3361.
iğrenç ve depresif geçen 1 aydan sonra iyi hissediyorum sözlük içimde çiçekler açıyor. umarım hak eden herkes mutluluğu ve huzuru bulur kalp.
devamını gör...
3362.
tütünü yıllardır kullanan ve her istediğim zaman bırakabilen biri olan ben, uzun düşüncelerim sonucunda tütüne devam etme kararı aldım. bir süre daha bırakmayacağım. doğruluğundan emin olmadığım bir şüphem var. doğru olduğunu öğrendiğim gün tütüne veda edeceğim.
devamını gör...
3363.
sözlüğe kendi kültürümü özlediğim, anadilimi konuşan insanlarla etkileşime girebilmek için geldim. geldiğimde de söylemiştim bunu. burada geçirdiğim bir ayın sonunda türkiye'den neden ayrıldığımı hatırladım resmen. master bitince geri dönüp kendi kültürümün içinde mi yaşasam diyordum ama yok cidden. iyi yapmışım kaçmakla. özellikle türk kadını çekilmez bir varlık. genelleme yapmak istemiyorum ama bu böyle ya. ya farkındayım sürekli tacize uğruyorsunuz, sürekli kendinizi korumak zorundasınız ama sizinle her etkileşime geçen insan sizi yere yatırıp üstünüze çıkmak istemiyor. bu garip tavırların nedenini cidden anlayamıyorum ben artık. hayır buradan biriyle flört etme girişimim olamaz da. çok uzaktayım abicim ben. kapsama alanı dışıyım. vebalı gibi davranmanıza gerek yok ya biraz nazik olabilirsiniz cidden. hasılı kelam, türkiye'yi özlüyor, türk insanını özlemiyorum görünen o ki.
devamını gör...
3364.
uyanır uyanmaz insan görmeye tahammül edemiyorum. önce uyanayım bir müziğimi açayım kahvemi yapayım sigaramı içeyim bir üzerinden yarım saat geçsin öyle görüşelim mümkünse. yoksa diğer türlü adeta içimden canavar çıkıyor.
devamını gör...
3365.
son birkaç saattir ağır bir biçimde bunalıyorum.

atama için tercihleri beklediğim şu günlerde* hastalıklı bir biçimde benden kopamayan ailemle uğraşmanın ve yavaş yavaş son raddeye geliyor olduğum gerçeğinin yükü altında eziliyorum. yazmanın da bir faydasını görmedim aslında ama artık bunaldım. gerçekten bazen kendi boğazımı sıkmak istiyorum. belki öyle yaparsam daha rahat nefes alırmışım gibi geliyor.
uzun süredir böyle güçlü bir stres yaşamamıştım. ne yazacağımı da tam bilmediğim için uzatarak saçmalıyorum.

insanların rezil yaratıklar oluşunu geçtim, en berbat toplumlardan birinde yaşıyor olmanın getirdiği bir çok iğrençlik son zamanlarda benim için daha da görünür olmaya başladı. kendim dışında neredeyse her şeye ilgimi kaybettim. ayağıma taş bağlanıp suya atılmış gibi hissediyorum. sürekli yukarı çıkıp nefes almak için kendimi parçalıyorum ama ne yaparsam yapayım yeterli olmadı şu ana kadar.

zihinsel anlamda toplumsal kuralları ve sözde ahlaki sınırları yıkalı çok oluyor. sadece gerçek hayatıma uygulamakta güçlük çekiyorum.
daha önce yazmıştım. zihnimde aşırı ve olumsuz yönde kurgulama gibi iğrenç bir özellik var ve ben bundan kurtulmak için götümü yırtarken etrafım hiç de yardımcı olmayan bir sürü gereksizle dolu.
sözde en yakın arkadaşım olan manipülatif ve dengesiz ruh hastasından daha yeni yakayı sıyırdım. sıranın anne babama da geleceğini elbette biliyordum...
beni hastalıklı ve saygısızca seven bir aileye sahibim. bunu dile getirince yumurta kabuğunu beğenmiyor gibi aptalca söylemlerle karşılaşıyorum. sanki çıktığımız yeri beğenme zorunluluğumuz var amq. her anlamda yetersiz, sefil, toplumdan izole ve ucube gibi yaşayan bir aileye sahip olup da onu barınaktan alınmış köpek gibi sevdikleri için ailesine saygı duyanın aklına sıçayım zaten. tek bildikleri şey şuursuzca, köpek gibi sevmek. sapık, takıntılı, sosyopat sevgililere benziyorlar. her itirazımda manipülatif bir yaklaşımla ya da duygusal sömürüyle karşılaşıyorum. ve işin kötüsü onların yanında kaldıkça da onlara benzemeye başladığımı fark ediyorum...

gerçekten nelerle baş etmek zorunda olduğunu anlayabilen tek kişi olmak çok zor. ve işin en kötü kısmı... işin içinde sözde sevgi denen o hastalıklı bok olduğu için ve aile tablosu dolayısıyla sorunlarınızı paylaşmak istediğiniz herkes sizi sorunlu, şımarık ve mütemadiyen haksız olarak görüyor.
bu noktada ilginç bir bilgi vereyim: benim ailemin bana bir şey dayatamadığı noktada araya benim önemli gördüğüm insanları sokmak gibi iğrenç bir huyu olabileceğini keşfettim. ailesinin, çoluğunun çocuğunun özel hayatını, evde yaşadıklarını başkasına anlatarak çözüm bekleyen ve bunu yaparken üstüne bir de kendinde kusur aramayan bok çuvallarından kim ne bekler?
inaan istiyor ki çevresinde mesafeli de olsa kendisinin kişiliğine saygı duyan insanlar olsun... ama yok maalesef. bu durumda da kimseyi kırmayayım durumundan s....ler moduna geçiyor insan.

çok şey yazmak istiyorum buraya da, ne halim var ne de yeterli kelime. yaz yaz bitmez amünyüm.

yeri gelmişken çocuğunu sözde çok sevdiği için koruma bahanesiyle zayıf, özgüvensiz, korkak yetiştiren ama hiçbir gerçek ihtiyacını göremeyen bütün yetersiz aile müsveddelerinin cibiliyetini s.....yim.
devamını gör...
3366.
hem anneme hem sevgilime bugün için tamam derken tüm günü 4 saatlik uykuyla geçireceğimi düşünmemiştim. belim inanılmaz ağrıyor ve hâlâ işim bitmedi. sevgilimin kalbini eğledim de annem konusunda aynı şeyi diyemeyeceğim. ayakta uyuyorum artık. içten içten işi bırakıp kaçmak var.
devamını gör...
3367.
ilkokuldan mezun olduktan sonra hala ataturk kosesi yapmaya devam ediyorum, gizlice.

bazen hizimi alamayip siir ve resim koseside yapiyorum, andimizi okuyorum bide.

kose yapmaya bayiliyorum, koselerde oturmayada, toplu tasimalarda koselere otururum saglam oluyo.

su kose yaz kosesi su kose kis kosesi ama ortada ben yokum, kosedeyim ben..
devamını gör...
3368.
ülkeyi sattığımı daha önceki entrylerimde belirtmiştim. yaptığım işe bir kere bulaşınca, muhafazakar kesime de bulaşmamam kaçınılmaz oluyor. rant o cenahta çünküm. projeler bu tabanda. düdük firmalarla sadece günü kurtarırsın, para bu kesimde işte.

mecburen doğa katliamında bir numara olan x firmasıyla temasım kaçınılmazdı. yarın kendileriyle proje görüşmem var. şu sıcakta takım elbise giyeceğiz mecburen. herifler dubaiye gitse mavimimsi takım elbise giyiyorlar. yapıcak bir şey yok.

1-2 yıl sürdürebilmem lazım.
devamını gör...
3369.
beş altı aydır sigara içmiyordum. bırakmıştım fakat son üç aydır içmeye başladım. önce bir paket alırım kafam atarsa arada yakarım diye başladığım bu zıkkım sonraları final haftası stresliyim bundan sonra bir daha içmeme döndü daha sonra dgs var yine stresliyim sonra bir daha içmem derken farkettim ki stresli olmadığım bir dakika yok. ve ve ve sarma tütün içmeye başladım artık. gittim tütüncüye iki paket aldım fosur fosur içiyorum. nefesim kesilmeye başladı bugün-ciddi anlamda tütün daha fena tıkıyor -ikinci gün ama bundan sonra bir daha yok. başka almayacağım.
devamını gör...
3370.
her şeyi ardımda bırakıp koşarak kaçmak istiyorum fakat hayatıma takılı prangalar buna müsade etmiyor.
devamını gör...
3371.
içimde zalim bir adam yatıyor.
psikopat olabilirim.
devamını gör...
3372.
ekşi sözlükten bir kızla tanıştım sözlük. kız cok guzel. özgüvensiz davrandim.arkadaşımın instasını verdim. simdi sevgililer. en yakin arkadaşıma bir kiyaktı. artik o benim yengem yengem.
devamını gör...
3373.
bu saatte masterchef izliyorum ve ali nazik yapıyorlar. programa başladığımdan beri geceleri yemek yiyorum pöf.
devamını gör...
3374.
bir hafta sıkı diyet yapıp bir sonraki pazartesi ölümüne yemek yiyorum. şu an yerimden kalkamıyorum, midemde bir ağrı var ve muhtemelen uyuyakalacağım.
devamını gör...
3375.
sözlüğün birini küçük çaplı karıştırıp geldim. eheh.
devamını gör...
3376.
bazen çok bunaliyorum hala eski ben gibi hissediyorum kendimi dışarı çıkınca eve gelince farkına varıyorum eski ben ben olmadığımı.
devamını gör...
3377.
duygularımın yoğunluğundan endişelendiğim zamanlarda çok uyuyorum. çok mu sinirliyim düşünmemem lazım uyumalıyım. çok mu üzgünüm hayır değilim sadece çok uykum var uyumalıyım. çok mu gerginim hayır gerilecek hiçbir şey yok uyumalıyım..
tam şu anda da çok uykum var sözlük uyumalıyım.
devamını gör...
3378.
benim yüzüm hiç gülmüyor
devamını gör...
3379.
iyi bi insan mıyım? cevabini çok zor verecegim bi cumle. ıyi bi insan rolu oynuyor muyum? elimden geldigi kadariyla.

bagimliliklarim var mi? kabul etmesem de evet. bunlarla yasamaya ben (cevrem kabul etmese de) alıştım mi? evet.

mutlu muyum? zaman zaman.
devamını gör...
3380.
insanın kendisi ile ilgili öğrenmesi gerektiği şeyler bitmiyor.

bundan 6 ay öncesi, "kendimi tanıdım, yapabileceklerim, yapamayacaklarım, dayanabileceklerim, göğüs gerebileceklerim, pes edeceklerim, nefret ettiğim, çok sevdiğim şeyler şunlar" diyebilirken, bugün bu listenin değiştiğini görüyorum.

çok da anormal bir durum değil gerçi, 6 ay önceki ben ile şu anki ben arasında yarım yıl var. çok değil, ama azımsanamayacak bir vakit aralığı.

bu nedenle bugün kendimi yeniden değerlendirmem, listeyi yeniden şekillendirmem gerekli. bunu her 6 ayda mı yapmalı, zamanı geldiğinde mi yapmalı yoksa bilinçsizce mi yapmalı bilmiyorum. şu anda gerektiği zaman yapma yolundayım.

sigarayı yakmaya çalışırken çakmak alevinin sağa ya da sola yönleneceği konusunda kendisiyle iddiaya giren benden, balkondan çıkarken çakmağı yanımda götürmem gerektiğine odaklanarak sigarayı tam içemeyen bene evrildim.

sorun alkol dedim, hayır. bıraktığımda da çok değişiklik olmadı. sigara? alakası bile yok. daha çok kendime döndüm. hoşuma gitti, daha da döndüm. ben oldum. kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmadan, başkasının yükseltmesine ihtiyaç duymadığım duyguları kendi içimde duymaya odaklanarak bir süre geçirdim. yorulup dinlendiğim oldu. ama dinlenen bendim, sorun yoktu, başkasını dinlendirmiyordum. bencil olmam gerekti, bu yönüm zayıftı. ters zamana denk gelmiş olmalıyım ki, göze battı, can sıktı. ama benim canımı sıkmadı. ya da bu entry tersini mi gösteriyor?

bu sayfa günlüğümde bir sayfa olmalıydı, bugün de buraya dökeyim istedim. yaşamayı son zerresine kadar hak etmeye çalışanlar için hayat gerçekten zor.

önceleri zor olan başkalarıydı. şimdiyse neden daha kolaylaştıramadığım konusunda kendime yükleniyorum. yüklenecek kimsem yok, kimsenin yok, en azından bunun farkında olan küçük bir yüzdedeyim. bu bile güzel.

ruh hali her şeyi değiştiriyor. en büyük katalizör ya da en yüksek duvar olabilir. olasılıklara açık olma durumu en kötü neticede bile bir teşekkürü hakkediyor.

annemin yaptığı yemeklere benziyor zaman, hikayeler güzel başlayıp kötü bitebiliyor, ya da kötü başlayıp tokatla sonlanabiliyor. hayat, devamlı deneme sürecinde takılı kalan bir öğretmen gibi. en güzel dersleri çok acı süreçlerle öğretebilirken, "öğrendim, bunu biliyorum" sözlerini sınavda sana yedirebiliyor. o konuyu anlayana, o testi geçene kadar aynı sorunları karşına çıkarmaktan bıkmıyor. veliler şikayetçi, ancak öğretmenin umurunda değil.

hayat biriktiriyor. sana kötü anılar veriyor önce. kötü olaylar yaşıyorsun. terslikler görüyorsun, istediklerin istediğin gibi gitmiyor. hayat bu negatiflikleri biriktiriyor. sonra hepsini karışlayacak bir pozitiflik sunuyor sana. sonra şakasını yapıyor. aslında pozitif sandığın olay, ders çıkarman gereken bir olaya dönüşüyor.

adisin hayat. gerçekten, çok saçmasın. ama tüm bu bilmecenin içinde yolumu bulmaya çalışmak ne kadar beni bir deney faresine dönüştürse de, amaçladığım bir son var.

ve beni bu sondan sen, başka biri ya da herhangi bir ruh hali alıkoyamaz.

çoraplarımın sadece tekinin kaybolmasını garipsemem, çiftinin kaybolduğunda anlayamayacağımdan mı?
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim