4961.
pişman olmam dediğim her şeyden pişman oldum, artık daha temkinli yaşıyorum.
devamını gör...
4962.
-yaptığım hataları unutmak için daha büyük hatalar yapıyorum.

- yaptığım bu hataları çok sonradan fark ediyorum, geri dönüp düzeltmek gibi bir olasılığım olmuyor çoğu zaman, iş işten geçmiş oluyor.

- hatalarımın hiçbirinden de ders çıkarmıyorum, aynı hataları hata olduğunu bile bile üst üste yapmaya devam ediyorum farklı bir sonuca ulaşmayı umarak. aslında farklı bir sonuca ulaşmayı umarak diyemem, farklı bir sonuca ulaşmayı bekleyerek. olmayacağını bile bile yine de bekliyorum.

*
devamını gör...
4963.
bir hafta önce kaza geçirip yoğun bakımda beyin ölümü gerçekleşmiş ve yarın fişi çekilecek olan arkadaşımı konuşacak kimsem yok. olaydan bugün haberim oldu. yoğun bakıma girdim yanına. doktor 5 gün önce öldüğünü söyledi!

kalabalıklar içindeki yalnızlıktan çıkıp çırılçıplak bir yalnızlık içine gark oldum.

psikolojik olarak çöktüm ama ayaktayım mesajı içeriyorum.

içim gri bir balon ve gün geçtikçe şişiyor.

hulâsa iyi değilim galiba, sanırım, bence.
devamını gör...
4964.
her salı şov tivi'de bahar isimli diziyi izliyorum. umarım kötü adamlar kulübünden atılmam.
devamını gör...
4965.
bazen - ki çoğu zaman- çok kötü hissediyorum. çok efkarlı ve sıkıntılı oluyorum. nefes alamıyorum.
bazen de öyle mutlu ve umutlu hissediyorum ki anlatamam.. sabah ayrı akşam ayrı bir ruh hali.

ne biliyim yaşamak hem bir çile hem mutluluk. çok şükür şu dakikamıza diyelim.
devamını gör...
4966.
içimde acayip bir ilim insanı olma isteği var ama biraz durunca geçiyor.
devamını gör...
4967.
dün açıp yarısını yediğim, kalan paketin de ağzını büzüştürüp çöpe atarım dediğim ve bir kenara koyduğum cipsi bu akşam yedim. evet yaptım. siz benim neler çektiğimi nerden bileceksiniz.
devamını gör...
4968.
sevdiğim bir yazara küstüm, kendi de bilmiyor daha.
devamını gör...
4969.
geceleri akla gelen saçma sapan düşüncelerden nefret ediyorum. misal şu an düşünüyorum da
onca insan tanıyoruz, çok azına güveniyoruz. şimdi o azınlıkta dahi güvenebileceğimiz kimse yok. bazıları hâlâ hayatımızda belki, affediyoruz ama geçmeyen birçok şey var.
bir tane ya sadece bir tanesi şu güveni boşa çıkarmasaydı ne olurdu? çok kişi var ama kimse yok. kimseye bırakamıyorsunuz kendinizi. bazen sizin dahi kendinizi boşluğa bırakasınız geliyor. kimsenin tutmayacağından da zaten eminiz. insanoğlu kusurlarla dolu ve biz bunu bile bile bağ kuruyoruz.
devamını gör...
4970.
#2994723

çünkü insan, kimseye güvenmemeyi en güvendiğinden öğrenir.

maalesef
devamını gör...
4971.
çünkü insan, ne yaparsa yapsın ne derse desin bir türlü inandırıcı olmayı başaramıyordu. olmuyordu.
devamını gör...
4972.
hırsımı, hayalimi, heyecanımı kaybettim, fenerimin pili bitti göz bebeğindeki ışıklarımın parıltısı sönük, bir bebek gibi oturmuş sessiz çığlıklarla ağlıyorum duyun beni tutun elimden, isyan değil tanrım sadece istek nolur…
devamını gör...
4973.
şu an ki insan popülasyonunun dünyanın kaldırabileceğinden çok fazla olduğunu düşünüyorum
bill gates babanın dediği gibi. dünyadaki ızdırabın durması için bir reset gerekiyor sanki

çin, hindistan,pakistan afganistan iran ekstra dan da israil kapatılsın. kısırlaştırma da olur. lan ben cidden insan sevmiyorum he. bizde de şöyle bir 30 milyon artı mülteci olmasa ülke yeniden yeşerir. ne güzel olmaz mı özgür bey, cık.

hayal işte
devamını gör...
4974.
aynı anda sevgi ve nefret beslemek çok berbat bir şeymiş
devamını gör...
4975.
uyuyabilmek için çember içinden atlayan koyunları sayıyorum her gece kafamda
devamını gör...
4976.
anlatamamak, anlaşılamamak. dile gereken sözlerin gelmemesi, kulağın istediğini duyamaması. istediğini, istediğine istediğin gibi aktaramamak. en zoru buymuş.
devamını gör...
4977.
onun ceketini hâlâ giyiyorum

"there are things you gave me that
i'll never give back, there is light white and there's dark, dark black and
i'll always be wearing your jacket"

türkçenin cinsiyetsizliği çok güzel bir şey. bir erkeğe ithaf edilen bir şarkıyı çevirdiğimde -en azından başlığını çevirdiğimde- bir kadına ithaf ediyormuşum gibi olabiliyor. "onun ceketini hâlâ giyiyorum" diyor şarkıda. yani ortada bir ceket de yok aslında benim hikâyemde, ona aldığım bir çift eldiven var ve o eldivenler hâlâ onda, aksi zaten olamazdı. acaba aldığım eldivenleri ayrılmış olmamıza rağmen hâlâ giyiyor mudur, ya da ankara'nın bir barından garsonlar ve müşterilere göre fazla ateşli öpüştüğümüz için "isterseniz bir otel tutun" diye ayırılmaya çalıştığımızı -başarısızca, barın kapısının önünde onu cama yasladığımı o gece vücuduma giren ancak akla havsalaya girmeyecek alkol miktarına rağmen ben hatırlıyorum- hatırlıyor mudur?

ortada bir ceket yok. şarkı erkeğe değil, kadına gidiyor. sadece bir çift eldiven var. yani bağlam açısından bakacak olursak, her şey yanlış ancak ben nesnelerin oldukları yerde durmasından hoşlanmıyorum. doğuştan yapısökümcüyüm.

eldivenlerimi hâlâ giyiyor musun? [evet, takıyor musun deniyor, biliyorum ancak mot-a-mot çevirince 'giyiyor musun' oluyor. böyle de sevimli]
devamını gör...
4978.
bazen ergenliğe dönmek için linkin park dinliyorum. metal müziğe gönül verenler eziklemez umarım.
devamını gör...
4979.
aşamıyorum
devamını gör...
4980.
"sen bana geç geldin, ben sana erken"
keşke ben yazabilseydim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim