5641.
lisede yemekhane kartlarını kopyalayarak köşeyi döndüm.
devamını gör...
5642.
oyle;)
devamını gör...
5643.
akşamüstü gibi benim bir-iki işim var halledip geleyim diyip dışarı çıkıp 1 saat dolanacakım
devamını gör...
5644.
kedimin dişleyip jak girişini bozduğu bir kulaklığım vardı, atmaya kıyamadım yıllarca benimle öyle bozuk haliyle süründü durdu kulaklık. bir süre laboratuvarda gürültü engelleyici kulaklık olarak kullandım, sonra dedim ben bunu yaptırayım alt tarafı bir kablo değişimi olacak.
son zamanlarda verdiğim en doğru kararlardan biri olmuş cidden. hala ilk günkü gibi severek kullanıyorum. kedimi de çok özledim zaten.
son zamanlarda verdiğim en doğru kararlardan biri olmuş cidden. hala ilk günkü gibi severek kullanıyorum. kedimi de çok özledim zaten.
devamını gör...
5645.
güçlüyüm gibi duruyorum ama maskeler arkasında gizleniyorum...
içime atıyorum, şiirler yazıyorum...
sessiz sessiz ağlıyorum... çığlık çığlığa ruhum...
ölsem ölemiyorum bir şekil kalıyorum dünyada...
karmakarışık bir kafam var, hep aç bir ruhum...
hoşnutsuzum yalan dolu tebessümlerimden...
içime atıyorum, şiirler yazıyorum...
sessiz sessiz ağlıyorum... çığlık çığlığa ruhum...
ölsem ölemiyorum bir şekil kalıyorum dünyada...
karmakarışık bir kafam var, hep aç bir ruhum...
hoşnutsuzum yalan dolu tebessümlerimden...
devamını gör...
5646.
sık sık e-devlete girip, üzerimde bilgim dışında kayıtlı bir şey olup olmadığını kontrol ediyorum.
devamını gör...
5647.
sanırım bazı kararlar verdim ya da bu kararlar gelip hayatımın baş köşesine kendileri oturdu. neyse, daha 24 yaşında olup da kendimi 45 yaşında hissetmekten çok sıkıldım (ageism değil yanlış anlamayın) bu yüzden de bazı büyük değişiklikler yapacağım. eskisi gibi huzurlu ya da mutlu olmak istiyorum artık. sinirli, stresli, işkolik olmak zorunda kaldığım, aynaya baktığımda kendimi tanıyamadığım bu halimi hiç sevemedim. bir de bu ay baya olaylı geçti. depremden sonra istanbul'a döner dönmez çok kötü bir şekilde düşüp ayağımı incittim, dizim parçalandı. sonra tam iyileştim derken bu sefer de bana araba çarptı, neyse iyiyim şuanda. ama kendimi son durak filminde gibi hissediyorum, azrail peşimde dolanıyor gibi.* şaka bir yana biraz da çabalamamak istiyorum artık, hayat aksın istiyorum, tek başına durmaya çalışmak da ciddi anlamda çok yordu beni yanımda birilerini istiyorum. ailemin her zaman yanımda olduğunu bile unutmuşum, oysaki bu ne büyük bir şans. ben hayatta tek başımayım, her zorlukla tek başına savaşmak zorundayım, kimse benim yanımda değil sanıyordum ama bütün bu desteklere ben sırtımı çevirmişim aslında bunu fark ettim.
devamını gör...
5648.
taviz vermem sanıyordum verdim. özlemem sanıyordum ismini görmek yetti .
devamını gör...
5649.
bazı şarkı başlıklarına, benden önce yazan yazar sebebi ile yazmaya çekiniyorum. yapış yapış vıcık vıcık bir şeye maruz kalıyorum çünkü her yerde her an..
şu an yazamadım mesela. ağlamak istiyorum.
şu an yazamadım mesela. ağlamak istiyorum.
devamını gör...
5650.
"tarih tekerrürden ibarettir"
kim söylediyse bunu kaleminden öpüyorum. yine gecenin bir saati, kolumda kırmızı bir bileklik, arkada içime işleyen bir şarkı, dudaklarımda sigara; oturuyorum, düşünüyorum, acıyorum. içinin acımasıyla, acı çekmek arasındaki farkı daha önce açıklamıştım. tekrardan açıklatmayın bana, anlayın! yorgun bir savaşcıyım şu sıralar. geçmişe kırık gözlüğüklerle bakıyorum. anlam aramıyorum yazdıklarımda. kim bilir ne zamandır kaçtığım ne varsa ebeliyorum hepsini. sonra yine beynimin kıvrımlarına yakalanıp pes ediyorum.
ya yaptığım hatalardan ders çıkartamıyorum ya da hala kalbimin sesini susturamayacak kadar aptal ve basiretsizim. bu hala onu düşünmekten kendimi alıkoyamamamdan apaçık ortada zaten. deli gibi sesini duymak isteyecek kadar seviyor, yorgunluğum ve ümitsizliğim kadar da kaçıyorum. videolarını açıp anlattıklarını değil sesini dinliyorum, bana yazdığı şarkıyı mırıldanıyorum içimden yakalanma korkusuyla. kendini gerçekleştiren kehanet... unutma, birlikte çizdik bu tabloyu!
kaç yüz yılda unutursun beni, kaç bin yılda unuturum sesini, kokunu, dokunuşunu? ben giderken döktüğün göz yaşlarında gördüm kırgınlığını. içtiğim hiçbir içki seni düşünmeme engel olamadı. bunu okuyor olsaydın "neden?" derdin. "madem bu kadar çok seviyordun neden bıraktın beni?" ama kim bir ölüyü öldüğü için suçlayabilir ki?
kim söylediyse bunu kaleminden öpüyorum. yine gecenin bir saati, kolumda kırmızı bir bileklik, arkada içime işleyen bir şarkı, dudaklarımda sigara; oturuyorum, düşünüyorum, acıyorum. içinin acımasıyla, acı çekmek arasındaki farkı daha önce açıklamıştım. tekrardan açıklatmayın bana, anlayın! yorgun bir savaşcıyım şu sıralar. geçmişe kırık gözlüğüklerle bakıyorum. anlam aramıyorum yazdıklarımda. kim bilir ne zamandır kaçtığım ne varsa ebeliyorum hepsini. sonra yine beynimin kıvrımlarına yakalanıp pes ediyorum.
ya yaptığım hatalardan ders çıkartamıyorum ya da hala kalbimin sesini susturamayacak kadar aptal ve basiretsizim. bu hala onu düşünmekten kendimi alıkoyamamamdan apaçık ortada zaten. deli gibi sesini duymak isteyecek kadar seviyor, yorgunluğum ve ümitsizliğim kadar da kaçıyorum. videolarını açıp anlattıklarını değil sesini dinliyorum, bana yazdığı şarkıyı mırıldanıyorum içimden yakalanma korkusuyla. kendini gerçekleştiren kehanet... unutma, birlikte çizdik bu tabloyu!
kaç yüz yılda unutursun beni, kaç bin yılda unuturum sesini, kokunu, dokunuşunu? ben giderken döktüğün göz yaşlarında gördüm kırgınlığını. içtiğim hiçbir içki seni düşünmeme engel olamadı. bunu okuyor olsaydın "neden?" derdin. "madem bu kadar çok seviyordun neden bıraktın beni?" ama kim bir ölüyü öldüğü için suçlayabilir ki?
devamını gör...
5651.
kelim
bi dişim de eksik
ama implant yaptırcam
saç ektirmeyi ise şu an düşünmüyorum
bi dişim de eksik
ama implant yaptırcam
saç ektirmeyi ise şu an düşünmüyorum
devamını gör...
5652.
lisedeki, üniversitedeki, eski iş yerindeki arkadaşlarıyla hala görüşebilen, sıkı fıkı olabilenlere imreniyorum. liseden sosyal medyada dahi takipleştiğim kimse yok. üniversite arkadaşlarımla memleketin dört yanına dağıldık. son görüşmemizin üzerinde epey zaman geçti ve şu an sadece instagram’a girdikçe neler yaptıklarını görüyorum. eski iş yerim fizanda kaldı. görüşelim edelim haliyle olmuyor.
sosyal pili düşük biri olmanın, hiçbir yere kök salamamanın, biraz da hayırsız bir herif olmanın acısını yaşıyorum.
sosyal pili düşük biri olmanın, hiçbir yere kök salamamanın, biraz da hayırsız bir herif olmanın acısını yaşıyorum.
devamını gör...
5653.
sağ sol iki tünel yaptircam ama bi gotum yemiyo gibi. ani bir kararla gidip taktircam galiba malzemeyi
devamını gör...
5654.
zor zamanlar atlattık, yanlışlarımızı fark ettik, yanlışlarımız oldu. özür dilemesini de çokça yaptık. ama artık hatalarımızı affetmek istemeyen kimseye eyvallah etmiyoruz. bazı defterleri kapadık. yolumuza bakıyoruz. affetmek erdemdi erdeme nail olamadı diyelim bazı insanlar.
devamını gör...
5655.
seni gerçekten seviyor muyum bilmiyorum ama seni görmeyi ve senin attığın her adımı seviyorum. canım yanıyor. seninle vedalaşmam için birkaç aya daha ihtiyacım var. neden böylesin? neden bir defa olsun benimle konuşmuyorsun? neden?
devamını gör...
5656.
hayatımın geri kalanı için make or break noktasındayım. önümüzdeki yaklaşık bir hafta istediğim gibi geçerse her şey çok güzel olacak. yoksa...
devamını gör...
5657.
teşekkürler herkese... özellikle müneccim (!) yeteneklerimle alakalı yazdıklarınız için... yeteneğimi geliştirmeye çalışıyorum ve bu konuda da siz değerli insanlarla çalışmalar yapmak istiyorum... yormadan, sarsmadan... sonrasında çok baş ağrıları çekiyorum...
öncelikle bunları uyduruyor muyum diye düşündüm, ama sonra hiç tanımadığım, adını sanını ismini cismini bilmediğim insanların tasdikleriyle heh tamam burdan ilerleyebilirim demek ki varmış diye kanaat getirdim...
şimdi yorgunum, güç toplamaya çalışıyorum ama en yakın zamanda bu çalışmalara devam edeceğim... acep bunun sınırları nedir neler yapabilirim merak etmekteyim...
hayırlısı...
öncelikle bunları uyduruyor muyum diye düşündüm, ama sonra hiç tanımadığım, adını sanını ismini cismini bilmediğim insanların tasdikleriyle heh tamam burdan ilerleyebilirim demek ki varmış diye kanaat getirdim...
şimdi yorgunum, güç toplamaya çalışıyorum ama en yakın zamanda bu çalışmalara devam edeceğim... acep bunun sınırları nedir neler yapabilirim merak etmekteyim...
hayırlısı...
devamını gör...
5658.
nostaljik ev eşyalarına düşkünlüğü olan arkadaşıma geçen gün antika sayılabilecek eski bir sehpa ve ahşap tepsi hediye ettim. teşekkür babında aşağıdaki şeyi hediye almış.
antikacıdan aldım sanmış ve her gelene hava atarak;”arkadaşım hediye etti.” diyormuş. ben mi? çöpten almıştım.*
şimdi bunu söyleyip neden hevesini kırayım, gereksiz şeylerle beynini doldurayım. di mi ama?
antikacıdan aldım sanmış ve her gelene hava atarak;”arkadaşım hediye etti.” diyormuş. ben mi? çöpten almıştım.*
şimdi bunu söyleyip neden hevesini kırayım, gereksiz şeylerle beynini doldurayım. di mi ama?
devamını gör...
5659.
bir tanrı gibi gördüm-bildim her şeyi
tüm bu izlenceler bana hayli komik geldi
tüm bu izlenceler bana hayli komik geldi
devamını gör...
5660.
az önce mesaj alım kısmını kapattım ve keşke keşke bazılarınıza katlanmak yerine en başından şunu yapsaymışım diyorum.
devamını gör...