yazarların itiraf köşesi
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
başlık "mırmır" tarafından 14.11.2020 21:09 tarihinde açılmıştır.
941.
sahip olduğum şeyleri iyi kullanmamak, sağda solda bırakmak, birilerine verip almamak gibi salak alışkanlıklarım var.
verip takip etmediğim kitaplarla köy okuluna kütüphane kurulur. sağda solda bıraktığım giysileri unicef'e bağışlamış olsaydım şu anda afrika'da çıplak insan kalmamıştı. davul zillerimden bir tanesi hemen hemen 15 senedir lise kankam bahadır'da mesela.(burayı okuyorsan ver lan crash'ımı) elektro gitarım ve amfisi kimde en ufak bir fikrim bile yok. (ingiltere kraliçesinde bile olabilir. onları da görmeyeli bir 15 sene oldu).
bana ejderha bile verseler ejderhamı sağda solda bırakır, birilerini bindirir, hayvanın her tarafını cizik içinde bırakırım. 1 haftada ateş püskürtemez, uçamaz hale gelir hayvan.
verip takip etmediğim kitaplarla köy okuluna kütüphane kurulur. sağda solda bıraktığım giysileri unicef'e bağışlamış olsaydım şu anda afrika'da çıplak insan kalmamıştı. davul zillerimden bir tanesi hemen hemen 15 senedir lise kankam bahadır'da mesela.(burayı okuyorsan ver lan crash'ımı) elektro gitarım ve amfisi kimde en ufak bir fikrim bile yok. (ingiltere kraliçesinde bile olabilir. onları da görmeyeli bir 15 sene oldu).
bana ejderha bile verseler ejderhamı sağda solda bırakır, birilerini bindirir, hayvanın her tarafını cizik içinde bırakırım. 1 haftada ateş püskürtemez, uçamaz hale gelir hayvan.
devamını gör...
942.
etrafımdaki insanları her geçen gün kirmaya ve kendimden uzaklaştırmaya devam ediyorum. bunun farkında olsam bile önüne gecemiyorum.
devamını gör...
943.
tek başıma yemek yerken lanet bir pislik gibi hareket ediyor, ağzıma koca koca lokmalar tepiştirip tuhaf sesler çıkarıyorum.
devamını gör...
944.
sevdiğim çocuğun sevgilisi bizi yakın arkadaş biliyor kızla da maddi çıkar ilişkisi yaşıyor üstüne biz çocukla onların yapmadığı şeyleri yapıyoruz..
devamını gör...
945.
arkadaşmar 22 dakika önce dede olduğum haberini aldım. gerçekten insan çok farklı duygular içinde oluyor böyle zamanlarda. adeta bir romanın giriş gelişme sonuç ilişkisi içersinde sürdürüyoruz yaşamımızı. bugün bir kez daha yaradana şükrettim. umarım hepiniz bu duyguları yaşarsınız.
devamını gör...
946.
torpille bir yerlere gelenleri aşağılıyorum ama torpil bulsam ben de atlarım üstüne.
devamını gör...
947.
kendimi sevmiyorum.
devamını gör...
948.
burnumu karıştırıp kalorifer peteklerine bal yaptığım cahiliye dönemim oldu.
devamını gör...
949.
dünyamı o kadar çok insanla doldurmuşum ki, yazmak için buraya sığınmam gerekti...
değiştim sanmıştım ama aynıyım. insan gerçekten değişmiyormuş, 7sinde neyse 70te de o oluyormuş. şikayet ettiğim, dert edindiğim şeyler hep benimle ilgili, benim yüzümden olan şeylermiş. ve ben bunları gemileri yaktıktan sonra fark ediyorum. eziyet gibi bir şey kendimle yaşamak, katlanamıyorum...
değiştim sanmıştım ama aynıyım. insan gerçekten değişmiyormuş, 7sinde neyse 70te de o oluyormuş. şikayet ettiğim, dert edindiğim şeyler hep benimle ilgili, benim yüzümden olan şeylermiş. ve ben bunları gemileri yaktıktan sonra fark ediyorum. eziyet gibi bir şey kendimle yaşamak, katlanamıyorum...
devamını gör...
950.
hala teletabilerden korkuyorum.
devamını gör...
951.
sizi dert manyağı yapmaya programlı, ezik, 'bittin ben, öldüm' diyen ve size psikolojik baskı uygulayıp acındırmaya çalışan sünepe ruhlu kimselerden kendinizi arındırın. asalak ruhlarıyla sizi de dibe çekecek bu yaratıkları doğal seçilime bırakın ve uzaklaşın.
denedim, çalışıyor.
denedim, çalışıyor.
devamını gör...
952.
(bkz: ufuk beydemir)’in “ay tenli kadın” şarkısını yazdığı kadının bu denli sevilmiş olmasını her dinlediğimde kıskanıyorum.
kıskançlık karaktermin bir özelliği değildir aslında fakat bir yakarış gibi de düşünebilirsin bunu; ben neden sevilmiyorum ki bu denli ? tarzında...
ne şanslı kadınlar var be sözlük.
kıskançlık karaktermin bir özelliği değildir aslında fakat bir yakarış gibi de düşünebilirsin bunu; ben neden sevilmiyorum ki bu denli ? tarzında...
ne şanslı kadınlar var be sözlük.
devamını gör...
953.
mutsuzum. varlığım herkese yük sanki. kendime bile.
devamını gör...
954.
evimde hiç dekoratif sabun yok. neden?
a)dekoratif sabun almıyorum.
b)olur da bir yerden dekoratif sabun gelirse, normal sabun bitince dekoratif sabunları kullanıyorum. duşta renkli, minik, kalp şeklinde sabunlarla kıçını başını yıkayan bir adam oluyorum. neden? çünkü kolay. aynısı dekoratif mumlarda da geçerli, bir yerlerde kafası olmayan yarı yanmış bir tavşan-mum olmalı. thug life bitch.
a)dekoratif sabun almıyorum.
b)olur da bir yerden dekoratif sabun gelirse, normal sabun bitince dekoratif sabunları kullanıyorum. duşta renkli, minik, kalp şeklinde sabunlarla kıçını başını yıkayan bir adam oluyorum. neden? çünkü kolay. aynısı dekoratif mumlarda da geçerli, bir yerlerde kafası olmayan yarı yanmış bir tavşan-mum olmalı. thug life bitch.
devamını gör...
955.
yok mu şöyle beş vs bir bukkake itirafları. cidden artık şu duygusal itiraflardan bunaldık. biraz heyecan olması lazım.
devamını gör...
956.
annemin telefonunu dizimle ezmiştim*.durumu farkedince telefonu kardeşimin altına itekledim. biraz zaman geçtikten sonra annee telefonunu kırmışaar diyerek anneme koştum. ama anladı benim kırdığımı*
devamını gör...
957.
eski çalıştığım yerde amir olduğum halde fitne çıkaranların, dedikoducuların ağzına sıçmadığım için her gece yastığa başımı koyduğumda kendime kızıyorum. o zamanlar toydum insanlara haksızlık etmek istemezdim ve yumuşaklıkla çözmeye çalışırdım her şeyi ama hata etmişim.
devamını gör...
958.
baba tıraş köpüğünün hepsini halıya sıkıp sonra okula kaçan benim
devamını gör...
959.
hiçbir şey umrumda değilmiş gibi yapmaktan sıkıldım, yoruldum. aslında her şeyi çok düşünüyorum.
devamını gör...
960.
hiç var olmamış olmayı dilerdim bir zamanlar,misafir olduğumuz bu dünyaya hiç uğramayıp suyunu bile içmemeyi...
bir yıldız tozu olmak isterdim sonsuz sessizlikte akıp giden,gidilemeyen hayal dahi edilemeyen yerlerin üzerinden yanından geçen...
bir pantolon bir ayakkabı bir tişört ile çıktığım tibet’in dağlarını özlüyorum ara ara sadece orası mı?
hayır,bir dragunov ile benim yaralandığım dostumun vurulduğu rumeli dağlarını da...
yogi kazım abiye (kazım gürbüz) bir gün sormuştum “abi,ilk eğitimin nasıldı?” diye
“20 sene günde bir meyve ile iktifa ettim evladım” dedi.
20 sene...!
dile kolay,dedesi tutup elinden götürmüş.
sukhasana pozisyonunda derin meditasyona dalmış kırmızılı yaşlı rahibin karşısına oturup gözlerimi kapadığımda uzun bir süre sonra onunla aynı anda tebessüm ederek ve ikimizde yerlere kadar eğilirek açtığımız gözlerimizde başka alemlerin parıltısı vardı.
hemen bir oda açıldı bana ve benide kendileri gibi bir rahip olarak görüp sessizliğime saygı duydular.
belki derinlerdeki acılarımı görmüştü yaşlı keşiş belki sadece kan pompalayan kalbimde bir ışık sezmişti,günler günleri kovalarken öylesine bir derinlikteydim ki kapının önündeki meyveler birikmişti çıktığımda...
bazen anlatmak istiyor içimde bir yer,öylesine nedensiz.
susuyorum sonra tebessüm edip bakıyorum herkese ve herşeye.
çiçeklerime bakıyorum onlarla sohbet etmeye başlıyorum “aramızda bak” diyerek başlıyorum ara ara söze...
aramızda bak,tamam mı?
bir yıldız tozu olmak isterdim sonsuz sessizlikte akıp giden,gidilemeyen hayal dahi edilemeyen yerlerin üzerinden yanından geçen...
bir pantolon bir ayakkabı bir tişört ile çıktığım tibet’in dağlarını özlüyorum ara ara sadece orası mı?
hayır,bir dragunov ile benim yaralandığım dostumun vurulduğu rumeli dağlarını da...
yogi kazım abiye (kazım gürbüz) bir gün sormuştum “abi,ilk eğitimin nasıldı?” diye
“20 sene günde bir meyve ile iktifa ettim evladım” dedi.
20 sene...!
dile kolay,dedesi tutup elinden götürmüş.
sukhasana pozisyonunda derin meditasyona dalmış kırmızılı yaşlı rahibin karşısına oturup gözlerimi kapadığımda uzun bir süre sonra onunla aynı anda tebessüm ederek ve ikimizde yerlere kadar eğilirek açtığımız gözlerimizde başka alemlerin parıltısı vardı.
hemen bir oda açıldı bana ve benide kendileri gibi bir rahip olarak görüp sessizliğime saygı duydular.
belki derinlerdeki acılarımı görmüştü yaşlı keşiş belki sadece kan pompalayan kalbimde bir ışık sezmişti,günler günleri kovalarken öylesine bir derinlikteydim ki kapının önündeki meyveler birikmişti çıktığımda...
bazen anlatmak istiyor içimde bir yer,öylesine nedensiz.
susuyorum sonra tebessüm edip bakıyorum herkese ve herşeye.
çiçeklerime bakıyorum onlarla sohbet etmeye başlıyorum “aramızda bak” diyerek başlıyorum ara ara söze...
aramızda bak,tamam mı?
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276