yazarların itiraf köşesi
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
başlık "mırmır" tarafından 14.11.2020 21:09 tarihinde açılmıştır.
4121.
eve geldim ve tek istegim oyun oynamak ben neden oyun oynayamıyorum neden böyle yapayalnızım ya?
neyse. eski flörtüm de koyu akp'li çıktı
gerçi öyleymiş hep belli ki bana çaktırmıyordu demek .
bir de bu adam benim evlenmek isteyince reddetmiştim yıllardır vicdan azabını taşıyordum.
artık buna gerek yokmuş bir yükten arındım iyi oldu.
neyse. eski flörtüm de koyu akp'li çıktı
gerçi öyleymiş hep belli ki bana çaktırmıyordu demek .
bir de bu adam benim evlenmek isteyince reddetmiştim yıllardır vicdan azabını taşıyordum.
artık buna gerek yokmuş bir yükten arındım iyi oldu.
devamını gör...
4122.
kamyon gibiyim, zihnimin şöför koltuğumda kamyoncular var, sırtımda da taşlar, duygusal yükler
devamını gör...
4123.
entrylerinde :) :( :)))) :p :// gibi ifadeler paylaşan yazarları engelliyorum.
devamını gör...
4124.
hayatımdaki herkese gıcık, küskün, kırgın, sinirli olduğum bir dönemdeyim. bazen kendimi kapana sıkıştığı için kendini kurtarmaya gelenlere bile saldıran vahşi bir hayvan gibi hissediyorum. tam olarak hissettiğim şey bu. herkes düşman ve acı çekiyorum.
devamını gör...
4125.
çok ufak yaşlardayken beraber büyüdüğüm en yakın arkadaşımla çizgi karakter clementine'e olan aşkımız yüzünden deli gibi kavgalar ederdik. sonrasında o ayıcık yumoşa vurulmuş(!) ben de beetlejuice filminde tanıdığım winona ryder'a gönlümü kaptırmıştım. kısa bir süre sonra clementine de unutulup gitmişti...
o malum arkadaşımın büyüyünce çok renkli(!) bir cinsel hayatı oldu. winona yaşlandı, ardından natalie portman sahneye girip gönlümüzü çaldı lakin aşkımız yine karşılıksız kaldı ve biz de kırık dökük gönül maceralarımızın ardından balta sapından hallice bir şekilde kendi kendimizin thor'u olmaya devam ettik.
o malum arkadaşımın büyüyünce çok renkli(!) bir cinsel hayatı oldu. winona yaşlandı, ardından natalie portman sahneye girip gönlümüzü çaldı lakin aşkımız yine karşılıksız kaldı ve biz de kırık dökük gönül maceralarımızın ardından balta sapından hallice bir şekilde kendi kendimizin thor'u olmaya devam ettik.
devamını gör...
4126.
log using itiraf
- biriyle sohbet ederken karşımdaki kişi “şunun adı neydi ya” diye anlık duraksadığı zaman, kastettiği kelime ya da isim hemen aklıma gelip de söylediğimde aşırı mutlu oluyorum. öyle böyle değil. neredeyse sohbetin devamındaki bi 10-15 saniyelik kısmı kaçırıyorum mutluluktan. “olm nasıl da bildim hemen ya… sohbetin akışını hiç bozmadan böyle çat diye şeyettim.. bak bilmesem şimdi parmak şıklata şıklata ‘neydi bu yaa’ diye düşünüp duracaktı eleman.. hiç izin vermedim, ulan ne adamım” diye kendimi övgü yağmurlarında ıslatıyorum. sonra kendime geliyor, karşımdakinin unutacağı başka bir terimi yakalamak üzere sohbete dikkat kesiliyorum.
- olağanüstü bir şans eseri kendisine uygun bir partner bulmuş insanların, henüz “bulamamışlara” fakir mümin sekman’ı gibi yaşam koçluğu sunmasını komik buluyorum. bi arkadaşım var, tee lisede bulmuş hayalindeki kızı, 27389 yıldır birlikteler ve çevresindeki bekarlara diyor ki şöyle şöyle ortamlara gir, şunları yap, şunlarla tanış. e bilader kozmik ölçekte yeterince şans bıraksaydın da başkaları da nasiplenseydi madem. emdin, soğurdun masadaki herkesin kısmetini, utanmaz herif. bari tatava yapma, “e tabii nasip bu işler” de ve biranı yudumlamaya devam et.
- hayatın iyice ikili hale gelmiş olmasından rahatsızım. çoğu insan için ya bir şeylerle uğraşıyorsun ve mutluluğu kovalıyorsun ya da yoksun. direkt yoksun. 1 ve 0. bitmiş gitmişsin böyle. "allah boş oturanı sevmez" denirdi küçükken, işitirdim. allah nasıl başardı bilmiyorum ama pek çok insana da aşılamış bu şahsi tercihini. kimse sevmiyor gibi boş oturanı. mesela bi adam, kimseye zararı olmadan, bi köşede oturuyor. sürekli herkesin dilinde. hep oturuyormuş da, kime ne faydası varmış da. lan yarın öbür gün ölecek zaten herif, bi salın.
- insanlara iltifat etme konusunda içimden baya hızlıyım. bir insanla buluşunca fark ediyorum güzel bir şeyleri, hoşuma gidiyor, ama söylemiyorum / söylemek aklıma gelmiyor. sonra mesela üçüncü bir kişi geliyor, benim ilk buluştuğum kişiye bakar bakmaz "aa saçın ne güzel" "kazağın çok hoşmuş" falan diyor. bunları görmesine rağmen hiçbir şey söylememiş "hıyar" konumuna düşüyorum kendi içimde kurduğum mahkemede. eve gidince deftere 120 kere “gömleğin ne güzelmiş ya, nerden?” yazıyorum kendimi cezalandırmak için.
- film önerime karşılık olarak bölüm başı 40 dakikanın üstünde ve 3 sezondan fazla sürmüş bir dizi öneren insana karşı saygımı anlık olarak yitiriyorum. niyetinin iyi olduğunun, kendi beğendiği diziyi benim de görmemi istediğinin ve bunun iki insan arasındaki güzel bir paylaşım olduğun farkındayım; amma velâkin ben sana bunu iki, bilemedin iki buçuk saatte ayarlayabileceğin bir ölçekte sunmuşken benden 74 saat 26 dakikamı ayırmamı bekleme be güzel kardeşim. insan anasından babasından istemez o kadar saatlik bir yatırımı, insaf. kalpler kırılmasın diye “bi ara bakiyim” diyorum, elbette o “bi ara” hiç gelmiyor ve ben, “bana önerilen şeyi izlememiş” vefasız oluyorum. ulan… ya ben neyse bir şey demiyorum.
log close
- biriyle sohbet ederken karşımdaki kişi “şunun adı neydi ya” diye anlık duraksadığı zaman, kastettiği kelime ya da isim hemen aklıma gelip de söylediğimde aşırı mutlu oluyorum. öyle böyle değil. neredeyse sohbetin devamındaki bi 10-15 saniyelik kısmı kaçırıyorum mutluluktan. “olm nasıl da bildim hemen ya… sohbetin akışını hiç bozmadan böyle çat diye şeyettim.. bak bilmesem şimdi parmak şıklata şıklata ‘neydi bu yaa’ diye düşünüp duracaktı eleman.. hiç izin vermedim, ulan ne adamım” diye kendimi övgü yağmurlarında ıslatıyorum. sonra kendime geliyor, karşımdakinin unutacağı başka bir terimi yakalamak üzere sohbete dikkat kesiliyorum.
- olağanüstü bir şans eseri kendisine uygun bir partner bulmuş insanların, henüz “bulamamışlara” fakir mümin sekman’ı gibi yaşam koçluğu sunmasını komik buluyorum. bi arkadaşım var, tee lisede bulmuş hayalindeki kızı, 27389 yıldır birlikteler ve çevresindeki bekarlara diyor ki şöyle şöyle ortamlara gir, şunları yap, şunlarla tanış. e bilader kozmik ölçekte yeterince şans bıraksaydın da başkaları da nasiplenseydi madem. emdin, soğurdun masadaki herkesin kısmetini, utanmaz herif. bari tatava yapma, “e tabii nasip bu işler” de ve biranı yudumlamaya devam et.
- hayatın iyice ikili hale gelmiş olmasından rahatsızım. çoğu insan için ya bir şeylerle uğraşıyorsun ve mutluluğu kovalıyorsun ya da yoksun. direkt yoksun. 1 ve 0. bitmiş gitmişsin böyle. "allah boş oturanı sevmez" denirdi küçükken, işitirdim. allah nasıl başardı bilmiyorum ama pek çok insana da aşılamış bu şahsi tercihini. kimse sevmiyor gibi boş oturanı. mesela bi adam, kimseye zararı olmadan, bi köşede oturuyor. sürekli herkesin dilinde. hep oturuyormuş da, kime ne faydası varmış da. lan yarın öbür gün ölecek zaten herif, bi salın.
- insanlara iltifat etme konusunda içimden baya hızlıyım. bir insanla buluşunca fark ediyorum güzel bir şeyleri, hoşuma gidiyor, ama söylemiyorum / söylemek aklıma gelmiyor. sonra mesela üçüncü bir kişi geliyor, benim ilk buluştuğum kişiye bakar bakmaz "aa saçın ne güzel" "kazağın çok hoşmuş" falan diyor. bunları görmesine rağmen hiçbir şey söylememiş "hıyar" konumuna düşüyorum kendi içimde kurduğum mahkemede. eve gidince deftere 120 kere “gömleğin ne güzelmiş ya, nerden?” yazıyorum kendimi cezalandırmak için.
- film önerime karşılık olarak bölüm başı 40 dakikanın üstünde ve 3 sezondan fazla sürmüş bir dizi öneren insana karşı saygımı anlık olarak yitiriyorum. niyetinin iyi olduğunun, kendi beğendiği diziyi benim de görmemi istediğinin ve bunun iki insan arasındaki güzel bir paylaşım olduğun farkındayım; amma velâkin ben sana bunu iki, bilemedin iki buçuk saatte ayarlayabileceğin bir ölçekte sunmuşken benden 74 saat 26 dakikamı ayırmamı bekleme be güzel kardeşim. insan anasından babasından istemez o kadar saatlik bir yatırımı, insaf. kalpler kırılmasın diye “bi ara bakiyim” diyorum, elbette o “bi ara” hiç gelmiyor ve ben, “bana önerilen şeyi izlememiş” vefasız oluyorum. ulan… ya ben neyse bir şey demiyorum.
log close
devamını gör...
4127.
fantastik kitap okuyorum, kitapta ufak bir aşk kısmı geçiyor, çocuk emin değil kızın duygularından. her neyse benim aklıma o geliyor yaaa. unuttum sanıyorum sonra böyle ufak şeylerde aklıma geliyor... (bkz: bir insanın gülüşüne aşık olmak) daha 3 sene falanda göreceğim, neyse normal eğitime geçince biraz daha samimi olursam daha net anlarım (evet bende o anlamayan çocuk gibiyim) ne yapacağım ben ya böyle...
cinsel duygular geçici ve kontrol edilebilirken neden bu kalp işleri böyle olmak zorunda.
cinsel duygular geçici ve kontrol edilebilirken neden bu kalp işleri böyle olmak zorunda.
devamını gör...
4128.
ben büyümedim galiba. 27 yaşına geleceğim neredeyse ama bir türlü oturmadı hayat. hep bir koşturma, hep bir telaş, hep bir uğraş.. büyümeye vaktim olmadı. bir baktım 26 yıl geçmiş, 15 i çalışarak..
bundan sonra ne olacak bilmiyorum da şimdiye kadar ne olduğunu da anlamış değilim..
bundan sonra ne olacak bilmiyorum da şimdiye kadar ne olduğunu da anlamış değilim..
devamını gör...
4129.
buralar bana çok yabancı gelmekte artık
devamını gör...
4130.
halim yok. yorgunum. oysa hiçbir şey yapmadım. açıkta duran bir demir gibi, iniltisiz bir su birikintisi gibi, kimsenin giremediği ormanlardaki meyve ağaçlarının diplerine dökülen meyveler gibi geçti zaman üzerimden. öylece kalakaldım. buruştum. çürüdüm.
işsizlikle tek başına mücadele edebilirsiniz. yalnızlıkla da. hayatınızda bir şeylerin yolunda gitmemesi ya da hayallerinizi ve kendinizi gerçekleştirememenizle de bir şekilde anlaşırsınız. ama bunların hepsi üzerinize çullanıp nefesinizi keserse, yaptığınız tüm çabalar beyhude bir çabadan öteye geçemiyor. ya da ben beceremiyorum.
28 yaşıma yelken açmış ilerlerken; gecenin can yakıcı soğuk dürüstlüğünde nefes almamı sağlayan mumlarımın titrek gölgelerinin eşlik ettiği(biri de sönmek üzere) şarkıları dinlerken, saklı kalmış bir sözlüğün köhne bir başlığında kendi kendime dertleşeceğim kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
bu yaşlarda hayatıma eşlik eden birinin olmasını ve beni gerçekten sevmesini istemiştim. hayallerimi kaybetmemeyi, en azından yenilerini kurabileceğimi düşünürdüm hep. bileğimin hakkıyla bulduğum ve çalışırken mutlu olduğum bir işte emeğimi paraya dönüştürmeyi hedeflemiştim. bunu hak edecek kadar iyi ve nitelikli bir insandım. kimseye bir kötülüğüm olmadı. kimseyi, beni üzdüğü kadar üzmedim. o da, eğer olduysa, yanlışlıkla olmuştur.
toplum baskısının da, hayatın getirdiği nahoşlukların da, hayal kırıklıklarının da, varoluşsal sancıların da, yalnızlığın da, işsizliğin de, sevgisizliğin de, sorgulamaların da, tüm bunların sonucu olan türlü düşüncelerin de...
içimde kopan fırtınalar geceleri daha bir sert esiyor be sözlük. her şey anlamsızlaşıyor. gecenin o sert doğruluğu ve bilgeliği bile aradığım sorulara cevap bulmaya yetmiyor. kalakaldım.
her gece dua ediyorum. çünkü elimden daha farklı bir şey gelmiyor.
ben böyle bir hayatı hak etmedim.
işsizlikle tek başına mücadele edebilirsiniz. yalnızlıkla da. hayatınızda bir şeylerin yolunda gitmemesi ya da hayallerinizi ve kendinizi gerçekleştirememenizle de bir şekilde anlaşırsınız. ama bunların hepsi üzerinize çullanıp nefesinizi keserse, yaptığınız tüm çabalar beyhude bir çabadan öteye geçemiyor. ya da ben beceremiyorum.
28 yaşıma yelken açmış ilerlerken; gecenin can yakıcı soğuk dürüstlüğünde nefes almamı sağlayan mumlarımın titrek gölgelerinin eşlik ettiği(biri de sönmek üzere) şarkıları dinlerken, saklı kalmış bir sözlüğün köhne bir başlığında kendi kendime dertleşeceğim kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
bu yaşlarda hayatıma eşlik eden birinin olmasını ve beni gerçekten sevmesini istemiştim. hayallerimi kaybetmemeyi, en azından yenilerini kurabileceğimi düşünürdüm hep. bileğimin hakkıyla bulduğum ve çalışırken mutlu olduğum bir işte emeğimi paraya dönüştürmeyi hedeflemiştim. bunu hak edecek kadar iyi ve nitelikli bir insandım. kimseye bir kötülüğüm olmadı. kimseyi, beni üzdüğü kadar üzmedim. o da, eğer olduysa, yanlışlıkla olmuştur.
toplum baskısının da, hayatın getirdiği nahoşlukların da, hayal kırıklıklarının da, varoluşsal sancıların da, yalnızlığın da, işsizliğin de, sevgisizliğin de, sorgulamaların da, tüm bunların sonucu olan türlü düşüncelerin de...
içimde kopan fırtınalar geceleri daha bir sert esiyor be sözlük. her şey anlamsızlaşıyor. gecenin o sert doğruluğu ve bilgeliği bile aradığım sorulara cevap bulmaya yetmiyor. kalakaldım.
her gece dua ediyorum. çünkü elimden daha farklı bir şey gelmiyor.
ben böyle bir hayatı hak etmedim.
devamını gör...
4131.
kadın değilim ama incellerden ölesiye nefret ediyorum. oğlum hiç mi onur yok lan sizde. bir insan ancak bu kadar ezik ve küçük olabilir. yok yogaymış yok kedisi varmış lan oğlum sana ne.
devamını gör...
4132.
ukde bırakmayı bilmiyorum.
devamını gör...
4133.
sitenin dörtte üçünü geri zekalı olarak görüyorum.
kısmet. yapıcak bir şey yok.
kısmet. yapıcak bir şey yok.
devamını gör...
4134.
uğursuz olarak bilinen 13 sayısına bir sempatim var. uğurlu sayım 13 diyorum ve çekiliyorum.
devamını gör...
4135.
ayna karşısında dişlerimi fırçalarken gezegenin en korkunç insanlarından birine dönüşüyorum.
afiyetle yemek yerken lokmaları yutana kadar beynimde birbirleriyle alakasız parçalar çalıyor; yutunca müzik bir anda duruyor.
karanlıkta koltuğa her oturuşumda kendimi devasa ve görkemli bir baterinin başında sanıp çılgınlar gibi çaldığımı hayal ediyorum.
kontrolü ele geçirdiğim bütün rüyalarımda uçmaya çalışınca yükseklik korkum devreye girerek film kopuyor ve sıklıkla uyanıyorum.
ve bir sabah uyandığımda sesimin efsane bir değişim geçirip çok güzelleşeceğine, istediğim tüm parçaları doğru düzgün nota basarak büyüleyici bir şekilde söyleyebileceğime inanıyorum.
afiyetle yemek yerken lokmaları yutana kadar beynimde birbirleriyle alakasız parçalar çalıyor; yutunca müzik bir anda duruyor.
karanlıkta koltuğa her oturuşumda kendimi devasa ve görkemli bir baterinin başında sanıp çılgınlar gibi çaldığımı hayal ediyorum.
kontrolü ele geçirdiğim bütün rüyalarımda uçmaya çalışınca yükseklik korkum devreye girerek film kopuyor ve sıklıkla uyanıyorum.
ve bir sabah uyandığımda sesimin efsane bir değişim geçirip çok güzelleşeceğine, istediğim tüm parçaları doğru düzgün nota basarak büyüleyici bir şekilde söyleyebileceğime inanıyorum.
devamını gör...
4136.
birine tavsiyede bulundum.
yaşına uygun olduğu için sana söylüyorum diye izah ettim.
onu 24-25 yaşında sanıyordum.
30 yaşında imiş.
çok mahcup oldum.
inşallah burada değildir.
yaşına uygun olduğu için sana söylüyorum diye izah ettim.
onu 24-25 yaşında sanıyordum.
30 yaşında imiş.
çok mahcup oldum.
inşallah burada değildir.
devamını gör...
4137.
tembellikten çok keyif alır oldum yaşasın haftasonları.
devamını gör...
4138.
4139.
zengin insanlar ilgimi çekiyor. eski beri zengin arkadaşlarım oldu.bana hem komik hem eğlenceli geliyorlar.
aslında senden benden bir farkları yok. hatta çoğu sandığımızdan daha sıradan.
fakir gibi davranmak zengin gibi davranmaktan daha kolay. o yüzden zenginler sık sık rezil oluyorlar. onlara davranış koçu lazım. zenginsen öğrenmen gereken çok şey var.
iyi ki zengin değilim diye bitirmeyeceğim.
dua anı falan olur allah muhafaza.
zengin olayım inşallah diye bitireyim.
birer tane amin alırım.
aslında senden benden bir farkları yok. hatta çoğu sandığımızdan daha sıradan.
fakir gibi davranmak zengin gibi davranmaktan daha kolay. o yüzden zenginler sık sık rezil oluyorlar. onlara davranış koçu lazım. zenginsen öğrenmen gereken çok şey var.
iyi ki zengin değilim diye bitirmeyeceğim.
dua anı falan olur allah muhafaza.
zengin olayım inşallah diye bitireyim.
birer tane amin alırım.
devamını gör...
4140.
zekâ seviyesi benimkinden düşük olan biri şahsıma emir kipiyle cümle kurduğunda, söylediğinin tersini yapmak adeta yaşam felsefem, gıcıklık adına asla söylenileni yapmam, ta ki karşıma çıkıp sebebini sorana kadar. gerçi karşıma çıksa da yapmam. yapmam.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276