4941.
istifa etme fikrini aklımdan atamıyorum.

son bir kaç gündür düşündüğüm tek şey bu.

yoruldum.
devamını gör...
4942.
birkaç cümleye sığdırılmış özensiz aforizmalar değildi bizim sevdalanmız eskiden, özenle hazırlanmış düzenli hislerin az bulunur kağıtlara işlenmesiydi tüm aşklanmız; eşsiz, narin, az bulunur, zor yitilir ve silinmez halde. pek de sormuyoruz artık bu kadar kolay yazıya dökülenleri bu kadar kolay silebilirken, bu kadar çok bulup bu kadar çok kaybedebilirken.
devamını gör...
4943.
televizyonda türk dizisi izliyorum.
devamını gör...
4944.
itiraf ediyorum ben bunu ilk seferde anlayamadım.
3 kere okudum. bir baktım ki başıma havlu sarmışım semazen gibi huşu içinde dönüyorum.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
4945.
birkac sene once bir is gorusmesine gittim.
gorustugum kisi bir cok samimi kız arkadasımın eski kocasının ikizi cıktı.
bir de agzı laf yapıyor terbiyesizin:)
boyle karizmatik, tatlı dilli.
ertesi gun haber geldi, ise kabul edildiniz diye.
ben de dedim ki baska bir is oldu, gelemicem.
cunku kendimce prensiplerim var ve sembolik anlamda bile yangına korukle gitmenin anlamı yok.

kendi capımda hep en duzgununu yapmaya calısıyorum.
kimse de anlamıyor beni.
devamını gör...
4946.
birkaç tanım önce (yani bu başlıktaki birkaç önceki tanımında) hafızamla ilgili bir itirafta bulunmuştum: #2936727

ısrarla aynısı/benzeri oluyor ya.

gece girdiğim şu tanımda #2974176 sanki bu balığı ilk kez görmüşüm gibi yazdım ki o anda cidden öyle gelmişti.

sonradan aslında bu resmi çok önceden gördüğümü ve bu balığı bildiğimi hatırladım.

hafızam biraz bilgisayarım gibi sanırım. çok dağınık içerikli sabit disklerim var. kalabalık olmasın diye oraya buraya attığım birçok içerik. yani ille gerektiğinde bulabiliyorum aradığımı ama hakikaten çok düzensizdir bilgisayarımdaki şeyler.

hafızam da öyle galiba. tamamen unuttuğum az şey olur, bir kere belleğime yazıldıktan sonra. hatta bu olduğunda çok şaşırırım. geçenlerde bir dostum vatsaptan bir kitap fotosu attı. "vaay, çok güzelmiş." dedim. "canım, senin hediyendi..." dedi. inanamadım başta zira böyle bir şeyi unutmamam lazımdı. ki aslında hafızam anormal güçlüdür ve incik cıncık detayları bile hatırlarım normalde. sonra yılını öğrendim... 2006 senesinde hediye etmişim dostuma, doğum gününde. sonra 2006 senesini hatırladım... hayatımdaki en stresli ve ne yapacağımı en bilmediğim dönemdi o. demek ki ondan hafızamdan silinmiş. robot değiliz sonuçta. yani duygularımız, ruhsal durumumuz da beynimizin/hafızamızın nasıl çalıştığını etkiliyor.
devamını gör...
4947.
kimi zamanlar asabım bozulmuşken insanlara sataşma isteği kabarıyor içimde. mesela bakınız şuan bir sürü çöp tanımla bu agresif halimi atmaya çalışıyorum. işte böyle zamanlarda o an insanlara sataşma isteği de doğuyor içimde. bakınız, burda kastettiğim durum asla kavga değil.
yani henüz değil.
yani böyle kırk yıllık mahalle esnafı olur ya hani. hiçbir kaygı yansıtmadan dükkan kapısı önüne attığı iskemlede sağa sola sataşıp dalga geçer ve hatta sürekli kafası güzel sanırsın. böyle heyecanlı bir genç görürse onu daha da kaygılandırıcı cümleler kurup eğlenir. yalnızca etraftaki onu tanıyan üç beş kişi onun dilini anlar da şakasına şakayla karşılı verir ve tanımayan diğer insanlar ciddiye alıp cevap verir.
işte bu profil gibi oluyor zihnimin içi bazen. mesela şimdi, tam da şuan.
lakin lakin
benim dediğimi anlayacak esnaf sayısı çok az. yani işte zeka parıltısı manasında demiyorum, aşina olmak gibi bir şeyi kastediyorum.
mecbur işte böyle böyle zaman geçiriyorum bazen.
bazı bazı
kimi vakit
eyle hoştur
devamını gör...
4948.
bazen durup dururken gösterip aynasında söğüt ağaçlarını/yıkıyordu salkım söğütler suda saçlarını ve ankara ankara güzel ankara seni görmek ister her bahtı kara ve akın var güneşe akın söylemeye başlıyorum.
devamını gör...
4949.
linç yemek istemiyorum ama ben kedi köpek sevmiyorum
devamını gör...
4950.
itiraf ediyorum: üstteki yazarı linç etmek istiyorum. sen hadi kediyi boşver, köpek nasıl sevmezsin ya? tamam bitti devam.
devamını gör...
4951.
karıyım lan ben özelden salak salak mesajlar atmayın.
cinsiyetimi öğrensen ne öğrenmesen ne. te allam.
devamını gör...
4952.
kardeşimin çukulatasını ben yediydim
devamını gör...
4953.
çantamdaki tükenmez kalemler bittikçe iş yerimde mekân ve zaman fark etmeksizin gözüme kestirdiğim tükenmez kalemleri çalıyorum.

n'apalım? ihtiyaç. imza vesaire için lazım. koskoca bir iş yerinde resmen tükenmez kalem kıtlığı var. başkasından isteyince de herkes değişik bir surat ifadesiyle "yok" çekiyor. kesin vardır ama yalan söylüyor. sanki canını istedik dürzünün. bu iş yerinde tükenmez kalem eşittir namus gibi bir şey.
devamını gör...
4954.
demin kapanmadan a-101'e gideyim de 2 adet 5'lik hamidiye su alayım dedim..

hem biraz yürüş, spor olur diye..
neyse alışverişimi yaptım eve doğru yürüyordum ki bir apartmanın en üst katından genç bir kızın sesini duydum..
akrabaları olsa gerek bir hanımı ısrarla evlerine davet ediyordu. çay içeriz filan diyordu.. akraba hanım ise başka sefer... diyordu...
sonra genç kız akrabası hanımla kürtçe konuşmaya başladı... akıcı bir şekilde. öyle temiz, öyle şirin...
aman allaaahııımmmm.
ninni gibi geldi. o kadar latif o kadar okşayıcı bir akışı vardı kurduğu cümlelerin. bir an kendimden geçecek gibi oldum. inanın bir ara sendeledim, şöyle bi geriye doğru gidip geldim. hemen toparladım tabii sonra kendimi...
gayri ihtiyari yukarı bakmak durumunda kaldım. peri gibi bir şeydi sanki. çok net göremedim ama belki de ben öyle hayal ettim.. yol bitene kadar onun o güzel sesini, o güzel kürtçesini duydum..
artık ne söylüyordu bilinmez.
klasik bir kürt evinde olduğu gibi akşam yemeklerinden sonra değişmez bir yasa olan çay vakti gelmişti. kim bilsin ne tatlı şeyler konuşuluyordu o tatlı kürtçeden..
ah. ne hoş bir şey yaşadım a dostlar bu akşam...

vuruldum bir nebze. ah şu gönül.
vazgeç şu sevmek işinden vazgeç..
yeter..
devamını gör...
4955.
birçoğu çok güzel rol kesiyor, oscarlık
devamını gör...
4956.
kongrede aziz yıldırım'a oy vereceğim.
devamını gör...
4957.
itiraf ediyorum; bir similasyondayız ama ben size bunu belli etmiyorum normalde.
devamını gör...
4958.
#2976607
melting yazmıyor ki, kurşun atıyor.
kızdırmayın melting' i ya. dalacak sözlüğe uçan tekmeyle en sonunda.
neyse ki, deniz kenarındaydım bugün.
yoksa üstüne alın dur.
#2975658
devamını gör...
4959.
bu hayatı yaşayarak nereye varmak istediğimi kavrayabilmiş değilim.
belki de bir yolculuk sürecidir, varış noktası yoktur, bilemiyorum.
sadece bir şeyleri, hatta birçok şeyi yanlış yaptığımı biliyorum.
belki de yanlışlarımın olması yanlış değildir, bunu da bilemiyorum.
ne bileyim be, hayatın işi belli mi olur .
devamını gör...
4960.
lisedeyken ve üniversitedeyken kendi aklıma gelen şeyleri yazmak için bir defter tutuyordum. çok yıl gibi görünecek lakin defterin yarısından çoğu boş, aklıma gelenler.. neyse dağıtmayacağım.
işte bir gün bir cümle okudum defterden ve dedim ki tövbe bismilla
epppuurrr uffffff bu nasıl güzel cümle
ama o kadar etkilendim ki öyle böyle değil. derhal arkadaşımı aradım ona anlatacağım ve diyeceğim ki 'olmuşum ben'
o da açmadı o an
iyi ki açmamış efendim. pink floyd' un bir şarkısının bir cümlesinin türkçe' sini yazmışım
ben yazmamışım da işte gilmour yazmış
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim