3581.
belki kısa vadede değil ama hayatımın bir döneminde alkolizm ile mücadele etmek durumunda kalabilirim.

sonuçta sodanın içinde magnezyum var, limon da c vitamini değil mi, ne var yani içine biraz cin eklediysem diyerek hasta halimle kendimi ikna etmeye çalışmam, kesinlikle sağlıklı değil.
devamını gör...
3582.
çok yoruldum. bu yorgunluk tüm yaşantımı etkiliyor. yeni ilişkilerde bulunmak istemiyorum nasıl çıkılacağını düşünüp, harekete geçememek daha da yoruyor. kasım ayında askere gideceğim. sınıflandırmam 28 ekimde açıklanacak. beni korkutan şeyler var. umarım düşündüğüm gibi olmaz.
yarın maçım var. az da olsa yönetirken bu yaşamdan soyutlanabiliyorum..
devamını gör...
3583.
sanirim hayatimda daha kotu hissettigim bi donem olmamisti.
devamını gör...
3584.
bu aralar kendimi köşeye sıkışmış hissediyorum. nasıl geçecek ulan bu hayat diye düşünüyorum
devamını gör...
3585.
kuşburnu çayı içiyorum.
dertliyim. hiçbir şey efkarımı dağıtmaya yetmiyor.
devamını gör...
3586.
sözlüğün bu halini gördükçe kahroluyorum. benden başka bir tane mutlu yazar göremedim. ben de niye mutluyum bilmiyorum.
devamını gör...
3587.
bir uykudan uyanıp diğerine dalmak üzereyken ve tembelliğimi en üstlerde yaşarken beynimde bir şimşek çaktı. yarına yetişmesi gereken ödevim varmış. yaratıcısını seven beni vursun.
devamını gör...
3588.
ya ben yaklaşık 2 haftadır çevremde ulaşılmaz gördüğüm ve ''aman ya nasıl denk gelip de konuşacağız sanki'' dediğim insanların hepsiyle tanışıp konuştum. hepsi birbirinden ilginç ve gerçekten merak ettiğim insanlardı. tek bir istisnası bile yok, hepsiyle uzun muhabbet halindeyim ve bu bana çok garip geliyor. hiç yaşamamıştım böyle bir şey. çekim yasası mı diyorsunuz, kuantum fiziği mi diyorsunuz, okunmuş tuz şeker mi diyorsunuz bilmiyorum ama şanslı bir dönemimdeyim galiba. şu vakitler aşık olsam ne güzel olurdu onu da çekerdim hazır elim değmişken. neyse, olana şükür.
devamını gör...
3589.
vücudum bir süredir klinomani semptomları göstermekte ve 3 aydır hayat kalitemi ciddi ölçüde etkileyen, henüz nedeni ve tedavisi tam olarak bilinmeyen ve muhtemelen bulunamayacak olan başka bir hastalıkla savaşım devam ediyor buna ek olarak. ve bunlarla yalnız başıma savaşıyorum. gerçi hayat boyu da böyle yaptım.

fakat vücudum ve beynim belki de hayatım boyunca birlikte hiç bu kadar yorgun olmamıştı. ama buna rağmen nasıl becerebiliyorsam yardım taleplerine de karşılıksız kalmayı bir şekilde beceriyorum ve çevremde kendim dışında herkesin neşe kaynağı olmaya devam ediyorum.

bir gün üçüncü sayfa haberi olacağımdan korkmaya başladım sözlük. zira hayatımdaki motivasyon kaynaklarıma erişmeye bile gücüm yok ve hiçbir şeyden tat alamıyorum. yeni şeyler deneyecek ne hevesim ne isteğim var ek olarak.
devamını gör...
3590.
tüm yazarların içini döktüğü sözlüğün en içten köşesidir. ben mesela o kadar acayip bir noktadayım ki, göz yaşlarımı göz kapaklarımın altında hissediyorum sabahtan beri. ama ne yazık ki oturup ağlayacak bir köşe yok.

kimi yazarlar bu okuyacaklarından sonra beni zayıf ya da çaresiz görebilir. hayır ikisi de değilim, yılların birikimi olarak düşünün. samimiyetle yazıyorum buraya, ah keşke birisi beni gerçekten çok sevip değer verse. bana kendimi iyi hissettirse... arkadaş, dost ya da anne baba sevgisinden bahsetmiyorum. bu aralar her şey üst üste geliyor. inançlı bir insan olarak geçeceğini biliyorum inşaallah. ama anlayın işte yahu zorluyor, acıtıyor.
devamını gör...
3591.
aslında çok soğuk duruyorum geçen gün fark ettim
devamını gör...
3592.
adam buraya ciğerini bırakmış yazdıklarıyla. biz iki ağladık diye laf ediyor.
çılgın seni.
*
itiraflık bir şey olursa gelirim. hadi bay.
devamını gör...
3593.
errkek adam popişindeki kılları almamalı. künefe olsa da almamalı hacım.

hijyenik olsun diye dayanamadım aldım otururken boşluk hissettiğim anlar oluyor. bir daha alanın popişini kessinler.
devamını gör...
3594.
içime oturmuş bir öküz var, hiçbir yere kımıldamıyor. ben ne zaman konuşacak olsam tüm ağırlığını hissettiriyor. sonra içimden de hiç aşk, sevgi, umut gibi sözler de geçmiyor. hatta içimden kopup gelen bir nefret bile yok... kalbim en son ne zaman pıt pıt etti hatırlamıyorum. bir seferinde gece yarısı teklemişti, soğuk terler boşaldı üzerimden. galiba o an durdu da ben yaşamaya devam ettiğimi sandım. çünkü babam da öyle tek bir defa da yok oluvermişti. yani yaşamaktan vazgeçmişti. oysa ben babamın yaşamaktan vazgeçeceğini düşünmezdim. ama öylesine kolay ki yok olmak, geride kalanlar... biz... annem, ben, abilerim, ablam... emekçi bir ömrün artırdıkları... neler, neler... bense vazgeçebileceğimden o kadar emin yaşadım ki, sonunda kalmaya karar vermek, sonra kalbim düşündüğümden daha mı güçlü yoksa. kimseye anlatmadığım bir acı bu yaşam bana, diyemeyeceğim kadar az, heyecansız, kimsesiz, temassız, hasarsız... ama dünyada, ama yaşıyor.

sonra inan olsun ki birisi duysun istiyorum. söyleyecek fazladan tek bir sözüm yok, ama onu da duysun istiyorum. içimden kopup gelen bir acı yok, içimde oturmuş, ağırlık yapan dünyayı izleyen bir öküzden başka bir şey yok ve akşam olduğunda anlatacak hiçbir şeyim yok ve hiç kimse de yok. yine de öylesine bir kalabalık var ki. tüm bu kitapları okuyup okumadığımdan konuşuyorlar, hayır okumadım. yemek işini naptımı soruyorlar, evet, bazen dışardan yiyorum ama hayır alıştım. tüm bu eşyalar? bazıları, önceki kiracınındı, hayır sorun çıkmaz, üniversiteden mezun bir doktor abi. hayır kendisi iyi birisi. evet, eşyalarına iyi bakıyoruz. sonra eşyalarımı burada bırakmayacağım hayır, eşyalarımı seviyorum, yani bana ait olanları. ama tüm bunlar da ne? niye konuşuyoruz? insan bu muhabbetlerle mi yaşar? yaşamımızı yaşanmış olacak kılan şeyler bunlar mı? ama hayır, bu sorular da anlamlı değil ki! ne anlamı, bu anlam arayışı absürd kaçıyor. bir şeyler olmasını beklemek de ne demek? sonra kötü olmadım mı ben, neler neler yaptım. hem fırsatım olsa daha neler neler yapardım.

yine de öylesine gereksiz, öylesine anlamsız, öylesine yaşamadan, içi boşaltılmış, sonra kalbim bazen hiç atmıyor gibi, hiçbir şey hissetmeden savrulup gidiyorum, yüreğimde bir ağırlık, çünkü orada oturup duran bir öküz... biri olsun çıkıp sormuyor...
devamını gör...
3595.
ne olursa olsun stalk yapmayı bırakamamam.
devamını gör...
3596.
fake hesaplarım var ve hepinizle ayrı bir hesaptan konuşuyorum.
devamını gör...
3597.
teoman bana yasaklı çünkü şarkılarını kötü emellerime alet ettim.
devamını gör...
3598.
aşık olmak istiyiyorum. lütfen ya.
devamını gör...
3599.
sigarayı bıraktığımı unutup bir paket almış bulundum.
şu an mal gibi tüttürüyorum.
devamını gör...
3600.
yasak elma izliyordum, bir karakter var onuda (bkz: sevda erginci) oynuyor, çok güzel kadın ya ,kadının tek kusuru boyu biraz fazla kısa. lakin boyu görmezden gelinecek kadar güzel bir kadın ,sanat eseri gibi yüzü var kadının. * 41 kere maşallah
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim