2841.
4 satırdan uzun itirafları okumuyorum.
devamını gör...
2842.
garip bir insanım.

hatta bunun bir adı da varmış: "socially awkward". ben de yeni öğrendim.

sosyalleşirken 'normal' insanlara göre daha farklı davranan insanlara yakıştırılan ingilizce bir sıfatmış bu meğer. peki ya nasıldır socially awkward dediğimiz nasıl insanlar? genelde diğer insanlar tarafından tavırları, davranışları, konuşmaları, ve cümle seçimleri farklı görülen ve garipsenin kişilerdir. keza onlara "bu çok garip bir arkadaş" veya "bu özürlü mü lan?" tarzında cümleler de kurabilirler.

nereden mi biliyorum dersiniz? aynı ithamlara ben de maruz kaldım çünkü. o yüzden ben de hep bu sıkıntıdan muzdarip olduğumu 'düşünürdüm'.

ama artık öyle düşünmüyorum.

bilakis kendimdeki bu durumu benimsemiş bulunmaktayım ve artık garip karakterimle barışığım. bu yeni karakterimi dışarıya da iyi bir şekilde yansıttığımı düşünüyorum. çünkü garip olsam da ben buyum ve bence bu utanılacak bir şey olmamalı. benim garipliğim insanları üzmüyor, incitmiyor ve sinirlendirmiyor. belki en fazla gülüyorlardır dalga geçiyorlardır o kadar.

yansıtmaktan laf açmışken, ergenlikten çıkıp olgun yaşlara erinceye kadar da insanlar tarafından pek sevilmezdim doğrusu. bu da beni istemsiz bir asosyalliğe ve yalnızlığa iterdi. kızlarla sevgili olup muhabbet etmeyi falan bırakın, arkadaş bile edinmeyi beceremezdim ve her seferinde kendime kızar, bazen eve yaşlı gözlerle dönerdim. insanlar tarafından neden sevilmediği hiç anlayamazdım. bu durum karşısında ise ne yapardım? hep başkalarını suçlardım ve kendi kendimi oldukça zavallı bir şekilde avutmaya uğraşırdım.

sonra bana neler oldu bilmiyorum. bana ne iyi geldi, hayatımı değiştiren o dönüm noktasını neydi hatırlamıyorum ama hatamın kendimde olduğunu görerek mucizevi bir şekilde farklı bir insana dönüştüğümü kesinlikle biliyorum. meğerse insanlar beni garip olduğum için değil; hep somurtkan, huysuz ve suçlayıcı ve yargılayıcı karakterim yüzünden sevmiyordu. işte ben tam oalrak bunu anlamıştım ben de.

insanlarda suç bulmayı bırakıp normalliği gözümde fazla büyütmeyi bıraktığımdan beri hayat benim için çok değişti. insanların beni garip, biraz şizo ve paranoyak kişiliğime rağmen sevdiğini gördüğümde hayatın o tanrısal ışığını gördüm.

inanın ki dostlar; karakteriniz, düşünceleriniz ve aksiyonlarınız sizin kim olduğunuzu belirliyor. sizin "yok ya ben bu değilim" diyerek içten içe umursamadığınız düşünce aslında sizi içten içe yiyor ve zamanla karakterinizi şekillendiriyor. sizi, olmak istemediğiniz kişi haline getirebilecek düşüncelerden kurtulun diyorum...
devamını gör...
2843.
nerede hata yapıyorum bilmiyorum ama her defasında sadece 10 saniye sürüyor.
devamını gör...
2844.
değişik biriyim. bazen öyle geliyor ki her şeyi çok iyi algılıyorum. bazen de geliyor ki ben bende değilim sanki. şamanlar bu tür durumlarda ruhu bedene geri getirmek için ayinler yaparlarmış. aile, akraba, sosyal çevre, dostların, arkadaşların, kendini ait hissettiğin bir şey ve bak sevdiğin bir kadın, veya sevdiğin demiyorum asla, o zaten dünyanın en büyük hayali haline gelmiş durumda. he şeyi abartıyorum da biliyorum. hayat orada duruyor ve akıyor ve bak şu anda da içindeyim. ama hapsolmuşluk duygusu içinden de çıkamıyorum.

benimle aynı olmasa da benzer şeyleri yaşayan insanlar olduğunu da biliyorum. ne olurdu be aga diye başlayacağım ama sonrasında söyleyeceğim her keşke sadece üzüntümü artırmakla kalacak.

hayat sanki şunu yapmaya çalışıyor üzerimde:

her şey üst üste gelecek, tam düzeldim dediğin anda gebereceksin. ya kendin bir yol bulup çıkacaksın ya da delir git banane

diyor sanki.

bir yandan da biliyorum be dostlar. hayat böyle saçma sapan şeyler söylemez insana. o zaman peki ne söyler/söylüyor hayat bize?

halbuki bohemce yaşayan bir insan olsaydık be keşke diyeceğim al işte sana bir keşke daha, tertemiz deliriyoruz.

mutlu olmak, birey olmak, gözünü kırpmaman için diretiyor hayat seni... hayatımda ne kadar da çok kullanıyorum şu hayat kelimesini.

son sözüm: * mutlu olacağız, başka çaresi yok...
devamını gör...
2845.
saglikli kararlar veremiyorum, hiç kimseye yetemiyorum, kotu hissediyorum, kaciyorum, nereye kactigimi bilmiyorum, inancım sarsiliyor, yeni beni kabul edemiyorum, anlamlandiramiyorum, hissedemiyorum, aglayamiyorum ve daha bir suru yapamadigim sey. yoruldum.
devamını gör...
2846.
bazı eski üzücü tanımları beğendiğim halde beğenmiyorum, yani oylamıyorum. yazara bildirim gidince tekrar anımsar üzülür diye yarasını deşerim korkusuyla.

sonra beni kırıyorlar falan...
devamını gör...
2847.
yaşamak adına anlamlar ve nedenler bulamıyorum. şu an ölsem pek bir fark olmayacak. tatsız bir hayat yaşıyorum ve bazen tatsız olmasına ben mi zorluyorum diye düşünüyorum.
içerimdeki ses bana kötü şeyler söylüyor. çift kişiyim sanki. zerdüştlükte vardı galiba. tanrı ile şeytanın mücadelesi.
kötü olayları ve haksızlıkları gereğinden fazla abartıyorum. gereksiz şekilde bir huzursuzluk yaratıyor.
her gece bir yaratıcı varmış edasıyla hayatın bitmesini tüm kalbimle diliyorum.
belkide bu anlatılarım herkesin aklından geçiyor ve itiraf sayılamayacak kadar saçma ve sıradan fakat yazmak beni rahatlatıyor.
devamını gör...
2848.
kadın nicki ile hesap açıp kendime "çok yakışıklısın numaranı versene" diye mesaj atıyorum :(
devamını gör...
2849.
geçmişte hayatımda olup bir sebepten hayatımdan çıkardığım insanların ( dost, arkadaş veya ex ) bir şekilde benimle iletişim kurup tekrar hayatıma girmeye çalışmasından nefret ediyorum.

bu konuda ara buluculuk yapmaya çalışan herkesi de iki yüzlü buluyorum.

bu ara zihnim o kadar dolu ki, sanırım bir stres atma yöntemi olarak içimden küfür ediyorum. böyle olunca da kendimi kötü hissediyorum.

edit: imla
devamını gör...
2850.
itiraf ediyorum... ühühühügühühügügügüü, hayyııııırr yapamayacağımmm.
devamını gör...
2851.
bazı anlar, bir iyi geceler dileklerine muhtaç.
devamını gör...
2852.
dostum mert! lise 1de camdan atlayıp dersten kaçtığını hocaya ispiyonlayan bendim.. özür dilemiyorım bi daha olsa bir daha yaparım..
devamını gör...
2853.
yolda yürürken karıncalara bakarak yürüyorum basmayayım diye. insanoğluna asla acımam.
devamını gör...
2854.
tombiş yüzlü bir oğlan cocugunu, ısrarı üzerine siyah farımla batman gibi gözlerini boyadım, batman makyajı istedi. ama maalesef tombiş bir pandaya benzedi. tabi ben kırılmasın diye söylemedim demek isterdim ama hunharca güldüm valla affetmedim.
devamını gör...
2855.
bir beklentim yok derken bile beklemişim ve deli gibi istemişim.
devamını gör...
2856.
lan hani kul sikismayinca hızır yetismezdi. yemin ediyorum, hızır alemlerden alemlere akiyodur. allah'ın imtiyazlı kulları var sonuçta. ulan zalim caniler bile allah'ın nimetlerinden akın akın yararlanıyor. şimdi onlar cehenneme bizde ödül olarak da cennete gideceğiz. bence dünya hayatı daha önemli. sinek kanadiymis... benim gönlümün sinek kanadı kadar değeri yok muydu da isteklerim gerçekleşmedi, gerceklesmiyor, gerceklesmeyecek. ama öyle. her yerde çifte standart. cennette bile.
devamını gör...
2857.
alttan almaktan, sürekli toleranslı olmaktan,anlayışlı taraf olmaktan yo rul dum
devamını gör...
2858.
çok büyük bir ikilemde kaldım. karar vermekte zorlanıyorum.
devamını gör...
2859.
uyuşturucuya başlamayı düşünüyorum. bari kafam güzel olsun. intihar etmekten iyidir. gerçi o bile tek içilmiyor. yine de lanet olası şu her şeyden uzaklastirir beni. iyi, küçük şeyler istemek benim günahımmış çünkü. ne düzeldi ki artık bir şeyler düzelsin. bir tane insan veya tanrı bile merhem olmuyor insana.
devamını gör...
2860.
yılın en sevdiğim günü bugün, doğum günüm. ama uzun bir süredir duygularımı yoğun ve üzgün geçiriyorum ne zaman bugün gelse. önceden güle oynaya geçirirken bir süredir bugünü bir yanım hep buruk ve yalnız geçiriyor. kalabalıklar içerisindeki insanlara özeniyorum, her defasında unutuluşuma ve yalnız geçirişime üzülüyorum, yanımdakilerin bana yetmediği hissini hissedişimde utanıyorum, aklımdan geçirdiğim gibi gitmeyen içimde kalan şeylere yanıyorum. yanımda olmasını istediklerimin olamayışına içerliyorum. bazen kalabalığın içindeyken bile yapayalnız kalıyorum sanki. kendi içimdeki bir kuytuda sıkışmış gibiyim, kendi kendime acıyorum ve bu bitmiyor. geçmiş bir noktada takılı kalmışım, geçmişi geçmişte bırakıp hayatıma bakamıyorum. olduğum yere çakılı kalmış gibiyim. geçtiğini sandığım, iyiyim dediğim şeyler ağlamam için pusuda bekliyor sanki. ufacık aklıma düşmesiyle yok oluyorum. aştığımı sandığım ne varsa üzgün yanım olarak hep etrafımda dolanıyor gizlice. uzunca bir süredir kendimi üzgün, yalnız ve acınası buluyorum. kendimi sevemiyorum. kendimde sevecek hiçbir şey bulamıyorum ki başkası nasıl sevsin diyorum. bunları aşamıyorum, kendimi aşamıyorum. zaten aşmamı sağlayacak kolaylıkları da hayat bana sağlamıyor. bir mucize bekliyorum, bir yenilik istiyorum, bir başlangıç ümit ediyorum. hiçbiri olmuyor, olmadıkça daha çok geçmişime sarılıyorum, sonrası salya sümük.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim