3161.
uzun zamandır kendimde değilim
devamını gör...
3162.
bir insana muhtaç olmaktan nefret ediyorum.
devamını gör...
3163.
sana karşı olan hislerim ne bir sözümle ne bir sözünle ya da başka birinin varlığı ile yok edilemeyecek kadar kuvvetli.
galiba hala seni seviyorum ve çok güzel olabiliriz diye düşünüyorum. her şeye rağmen fark etmeden de olsa seninleyim.
lütfen kendini affettir ve yarım kalmayalım.
sana demedim ama seni seviyorum, hisset...

-düzenleme -
gece 01.30 da yazdığım bu itiraf gerçek dışıdır.

lan sen beni hak etmiyorsunnnnn!
gül gibi taş gibi ay parçası gibi kızım tam da güzelleşmiştim tüüüüüü sanaaaa, azcık değer bileydin beee!
bak bak hata bendeymiş bi de.
kendi yaptığını, hissettriğini sevdiğim dediğinde bilmiyorsun bi de gelmiş.
hadi git mutlu ol okey.
devamını gör...
3164.
fotoğraflar yırtıldı, alınan hediler çöpe atıldı. o esnada dışarda da yağmur başladı adeta gökten boşalırcasına. ben mi? bende seni içimden attım. içime bir rahatlama, ferahlama geldi. anılar yok artık. canımı yakacak her şeyi attım çöpe. tıpkı hayatımdan seni attığım gibi...
devamını gör...
3165.
çalıştığım yerde kitaplar %40 indirime girmiş bugün ve + %5'de personel indirimim var. tabii ki popüler kitaplar ve yazarlar. popüler olanın içinde klasik olanı bulmak her zaman zordur (ama bana göre değil; çünkü bu işlerden anlarım) 4 tane kitap seçtim kendime. toplam 45 lira tuttu. bir tanesini okumaya başladım ve: harikayım ve mükemmelim ben, cidden*

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
3166.
şimdi düşününce fark ettim. resmen ilişkimde mobbinge maruz kalıyorum. ayrılayım diye mi uğraşıyorsun gerizekalı. sanki bu olacak diye aklın çıkmıyormuş gibi.
devamını gör...
3167.
-saçmaladığım doğru, mantık aramayın tamam mı? ne demek istersem derim kime ne ya kime neee, off! -

ben burda bazı yazarlara takığım ama söylemiyorum. hele kaslı bir çocuk vardı, eros musun mübarek, maşallah. çok güzeldi. siz de görseniz hahh görmüş olursunuz.
sonra arada bir şeyler yazmışlar mı diye bakıyorum vs.
merak ettiğim kadın yazarlar var.
arkadaş olmak istiyorum.
ama herhalde klavye delikanlılığını iyi yaptığımız için.
ben baya klavye delikanlısıyımdır. normalde bu kadar diyemem.
dediğim zaman kırıcı oluyorum çünkü kırıcı şeyler derim.
allah ım yaa akıl sabır ver bana.
sonra o ex aşkımı da sevmiyorum hem kendimi tanıyorum ben platonik de olsam koşarım ya gitsin, defolsun diyorum, burda arada yazdım sevgi pıtırcıklı şeyler o an öyle hissettim yazdım, umrumda değil aslında. öyle şeyler yazmak hoşuma gidiyor.
çok sevseydi beyfendi insannn gibi bu hale gelmezdim herhalde.
dün piskolog ablayla konuştum, anlattım taramalı gibi konuştum, dedi ki sen duygunu ona karşı yok ediyorsun, wayii dedim, doğruu ondan istemiyorum.
neymiş insanların başka sorunları varmış benim yaptığım saçmaymış.
lann bana neeee bana nee, ben kendimi bile çekemiyorum senle mi uğraşcam.
aptal yaaa.
hani kız var ya halanın bulduğu tammm istediğin gibi git defol lan.
sen benim sevgimi hak etmiyorsun ki seni istemiyorum.
ben hiççç kimse için mutlu olacağım şeylerden vazgeçmem.
anlamıyorsun oalbilr ama ne bu kafalar yaa.
offf yaniii.
dolu dizgin yaşadık bitti, engel mi attın sen, at bana nee.
sanki senle iletişim kurmak isteyen var. bok kafalı ya.
saydırrırm daha da demiyim. allah yardımcın olsun. canın sağ olsun.
abla dedi ki hiç iletişime geçme, hiççç yani.
öyle öyle gider. doğru.
haa bi dee 3 yıl önceki nerdeyse plateyşınım aşkım aradı(platonik yüksek lisans yaptığım yazmıştım ehh o işte, at gibi gittiler it gibi dönüyorlar amaaaa çokkkbulursunuz.) hahh açmadım, salaklar yaaa. siz kimsiniz lann istediğiniz zaman benle kafanıza göre arayıp iletişim kuramazsınız.
ben çekemiyorum bu hayattaki mal varlıkları.
kendimi de çekemiyorum yaaa.
ibrahim tatlıses dinliyorum, tamam aşkım şarkısı.
sen ne dersen okey lovem diyor.
hahhhhhh hak etseler bi nebze.
yapamıyorum kötü olamıyorum yaaa. ksksksms
hadi gidiyorum ben az ötede oynayayım ldös.
dün o kadar ses atacaktım ama hiçbirini beğenmedim, yazayım dedim ben de.
dün çok konuştum yaaa.
amann off ben mük ben.
devamını gör...
3168.
çıldırdım gene. içimde enerji patlamaları yaşıyorum. üzüntüler belirli bir zaman sonra elmasa dönüşen kömür gibi oluyor içimde. ani enerji patlamaları yaşatıyor. gidip sokaklarda depar atasım var amk.
devamını gör...
3169.
bu ara yüzüm sadece notlardan yana gülüyor. *
devamını gör...
3170.
arkadaşımın nişanına tek gitmemek için (birazda eski günlerden intikam alıp düşman çatlatmak için) bir arkadaşımla sevgili rolü yapıp gideceğim. hikaye oluşturmaktan ayaklı yalan makinasına döneceğim az kaldı. yaptığım ve yapacaklarım için biraz tedirgin olsam da çok eğleniyorum içten içe. insanın böyle sinsilikler yapacağı arkadaşlarının olması çok güzel.
devamını gör...
3171.
burada birine aşık olduğumu söylemiştim. bugün onunla buluştum. hatta...
devamını gör...
3172.
hatalarımdan ders çıkarıyorum..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
çıkaramazsak yine buradayız zaten lol
devamını gör...
3173.
kimseyi sevemiyorum artık. bazıları heyecan oluşturuyor, konuşup zaman geçirdikçe bu 0'a iniyor. bunun tiple veya güzellikle de alakası yok. hissedemiyorum hiç. herkes aynıymış gibi geliyor.
devamını gör...
3174.
babamın başka bi kadınla fotoğrafını bulmuştum evde, parçalayıp yaktım, annem yaptı sanmıştı, asla da itiraf etmedim.
devamını gör...
3175.
biraz önce çok garip bir şey oldu. bir adam geldi, tanımıyorum. sadece uzaktan gördüm birkaç kez. ismini bile bilmiyorum. konuşalım biraz dedi.
sonra yaşadığım yerin genel insan yapısından bahsetti, genel olarak fesat insan topluluğu, başkasının mutluluğu üzer, mutsuzluğu sevindirir böyle bir yer.
daha sonra dedi ki, seni 2 yıldır gözlemliyorum, sen böyle değilsin, iyi birisisin. bu şekilde 5 dk övdü, kendini bozma dedi gitti.

eğer bu adam niyeti bozup bana yürümediyse, galiba iyi birşey dedi. mutlu etti. *
devamını gör...
3176.
bugün sevdiğim bir arkadaşıma sözlükten bahsettim. ben de üye olayım mı sence diye sordu. ben de ol dedim. sözlüğün reklamını yapmanın gururunu yaşıyorum.

*beni tanırsa hesabımı kapayıp yok olmayı düşünüyorum (:
devamını gör...
3177.
bazı arkadaşlarım alkolik olduğumu düşünüyor. aslında öyle bir şey yok bence. sadece içmeyi çok seviyorum. gün içinde hiç aklıma gelmese de iş bittiği gibi yorgunluk birası diye başlıyorum. ve bunu bu ara çok sık yapıyorum.

mesela bugün de çok güzel bi şarap gelmiş. onu içeceğim. çünkü niye içmeyeyim?
devamını gör...
3178.
çok canım sıkılıyor, bu sıkıntımı ilk kayıt olduğum bir yıl burası sayesinde unutmuştum ama sonra sözlükten de sıkıldım.
devamını gör...
3179.
bundan seneler seneler önce ilkokula yeni başladığım zamanlarda bi düğüne gittim. işte gelin alınıyor, arabanın önünde ben ve benim gibi ufaklıklar bahşiş kapmak için birbirimizi eziyoruz. o hengamede ufak bi mebla para kapıyorum ama arkadaşım daha büyük bi para kapınca kıskanıp elimdeki parayı iade ederek daha büyüğüyle değiştirebileceğimi düşünüyorum. iade ediyorum etmesine ama ne büyüğü geliyor ne de küçüğü. bitiyor para ve ben ortada kalıyorum. bu hep daha iyisini isteme kıskançlığım bana uzunca bir süre çok şey kaybettirdi.

sonra biraz büyüyünce bu sorunumu farkettim ve elimdeki neyse onunla yaşamalı, onu sevmeyi, kabullenmeyi öğrenmeye çalışmalıyım diye düşündüm. en beter ilişkilerim, en b.ktan inatlarım başıma bela oldu bu sefer de. belki de en güzel zamanlarım toksik bir ilişkinin kurbanı, en üretken dönemim yokluk içinde geçti.

biraz daha büyüyünce dedim bunun bi dengesini bulmam lazım. duygusallıktan arınmalı, tamamen kar-zarar dengesi üzerine yaşamalıyım. hem artık telafi edebileceğim yaşlarda değilim hem de senelerimi saçma sapan iki tutumum yüzünden harcamamalıyım. tam bu esnada elimde tutmam gereken bir insanı daha iyisi olduğunu düşündüğüm biri için terk ettim, hem de terk edip ardıma bakmamam gereken bir insanla bir evlilik yaptım. kısaca denge tutturayım derken iyice batırdım. iş güç desen o da benzer çizgide ilerledi. arasam bulamayacağım işlerden istifa ettim, üç kuruşa eşşek gibi çalıştığım işlerde sabrettim.

az daha büyüyünce çocukken en iyiye yönelme meylimi kendimce biraz modifiye ederek tekrar baştan başladım. evet telafisi mümkün olmayan seneleri kaybettim ama hayat bu, neresinden tutarsan orasından devam etmelisin. en baştan başlama imkanı yok ve hala daha yaşadıklarımdan bir şey öğrenmemişim ki hayatım benzer çizgide ilerliyor. nasıl yapıyorum bilmiyorum ama olmayacak işler, kişiler, durumlar karşısında inatla sabrediyor, belki de bir daha karşıma çıkmayacak işleri ve kişileri ise elimin tersiyle itiyorum. bir insan kendi hayatını ancak bu kadar sabote edebilir.

dikiş tutturamamış dediğimiz kimseler vardır etrafımızda. ne yaparsa yapsın ondan bir şey olmayacağını düşünürüz. olursa da şans eseridir, kendi başına başardığına inanmayız. bu durum sanırım benim için de geçerli. oradan oraya savrulduğum zamanlarda şikayetim hayatımı kontrol edemememdi. sadece önüme çıkanı yaşıyor, plan program falan hak getire durumları kısaca. hayatımı kontrol etmeye kalktığım zamanlarla ilgili de planlarımın sadece plan olarak kalması hatta o şekilde bile kalmaması. sor bana ne düşünüyorsun gelecekle ilgili, ne bekliyorsun, bunlar için ne yapıyorsun diye, beklediğim şeyler için yaptığım hiçbir şey yok. yaptıklarım ise daha çok planlarımı bozacak, kontrolü kaybettirecek, hayatımın altını üstüne getirecek şeyler.

sanırım ben aptalım ve ne yaparsam yapayım, ne kadar çabalarsam çabalayayım olmayacak. ne olmayacak diye soruyorum şu an kendime bu satırları yazarken, neyin olmasını beklediğimden bile emin değilim. bir şeyleri kaçırmış kaybetmiş ve bir daha bulamayacak gibi hissediyorum sadece. tanıdığım herkeste birini arıyorum, girdiğim her işte ne yapacağımı bilmiyorum. tarif et desen o kişiyi edemem, iş ne olmalı desen inan onun hakkında da bir bilgim yok. sadece bir şey eksik ve ben artık o eksik olanı aramayı bırakıyorum.

hayatımı mahvetmiş olmanın verdiği durgunluk ve doygunlukla ölmeliyim belki de.
devamını gör...
3180.
gun içinde buraya esaslı bir entry döşeyeceğim. mola saatimi bekliyorum, tabii molaya çıkabilirsem; adi yalın eğitim olan saçma sapan bir eğitim alacağım. yine da entry'mi bir şekilde gün içinde buraya döşeyeceğim. şimdi ne mi yapıyorum? reyon, raf, makine, elektronik alet temizliği!

açılın, evet, o (yani ben) geldim. bugün için bu başlığa esaslı bir entry gireceğimi söylemiştim. ispat: #2042515 (bizde yalan olmaz, söz namustur)

esaslı derken tabii ki de meraklısına ve de meraklı olmasa da okumak isteyenine. yoksa hiçbir tarafına takmayıp "ay g*tüm" diyenler de olacaktır. her neyse...

yazdığım entry'nin benimle aynı (bire bir aynı hiçbir durum yok tabii ki), benzer durumdaki genç yetişkin erkeklere, yine ergen genç erkek ve kadınlara hitap edeceğini düşünüyorum. genç yetişkin kadınlara uygun değildir.


gelelim sözlerime. her şeyde olduğu gibi başlangıçta da söz vardı (yuhanna 1:1-18)

bu (her ne kadar güzel dönemler yaşasa da) distimik bozukluk (süreğen orta-hafif depresyonda) olan bir çocuğun hikayesi.

siz kendinize böyle etiketler, isimler, teşhisler takmayın ama. beni bosverin benim cezai ehliyetim yok*

distimik bozukluk yani süreğen hafif depresyon, anksiyete, sosyal anksiyete, genel anksiyete, özgüven sorunları yaşayan bir çocuğun öyküsünden küçük enstantaneler.

sadece iç dökeceğim.

bu işin zor ve sıkıntı yönü şu: tamam bu rahatsızlıklar ve sıkıntılar, sorunlar var bizde, insan bunu kabul edebiliyor.

oysa kabul etmesi çok çok zor daha bir şey var ki asıl mesele orada düğümleniyor. tüm bu sıkıntılara sahipken bir de yaşam görevleri denen şeyleri yerine getirmek zorunda kalmak.

sıkıntı şurada: bu yaşam görevleri denen şeyler zaten başlı başına bir zorluk, sıkıntı, stres, anksiyete, kafayı yemeye sebebi ve kaynağı iken, düşünün arkadaşlar, bu yaşam görevleri nin vereceği stres, sorumluluk yükünü zaten biz daha yaşamadan onun bilmem kaç katına doğal olarak sahibiz. bir de üstüne gelip bu yaşam görevleri eklemleniyor. cidden bu bir zulüm!

belli ki yukarılardan bu iş bu şekilde bağlanmış. yani itiraz dilekçesi verip: "rabbim, yaşam görevleri zaten belli, bu önceden verdiklerin ile birlikte olmuyor. şöyle yapalım: ya benim için yaşam görevleri ni kolaylaştır, hatta zahmetsiz hâle getir ya da bu önceden doğal(!) olarak sahip olduğum zorlukları üzerimden kaldır ki, ben de rahatça yaşam görevleri ne odaklanayım..."

aslında yazdıktan sonra "kabul olmayacak bir dua da değil aslında" dedim şimdi kendi kendime, her neyse.

özet olarak: böyle yaşamak zor.

hem kendinde bir potansiyel hissediyosun hem de onu gerçeklestiremiyosun.

şikayet etmeyi sevmem, çok şeye katlandım ben hâlâ da katlanıyorum. bununla birlikte: artık şikayet etmekten de hoşlanıyorum, bir yere kadar.

çok ama çok garip bir şekilde yine de ne yapacağımı biliyorum.

sanki her seyi çok önceden görmüşüm, başıma neler geleceğini öğrenmişim, adım adım. ve şimdi de içinde adım adım yaşıyorum bu süreçleri. sanki bilerek seçilmiş bir hayat. herkesin bir misyonu ve vizyonu olduğuna da inananlardanım bu arada(allah'a çok şükür müşriklerden değiliz)

kimseye salça olmadan, yapılan hatalardan ders alarak, insanlara yardım ederek, kendin, yakın çevren ve üzerinde yaşadığın şu yeryüzü için güzel, iyi, ciddi ve gerçekten ciddi; sabır, azim, istikrar, dirayet, neşe, mutluluk, güler yüz, yaşama sevinci ve enerji gerektiren bu hayatı planlayıp, düzenleyip ve aynı zamanda spontane ve kasıtlı maceralara da girerek yaşayalım, bu entry'de son sözlerim bunlar.

çok şey var ama bu kadar oldu , durağı kaçırıyordum az daha akü*
*
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim