1681.
ben var ya, ben kafayi yemisim.
benim hevesim hep kursagimda birakilmis.
ben dusunmekten, olacaklari ongormekten ve yasamaktan bitmisim.
ben kuyrugu dik tutacagim diye girtlagima kadar batmisim.
ben bazi seyleri halledememisim.
ben aslinda bunlari pek hak etmemisim.
bana yazik edilmis.
bana da bunu yasamak dusmus, napalim.

cheers mate!

they’re closing in i can’t escape,
i am hated.
devamını gör...
1682.
herkese bolca teselli veririm. kötü gün dostu olarak bilinirim. itiraf ediyorum ki verdiğim telkinlere, tesellilere inanmıyorum. insanlara sadece duymak istediklerini söylüyorum. kötü bir niyetim yok,üzülmelerini istemiyorum...
devamını gör...
1683.
bundan seneler seneler evvel unlu bir psikoloğun bir radyo yayinindaki konusmasina denk geldim. hiç unutamadiğim bir cumle kurdu; "hayattaki en buyuk imtihan ne yokluk, ne aclik, ne susuzluktur. hicbir sey huzursuz bir ailede yasamak kadar zor degildir" demisti. herkesin yasadigi kendine zordur ama saniyorum hakli, hem de cok hakli. hicbir sikinti huzursuz olduğun yerde bulunmak kadar insanin ruhunu öldurmuyor-muş.
devamını gör...
1684.
evet ben;
çok yorgunum, bedenim ağır geliyo bana...
yorgunluğum yaptığım eylemle alakasız, yanlız ruhumun derinliklerinlerinde.
neden8 var mı pek bilemiyom ve yahut da kestiremiyorum tam olarak
her şeye kırılabilecek duruma gelmişim...
dokunsan ağlarım misali...
bunlar tek bi neden çevresinde toplanamaz bir çok şey beni buna zorluyor...
kendimi tam olarak ifade edemiyom bu aralar. anlatacak kimsemin olmayışından mıdır, anlayacak kimsenin mi olmayışındandır bilemem .
kendimi eksik ve bi o kadar da yanlız hissediyorum.
mutlu muyum peki,
anlatıyım o halde sabah uyanır uyanmaz yeniden başlıyorum. yeni bi enerji,yeni bir sayfa , yeni umutlar ile beraber...
geçen her dakika beni tüm bu saydıklarımdan bir bir uzaklaştırır günün sonunda beni sevdiğim şarkılarla ve karanlık bir gökyüzü ile başbaşa bırakır. evt son zamanlarda neredeyse hep böyle geçiyor. kendimde farkettiğim ve doğrusu şaşırdığım bişey söyliyeyim;
her akşam daha güzel umutlara ve daha mutlu yarınlara uyuyorum.
umarım o günler gelecek ve ben şunu göğsümü kabarta kabarta söyleyeceğim''ben bir zamanlar bunların hayaliyle uyuyordum ama artık o hayallerime uyandım'' o zaman işte o zaman gerçek mutluluğu keşfe çıkmaya başlamış olacam

kıymetli dostlarıma ve bunu okuyan arkadaşım asla ama asla umudunuzu kesmeyin. çünkü kestiğin8z an yaşamayı bıraktığınız an olacaktır umutlar amaçlardır amacı olmayan insan mâlesef ki yaşamdan vi tat alamaz...
devamını gör...
1685.
bu yalnızlığımı nerelere atsam.
devamını gör...
1686.
ben hiç sözlük toplantısına katılmadım.
devamını gör...
1687.
hiçbir şey yapmıyorum. her şeyi erteliyorum. yakın zamanda ölürsem kurtulurum diye sanırım.
devamını gör...
1688.
bu aralar çok kısa süreli de olsa önüme çıkan herkesten hoşlanıyorum ama sonra geçiyor. geçmeli de zaten, ne o öyle. az seçici olmak lazım. metroda gördüğün birinden de hoşlanmazsın artık ya, yeter.
devamını gör...
1689.
bir zamanlar mutlu ama safça bir insan vardı. herkeslere pervane olur, onu sevsinler, onu kabul etsinler ne bileyim belkide hiç nedensiz yere birilerinin ayağına paspas olurdu.

yahu her denilene inanır mı insan? inanırdı. herkesin içinde bir iyilik olduğunu düşünür, herkes özünde iyi yeter ki sen görmeyi bil mavraları atardı.

sonra ne mi oldu?

kırıldı, paramparça oldu, o saf yüreği kinle nefretle doldu... acı duydu, yalnız kaldı, kimseye anlatamadı, kimse dinlemedi...

geldi zaman gitti zaman boş vermeyi öğrendi. kendine değer vermeyi, insanlara çok takılmamayı, sözleri kulak arkası etmeyi ve kimse için keyfini bozmamayı...

şimdilerde soruyorlar ona sana ne oldu?
sen eskiden böyle değildin?
hayata mı küstün?

yoo ne münasebet sizi kaale almıyor, sizle muhattap olmuyorum diye bir de öleydim bari.
hah insanlar kendilerini çok ciddiye alıyorlar gerçekten. sözlerini, sevgilerini ya da her hangi bir hislerini...
zannediyorlar ki onlar bana ters baktı ben hayata küstüm.
zannediyorlar ki onlar bana laf soktu ben içerledim.
yahu sen kimsin?
benden kıymetli misin?
senin sözün, senin hissin, senin bakışın bana ne etsin?

çok gülüyorum tüm dünyayı kendi etrafında dönüyor sanan insanlara. ah benim canım büyü biraz. benim seni dert edecek kadar ne boş zamanım ne boş kafam var.

nefret mi? onun yerinde yeller esiyor. insan en nihayetinde kendi enerjisiyle zaten ektiğini biçiyor. ben kendimi ne yıpratacağım bünyemde kötü duygular barındırarak. ben bir gülüyorum hepsi geçiyor.

zamanın birinde saf ama umutlu (insanlığa dair) biri yaşardı ona itafen.
devamını gör...
1690.
yaşadığım yerde çok güzel bir akşam hayatı var. akşam hayatı dediğim masalar sandalyeler, insanlar, çimenler, ışıklar, caddeler.. sadece akşamları güzel olan bir ortam. keşke hadi çıkalım dediğimde hemen telefonumun ucunda bir insan olsaydı diyorum bazen. sevdiğim insan. her akşam çıkabileceğim. sıkılmadan muhabbet eedebileceğim. ne bileyim itiraf işte. bunu her balkona çıktığım serin akşamlarda da düşünüyorum. sadece düşünüyorum. bu güzel zamanların bazen böylece akıp gittiğini zannediyorum.
devamını gör...
1691.
sözlük yazarlarının kendi yazdıkları şiirlere çok gülüyorum allah affetsin. bazen spesifik olarak girip okuyorum günüm neşelensin diye. gerçekten şiir yazıp paylaşacak kadar ne yaşamış olabilirsiniz bilmiyorum ama motivasyonunuzdan öperim, lütfen devam edin bayılıyorum size.
devamını gör...
1692.
şeytan mahlaslı yazar beni bulsun.

aradığı memiktolar ben de fazlasıyla bulunuyor.
rütbesi misyoner. bu mesajı ona ulaştırır mısın admin.
şeytan bey görürsen mesaj at.
devamını gör...
1693.
ormanda kaybolan penisimi photoshoplar büyütmüş.
devamını gör...
1694.
güvenmediğini bilseydim seni kalbimle harmanladığım hayallerimin birine bile almazdım.
ben güvenilmezsem az da dön kendine bak olur mu?
hep söyledin, eyvallah. insanın fikri ne ise zikri de o olurmuş, derler o ayrı.
beni beynindeki duvarlarınla gördün, o duvarlarda" herkes "var, ben sana herkes mi oldum? sana" herkes"in hissettirdiklerini mi ettim? o zaman herkes seni seviyordur. aa unutmuşum, seni çok sevecekler var, çok sevil bundan sonra olur mu? çok sevildiğine inandığın kalplerde mutlu olmayı umut et. umut, hayat için mühimdir.
sana söylemedeğim şeyler vardı, doğru. söylemek istemedim çünkü gereksizce kabak tadı verecekti.
bi de, sana güveniyorum derken güvenmediğin ortadaymış, saftım anlamadım.
kalbimdekine "seni seviyorum." dedikten sonra ben 3. kişilere hiçbir zaman yer vermem, vermedim. seviyorsam severim ve bir tane kalbim birini sever.
bundan sonra istersen kendince sev ama unutma ben yokum...
devamını gör...
1695.
belki daha önce de yazmışımdır, neyse. ben fazlaca ölmeyi düşünüyorum. ve hergün ölecek gibi uyanıyorum ve bu biraz ağır gelmeye başladı. bunun yüzünden kalbim ağrıyor, nefes almam zorlaşıyor ve düşüncelerim bulanıklaşıyor. yardım istemek istiyorum ama olmuyor, yapamıyorum. kimseye elimi uzatamıyorum. benim hayalim güçlü bir kadın olmaktı. güçlü bir kadın olma yolunda emin adımlarla ilerlerken sanırım kendimi mahvediyorum ve bunu durdurmaya da niyetim var gibi değil. ne çok konuştum yine. iyi geceler.
devamını gör...
1696.
kafam aşure gibi
devamını gör...
1697.
bugün yine birinden hoşlandım. avm'de dolaşırken mor tişörtlü bi çocuk gördüm. uzaktan izledim sonra bi anda kayboldu. dedim neyse bişey bakmam lazım, mağazaları gezeyim. aa sonra bi baktım aynı çocuk o mağazada karşıma çıktı. meğer orda çalışıyormuş. ama yaşının benden küçük olduğunu tahmin ediyorum, çok baby face'ti çünkü. saçlar uzun, arkadan bağlamış falan böyle. mağazanın içinde çocuğu izledim bi süre uzaktan, isimliğini görmeye çalıştım. sonra kendimi sapık gibi hissettim, dedim napıyosun sen yani. biraz daha baktım sonra çıktım ordan. böyle durumlarda asla atağa geçemiyorum ya. muhtemelen beni beğenmez veya kesin sevgilisi vardır diye düşünüyorum. kendimce senaryolar uyduruyorum zaten olmama ihtimaline dair. neyse işte yine bi hüsran. bu arada hala aynı tipleri beğeniyorum, onu fark ettim. bu uzun saç sevdam bitmedi, bitmeyecek. öyle işte. oyna devam.
devamını gör...
1698.
rakı içerken black metal dinliyorum.
devamını gör...
1699.
bu gün işten çıkarıldım. son zamanlarda motivasyonum çok düşmüştü evet ama en azından bir yıl daha çalışmam gerekiyordu orada. çok korkuyorum sözlük, kendi ayaklarımın üstünde durmaya çalışmayı becerememekten, her şeyin daha da kötü olacağından. sorumluluklarımın ve borçlarımın altında eziliyorum. kafam bomboş ama aynı zamanda çok da dolu. aslında kurtulduğum için derin bir oh çekmek istiyorum ama türkiye'de yaşadığımı hatırlıyorum sonra. emek sömürücüleri ve liyakatsiz iş ortamlarını biliyorum. bunlarla birlikte yeni bir iş bulsam bile muhtemelen daha kötü şartları olacak. bana biraz daha zaman lazım. ama çok yoruldum sözlük. çok zorlanıyorum.
devamını gör...
1700.
itiraflarin dökülüp sacildigi yerdir. özelden yazmak tam itiraf modudur.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim