yazarların itiraf köşesi
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
başlık "mırmır" tarafından 14.11.2020 21:09 tarihinde açılmıştır.
5561.
yardım etmeye çalıştığım birinin arkamdan konuştuğunu öğrendim.
al sana itiraf.
boşuna yordun beni bebeğim.
al sana itiraf.
boşuna yordun beni bebeğim.
devamını gör...
5562.
bazen kalbimi çıkarıp yoğurup yoğurup sertleştirip geri koymak istiyorum.
dün işten sonra güzellik uykusuna yatmıştım. iyi de uyumuşum. sonra rüyamda hastalardan birini gördüm. yaşlı bi amca. detay hatırlamıyorum. kalbimde bir sızıyla uyandım.
niyeyse bana malum oluyor böyle şeyler, adamcağız rahmetli olmuş. nur içinde yatsın. ölüme alışmak garip bi duygu.
dün işten sonra güzellik uykusuna yatmıştım. iyi de uyumuşum. sonra rüyamda hastalardan birini gördüm. yaşlı bi amca. detay hatırlamıyorum. kalbimde bir sızıyla uyandım.
niyeyse bana malum oluyor böyle şeyler, adamcağız rahmetli olmuş. nur içinde yatsın. ölüme alışmak garip bi duygu.
devamını gör...
5563.
günaydın sözlük başlığına yazanları ayrı seviyorum. ne bilim bana samimi, sıcak insanlar geliyorlar. onlarla büyük bir kahvaltı sofrasında buluşmak ve günaydınlaşmak* istiyorum. çok güzelsiniz ya.. ya da ben çok ponçik bir insan oldum.
günaydın sözlük başlığına her gün bakmama sebep olan ve bana günlük anılarıyla pozitiflik aşılayan günaydın dostlarıma selam olsun. benden çıka çıka böyle bir itiraf çıkar. dibine kadar günaydın be..
edit: #1718474 aman allahım ben daha önce neler itiraf etmişim..
günaydın sözlük başlığına her gün bakmama sebep olan ve bana günlük anılarıyla pozitiflik aşılayan günaydın dostlarıma selam olsun. benden çıka çıka böyle bir itiraf çıkar. dibine kadar günaydın be..
edit: #1718474 aman allahım ben daha önce neler itiraf etmişim..
devamını gör...
5564.
son 2,3 aydır o kadar yorgun ve bitkinim ki. içimde dinmeyen bir acı ve bitmeyen pişmanlıklar silsilesi... belirli bir yaşa kadar çoğu kız çocuğu gibi babasının prensesiydim. sonra nasıl olduysa aynı evde sürekli tartışan iki yabancıya döndük. uzun zamandır bu durum devam ederken farklı şehirlerde yaşamamızla iyice uzaklaşmıştık birbirimizden. hiçbir zaman sevgisini çok ifade edebilen bir adam olamadı ama içten içe beni çok sevdiğini hep bilirdim. geçen gün yine saçma sapan bir sebepten dolayı kavga ettik. dayanamadım çat diye aradım. önce kızdım, sonra üzüldüm ve dakikalarca ağladım. sadece "seni çok seviyorum ve seni çok özledim baba" diyebildim. "ben de seni çok seviyorum kızım, ne olursa olsun sen benim hep biricik kızımsın, gözbebeğimsin. ben sana hiç kıyabilir miyim?" dedi. ben daha çok ağladım. başka hiçbir şey söyleyemedim ama bir bilsen baba. birçok şeyden o kadar pişmanım ki. ve tekrar söylüyorum, küçük kızın seni çok seviyor...
devamını gör...
5565.
merdivene kafamı vurdum demin, tamam çok da yaratıcı bi an değildi ama tuvaleti ararken merdivenle öpüşmek son isteklerimden biridir. uyku sersemliği de yok normaldim. salakljk gibi
devamını gör...
5566.
insan mutluluğa da mutsuzluğa da alışıyor. ikisi de çok tehlikeli.
devamını gör...
5567.
benim daha kendime itiraf edemediklerim var burada herkese nasıl söyleyeyim?!
bu da bir itiraf bence.
bazen de neden ben diye yakınıyorum ağrı, acı, üzüntü çekerken. halbuki neden ben olmayayım, hayat herkese adil mi sanki!
bu da bir itiraf bence.
bazen de neden ben diye yakınıyorum ağrı, acı, üzüntü çekerken. halbuki neden ben olmayayım, hayat herkese adil mi sanki!
devamını gör...
5568.
yaşanıp biten şeyleri özlüyorum
devamını gör...
5569.
daha yapmadım bunu itiraf edeyim. halledince yine itiraf edicem buraya allahın izniyle.
devamını gör...
5570.
son zamanlarda kendimden daha da nefret ediyorum.
dışarıdan bakınca nefret edilecek biri gibi gözükmediğimi de biliyorum aslında, keşke kendimi sadece dışarıdan bir gözle bakan biri gibi görebilseydim.
ama asıl duygularımın, kalbimden geçen şeylerin. kaçmaya çalıştığım tüm şeylerin farkındayım ve bu beni kendimden soğutuyor. kendimi tanıdıkça kendimden daha da uzaklaşıyorum.
o kadar önemli bir konu da değil aslında. kendimi o kadar önemli bir konu olarak göremiyorum, kafaya takılacak binbir problem varken bu konu üzerinde kafa yormak garip geliyor ama kendimi durduramıyorum işte.
tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan çıkar konusu bile daha önemli gibi ama neyse işte.
umarım sadece kendimi tanıdığımı zanneden birinin tekiyimdir.
böyle deyince de bok gibi birisiymişim gibi anlattım kendimi. öyle değilim aslında ama insanlara yansıtamadığım her şeyin sinirini kendimden çıkartan pasif agresif birisiyim desem daha doğru olur.
bu da bir diğer itiraf olsun, pasif agresifin kelime karşılığıyım ve iğrenç bir durum.
sadece agresif kalsaydım bile olurdu ama pasif eklenince o pasiflik kusma hissiyatı yaratan duygular uyandırıyor.
üçüncü itiraf, insanlara duygularını belli etmekten korkan ve asıl duygularını belli edemediği için gereksiz patlamalar yaşayan biriyim.
daha kötüsü ise asıl sorunun üzerini örtmek için başka şeyleri problemmiş gibi görebiliyorum.
dördüncü itiraf, bu yazdığım şeylerde bile kendimle alakalı asıl problemi itiraf edemedim. asıl problem kendimle yaşadığım sorunlar ya pasif agresiflik falan değil. sadece bunları kelimelere dökerek anlatabilmek daha kolay asıl probleme göre.
dışarıdan bakınca nefret edilecek biri gibi gözükmediğimi de biliyorum aslında, keşke kendimi sadece dışarıdan bir gözle bakan biri gibi görebilseydim.
ama asıl duygularımın, kalbimden geçen şeylerin. kaçmaya çalıştığım tüm şeylerin farkındayım ve bu beni kendimden soğutuyor. kendimi tanıdıkça kendimden daha da uzaklaşıyorum.
o kadar önemli bir konu da değil aslında. kendimi o kadar önemli bir konu olarak göremiyorum, kafaya takılacak binbir problem varken bu konu üzerinde kafa yormak garip geliyor ama kendimi durduramıyorum işte.
tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan çıkar konusu bile daha önemli gibi ama neyse işte.
umarım sadece kendimi tanıdığımı zanneden birinin tekiyimdir.
böyle deyince de bok gibi birisiymişim gibi anlattım kendimi. öyle değilim aslında ama insanlara yansıtamadığım her şeyin sinirini kendimden çıkartan pasif agresif birisiyim desem daha doğru olur.
bu da bir diğer itiraf olsun, pasif agresifin kelime karşılığıyım ve iğrenç bir durum.
sadece agresif kalsaydım bile olurdu ama pasif eklenince o pasiflik kusma hissiyatı yaratan duygular uyandırıyor.
üçüncü itiraf, insanlara duygularını belli etmekten korkan ve asıl duygularını belli edemediği için gereksiz patlamalar yaşayan biriyim.
daha kötüsü ise asıl sorunun üzerini örtmek için başka şeyleri problemmiş gibi görebiliyorum.
dördüncü itiraf, bu yazdığım şeylerde bile kendimle alakalı asıl problemi itiraf edemedim. asıl problem kendimle yaşadığım sorunlar ya pasif agresiflik falan değil. sadece bunları kelimelere dökerek anlatabilmek daha kolay asıl probleme göre.
devamını gör...
5571.
kuryenin, kargonun, teslimat görevlisinin, taşınma sırasında eşya taşıyan adamın vs asansörü olmayan binada üst kata çıkıp inmeyi istememesini hadi bir nebze anlayabiliyorum. ama asansör varsa lütfen o asansörle gel kapıma be adam.
bakın sırf kupondan koddan indirimden falan yararlanmak için üçe böldüğüm siparişin hepsini aynı kurye getiriyor, apartmanın kapısında otomattan bana diyor ki "abi yukarı çıkmayıp asansöre koysam olur mu". kral sana sipariş başına 25 kağıt para verdim ben. zaten bana geldiğinde başka atacağın 2 paketin parasını aldın, lütfen gel o üst kata. yemeğimi asansörün zeminine koyma kurye kardeş. beni üzme olur mu.
hadi kahve içelim deyip de kahveyi bana yaptıran, bardağını dışarı taşıttıran iş arkadaşımla bu kurye aynı gözümde vallahi bak. çok seviyorum ikisini de ama dövesim geliyor.
bakın sırf kupondan koddan indirimden falan yararlanmak için üçe böldüğüm siparişin hepsini aynı kurye getiriyor, apartmanın kapısında otomattan bana diyor ki "abi yukarı çıkmayıp asansöre koysam olur mu". kral sana sipariş başına 25 kağıt para verdim ben. zaten bana geldiğinde başka atacağın 2 paketin parasını aldın, lütfen gel o üst kata. yemeğimi asansörün zeminine koyma kurye kardeş. beni üzme olur mu.
hadi kahve içelim deyip de kahveyi bana yaptıran, bardağını dışarı taşıttıran iş arkadaşımla bu kurye aynı gözümde vallahi bak. çok seviyorum ikisini de ama dövesim geliyor.
devamını gör...
5572.
çok yalnız hissediyorum.
daha doğrusu yalnızım.
eskiden bir şekilde başa çıkıyordum ama yaş aldıkça daha çok zorlanmaya başladım
daha doğrusu yalnızım.
eskiden bir şekilde başa çıkıyordum ama yaş aldıkça daha çok zorlanmaya başladım
devamını gör...
5573.
"hilies nihtes ki alles toses s'agapo "*
devamını gör...
5574.
günlüğüm gibi düşün bunu ama süslü harflerle yazmıyorum, çünkü elimde kalem yok, motivasyonum yok, bir de hayat enerjim yok. kısacası ben bir yokum.
yalnızlık mı? onunla artık senli benli enseye şaplak göze parmak gibiyiz. sabah kahvaltımı onunla yapıyorum; çay bardağımın karşısında oturuyor, sessizliğiyle başımı şişiriyor. arada tuzluğu uzatıyor hayal gücüm, sağ olsun, onu da oyalıyoruz.
artık insanlar sormayı bıraktı: nasılsın? diye.
çünkü cevap hep aynıydı: iyiyim ki bu, türkçede batıyorum ama seni de üzmek istemem demek. zaten başımın belası bu insanları üzmek istememem. artık kendime bile nasılsın demiyorum. kendimle ilişkimiz biraz mesafeli, biraz pasif-agresif. bazen aynada göz göze geliyoruz, sen hala buradaymışsın der gibi bir bakış… gözlerim bile bana trip atıyor, yaşama sevincin yok ama yine de uyanmışsın bu sabah diyor sanki.
hayat bazen bir labirent gibi geliyor ama çıkış kapısı yok. dinazorlar bile uğramıyor artık rüyalarıma, onlar bile sıkılmış benden . sıkıntım öyle seviyede ki, içsel boşluğumun artık bir posta kodu var. google mapste bile konumum için bilinmiyor diyor.
manevi sıkıntılar mı? onlar içimde salsa yapıyor. arada biri durup her şey bir gün geçecek diyor. doğru olabilir ama korkum şu: her şey geçerken ben yerimde mi sayacağım? yaşamak bir yolculuksa, benim trenim makinistsiz gibi. kendi kendine gidiyor, freni de yok, ama istasyonlara uğramayı da hiç sevmiyor.
sonuç? hayatla olan ilişkim karmaşık statüsünde. ruhum kırık, ama yapıştırıcı niyetine espriler yapıştırıyorum her yerine. kim bilir, belki bir gün gülmekten çatlayınca içimdeki boşluk da dağılır.
ama şunu söyleyeyim: yalnızlık kötü bir şey değil. kötü olan, yalnızken çalan kapının yine kargo olması. ve gelen şeyin siz evde yoktunuz, şubeden alabilirsiniz notuyla geri gitmesi.
yalnızlık mı? onunla artık senli benli enseye şaplak göze parmak gibiyiz. sabah kahvaltımı onunla yapıyorum; çay bardağımın karşısında oturuyor, sessizliğiyle başımı şişiriyor. arada tuzluğu uzatıyor hayal gücüm, sağ olsun, onu da oyalıyoruz.
artık insanlar sormayı bıraktı: nasılsın? diye.
çünkü cevap hep aynıydı: iyiyim ki bu, türkçede batıyorum ama seni de üzmek istemem demek. zaten başımın belası bu insanları üzmek istememem. artık kendime bile nasılsın demiyorum. kendimle ilişkimiz biraz mesafeli, biraz pasif-agresif. bazen aynada göz göze geliyoruz, sen hala buradaymışsın der gibi bir bakış… gözlerim bile bana trip atıyor, yaşama sevincin yok ama yine de uyanmışsın bu sabah diyor sanki.
hayat bazen bir labirent gibi geliyor ama çıkış kapısı yok. dinazorlar bile uğramıyor artık rüyalarıma, onlar bile sıkılmış benden . sıkıntım öyle seviyede ki, içsel boşluğumun artık bir posta kodu var. google mapste bile konumum için bilinmiyor diyor.
manevi sıkıntılar mı? onlar içimde salsa yapıyor. arada biri durup her şey bir gün geçecek diyor. doğru olabilir ama korkum şu: her şey geçerken ben yerimde mi sayacağım? yaşamak bir yolculuksa, benim trenim makinistsiz gibi. kendi kendine gidiyor, freni de yok, ama istasyonlara uğramayı da hiç sevmiyor.
sonuç? hayatla olan ilişkim karmaşık statüsünde. ruhum kırık, ama yapıştırıcı niyetine espriler yapıştırıyorum her yerine. kim bilir, belki bir gün gülmekten çatlayınca içimdeki boşluk da dağılır.
ama şunu söyleyeyim: yalnızlık kötü bir şey değil. kötü olan, yalnızken çalan kapının yine kargo olması. ve gelen şeyin siz evde yoktunuz, şubeden alabilirsiniz notuyla geri gitmesi.
devamını gör...
5575.
bugün içmem gerek, ta ki yikilana dek.
günlerdir zihnimde dolanıp duruyor. direniyorum. biliyorum ki bir kere ağzıma sürsem gerisi gelecek ve ben gerisini toparlayamayacagim.
günlerdir zihnimde dolanıp duruyor. direniyorum. biliyorum ki bir kere ağzıma sürsem gerisi gelecek ve ben gerisini toparlayamayacagim.
devamını gör...
5576.
en ufak bir dram kırıntısı beni dağıtıyor. yine çok narin olduğum bir dönemdeyim. güzel ülkem de hiç yardımcı olmuyor. 14 yaşında bir geri dönüşüm fabrikasında kolunu kaptırarak vefat eden çocuktan, 7 yaşında sulama kanalında boğulan yavrucağa içim katıla katıla ağlamak istiyorum. tutamıyorum ağlıyorum gerçi.
o kadar kötüyüm ki bu aralar "dikkat kırılır!" yazan bir kutunun içine girip saklanmaya bile varım.
o kadar kötüyüm ki bu aralar "dikkat kırılır!" yazan bir kutunun içine girip saklanmaya bile varım.
devamını gör...
5577.
eski anıları özlemekle aynı zamanda keşke yaşanmasaydı demek nasıl bir duygu karmaşası? çözemiyorum.
devamını gör...
5578.
bu başlığa sanki hep farklı hesaplardan mahsun kırmızıgül yazmış gibi hissediyorum.
devamını gör...
5579.
"5 dakikanızı alabilir miyim?" diye başlayıp, 45 dakikadır aynı konuyu anlatan, evrende var olan her şeyi şikayet eden veliler geldiğinde, ön bürodaki arkadaşa online toplantıda olduğumu söylettiriyorum.
pişman değilim.
pişman değilim.
devamını gör...
5580.
itiraf edemeyecek kadar yorgunum.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288