5201.
görmek için ekranı salla, x için ekranın şurasına dokun, buna tıkla gibi komutları görünce yapmadan duramıyorum.

saçma sapan testler çözdüm bu uğurda, durduramıyorun kendimi.

bana öyle komut vermeyin.
çünkü,
yaparım. *
devamını gör...
5202.
az önce illegal bir şey yaptım.
hiç de pişman olmadım, muhtemelen yine yaparım*
devamını gör...
5203.
kafa izni almıştım. sonra aklıma çok kötü bir şaka gelmişti ve sırf bunu yapmak için hesabımı geri açtım. daha sonra birisi bana seslendi ve ekrana tekrar baktığımda bu şaka aklımdan uçup gitmişti. evet, hala kötü şakalar yapabiliyorum ancak o şaka başkaydı, kıymetliydi. şimdi zihnimin derinliklerinde bana kötü kötü gülüyor. o palyaço bendim
devamını gör...
5204.
çok mutluyum sözlük sevmek çok güzel bir şey ama güzel sevilmek bambaşka. insanın içine demir eritecek bir sıcaklık dünyayı sırtlayacak bir kuvvet bahşediliyor sanki.
devamını gör...
5205.
her şeyi mahvedeceğini bildiğim halde, bir gün yeniden aşık olacağım sanırım.
yine de temkinli davranacak ve uzak duracağım.
devamını gör...
5206.
hoşlandığım kişiyi elf dili öğrenip konuştuğunu tahayyül ediyorum ve bu beni deli ediyor.*
edit: gereksiz
devamını gör...
5207.
madalya, formata uygunluk, yeni birileri ile tanışma hevesi hak getire...sözlük benim için 3 kategoriden ibaret olmaya başladı.

1: fenerbahçe başlıkları,
2: radyo başlıkları,
3: nickaltı şeysi, her bişeysi

(bkz: tükenmişlik sendromu)
devamını gör...
5208.
bir anda alaniaris ağabeyin attığı karikatür sonrası aklıma geldi... senelerdir ara ara aklıma geldikçe vicdanımı sızlatan bir olayı anlatacağım size.

ben çocukken aile üyelerim çok çekti benden, bilhassa rahmetli babaannem... hiç unutmam rahmetlinin en çok kullandığı söz, ''bu çocuğun doğacağını bilsem seni de doğurmazdım yaşar...'' derdi babama. o kadar sevmezlerdi beni, haksız da değiller ya, neyse.

ilkokul 2.sınıfa gittiğim dönem. annem ağır depresyon nedeniyle hastanede, babam da onunla birlikte kalıyor, sabahlıyor hastane köşelerinde... beni etkilemesin hastane diye babaanneme bıraktılar, babaannem de en sevmedikleri oğullarının evladı olduğum için beni ayrı sevmiyor, ben de bayılmıyorum kendisine.

halamın kızı da benim gibi tek çocuk, onunla birlikte büyüdüğümüz için öz kardeş gibiyiz, elimize kolonya şişesini alıp babanneme şarkılar söylüyoruz, babannem kim daha iyi söylerse onu birinci seçiyor ve ona para veriyor. buse ablamı ayırdığı için ben üzülüyorum, geriliyorum, tek çocuk şımarlıklığım devreye giriyor, ''hayır ulan birinci bendim... ben daha güzel mustafa sandal söyledim!'' diyorum, ortalığı kaldırıyorum ama bir tepki göremiyorum.

birkaç saat geçiyor, babaannem üzüldüğümü görüp ''gel omuzlarıma masaj yap sana da para vereyim, internete git.'' diyor. yüzümde bir gülümseme beliriyor, ''olur babaanneciğim.'' diyorum yüzsüz yüzsüz. geçiyorum masaj yapmak için, ''babaanne saçlarına da masaj yapayım mı? dur kolonya dökeyim hatta daha iyi olur.'' diyorum, yaşlı kadın olur diyor, nasıl olsa hayır dese de dökeceğimi biliyor.

saçlarına bocalıyorum kolonyayı, koltuğun kenarında sigara paketi ve çakmak çarpıyor gözüme. çakmağı alıyorum, babaannemin saçlarına götürüp çakıyorum.

babaannem gta vice city'de yanan arabalar gibi gözüküyor gözüme, gülüyorum, rahmetlinin koşarak banyoya girdiğini, saçını soğuk suya doldurduğunu görüyorum. sonrasında babamı arıyor ve bir daha gelmesin pinky bana diyor, babam geliyor, olayları öğrenince dayak yiyorum. sonra bütün akrabalarım beni gördükçe, ''ulan yılan, sen nasıl arife teyzeyi yaktın anlatsana...'' diyerek kendi hallerinde eğleniyorlar.

ara sıra aklıma geldikçe gerçekten üzüyor beni bu durum. ulan bir insan babaannesini nasıl tutuşturur ya?
devamını gör...
5209.
şu an aşırı aşırı çok pizza söylemek istiyorum. yapmayacağım ancak yaklaşık 48 dakika boyunca bunu düşüneceğim. yarappim bana dayanma gücü ver. my lord aklıma mukayyet ol. hayat çok zor bir yolculuk ve zorlu bir 48 dakika beni bekliyor.
devamını gör...
5210.
bana bu sözlükte az önce bu şarkıyı yolladılar, iffetimi zor koruyorum, yarabbim inşallah başıma kötü bir şey gelmksksklsllsmanjananma

devamını gör...
5211.
asansörde teksem, evet o koku benim içimden çıktı...
devamını gör...
5212.
arkadaşlar, en alttaki ekran görüntüsünde gördüğünüz gibi tek takip ettiğim başlık, kendi nick altım. kimseye nick altı da girmiyorum. sözlüğe geldiğimde nick altı başlıkları sol frame'e düşüyordu ve ben hiç bulaşmayayım bu işe demiştim. birkaç istisna oldu ama onlar da çok önemli şeylerdi. kimse alınmaz umarım. yani böyle bir prensip kararını daha sözlüğe geldiğim zaman almıştım. ama "üstteki yazar hakkında düşünülenler" gibi başlıklarda, sevdiğim yazarları yakaladım mıydı affetmem, övgülerimi dizerim. hehah.

ayrıca, karma zengini olmama rağmen "takipçilerini gör" şeysini de satın almadım. demin biri beni takip etti. kim, bilmiyorum mesela. böyle "gizemli" daha cazip geldi bana. günün birinde alabilirim tabii belki, aklıma eserse. ama şu anda öyle bir merakım yok.

hiç ukde bırakmadım ve doldurmadım. aslında bazı açtığım başlıklar birilerinin ukdeleri çıkabiliyor ama ben başlığı yazıp büyüteç ikonuna tıkladıktan sonra görüyorum bunları. yani hiç ukde avına çıkmadım şimdiye kadar.

sözlük kullanma alışkanlıklarımla ilgili aklıma gelen tüm itiraflarımı sıraladım. *

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
5213.
zaman algımı kaybettim sözlük. ben kimim, kaç yaşındayım, nereden gelip nereye gidiyorum hiçbir fikrim yok. sanki bir kara delik beni kendine çekiyor, kurtulamıyorum.
devamını gör...
5214.
2 sene once buraya bi itiraf yazmisim. onu suan yasadigimi itiraf ediyorum sozluk. hangi kafayla bunu istemissem de o kafama bi eylemler yapmak istiyorum. insanin entrysi bile manifest olur mu ya. bayilmak bile kurtarmaz artik beni
devamını gör...
5215.
cinsellik konusu açıldığında geriliyorum.
*
devamını gör...
5216.
bu yaşıma kadar olan en kötü hafta sonumu geçirdim. (sağlık açısından)
resmen ayağa kalkamadım ya, krallar da düşermiş*
devamını gör...
5217.
ben büyük tuvaletimi yaparken rahat olsun diye soyunuyorum.
devamını gör...
5218.
- herhangi bir yazıyı hevesle yazmakta artık inanılmaz zorlanıyorum. eskiden bir kalem pil hakkında bile paragraflarca, coşkuyla yazı yazacak enerjiye sahip olduğuma inanamıyorum. içimden sadece zor ve beni rahatsız eden şeyleri yazmak geliyor, o da kaynağını coşkudan ziyade zehir akıtma dürtüsünden alıyor. klavyenin üstüne ağır petrol gibi simsiyah, leş bir ruh dökümü yapacağım gibi. zamansızca okuyası gelecek olanlardan şimdiden özür dilerim.

- son zamanlarda ne kadar kolay yalan söylediğime hayret ediyorum. sadece işimi görmemi sağlayacak sıkıcı yalanlar da değil. sevdiğim, en azından bir zamanlar değer verdiğim insanlara dahi çok kolay yalan söyleyebiliyorum.

- azar azar da olsa sigara içer oldum. bunu yapacağımı hiç tahmin etmezdim mesela. değişmesi inanılmaz zor –hatta gerek fiziksel gerek mental stabilliği arkadaş çevresinde espri mezesi hâline gelmiş- biri olarak kendimi şaşırttığım bir başka alan da bu.

- üstteki iki madde alakasız gibi ama değil aslında. iki eylem de icra edildikten sonra ciğerimde iğrenç bir tat bırakıyor. yine de benzer sıklıkta ikisine de yeniliyorum bu aralar.

- bu değişimin kökeninin yıllardır hastalıklı bir şekilde devam ettirdiğim “kasten yarattığım pişmanlıklardan keyif almaya çalışma” alışkanlığımda yattığını biliyorum. yapmam gereken bir şeyi bilerek ve isteyerek yapmadığımda (veya tam tersi durumlarda), söylemem gereken bir şeyi söylemediğimde kafamda yankılanan “olsun, bunun yaratacağı acı senin yakıtın olacak. bununla ilgili bir şey yazacaksın, çizeceksin, kurgulayacaksın ve bu sahte trajediden çocuksu bir keyif alacaksın” sesi iyice boğuldu. ne o keyfi alabiliyorum artık, ne kendi geleceğime zarar verme dürtümü baskılayabiliyorum.

- yıllarca yuvarlak bir masada oturtup uzlaşmaya vardırdığım farklı zamanlardan gelen “kendi” sürümlerim arasında bir gerginliğin oluşmaya başladığını hissediyorum. çoğu insanın erkenden –ve dürüstçe- tecrübe ettiği “geçmişteki hâline kızma” sürecini yaşamış olmam gerekenden çok geç yaşıyor gibiyim. on yıl önceki hâlim ve on yıl sonraki hâlimi aynı odaya koyamıyorum artık. kavga etmeleri her zamankinden daha olası geliyor ve ben on yıl önceki hâlimi daha fazla koruyacak enerjiye sahip değilim.

- sevdiğim bir arkadaşım bir sohbetin orta yerinde “valla yaşanmışlığın olmadığı yerde zaman duruyo abi” demişti. orda burda nejat işler’e atfedilen sözlerden gibi ama aklıma geldikçe ne kadar isabetli olduğunu düşünüp çıldırıyorum. hayatım bir futbol maçı olsa ve hakem o “yaşanmışlığın olmadığı” zamanlarda kronometreyi durdurmuş olsa, şu ana kadar yaşadığım hayatın en azından bi dörtte birini uzatmaya eklemesi gerek. yaşaması gerekenden –veya öyle hissettiği eşiği geçtikten sonra- bir saniye bile fazla yaşamaktan delicesine korkan biri olarak bu kayıp zaman uykumu kaçırıyor.

- bazı insanların hafızamda bıraktığı ufak anlar, pembe bir toz bulutunun arkasında gizlenmiş dakikalar, kulağımdan gitmeyen bazı fısıltılar veya sertçe söylenmiş kelimeler tahmin ettiğimden çok ama çok daha fazla yer tutuyormuş hayatımda, bunu da fark ettim. bunların uykumu kaçırmasına asla izin vermezdim mesela bir iki yıl öncesine kadar. beynimin vıcık vıcık kıvrımlarının arasında çok güvendiğim, düşüncelerimi harici faktörlerden koruyan kusursuz bir zar varmış ve o zar iğne iğne delinmiş gibi hissediyorum.

- eskiden boş zamanımda hevesle bir şeyler yapabilmemi de o zara borçluydum sanırım. o yıprandıkça kendimi insanlardan ayırarak, sadece yalnız başıma var olarak hayattan keyif alma becerimi yitiriyorum. sinemaya, bir kafeye, restorana tek başına gidemeyen, illa biri(leri)nin eşliğine ihtiyaç duyan ve son yirmi yıldır alay ettiğim o aciz insanlara dönüşmekten korkmaya başladım.
devamını gör...
5219.
hocamın kongreye gidip de datamı sunması için gece gündüz çalışıyorum. istatistik yapan yerlerim ağrıyor artık.

concertalı kahve mi içsem :/
devamını gör...
5220.
ne olacaksa olsun, öyle değil mi?
-öyle değil işte, olacaklardan kaygı duyarım

hayatın bir anlamı yoktur. önemli olan keyifli anlardır.
-kendime katılıyorum. keyif alamamaktan korkuyorum. keyif kelimesi kefire de benziyor bazen karıştırıyorum

insanlar şöyledir, böyledir
-evet, onlar öyledir. peki ben neyimdir? işte, şöyle böyle olmaktan çekiniyorum.

nezaket önemlidir
-görmezden geldiğim ve selamlaşmadığım cok oluyor.

akıl akıl, gel peşime takıl
-akıllı olmak bir zulümdür. önceki aptallıklar sürekli peşindedir, peşinde olan akıl değildir.

istersem yaparım
-heh yaparsın. bazı şeyleri de yapamazsın.

sakinim
-hayır. yavaş ilerleyen şeylerin ilerlemesini bekliyorum. araban yolda kalırsa yardim çağırıp oturur ve beklersin. yardım çağırmadıysan da oturur ve beklersin.

bir kurtarıcı yoktur.
-hayir vardır. kendimimdir. fakat tembelimdir.

tembelim
-hayir korkuyorum genelde istediğim şeyi gerçekleştiremem diye.

korkuyorum
-kaygidir, geçer aslında, muhtemelen tembellik.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim