1661.
çok mutluyum diyerek gecelerce ağladım
devamını gör...
1662.
daha önceki sevgilimi 3 kızla aldattım sorry bro ... affet beni
devamını gör...
1663.
devgililik ilişkileri beni çok yoruyor...
devamını gör...
1664.
sarkastik davranışların bir insanın psikolojisini gayet yerinde belirleyebileceğini anlıyorum. hayat bu ya, hiçbir şeyin düzelmeyeceğini bilen insan ne başkalarını ne de kendini umursuyor. çünkü hiçbir şeyin önemi yok artık, anlatabiliyor muyum? umutsuzum, umut öleli çok oldu. işkence bile yok artık. bitti. çözüldü her şey ve yüreğimin yandığı günler geride kaldı. ama külleri her yere saçıldı. şimdi, içimde bomboş duran pencerede, etrafıma bakınıp da tutunacak dal arıyorum. fakat tutunmayacağım, biliyorum. çünkü yoruldum. yemin ederim çok yoruldum. ben kurtaramam kendimi artık. çok denedim ve enerjim bitti. çok ağladım, gözyaşlarım kurudu. bitti her şey. yolculuk bitti. her şey çöktü. her şey omuzlarıma kaldı. güçlüyümdür ama bir atlas da değilimdir. kurtaramam kendimi artık. dolayısıyla bütün bu trajedi fazla. ancak birileri kurtarabilir beni.
devamını gör...
1665.
sevgiliden ayrılınca ne yapıyorduk? unutmuşum...
devamını gör...
1666.
içimde mânâsız bir sıkıntı var. deli gibi ağlamak istiyorum. bağırarak hem de.
devamını gör...
1667.
yorgunum, kılımı kıpırdatacak bile halim yok. tüm gün yatıp uyumak istiyorum. hastalıklı düşünceleri ile başbaşa kalmış raskolnikov gibiyim. uyumaktan alıkoyamıyorum kendimi. rüyalarımda bekliyorum, bir kerecik gelir misin? uzun zamandır görmüyorum seni. hava deliler gibi sıcak üzerimde battaniyen. biraz terliyorum sanırım ama pek umrumda da değil. deliler gibi ağlamak istiyorum, hiç susmadan, durmadan ağlamak ama olmuyor ya işte, göz yaşlarıma da dargınım.
duvarla bakıştık uzun zaman, ne düşündüm bilmiyorum, aklım benimle değil sanki. doğru ya aklım seninle, ruhum kırık, üzerimde ise bir battaniye...
devamını gör...
1668.
şu sıra sanatsal olarak bir duraksamadayım, geri geleceğim.
devamını gör...
1669.
bu aralar bitkisel hayatta gibiyim.
devamını gör...
1670.
ben var ya, ben kafayi yemisim.
benim hevesim hep kursagimda birakilmis.
ben dusunmekten, olacaklari ongormekten ve yasamaktan bitmisim.
ben kuyrugu dik tutacagim diye girtlagima kadar batmisim.
ben bazi seyleri halledememisim.
ben aslinda bunlari pek hak etmemisim.
bana yazik edilmis.
bana da bunu yasamak dusmus, napalim.

cheers mate!

they’re closing in i can’t escape,
i am hated.
devamını gör...
1671.
herkese bolca teselli veririm. kötü gün dostu olarak bilinirim. itiraf ediyorum ki verdiğim telkinlere, tesellilere inanmıyorum. insanlara sadece duymak istediklerini söylüyorum. kötü bir niyetim yok,üzülmelerini istemiyorum...
devamını gör...
1672.
bundan seneler seneler evvel unlu bir psikoloğun bir radyo yayinindaki konusmasina denk geldim. hiç unutamadiğim bir cumle kurdu; "hayattaki en buyuk imtihan ne yokluk, ne aclik, ne susuzluktur. hicbir sey huzursuz bir ailede yasamak kadar zor degildir" demisti. herkesin yasadigi kendine zordur ama saniyorum hakli, hem de cok hakli. hicbir sikinti huzursuz olduğun yerde bulunmak kadar insanin ruhunu öldurmuyor-muş.
devamını gör...
1673.
evet ben;
çok yorgunum, bedenim ağır geliyo bana...
yorgunluğum yaptığım eylemle alakasız, yanlız ruhumun derinliklerinlerinde.
neden8 var mı pek bilemiyom ve yahut da kestiremiyorum tam olarak
her şeye kırılabilecek duruma gelmişim...
dokunsan ağlarım misali...
bunlar tek bi neden çevresinde toplanamaz bir çok şey beni buna zorluyor...
kendimi tam olarak ifade edemiyom bu aralar. anlatacak kimsemin olmayışından mıdır, anlayacak kimsenin mi olmayışındandır bilemem .
kendimi eksik ve bi o kadar da yanlız hissediyorum.
mutlu muyum peki,
anlatıyım o halde sabah uyanır uyanmaz yeniden başlıyorum. yeni bi enerji,yeni bir sayfa , yeni umutlar ile beraber...
geçen her dakika beni tüm bu saydıklarımdan bir bir uzaklaştırır günün sonunda beni sevdiğim şarkılarla ve karanlık bir gökyüzü ile başbaşa bırakır. evt son zamanlarda neredeyse hep böyle geçiyor. kendimde farkettiğim ve doğrusu şaşırdığım bişey söyliyeyim;
her akşam daha güzel umutlara ve daha mutlu yarınlara uyuyorum.
umarım o günler gelecek ve ben şunu göğsümü kabarta kabarta söyleyeceğim''ben bir zamanlar bunların hayaliyle uyuyordum ama artık o hayallerime uyandım'' o zaman işte o zaman gerçek mutluluğu keşfe çıkmaya başlamış olacam

kıymetli dostlarıma ve bunu okuyan arkadaşım asla ama asla umudunuzu kesmeyin. çünkü kestiğin8z an yaşamayı bıraktığınız an olacaktır umutlar amaçlardır amacı olmayan insan mâlesef ki yaşamdan vi tat alamaz...
devamını gör...
1674.
bu yalnızlığımı nerelere atsam.
devamını gör...
1675.
ben hiç sözlük toplantısına katılmadım.
devamını gör...
1676.
hiçbir şey yapmıyorum. her şeyi erteliyorum. yakın zamanda ölürsem kurtulurum diye sanırım.
devamını gör...
1677.
bu aralar çok kısa süreli de olsa önüme çıkan herkesten hoşlanıyorum ama sonra geçiyor. geçmeli de zaten, ne o öyle. az seçici olmak lazım. metroda gördüğün birinden de hoşlanmazsın artık ya, yeter.
devamını gör...
1678.
bir zamanlar mutlu ama safça bir insan vardı. herkeslere pervane olur, onu sevsinler, onu kabul etsinler ne bileyim belkide hiç nedensiz yere birilerinin ayağına paspas olurdu.

yahu her denilene inanır mı insan? inanırdı. herkesin içinde bir iyilik olduğunu düşünür, herkes özünde iyi yeter ki sen görmeyi bil mavraları atardı.

sonra ne mi oldu?

kırıldı, paramparça oldu, o saf yüreği kinle nefretle doldu... acı duydu, yalnız kaldı, kimseye anlatamadı, kimse dinlemedi...

geldi zaman gitti zaman boş vermeyi öğrendi. kendine değer vermeyi, insanlara çok takılmamayı, sözleri kulak arkası etmeyi ve kimse için keyfini bozmamayı...

şimdilerde soruyorlar ona sana ne oldu?
sen eskiden böyle değildin?
hayata mı küstün?

yoo ne münasebet sizi kaale almıyor, sizle muhattap olmuyorum diye bir de öleydim bari.
hah insanlar kendilerini çok ciddiye alıyorlar gerçekten. sözlerini, sevgilerini ya da her hangi bir hislerini...
zannediyorlar ki onlar bana ters baktı ben hayata küstüm.
zannediyorlar ki onlar bana laf soktu ben içerledim.
yahu sen kimsin?
benden kıymetli misin?
senin sözün, senin hissin, senin bakışın bana ne etsin?

çok gülüyorum tüm dünyayı kendi etrafında dönüyor sanan insanlara. ah benim canım büyü biraz. benim seni dert edecek kadar ne boş zamanım ne boş kafam var.

nefret mi? onun yerinde yeller esiyor. insan en nihayetinde kendi enerjisiyle zaten ektiğini biçiyor. ben kendimi ne yıpratacağım bünyemde kötü duygular barındırarak. ben bir gülüyorum hepsi geçiyor.

zamanın birinde saf ama umutlu (insanlığa dair) biri yaşardı ona itafen.
devamını gör...
1679.
yaşadığım yerde çok güzel bir akşam hayatı var. akşam hayatı dediğim masalar sandalyeler, insanlar, çimenler, ışıklar, caddeler.. sadece akşamları güzel olan bir ortam. keşke hadi çıkalım dediğimde hemen telefonumun ucunda bir insan olsaydı diyorum bazen. sevdiğim insan. her akşam çıkabileceğim. sıkılmadan muhabbet eedebileceğim. ne bileyim itiraf işte. bunu her balkona çıktığım serin akşamlarda da düşünüyorum. sadece düşünüyorum. bu güzel zamanların bazen böylece akıp gittiğini zannediyorum.
devamını gör...
1680.
sözlük yazarlarının kendi yazdıkları şiirlere çok gülüyorum allah affetsin. bazen spesifik olarak girip okuyorum günüm neşelensin diye. gerçekten şiir yazıp paylaşacak kadar ne yaşamış olabilirsiniz bilmiyorum ama motivasyonunuzdan öperim, lütfen devam edin bayılıyorum size.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim