yazarların itiraf köşesi
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
başlık "mırmır" tarafından 14.11.2020 21:09 tarihinde açılmıştır.
5061.
aramaya inandım ama itiraf sayfasını bulamadım. ancak bu. neyse dostiler dün ablam ( türkiye nin natalie portman şubesi) ben ve komşum bizim yaşgruplarinin gittiği bir bara gittik. rock bar tabi ki... ablanız sıkı bir rocker. neyse yana 3 çocuk geldi. çocuklar kendi çaplarında takılıyor. ablam ve ben konuşuyoruz. bizim karşı komşu çocuğu kesmeye başladı. çocuk da arada bakıyor. bir şey olmadı.
ama yuhhh dedim bara gittin. okeyto da ben o kadar uzaktan adamların mal olduğunu anladım. tek saatlik bile olamayacağını anladım. kibir budalası olduğunu sürekli paradan konuşan geyikler olduklarını o gürültüde duydum.
senin şuurun nerede diyecektim bizim kıza da boş verdim.
siz sevgili erkek dostiler tek olayının eviniz, arabanız ve para ya da daha çok para olmasın. yoksa böyle mal mal oturursunuz.
ama yuhhh dedim bara gittin. okeyto da ben o kadar uzaktan adamların mal olduğunu anladım. tek saatlik bile olamayacağını anladım. kibir budalası olduğunu sürekli paradan konuşan geyikler olduklarını o gürültüde duydum.
senin şuurun nerede diyecektim bizim kıza da boş verdim.
siz sevgili erkek dostiler tek olayının eviniz, arabanız ve para ya da daha çok para olmasın. yoksa böyle mal mal oturursunuz.
devamını gör...
5062.
son 1 aydır cehennemden geçiyorum, tükenmişlik sendromu nedir birebir yaşıyorum. beni yıllar boyunca savuran boşluğu farkettim ve dondum kaldım. hareket edemiyorum. çocukluk denen karanlık dönemime keşke geri dönebilsem. şimdilik elveda, yine geleceğim buraya ama iyileşmiş olarak, iyileşmek ve hayata karışmak istiyorum çünkü uzun zamandır bu hayatın içinde değilim, hem de çeyrek asır kadar.
devamını gör...
5063.
duygusal hassas toplar için zor dönemler.
kendinle dalga geçmesen ölür müsün? içimi deşip dökmek istemiyorum ama tam olarak bundan bahsedeceğim için ilk taşı yine ben atıyorum.
"sağaltım"
psikolojik tarafından tutacağım izninizle. *
bir karışıma su katıp derişimini azaltmak gibi. içimizde durup durup da biriken, tortulaşan, balçıklaşan şeylere su katıyoruz; birden bire çözülmüyor elbette. yavaş yavaş çözülüyoruz, yavaş yavaş akıyor su, her şey çıldırtıcı bir yavaşlıkta seyrediyor. ama çözüldü mü bek datlı oluyor, o kesifliğin, cerahatin iyileşmesi var ya. ne büyük bir rahatlama, ne büyük ferahlık.
işte, insan insanın su'yudur hanımefendiler, beyefendiler. gidip kendinize ağı olacak sular bulursanız zehrinize zehir olur. kimi su var, bir yudumuyla insan dünyalarca çözülüyor. kimisi var, zerresi yakıp insanı mahvediyor. su bu, yakar mı demeyin. kimin alanınıza müdahale edebileceğine, içeri kimi buyur edeceğinize dikkat edin.
ben berrak, billur, pırıl pırıl bir çağlayan olmaya niyet ediyorum. içimdeki ağıları sağaltıp, nice ağılara da şifa olmaya.
bi kendime yetsem, ah bi yetsem.
devamını gör...
5064.
birileri bu tanımları özetlesin ya hepsi çok uzun.swh
devamını gör...
5065.
insanlar söz konusu olduğunda geçmişi kurcalamamak lazım. olmayanla olmadığından olmamıştır. her seferinde önümüze bakmak lazım.
sınavda vardır ya ilk işaretlenen doğrudur ondan vazgeçmemek lazım. bence olamayan her durumda o sınavda tahmin edilen şık gibidir. o tahmin hep doğru çıkar.
ordan uzaklaşıp yeni sulara açılmalı.
ufuk dediğin açılabildikçe ilerler. her ufuk yeni bir manzaradır. sürekli aynı manzara bir süre sonra kıymetsiz olur.
manzarayı yani ufku güncellemekte fayda var.
yanisi kim demişse doğru demiş, exten next olmaz.
sınavda vardır ya ilk işaretlenen doğrudur ondan vazgeçmemek lazım. bence olamayan her durumda o sınavda tahmin edilen şık gibidir. o tahmin hep doğru çıkar.
ordan uzaklaşıp yeni sulara açılmalı.
ufuk dediğin açılabildikçe ilerler. her ufuk yeni bir manzaradır. sürekli aynı manzara bir süre sonra kıymetsiz olur.
manzarayı yani ufku güncellemekte fayda var.
yanisi kim demişse doğru demiş, exten next olmaz.
devamını gör...
5066.
devamını gör...
5067.
tüm bu yorgunluğumun nedeni bir başka yorgunluğum idi. başka yorgunluk ise diğer iki yorgunluktan kaynaklanıyordu. bu şekilde ömür sürer mi dersek sanırım ömür sadece bu şekilde sürüyor.
devamını gör...
5068.
büyük bir sakatlığı atlatıp 5 ay sonra spora dönüş sonrası ağzım kulaklarıma vardı. sağlığınızın kıymetini bilin en değerli şey o sanırım.
devamını gör...
5069.
uzun zamandır fark ettiğim bir şey var; insanlar kötü gün dostu ararlar ama bulması zor olan iyi gün dostudur. insan yapısı gereği en kötü olaya üzülse de günün sonunda iyi ki benim başıma gelmedi rahatlamasıyla yastığa başını koyar. sizi teselli ederken içten içe kendi hayatında güvende hisseder. herhangi bir meziyet eksikliğiyle ilgili yalnız hissetmez ama işler iyi gün için hiç de öyle değildir.
bir işte başarılı iseniz buna cidden sevinecek çok az insan vardır. mutlu iseniz insanlar için yeterli malzeme değeriniz yoktur. evlerine dönünce kendi eşleri-sevgilileri için kötünün iyisi hissi yaşanmayacaktır. parası olana mesela herkes gereksiz bir nefret besler. güzel/yakışıklı olanla ilgili dedikodu yapılır. kendini seven, herhangi bir meziyetini biriyle paylaşandan rahatsız olunur.
iyi şeyler birçok insan için eksiklik hissidir. iyi günleriniz için sevinen, size iyi hissettiren arkadaşlar gerçektir. aksini hissettiğiniz kim varsa sizden içten içe nefret ediyordur.
bir işte başarılı iseniz buna cidden sevinecek çok az insan vardır. mutlu iseniz insanlar için yeterli malzeme değeriniz yoktur. evlerine dönünce kendi eşleri-sevgilileri için kötünün iyisi hissi yaşanmayacaktır. parası olana mesela herkes gereksiz bir nefret besler. güzel/yakışıklı olanla ilgili dedikodu yapılır. kendini seven, herhangi bir meziyetini biriyle paylaşandan rahatsız olunur.
iyi şeyler birçok insan için eksiklik hissidir. iyi günleriniz için sevinen, size iyi hissettiren arkadaşlar gerçektir. aksini hissettiğiniz kim varsa sizden içten içe nefret ediyordur.
devamını gör...
5070.
bazen çok duygusal biri miyim acaba diye kendimi sorguluyorum hiç gözlerine bakmadığım, dokunmadığım insanlar için uykusuz kalacak kadar çok üzülebiliyorken bazen de yanı başımda duran insanların dertlerini hiç ama hiç umursamayabiliyorum. kendi hatalarıma mı üzülüyorum yoksa çaresiz olan bir şey zaten çaresizdir diyip vaz mı geçiyorum?.
devamını gör...
5071.
demin çay içtim.
devamını gör...
5072.
öz önce seni düşündüm.
devamını gör...
5073.
aşkı arıyorum. aşık olmak istiyorum. ama sorumluluğu o kadar korkutuyır ki
güvenli alandan çıkmak istiyorum ama aşırı derece korkuyorum.
güvenli alandan çıkmak istiyorum ama aşırı derece korkuyorum.
devamını gör...
5074.
kendime bile söylemeye korktuğum , çekindiğim şeyler var. bir çizgi var sanki zihnimde oraya gelince kestirip atıyor . tekrar başa dönüyorum.
devamını gör...
5075.
birçok açıdan kötüye yorardım herşeyi. ancak bu gece itibariyle değiştim.
devamını gör...
5076.
sinirleniyorum. yapacak bir şey yok ve bu beni daha çok sinirlendiriyor.
devamını gör...
5077.
artık itiraf mı olur, söylemek istediklerim mi olur bilemem ama tembel insana tahammül edemiyorum.
bir insanın bir şeyler yapması gerekirken oturup beklemesini anlayamıyorum.
hayatı sürekli "yapacak bir şey yok" minvalinde yaşayanlar kendilerinden uzak durulması için oldukça iyi bir sebep sunuyor ki durulmalı da
bir insanın bir şeyler yapması gerekirken oturup beklemesini anlayamıyorum.
hayatı sürekli "yapacak bir şey yok" minvalinde yaşayanlar kendilerinden uzak durulması için oldukça iyi bir sebep sunuyor ki durulmalı da
devamını gör...
5078.
bazı geceler düşünmekten uyuyamıyorum arkadaşlar. onu bunu gelmişi geçmişi derken yüreğime bir öküz oturuyor tıkanıp kalıyorum. bu gece de o gecelerden. böyle böyle yitip gidicez dünyadan herhalde dünya bu kadar gerçekten bir kaç acı ve bitiş başka bir şey sunduğu yok söke söke almayı da çok denedim ama olmayınca olmuyor bazı seyler olmuyor elinden bir şey gelmiyor insanın.
neyse yine de ne kadar iyi olabilirse o kadar iyi geceleriniz olsun.
neyse yine de ne kadar iyi olabilirse o kadar iyi geceleriniz olsun.
devamını gör...
5079.
dünyaca ünlü bir metal grubu olan kamelot ile röportaj yapmıştım seneler önce (10 yılı geçmiş olabilir).
yani grubun kurucusu thomas youngblood ile.
nuance ve nuisance'ı karıştırıp, "eski ve şimdiki vokalistleriniz sesleriyle çok etkileyici nüanslar verebiliyor(du)" yerine "sesleriyle karın ağrılarını (rahatsızlıklarını) çok iyi yansıtıyorlar(dı)" demişim. adam da normal bir yanıt verince yanlış yazdığımı fark etmemişim.
sonra röportajın yayımlanacağı webzine'deki ekipten bir başkası çevirmişti orasını türkçeye ve önüme "rahatsızlıklar" diye gelince metin, "ahaha, rahatsızlıklar diye çevirmiş ilgili kişi" demiştim. sitenin sahibi de "'nuisances'ı sen nasıl çevirirdin?" dedi. o zaman ayıldım.
sonra thomas'a da mesaj atıp "nuisance demişim nuance yerine yanlışlıkla, kusura bakma" falan dedim ingilizce olarak. "no worries, man." dedi adam.
bu arada adam normal bir cevap verdiği için benim sorumun içindeki nuisance kelimesi bir sorun yaratmadı. türkçeye olumlu olarak çevirdik orasını.
yani amerikalılar ilginç insanlar. olumlu da olumsuz da şaşırtabiliyorlar insanı. mesela bir türk grupla röportaj yapılsa ve grubun kurucusuna, "vokalistiniz rahatsızlığını sesiyle çok iyi aktarıyor" desen kesin nahoş bir olay çıkardı. *
yani grubun kurucusu thomas youngblood ile.
nuance ve nuisance'ı karıştırıp, "eski ve şimdiki vokalistleriniz sesleriyle çok etkileyici nüanslar verebiliyor(du)" yerine "sesleriyle karın ağrılarını (rahatsızlıklarını) çok iyi yansıtıyorlar(dı)" demişim. adam da normal bir yanıt verince yanlış yazdığımı fark etmemişim.
sonra röportajın yayımlanacağı webzine'deki ekipten bir başkası çevirmişti orasını türkçeye ve önüme "rahatsızlıklar" diye gelince metin, "ahaha, rahatsızlıklar diye çevirmiş ilgili kişi" demiştim. sitenin sahibi de "'nuisances'ı sen nasıl çevirirdin?" dedi. o zaman ayıldım.
sonra thomas'a da mesaj atıp "nuisance demişim nuance yerine yanlışlıkla, kusura bakma" falan dedim ingilizce olarak. "no worries, man." dedi adam.
bu arada adam normal bir cevap verdiği için benim sorumun içindeki nuisance kelimesi bir sorun yaratmadı. türkçeye olumlu olarak çevirdik orasını.
yani amerikalılar ilginç insanlar. olumlu da olumsuz da şaşırtabiliyorlar insanı. mesela bir türk grupla röportaj yapılsa ve grubun kurucusuna, "vokalistiniz rahatsızlığını sesiyle çok iyi aktarıyor" desen kesin nahoş bir olay çıkardı. *
devamını gör...
5080.
* en büyük başarım, 3-5 liralık kuponları saymazsak, kumara hiç bulaşmamak. kumardan nefret ediyorum.
* en büyük aptallığım, sigaraya bağımlı biri haline gelmek.
* bedenim hiç esnek değil. bağdaş kuramıyorum.
* ehliyetim yok.
* hemoglobin değerim düşük.
* hiç fakir tartini yemedim.
* uzunca bir zamandır sadece peyk dinliyorum.
* mutluyum.
* en büyük aptallığım, sigaraya bağımlı biri haline gelmek.
* bedenim hiç esnek değil. bağdaş kuramıyorum.
* ehliyetim yok.
* hemoglobin değerim düşük.
* hiç fakir tartini yemedim.
* uzunca bir zamandır sadece peyk dinliyorum.
* mutluyum.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276