4001.
kenan doğulu'nun yosun şarkısını dinlerken aklıma geldi, gözlerim yeşil ve yeşil göze o kadar şarkı yazılmışken hiç kimse bana şarkı armağan etmedi.
devamını gör...
4002.
sanırım 2.5 haftadır insan üstü bir tempoda çalışıyorum. saymayı bıraktım. iş yerinde acıkmıyorum, sırf yemek zorunda olduğumu düşündüğüm için yiyorum, o da az az. genel olarak gün içinde yediğim miktar da daha az sanırım. kahve hiç içmiyorum aylardır, çay da işte bitki çayı falan. kafein tüketimim sanırım sıfıra yakın.

eve iş getirip uyuyana kadar çalışıyorum, sabah erken kalkıp işe gidip tekrar çalışıyorum. çok az uyuyorum. ona rağmen uykusuzluk çekmiyorum.

yazları bisikletle 'geçen sefer 10km gittim, hadi bu sefer 15km gideyim' diye kendimi zorlardım. hareket halinde sorun yok da, durunca bayılacak gibi olurdum. bisiklet üstünde anlamıyorum demek ki ne kadar tükendiğimi. bu tempoda bu koşullarda yaşamak ve çalışmak da sanırım aynı etkiyi yapacak. durmaya korkuyorum.
devamını gör...
4003.
gün içinde ben iyiyim mükemmellim pozları veriyorum geceleri de oturup ağlıyorum. gerçekten ben sana ne yaptım da bana bunu yaşatıyorsun
devamını gör...
4004.
kanadı kırık her kuşa
kanat olmaktan yorulmuşsun

bulutları çarpışa çarpışa yorgun
bir gökyüzüdür artık gülüşün

adnan yücel
devamını gör...
4005.
çok canım sıkılıyor
kuş vuralım istersen
devamını gör...
4006.
'olmuyor ne yapsam olmuyor eskisi gibi, güldürmüyor ağlatmiyor kimse senin gibi'
devamını gör...
4007.
hastane ve gym dışında hiç fotom yok uzun zamandır
devamını gör...
4008.
kendimi ve dünyayı bu tekil halimle yorduğum günler, soğuk günler… insanın içi, hınca hınç depresif düşünceler ve yılgınlıkla kaplı bir deniz gibi oluyor bu günlerde. hava karanlık içimizdeki deniz de öyle ve biz dramaya kapılmaya çok müsaitiz. bir şiirde yazıyordu, kan kaybına müsaitiz diye. ben bu soğuk kış günlerinde oluk oluk kan kaybediyorum. bizdeki de dert ha, der gibi yazıyorum. tüm kanatmalara karşın, yazmalı ve dile getirmeli… yoksa bu bilinç rahat bırakır mı beni?
devamını gör...
4009.
geçen online derste sesim çıkmadı, sonra ses kaydedicide denedim mikrofon sesi kaydetmedi, güncellemeleri yaptım bugün tekrar denedim yine yok,sorun neymiş biliyor musunuz? bir ara f4 tuşuna basmışım oda mikrofonu kapatmış,basınca açıldı mikrofon.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
4010.
üzerinize afiyet son zamanlarda pek bir geri zekalıyım. beynim öyle sulanmış ki kafam hiçbir şey almıyor. hayır insan en azından kabullenir oturur değil mi? yok! sosyal mecralarda mal olduğumu söylemekten ve göstermekten de geri durmuyorum kat'iyen. aptal storyler atıyorum*, her gördüğümü birilerine yolluyorum, bu salak sosyal medya dilini o kadar benimsemişim ki dilime işlemiş. zaten canım da sıkkın. tükendim herhâl. ara vermeyi düşünüyorum her şeye ama yapabilir miyim bilmiyorum. bakacağım artık.
devamını gör...
4011.
tanım girdiğim bazı başlıkları akışta görünce başlığa girip 'yahu yazdık işte' diye entry girme isteği hasıl oluyor.
bir de çok güzel olan tanımlarımı tekrar tekrar yazmak, herkese göstermek istiyorum. ama onlar o güzel atlara binip gidiyor, tarihin tozlu sayfalarında yerlerini alıyor.
devamını gör...
4012.
az önce kafama kuş sıçtı.
devamını gör...
4013.
aslında ben sık sık deliririm ama kimse görmez*
devamını gör...
4014.
tanımlarımdan zerafet aksın istiyorum ancak can sıkıntım buna engel oluyor
devamını gör...
4015.
iyiye iyiyim kötüye kötü.
devamını gör...
4016.
ya şöyle dolu dolu itiraflar okumak istiyorum.
şöyle aldattım, böyle bir suç işledim vs gibi.
okurken beni içine çeksin, polisiye bir romanın sayfalarını çeviriyormuş hissine kapılmak istiyorum.
ama yok.
yok canım sıkılıyor yok ay bu ara çok bunaldım...
bunlar itiraf değil ki ya, durum bildirimi.
devamını gör...
4017.
he siz eğlenin diye burada hayatımızı afişe edelim.
onu istiyorsunuz değil mi?
çakallara bak.
*
devamını gör...
4018.
yine aynı anda 4 kişiden hoşlandığım döneme girdim
devamını gör...
4019.
şimdi önümde yiyeceklere, içkiye, sigaraya bakıyorum da, nereden nereye...

8-10 sene önce adana'da sokaklardayım. bildiğiniz sokakta uyuyorum yani, evsizim.
bilen bilir, saydam caddesi'nin sonunda sağlı sollu ara sokaklar vardır. sağa giren sokakların birinin ta en dibinde de küçücük bir bakkal. bildiğimiz köy bakkalı gibi. her sabah saat 6'da falan o bakkalın önüne gider, ekmek kasasından 1 ekmek, süt kasasından da 1 paket yarım kiloluk ülker içim süt çalardım. bütün 1 gün boyunca yediğim içtiğim bu idi.

sonrasında param olunca, bakkal açıkken gitmiş, büyük ihtimalle sahibi olan amcaya durumu anlatıp, vermek istemiştim tüm çaldığım süt ve ekmek paralarını, ama o almamıştı.

yüzünde tebessümü, dudaklarında sigarası ile;
"yine her sabah gel" demişti, "ekmek ve süt kasasını bıraktıkları yeri biliyorsun..."

edit: imla.
devamını gör...
4020.
sevgili sözlük. ben hayatımda hep ütopik bi dünyada kafamda canlandırdığım o sevgiyi, sevilmeyi, ulan nasip olur mu beee dediğim o şeyi yaşıyorum galiba. ben ilk defa insan gibi seviliyorum sevgili sözlük. sağlıklı, belirsizliğe sıkılmadan, sevgisinden esirgenmeden, tramvaları örtecek kadar seviliyorum galiba. bende böyle yoğun bi sevgi yok henüz ama bu sevilişi yaşamak nasip oldu ya ben gözüm kapalı gitmem galiba. görmemiş gibi yazıyorum çünkü görmedim sevgili sözlük. ben hakiki itiraf etmek gerekirse böyle esirgenmeden hissettirilen bir sevgiyle ilk kez karşılaşıyorum. devamı gelir gelmez bilemem. ama şuanda gördüğüm bu. bu da burda anı olarak kalsın. belki ileride bu entryimi daha güzel bi noktadan okuyor olurum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim