4141.
ortaokul zamanlarında en yakın arkadaşım ile okuldan kaçıp atari salonlarına gittiğimizde tüm harçlıklarımızı harcayıp beş parasız kalınca, eve dönerken bindiğimiz minibüslerde her seferinde para vermeden yolculuk yapıyorduk. bir keresinde tam inerken yolculardan teki "kaptan, para vermedi bu veletler!" diye bağırmaya başlayınca koşar adım minibüsten uzaklaşırken arkamızda bize şaşkın şaşkın bakan yolculara ve şoföre el hareketi çekip kahkahalar atarak kaçmıştık.

yine aynı muzur arkadaşla günün birinde sıkıntıdan patlarken saçma sapan bir oyun oynamıştık. içleri azıcık su dolu bir litrelik pet şişelere güzelce işeyip tanımadığımız insanların evlerinin kapılarına dayıyor, zile basıp kaçarken alt katlarda bekleyerek zavallı kadınların çığlıkları ve beddualarını dinleyip bu yaptığımız şey sanki marifetmiş gibi büyük bir keyif alıyorduk...

o zamanlar çocuk da olsak şu an düşününce yaptığımız yaramazlıklardan ötürü vicdan azabından geberiyorum. dangalakça bir eğlence anlayışımız varmış.
devamını gör...
4142.
allah insana misafirin de evde az kalanını versin. misafirin ev sahibi olmasına ve benim kendi evimde misafir olmama az kaldı.
gitmesi için illa ki seni sevmiyorum, evine git demem mi gerekiyor?
devamını gör...
4143.
hayatımda yolunda giden çok az şey var ve ben ne kadar uğraşırsam uğraşayım bazı şeyler asla yoluna girmiyor.

annem sigara içtiğimi ilk öğrendiğinde sağlığım için endişelenip ağlamıştı ve ben ne kadar üzülürsem üzüleyim annem kadar derin bir üzüntü hissetmemiştim. geçenlerde kardeşimin sigara içtiğini öğrendim ve gerçekten elinde büyüttüğün, altını temizlediğin, biberonla besleyip en sevdiğin oyuncaklarını kırmasına izin verdiğin insanın kendini zehirlemesine dayanamıyormuş insan.

kardeşim bana sır verdiği için onun sırrını annem de olsa söyleyemiyorum ama bu yük kalbimi ağrıtıyor...
devamını gör...
4144.
yaşlılığımı kabul edemiyorum bir de çevremdeki beni sevenler "olum daha gençsin yiaa" falan diyor.

bir çoğu gibi değersiz bir çöpüm aslında. ehe.
devamını gör...
4145.
bağzi yazarlar zengin olmak istiyor,

zengin dediğin maksimum 5-10 ev parası olan adamdır parasının o yada bu şekilde bir sonu vardır.

kimse servet sahibine oynayamiyor. servet sahibi eğitimlidir yurdumun golddiggerlarini sallamaz, parasının kıymetini bilir yatırım yapar yani kezopatralarimizin istediği o range i almaktansa o para ile yatırım yapar iki üç range parası çıkartır.

işte bu yüzden yurdum golddiggerlari range alacak salak arıyor. halbuki para range alacak salakta değil range parası ile yatırım yapacak adamda.

zaten olay da bu range almaktansa yatırım yapacak adam bunların yüzüne bakmıyor, onun gittigi yerlerin kapısından yurdum kezopatralari giremiyor.

itiraf mi? zengin kafalarim diyen salaklara götüm ile gülüyorum bir insanın zengin sayilabilmesi için servetinin % 8 i ile özel uçak alabilmesi gibi bir kriter var. buradaki tanımların hiçbiri zengin tanımı değil orta halli yatırımcı tanımı.

işin özeti korlerle sağırlar birbirini ağırlar.
devamını gör...
4146.
itiraf ediyorum: anneme ve babama matematik yapamadığımı söyleyip eşit ağırlık seçmiştim ama ben sadece hocasından dolayı nefret ediyordum dersten. birde ders çalışmak istemediğim için. aslında yapabiliyorum.
devamını gör...
4147.
geleli 4-5 gün oldu pişman oldum valla sıkıldım yine burdan.
devamını gör...
4148.
bugünlerde herkese çatıyorum, öyle böyle değil. vay bunu mu dedin, vay böyle mi demek istedin. dün whatsapp veli grubunda mesajlarla bir veliyi yamulttum, bildiğiniz g*t ettim. eminim kadın içine içine hacetini yaptı. iyi mi bu hal? elbette hayır ama, ona sus, buna karışma, boş ver demelerin patlamasını yaşıyorum bu ara. yapıcam hepinizi yapıcam bu gidişle !!!
devamını gör...
4149.
itiraflık kısmı da var tabi anlatacaklarımın ama durum kişisel itiraftan çok daha vahim sanırım...

4-5 aydır ara ara apartmanımızda gece geç saatlerde gürültü oluyor. yaptığımız tetkikler (pencereden aşağı sarkıp yanan lambalara göre daire kestirmek, apartmanda bir kaç kat inip kapı dinlemek gibi) sonucu bu gürültünün bizden 2 kat aşağıda oturan bir aileden geldiğini tespit ettik. (en üst kattayız bu arada) o ailenin de 2 tane kız çocuğu var. biri 4 veya 5. sınıf öğrencisi, diğeri ondan 1 ya da 2 sınıf üsttür çok çok. yazın akşam eve dönerken kapının önünde görürüm, sessiz, güler yüzlü, kendi aralarında ya da yan apartmandan bir iki kız çocuğuyla kaldırımda top oynarken ya da otururken... haliyle konduramıyoruz da bu kadar gürültüyü o kızlara... misafirin küçük çocuğudur falan diyoruz...

cuma akşamı yine çılgınlar gibi duvarlara vuruluyor 2 kat aşağıdan. eşim çok sinirlendi indi aşağıya. zile bastı. o arada apartmana yayılan bir ağlama sesi var tabi. kapıyı açan olmadı. yaw dedim kendi kendime, bu adam işsizmiş, karısına zarar veriyor olmasın? polisi arayayım mı diye bağırdım eşime. o da kapının açılmamış olmasına sinirden olsa gerek, ne polisi yaa deyip bir kez daha bastı zillerine. kapı açıldı. anladığım kadarıyla kadın açtı. klasiktir konuşmalar, illa ki şahit olmuşsunuzdur, bu ne böyle diye başlar evden çıkın'a kadar gider... eşim çıktı tekrar yukarı. babası kızı dövüyormuş, kadın öyle demiş. farz et ki hasta demiş bir de... ben tabi direkt sabaha sağ çıkmaz pezevenk inşallah dedim.
sesler kesildi tabi, biz bı üzüntü sinir sigarası yaktık. sonra birimiz bi odaya digerimiz başka odaya... aradan zaman geçti. gece 11 buçuk falan... 1, 2 dakika süren bir duvar yumruklama yine... yine o kız çocuğu ağlıyor... ben zaten o arada acil durum, çocuga şiddet telefon numaralarını falan kontrol etmişim. kalktım kulağımı dayadım duvara. 2 kat olunca anlaşılmıyor tabi sesler... kız çocuğu ağlıyor, benim midem bulanmaya başladı, sonra bir iki cümle duydum. birkaç kez tekrarladığı
karnım ağrıyor
ve ...
sizden nefret ediyorum
sizden nefret ediyorum...

sesler kesildi
bulantım arttı
oturdum ağladım...

düşündüm,
apartmanda 8 daire var. biz 2 kat yukarıdayız ve bizden başka kapısını açan bir allah'ın kulu yoktu... aile içi şiddet bu kadar mı meşrulaşmış?

düşündüm,
daha önce olsaydı, bir an bile tereddüt etmez direkt polisi arardım
ben ne ara bu meşrulaşan iğrençliğe sessiz kalan çoğunluğun saflarına katılmışım...

nasıl iğrendim kendimden, nasıl üzüldüm o kadına, o kız çocuğuna, nasıl lanet okudum zihniyetimize, anlatamam. .

pazartesi günü saat 9 gibi ilçe milli eğitim müdürlüğünü aradım. kızın adını, ysk aynı apartmanda oturanlar bilgilendirmesinden yola çıkarak olası soyadını ve mahallemizde bulunan 2 okulun adını verdim, rehber öğretmen tarafından çaktırmadan yoklanmasını rica ettim çocuğun.

dün akşam hiç ses yoktu apartmanda. hatta yine pencereden sarkıp baktım lambaları yanıyor mu diye, evet, evdelerdi.

tetikteyim, bir daha o çocuğun ağlamasını, gürültüsünü duyayım, bir an bile beklemeden arayacağım polisi...

ama yine de,
ne ara bu kadar umursamaz bu kadar korkak bu kadar ucube yaratıklara döndük böyle diye midem bulanarak düşünmeden, gelecekte yetişkin olacak bugünün çocuklarının yaşadıkları travmalarla nasıl birşeyler olacaklarını merak etmeden, onlar adına korkmadan duramıyorum..
devamını gör...
4150.
asla kırılmayacağımı düşündüğüm bir konuda çat diye yeniden kırıldığımı fark ettim ve bu farkındalık beni sinirlendirdi sözlük.
sinirlendirdi çünkü bu konuda kırılabileceğim en ufak parçaya kadar kırılmış ve hissizleşmiş sanıyordum kendimi.
oysa şimdi, şu anda, durduk yere, küçücük bir şeyle kırılıverdim yeniden. hani kalmamıştı içimde öfkeden başka bir şey? hani daha fazla üzülemez, hayal kırıklığına uğrayamazdım?
hee aynen bok.
bildiğin bok.
sinirliyim. kimseye değil. sadece kendime. hala kırılmama izin verdiğim için sinirliyim.
iyi bok.
tarihe not: sinirden tepinmek kırılmaktan yeğdir.
devamını gör...
4151.
çok gücüme gitti lan.
:(
devamını gör...
4152.
bazen aklımdan şüphe ediyorum.
devamını gör...
4153.
gerçekten raporlu deli olmak istiyorum ama olmuyor yahu verin şu raporu

çalıştığım ofis canlıları beni seviyor ama ben hiç birini sevmiyorum tek hücreli canlıdan az iq'lu çoğu

buradan bir yazarla ilgili fena bilgilere sahibim ama söylemem kendisini 30 yıla yakındır tanırım.
devamını gör...
4154.
epiciginizi kıskanıyorum epiciğinizi.
ne guzel dertleriniz var diyecegim yanlis anlasilacak ama oyle.
derdim yok lan? azerilern dedigi gibi bacagin girsin bele vaxiyete.
eşim dostum kazık atmiyor, is yerimde kimse mudahale etmiyor, hatun aldatmiyor, ben hatunu aldatmiyorum falan derken acayip garip bi hayatim oldugu hissine kapılıyorum.

neyse uzun lafın kısası gıpta ediyom size.*
devamını gör...
4155.
sandığımızdan da hızlı bitiyor hayat, zaman akıyor dört nala. çok enteresan buluyorum hayat denen deneyimi. birini tanıdığım zaman hayatımdaki yerini ve amacını sorguluyorum, çünkü inancım hayatımızdaki ögelerin hepsinin bir anlamı olduğu yönünde. pencere kenarlarında saatlerce oturmuş, etrafı anlamsızca ya da belkide çok anlamlı şekilde izleyen yaşlı insanları görünce içim buruluyor, onlar da bir zamanlar gençti, seviyor, seviliyorlardı, her gün çalışıp koşturuyorlardı, haftasonları eğleniyorlardı, gece olunca sevdikleriyle aşk yapıyorlardı diyorum, ama şimdi geçti bizden diyerek bir pencere kenarında ölüm meleğini bekliyorlar. üzücü ya, hiç doğmamış olmak isterdim. dünya yükü ve hüznü hep ağır gelir bünyeme. esen kalın…
devamını gör...
4156.
itiraf ediyorum, iftira diye okudum.
devamını gör...
4157.
iyice düşündüm ve emin oldum; lise hayatım boyunca hiçbir toplantıya ailemden kimse katılmamıştı. hatta velim olarak okula uğradıkları bile yoktu. nasıl oldu bilmiyorum. ya onlar sallamadı ya da ben ısrar etmedim. lise son sınıfta da karne yüzü görmemiştim. sebebi de saçma salak karne parası denen şeye itiraz edip gıcıklığına ödemeyişimdi. evden aldığım parayı da gidip bir gameboy oyun kaseti almıştım. canım benim, onu da özledim… o sene dershane parasının yarısını da ödemedim. atılmıştım tabi. son 3 ay dershane yerine sürekli sinemaya gidiyordum. ödemediğim paraları da bir sürü sinema kitabı ve metal müzik kaseti alarak harcamıştım. yıllar sonra bu gerçeği aileme itiraf ettiğimde hakkım kalmasın diye gidip dershaneye parayı öde cevabını aldım. fazla düşünceli bir ailem var. tabi ki yine ödemedim...

günahlarım ne çoktur. en büyük cezayı vicdanımdan çektim.
devamını gör...
4158.
benim ayaklarımla ilgili bir sorunum var ya da hayatın bir derdi var.
hep bir şekilde ayaktan darbe yiyorum.
ayağıma masa düşer ayağımı sehpaya çarparım koltuğun köşesine vururum ne bileyim giydiğim ayakkabı vurur bugünde merdivenlerden düştüm ve yine sakat gibi geziyorum. geçen de evi temizlerken düşmüştüm ama o en azından dizlerimin üstüneydi
arkadaşlar ayaklarım yamuldu arkadaşlar
hakikaten cin oluyorum ters döncek bir gün ayaklarım.
ben yıldım artık beni robot yapın.
şu dirsekleri kolu bacağı çarpmaktan ızdırap çekiyorum şerefsizim.
devamını gör...
4159.
emlakçı değilim.
devamını gör...
4160.
canı istemeyen biriyim, sanırm liseden sonra böyle oldu,
lise sonda bana aşıknı itiraf eden kızı reddedince böyle oldu
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim