yazarların itiraf köşesi
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
başlık "mırmır" tarafından 14.11.2020 21:09 tarihinde açılmıştır.
5881.
çarpım tablosunu bilmeden üniversite kazanan kişiyim. gurur duymak gerekir mi bilmiyorum ama işte eğitim sistemi buydu. tek yaptığım şey dilci-sözelci olarak çubuk çeke çeke problemleri çözmekti. meslek lisesi olmak da ekstra dezavantajdı tabi. össye çalışırken tek yaptığım şey pes etmemekti. matematik netim olmadığı için denemem okunmazken, ben ortaokul matematik kitaplarıyla çalıştım. belki matematiğe daha çok asılsaydım boğaziçini zorlardım. kader tabi.
devamını gör...
5882.
konserde hayvan gibi içtiğim için bugün biraz geç uyandım. günün kalanında ölü taklidi yaptım. hiçbir telefona cevap vermedim, bütün işleri askıya aldım. insanlar buna kendine zaman ayırmak der, bizim sektörde ise "yavuşağa bak, götü kalktı" sendromudur.
müzik dinledim bütün gün, kahve içtim bir de. aşırı iyi geldi. ara ara yapmam lazım.
müzik dinledim bütün gün, kahve içtim bir de. aşırı iyi geldi. ara ara yapmam lazım.
devamını gör...
5883.
yolda görseniz selam vermeyeceginiz insanlarla aynı ortamda bulunmak zorunda kaldığımız yere ekmek teknesi deniyor.
sadece mesainin bitmesini beklemek ve bu süreçte tatsızlık çıkmasın diye sadece işinize odaklanıp insanların yüzüne gülmek ve umursamamak gerekiyor. iş yerinde kutuplaşma, kavga vs bana çok anlamsız geliyor.
biraz oportünist biraz pragmatist ve biraz da makyevelist kişiliğim olduğu için çıkar surecimi tamamlamış bulunuyorum. ve yavaştan tam zamanlı çalıştığım o lanet ofisi geride bırakmama az bir zaman kaldı.
şimdi gerçek yüzümü gösterip tüm o hayvan eti yemiş insanlara sırtımı dönüyorum.
inanılmaz bir hafifleme var üzerimde. üç kuruş para için mesai dilenen, amirinin masasını bile silecek kadar kendinden geçmiş kölelerle açıktan dalga geçmeye, aşağılamaya, laf sokup zekalarını alaya almak falan derken zevkin doruklarına ulaşıyorum.
tüm hafta boyunca sadece yarım gün çalışıp isterseniz işten çıkartın diye resti de çekmiş bulunmaktayım.
3 sene boyunca sadece işe odaklı kalmaya çalışsam da saçlarımı döken, beni kanser eden, dışarıda yapılan buluşma davetlerini nazikçe reddetmeye çalıştığım tüm mesai arkadaşlarım artık benimle konuşmuyor.
umrumda mı ? tanrılar şahidimdir ki değil.
arkamdan menfaatçi söylemleri çıkmış. abi insanlık tarihi çıkarlar üzerine kurulu değil mi zaten ? ki bir insanın karşılıksız seveceği tek varlık sadece kendi evladıdır diye düşünüyorum.
aslında hiçbirini sevemedim. seneler boyunca güzel oyun oynamışım. ve bunca zaman oraya katlanmamın tek sebebi aslında izin konusunda hiç sorun yaratmamalarıydı.
sadece mesainin bitmesini beklemek ve bu süreçte tatsızlık çıkmasın diye sadece işinize odaklanıp insanların yüzüne gülmek ve umursamamak gerekiyor. iş yerinde kutuplaşma, kavga vs bana çok anlamsız geliyor.
biraz oportünist biraz pragmatist ve biraz da makyevelist kişiliğim olduğu için çıkar surecimi tamamlamış bulunuyorum. ve yavaştan tam zamanlı çalıştığım o lanet ofisi geride bırakmama az bir zaman kaldı.
şimdi gerçek yüzümü gösterip tüm o hayvan eti yemiş insanlara sırtımı dönüyorum.
inanılmaz bir hafifleme var üzerimde. üç kuruş para için mesai dilenen, amirinin masasını bile silecek kadar kendinden geçmiş kölelerle açıktan dalga geçmeye, aşağılamaya, laf sokup zekalarını alaya almak falan derken zevkin doruklarına ulaşıyorum.
tüm hafta boyunca sadece yarım gün çalışıp isterseniz işten çıkartın diye resti de çekmiş bulunmaktayım.
3 sene boyunca sadece işe odaklı kalmaya çalışsam da saçlarımı döken, beni kanser eden, dışarıda yapılan buluşma davetlerini nazikçe reddetmeye çalıştığım tüm mesai arkadaşlarım artık benimle konuşmuyor.
umrumda mı ? tanrılar şahidimdir ki değil.
arkamdan menfaatçi söylemleri çıkmış. abi insanlık tarihi çıkarlar üzerine kurulu değil mi zaten ? ki bir insanın karşılıksız seveceği tek varlık sadece kendi evladıdır diye düşünüyorum.
aslında hiçbirini sevemedim. seneler boyunca güzel oyun oynamışım. ve bunca zaman oraya katlanmamın tek sebebi aslında izin konusunda hiç sorun yaratmamalarıydı.
devamını gör...
5884.
az önce sözlükteki hesapları birer sapık gibi gezerek artı oy hakkım bitene kadar oyladım.
tanıdıklarımı da oyladım, tanımadıklarımı da artıladım.
nickini ilk defa gördüğüm soren 221b gardaşım vardı, hesabına bi girince çıkamadım. orada da tüm artı ve favorilerimi bitirdim.
sapık değilim, size yürüyüp koşmuyorum. sadece bir sözlük bağımlısıyım.
tlc'de 'sözlük bağımlıları' programını açmalıyız bir ara.
ilk bölüm benden..
tanıdıklarımı da oyladım, tanımadıklarımı da artıladım.
nickini ilk defa gördüğüm soren 221b gardaşım vardı, hesabına bi girince çıkamadım. orada da tüm artı ve favorilerimi bitirdim.
sapık değilim, size yürüyüp koşmuyorum. sadece bir sözlük bağımlısıyım.
tlc'de 'sözlük bağımlıları' programını açmalıyız bir ara.
ilk bölüm benden..
devamını gör...
5885.
her şeyi sildim ve rahatladım.
devamını gör...
5886.
aşığım dostlar ve kavuşamam artık
devamını gör...
5887.
aklımdan çıkaramadığım anlar var.
devamını gör...
5888.
"planım" hazır. umarım bir gün bu yazıyı güncelleyebil---
devamını gör...
5889.
yahu insan ilişkilerim bu denli kuvvetli iken bu erkekler neden böyle salaklaşıyor, affedersiniz ama öyleler. yani bir iyiler bir soğuklar, bir yakın bir yabancı... bazen yıllardır tanıyor gibi bazense hiç tanımıyor gibi...
üfff, en sevmediğim şey bu kararsızlık... oysa çok ponçik bir insanım.
yani nedir benimle olan derdiniz, anlayamadım gitti.
beni de çorba ettiniz. net olmak bu kadar zor olmamalı. bana böyle karışık kuruşuk gelmeyin allah aşkına.
üfff, en sevmediğim şey bu kararsızlık... oysa çok ponçik bir insanım.
yani nedir benimle olan derdiniz, anlayamadım gitti.
beni de çorba ettiniz. net olmak bu kadar zor olmamalı. bana böyle karışık kuruşuk gelmeyin allah aşkına.
devamını gör...
5890.
yazarların birbirleriyle etkileşime girdikleri anket başlıklara girmeye utanıyorum. bi de hamileyim.
devamını gör...
5891.
arka planda çalan kaçıncı parça bilmiyorum. bugün biraz off vereyim, biraz dinleneyim dedim. dinlenmek demişken de elimde bira beliriverdi birden bire.
almak için kalkarken ittirdiğim koltuğu, ev sahipliği yapmak için en alttaki rafını tercih eden buzdolabına gitme hikayemden bahsetmiyorum bile. bir ara elimden kayacak gibi olsa da benim onu tuttuğumdan daha sıkı tuttu beni. alçak herif.
tam açacakken system of a down - lonely day çalmaya başladı. geçmek istemiştim aslında ama yine de bıraktım şerefsiz herifler son sözünü söylesin diye.
sonrasında ne oldu çok bilmiyorum. bir ara kalkıp işleri halletmek istedim, vazgeçtim sonra.
arada bi zil çaldı, açmadım.
kim gelirse gelsin bana ne, işim var gücüm vardı ne de olsa.
açsaydım belki biraz farklılık olurdu hayatımda ama birayı daha önce açmıştım, şansına küssün.
ya bina görevlisiydi, ya kargo. hiçbir fikrim yok.
günün erken saatlerinde bir ara yemek söylemiştim. belki de o gelmişti.
hiçbir fikrim yok, önemi de. artık durumu değiştiremem. durumu değiştiremeyeceğim her şeyi bıraktım artık.
kırılan bardakların da, açılmayan kapının da önemi yok.
bir ara gözüm hemen karşıdaki dövme stüdyosuna takıldı, camdan bakıyordum.
sonra camdan bakmayı da bıraktım.
bir ara green day - boulevard of broken dreams çalmaya başladı.
herifin babası eylül'de ölmüş, ona yazmış parçayı.
kusura bakma kardeş, sizi de pas geçiyorum dedim.
kızdı biraz, american idiot diye bağırmaya başladı.
biram bitene kadar izin verdim ben de.
sonra telefonlar falan çaldı işte. ara ara takıldığım parçalar var, art arda dinliyorum falan. aynı muameleyi uyguladım ona da. art arda çalmasını dinledim, açmadım ama.
o kapıyı açacaktım en başta. ilk çaldığında.
iyi ki açmamışım.
almak için kalkarken ittirdiğim koltuğu, ev sahipliği yapmak için en alttaki rafını tercih eden buzdolabına gitme hikayemden bahsetmiyorum bile. bir ara elimden kayacak gibi olsa da benim onu tuttuğumdan daha sıkı tuttu beni. alçak herif.
tam açacakken system of a down - lonely day çalmaya başladı. geçmek istemiştim aslında ama yine de bıraktım şerefsiz herifler son sözünü söylesin diye.
sonrasında ne oldu çok bilmiyorum. bir ara kalkıp işleri halletmek istedim, vazgeçtim sonra.
arada bi zil çaldı, açmadım.
kim gelirse gelsin bana ne, işim var gücüm vardı ne de olsa.
açsaydım belki biraz farklılık olurdu hayatımda ama birayı daha önce açmıştım, şansına küssün.
ya bina görevlisiydi, ya kargo. hiçbir fikrim yok.
günün erken saatlerinde bir ara yemek söylemiştim. belki de o gelmişti.
hiçbir fikrim yok, önemi de. artık durumu değiştiremem. durumu değiştiremeyeceğim her şeyi bıraktım artık.
kırılan bardakların da, açılmayan kapının da önemi yok.
bir ara gözüm hemen karşıdaki dövme stüdyosuna takıldı, camdan bakıyordum.
sonra camdan bakmayı da bıraktım.
bir ara green day - boulevard of broken dreams çalmaya başladı.
herifin babası eylül'de ölmüş, ona yazmış parçayı.
kusura bakma kardeş, sizi de pas geçiyorum dedim.
kızdı biraz, american idiot diye bağırmaya başladı.
biram bitene kadar izin verdim ben de.
sonra telefonlar falan çaldı işte. ara ara takıldığım parçalar var, art arda dinliyorum falan. aynı muameleyi uyguladım ona da. art arda çalmasını dinledim, açmadım ama.
o kapıyı açacaktım en başta. ilk çaldığında.
iyi ki açmamışım.
devamını gör...
5892.
ince kaş sevmem sanıyordum, meğerse yüz hatlarına uygun olunca baya hoş durabiliyormuş. ayrıca oldukça feminen görünen bir kadına karşı sandığımdan daha zayıfım. feminenlikten kastım büyük göğüsler ya da aşk kuşko kızlar değil, daha çok yüz ve enerji kısmı, tam da açıklayamıyorum ama onu hissettiğim an yelkenler fora. birazda özgüvenli davransam tam olacak da olmuyor hocam olmuyor, 10 numara ağız yapan, sohbeti ilerleten ben far görmüş tavşan gibi iq düşüklüğü yaşıyorum. fazla geliyor bünyeye galiba.
devamını gör...
5893.
yaptığım şeylerin, verdiğim tepkilerin ve kararların sebebinin sorgulamasından; kendimi açıklamaktan tiksiniyorum. "sana ne yaprağammm?" diyesim geliyor ama lanet olası tipim buna müsait değil. insanlar dışarıdan güler yüzlü, nazik ve sevecen gördükleri kişilerden böyle tepkiler beklemezler. gerçi bu tepkiyi verip beklenmeyeni yapmak lazim da bu sefer ördüğüm duvar sekteye uğruyor. neresinden tutsam elimde, kolumda, kafamda kalıyor işte.
devamını gör...
5894.
önemsediğin birinin umrunda bile olmamak çok kırıcı.
devamını gör...
5895.
uzun uzun duygusal şeyler yazamam. o eski enerji yok artık.
fakat ihtimaldir ki benim gibi insanlar yalnız ölecektir.
fakat ihtimaldir ki benim gibi insanlar yalnız ölecektir.
devamını gör...
5896.
çocukluğumdan beri zihnime giren bir sahne var. bu sahne çocukluğumdan gençliğime ve orta yaş dönemine kadar bana eşlik etti. sahne şu; mardin'in dar sokaklarının birinde, kahverengi merdivenler, bodur bir incir ağacı, ikindi vakti, güneş yakıcı ama güçlü bir gölge var ve yanımda bir kadınla yürüyorum. bazen elele, bazen kol kola, bazen de yanyana. hissi kablel vuku yani vuku bulacak olayın hissetmek şeklinde yorumladım ve kesinlikle bu sahne yaşanacak dedim. senelerce büyümeyi bekledim. o kadın yoktu. hatta çocuk yaşta evden ayrıldım, annemden babamdan kardeşlerimden ayrı kaldım. zorunluluk değil tabii, yani bir kısmı zorunluluk olsa da bir dönem için gerisi genel olarak tercih. büyüdüm tabii tercihlerim sürecinde. sahne yok piyasada. kalbimi ve hissimi yokluyor ama sahne yaşanmadı. bu kesinlikle evlilik sonrası yaşanacak dedim. evlilik sonrası mardin'de eşimle yürüdüm... yürüdüm. bir daha yürüdüm... yürürken de işte bu diyemedim. zihnimden silemezdim çünkü onunla büyüdüm, işlenmişti zihnime. kabullendim beklemeyi. seneler boyunca devam etti. ikindi vakti, güneş, gölgenin serinliği, o tanışıklık, o birliktelik... devam etti. düşündükçe hayatımın en huzurlu hissettiğim, gülümsediğim ve kendimi yaşam hissi ile dopdolu bildiğim tek sahne olduğunu anladım. yaşanmadı. yaşanmasını bekledim, olacak dedim, bu yaşanacak dedim. olmadı.
2024 yılı 12 eylül'de annemin öğlen sularında hastanede vefat etmesi ile birlikte zihnimden kazındı ve annem ile birlikte uyudu. 13 - on dört ay geçti annemin vefatı üzerinden ve bu derin uykudan annem gibi uyanmayacak.
böylelikle taşlar yerine oturdu. annem varken de annesiz gibiydim, annem yok gibisi de haliyle hiç yok.
çünkü anneme 24 yaşında evlendiğim gün "anne" dedim. öncesinde hep "abla" derdim.
2024 yılı 12 eylül'de annemin öğlen sularında hastanede vefat etmesi ile birlikte zihnimden kazındı ve annem ile birlikte uyudu. 13 - on dört ay geçti annemin vefatı üzerinden ve bu derin uykudan annem gibi uyanmayacak.
böylelikle taşlar yerine oturdu. annem varken de annesiz gibiydim, annem yok gibisi de haliyle hiç yok.
çünkü anneme 24 yaşında evlendiğim gün "anne" dedim. öncesinde hep "abla" derdim.
devamını gör...
5897.
sözde dünyanın kitabını okumuş ama "kız arkadaşım" dediği (ben onun yalancısıyım) kişi ile tek bir konu açmaktan aciz ama sözlüklerde başka kimler var bakınmaktan ve aynı tripleri onlara atıp sözde duygusal, sözde önemseyen, sözde alıngan pozlarıyla olaya bir giriş yapıp sonrasında aynı başlıkları takip edip; arsızca sözlüklerden (kız arkadaşının okuyan gözünü kanata kanata) (ben onun yalancısıyım) gerektiğinde onlara laflar çakan kendince...
ve "bana bir yazı yaz" dediğinizde göz korkusundan yazamayan andayaşayanlar biliyorum.
anda........ gerçeği ama idare ediniz değerli yazarlar ! hakkınızda size cevap verecek olsa "ben onları öfkeden söyledim; ben onları idare etmek için söyledim, ben o kadını tanımıyorum" denecek ne/neler dendiğini de sizler tahmin edin.
iki yıl ağzından tek bir dürüst cümle çıkmamış birine hayatını açmış birinin bu kadar tepkisini de ister takdir edin ister yerin.
benim o kişinin ağzından çıkacak ne asparagas minicik bir suçlamaya ne de açıklamaya bir tahammülüm yok artık. ben bir insanın nasıl bu kadar ayarsızca insanlıkdışı olabileceğine iki yıl geceli gündüzlü kafa yordum. yalan dinlemeye tokum. hele çok kolay cevaplanabilecek "ahlaksızım çünkü..." gerekçelerini dinleyip cevap vermeye önümüzdeki tüm yaşamlar boyunca tokum. bir çoğu için de aynı seviyelere inmedim zaten "tam da istendiği" gibi, sadece gözlemci olarak kaldım.
bütün iğrenç, basit, "çok okuyan birine yakışan" bu cümleleri ezberledim ben artık. "madem o kadar kötüydüm...." diye başlayanı da dahil. neden mi: "çünkü kötüydün" !
ve "bana bir yazı yaz" dediğinizde göz korkusundan yazamayan andayaşayanlar biliyorum.
anda........ gerçeği ama idare ediniz değerli yazarlar ! hakkınızda size cevap verecek olsa "ben onları öfkeden söyledim; ben onları idare etmek için söyledim, ben o kadını tanımıyorum" denecek ne/neler dendiğini de sizler tahmin edin.
iki yıl ağzından tek bir dürüst cümle çıkmamış birine hayatını açmış birinin bu kadar tepkisini de ister takdir edin ister yerin.
benim o kişinin ağzından çıkacak ne asparagas minicik bir suçlamaya ne de açıklamaya bir tahammülüm yok artık. ben bir insanın nasıl bu kadar ayarsızca insanlıkdışı olabileceğine iki yıl geceli gündüzlü kafa yordum. yalan dinlemeye tokum. hele çok kolay cevaplanabilecek "ahlaksızım çünkü..." gerekçelerini dinleyip cevap vermeye önümüzdeki tüm yaşamlar boyunca tokum. bir çoğu için de aynı seviyelere inmedim zaten "tam da istendiği" gibi, sadece gözlemci olarak kaldım.
bütün iğrenç, basit, "çok okuyan birine yakışan" bu cümleleri ezberledim ben artık. "madem o kadar kötüydüm...." diye başlayanı da dahil. neden mi: "çünkü kötüydün" !
devamını gör...
5898.
akşam evde yalnız kaldığımda, vicdan muhasebesi tıkır tıkır çalışmaya başlıyor bende... haksızlık ettiğim ama beni çok seven, benim de çok sevdiğim ailem, yakın arkadaşlarım geliyor aklıma. bu anları düzeltemiyor muyuz? ağzımdan çıkan kırıcı kelimeler için de geri al işlevi yok mu?...
devamını gör...
5899.
yarın izin aldım ve kimseye söylemedim.
öyle bomboş bir gün geçiresim var sadece.
dümdüz, sakin, hiçbir şey yapmamalı bir gün.
öyle bomboş bir gün geçiresim var sadece.
dümdüz, sakin, hiçbir şey yapmamalı bir gün.
devamını gör...
5900.
bazen kendimden çok korkuyorum. neler yapabileceğimi, potansiyelimi, ön görülerimi, yeteneklerimi falan düşünüyorum bir çok şeyin içinden geçtim istesem devam ederim de ama üşeniyorum.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295