bi değişik hayranım bunu edeyim şuraya itiraf.
devamını gör...
5440.
sözlük yazarlarının fotografları başlığına fotoğraf koydum. milleti 30-40 kişi beğenmiş, beni...
beni...
neyse.
yo hayır gözlerim dolmadı! esneyince öyle bi şey oldu işte.
valla bir şey yok ya! iyiyim ben.
biraz yalnız kalmak istiyorum sadece.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim