geceye bir şiir bırak
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
başlık "delirmiş_psikolog" tarafından 07.11.2020 20:02 tarihinde açılmıştır.
2321.
ellerim temiz, alnım pak.
kimseye bir zararım yok.
hayatın eleğinden düşmanlarımı sağıyorum.
kadın unutma.. onur, inanç ve kavga.
ardımdan ilk sen ağlayacaksın.
ben ölüme güldükten sonra.
-ahmet erhan
kimseye bir zararım yok.
hayatın eleğinden düşmanlarımı sağıyorum.
kadın unutma.. onur, inanç ve kavga.
ardımdan ilk sen ağlayacaksın.
ben ölüme güldükten sonra.
-ahmet erhan
devamını gör...
2322.
bir insanın sesine aşık olabileceğimi,sesini duyunca ağlayacağımı söyleseler çok gülerdim..
gülüşünü görünce nefessiz kalacağımı,
yazdığı her cümleyi hatırlayacağımı söyleseler
gerçekten gülerdim onlara..
biraz daha görmek için saçma sapan şeyler yapacağımı,
bir bakışıyla donacağımı söyleseler, kahkaha atardım..
sonra mı,
sonra sen geldin işte..
gülüşünü görünce nefessiz kalacağımı,
yazdığı her cümleyi hatırlayacağımı söyleseler
gerçekten gülerdim onlara..
biraz daha görmek için saçma sapan şeyler yapacağımı,
bir bakışıyla donacağımı söyleseler, kahkaha atardım..
sonra mı,
sonra sen geldin işte..
devamını gör...
2323.
dayan kitap ile
dayan iş ile.
tırnak ile, diş ile,
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni.
-ahmed arif
sınav haftama özel kendime armağan ettiğim ve genel hayat mottom olarak ara ara açıp okuduğum bir güzel ahmed arif şiirinden alıntıdır.
dayan iş ile.
tırnak ile, diş ile,
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni.
-ahmed arif
sınav haftama özel kendime armağan ettiğim ve genel hayat mottom olarak ara ara açıp okuduğum bir güzel ahmed arif şiirinden alıntıdır.
devamını gör...
2324.
sılam yürüdüğüm yollardadır
yuvam gurbette
bıraktım ömrümü en ücra köşelerde
yedi coğrafyası çürümüş bir mozaik
bir gazelhan türkü söylüyor duvar diplerinde
evet, öyle bir derviş ki zaman
bağlarım ellerimde
yapraklarım üryan
öyleyse o bağların gazeliyim ben
bağlar gazeli
sömürülmüş, kemirilmiş kuru
toprağa kavuşacağı an
herkeslerce beklenen
kardeşim, yapraklara sar üşüyen yerlerimi.
-ahmet erhan
yuvam gurbette
bıraktım ömrümü en ücra köşelerde
yedi coğrafyası çürümüş bir mozaik
bir gazelhan türkü söylüyor duvar diplerinde
evet, öyle bir derviş ki zaman
bağlarım ellerimde
yapraklarım üryan
öyleyse o bağların gazeliyim ben
bağlar gazeli
sömürülmüş, kemirilmiş kuru
toprağa kavuşacağı an
herkeslerce beklenen
kardeşim, yapraklara sar üşüyen yerlerimi.
-ahmet erhan
devamını gör...
2325.
tanıdığım bir ağaç var
etlik bağlarına yakın
saadetin adını bile duymamış
tanrının işine bakın.
geceyi gündüzü biliyor
dört mevsimi, rüzgarı, karı
ay ışığına bayılıyor
ama kötülemiyor karanlığı.
ona bir kitap vereceğim
rahatını kaçırmak için
bir öğrenegörsün aşkı
ağacı o vakit seyredin.
rahatı kaçan ağaç - melih cevdet anday
etlik bağlarına yakın
saadetin adını bile duymamış
tanrının işine bakın.
geceyi gündüzü biliyor
dört mevsimi, rüzgarı, karı
ay ışığına bayılıyor
ama kötülemiyor karanlığı.
ona bir kitap vereceğim
rahatını kaçırmak için
bir öğrenegörsün aşkı
ağacı o vakit seyredin.
rahatı kaçan ağaç - melih cevdet anday
devamını gör...
2326.
"ağlasam sesimi duyar mısınız,
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
göz yaşlarıma, ellerinizle?bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.bir yer var, biliyorum;
her şeyi söylemek mümkün;
epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
anlatamıyorum."
orhan veli
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
göz yaşlarıma, ellerinizle?bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.bir yer var, biliyorum;
her şeyi söylemek mümkün;
epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
anlatamıyorum."
orhan veli
devamını gör...
2327.
senden başka yar bilmem
ömür boyu gözüme bak de yeter bakarım
başım gözüm üstüne
ister aşk denizine ister hicran gölüne
ak de yeter akarım
başım gözüm üstüne
yılda bir olsa bile seviyorum de hele
senden gelmişse eğer sefadır bana çile
yalnız kalbimi değil koca dünyayı bile yak de yeter yakarım
başım gözüm üstüne
yeter ki sen bekle de hiç kalır sabır taşı
küçük bir umut bile olur gönül yoldaşı
razıyım ömür boyu gece gündüz gözyaşı dök de yeter dökerim
başım gözüm üstüne
seni bu kadar sevmek yalnız benim günahım
hiç şikayet ettim mi, bir gün çıktı mı ahım
bir elimde yüreğim bir elimde silahım
sık de yeter sıkarım
başım gözüm üstüne
biliyorum, biliyorum
bu aşkın yalnız sensin galibi
her derdine razı, çıkmasın tek talibi
varsın yağmur yağmasın
sen iste şimşek gibi çak de yeter çakarım
başım gözüm üstüne
tek söz etmem bu sevda vursa beni her yandan
tanrım beni korusun benden bıktığın andan
ne kadar sevsem bile
bir gün olurum dünyamdan çık desen çıkarım
başım gözüm üstüne
biliyorum sevgilim gönlümde yerin gurbet
ister sılaya çağır ister her gün sürgün et
sen mutlu ol bir tanem
ben ömür boyu hasret çek de yeter çekerim
başım gözüm üstüne...
ömür boyu gözüme bak de yeter bakarım
başım gözüm üstüne
ister aşk denizine ister hicran gölüne
ak de yeter akarım
başım gözüm üstüne
yılda bir olsa bile seviyorum de hele
senden gelmişse eğer sefadır bana çile
yalnız kalbimi değil koca dünyayı bile yak de yeter yakarım
başım gözüm üstüne
yeter ki sen bekle de hiç kalır sabır taşı
küçük bir umut bile olur gönül yoldaşı
razıyım ömür boyu gece gündüz gözyaşı dök de yeter dökerim
başım gözüm üstüne
seni bu kadar sevmek yalnız benim günahım
hiç şikayet ettim mi, bir gün çıktı mı ahım
bir elimde yüreğim bir elimde silahım
sık de yeter sıkarım
başım gözüm üstüne
biliyorum, biliyorum
bu aşkın yalnız sensin galibi
her derdine razı, çıkmasın tek talibi
varsın yağmur yağmasın
sen iste şimşek gibi çak de yeter çakarım
başım gözüm üstüne
tek söz etmem bu sevda vursa beni her yandan
tanrım beni korusun benden bıktığın andan
ne kadar sevsem bile
bir gün olurum dünyamdan çık desen çıkarım
başım gözüm üstüne
biliyorum sevgilim gönlümde yerin gurbet
ister sılaya çağır ister her gün sürgün et
sen mutlu ol bir tanem
ben ömür boyu hasret çek de yeter çekerim
başım gözüm üstüne...
devamını gör...
2328.
okuyup anlamayı seven var ise, biraz uzundur.
sokaklara çıkıyorum sonra, kedilerden görüyorum,
gazinolardan.
inanmazsın bir taşra kurmuşlar aynı bize bakıyor.
bir yanım asaf halet söylüyor, diğer yanım fabrika.
bir şiiri birkaç kalemle yazmak lazımdır geliyor bana.
bugün yepyeni bir imparatorluk öğreniyorum,
ekmeğin ağırlığında, yeni bir imparatorluk.
örneğin gül dönüyor, bir beygiri tasfiye ediyor şair...
arapça akdeniz diyor ben.
aynadan dönüyorum, ayna benden dönmüyor.
...
artık seni bir çiçek yerine kopartmak
istiyorum sevgilim.
işte sahneden indim ve öpüyorum ağzından.
annem meç yaptırmazsa iftara geç gelir haz
ey sıkıntının sevdiğim aritmetiği,
söyle bana bana söyle; bir kere daha kabz?
inanmışım kaybetmek esrarıdır esrarın.
çıldırmış bir vaşak gibi kaybediyorum.
ipimden kurtulmuşum, kaybediyorum.
birleşmiyor ellerimiz, haykırıyor trapez.
tanklar, tanklar tank olup geçiyor üstümüzden.
helvetius haklı, devlet şaşkın, piyanist kara.
memleket sana rağmen ket vururken yarama...
şu çıplak çocuk şu tüyük bürk şairi ben...
-ve emir ‘kun’ diyor, doğruluyorum-
bu ülke'den daha bıçkın tamlama bilmiyorum.
ayakkabılarını, ayakkabılarını kapımın önünde görmeyi istiyorum!
çünkü bu,
seni seviyorum içine nal salmak demektir.
ve hareketinin bana durduğunu akla uydurur.
oysa seni sevmem toplumu meşru kılar ve gitmen beni dile indirger sevgilim.
zaten kırılmış bir kızsın şimdi dövülmüş bir av.
yanmış ırmaklar öneriyorsun toy bedenine.
kavmin, yanlış tufanlardan geçip duruyor.
gözlerime baka baka, ağlayıp aşk diyorsun !
bir tekkenin ortasına sirk treni devriliyor...
yoksalar ve ortaokul öğretmenleri giremesinler diye,
babam ve bilhassa dedem,
mahallemize yeterince toplu polis gönderilmesi konusunda
gerekli telefonları etmiş durumdalar sevgilim.
ama yine de sırf sen sürdürebil diye ayın alnında melekçe,
ve şüpheye düşmeden kelebek besleyebilsin diye bir padişah...
açıkça,
benim alıp kını,
öte yana geçmem gerektir:
içinden memleketi çekeyim diye.
hem düşünsene;
bu bizi nasıl imparatorlaştırır!
yoo, hayır! omzunu açma. omzun ideoloji taşır.
ve fakat 'dil'e rağmen bütün bunlar sevgilim;
ayaklarına beyaz çoraplar giydirmek istemediğim anlamına gelmeyebilir !
...
elbet bir gün batar, kuşlar döner, çarmıh baştan düzenlenir.
ve bana tertemiz eller verir cezayirli o tüccar.
o vakit sana bakıyorum kadar büyür akdeniz.
cumhuriyetin tersinden tertib ettiği çarşılar gibi,
sonra uzun süre bir takip ediliyormuşum hissi…
siz hiç yahudi bir minibüs şöförü düşlediniz mi?
sokaklara çıkıyorum sonra, kedilerden görüyorum,
gazinolardan.
inanmazsın bir taşra kurmuşlar aynı bize bakıyor.
bir yanım asaf halet söylüyor, diğer yanım fabrika.
bir şiiri birkaç kalemle yazmak lazımdır geliyor bana.
bugün yepyeni bir imparatorluk öğreniyorum,
ekmeğin ağırlığında, yeni bir imparatorluk.
örneğin gül dönüyor, bir beygiri tasfiye ediyor şair...
arapça akdeniz diyor ben.
aynadan dönüyorum, ayna benden dönmüyor.
...
artık seni bir çiçek yerine kopartmak
istiyorum sevgilim.
işte sahneden indim ve öpüyorum ağzından.
annem meç yaptırmazsa iftara geç gelir haz
ey sıkıntının sevdiğim aritmetiği,
söyle bana bana söyle; bir kere daha kabz?
inanmışım kaybetmek esrarıdır esrarın.
çıldırmış bir vaşak gibi kaybediyorum.
ipimden kurtulmuşum, kaybediyorum.
birleşmiyor ellerimiz, haykırıyor trapez.
tanklar, tanklar tank olup geçiyor üstümüzden.
helvetius haklı, devlet şaşkın, piyanist kara.
memleket sana rağmen ket vururken yarama...
şu çıplak çocuk şu tüyük bürk şairi ben...
-ve emir ‘kun’ diyor, doğruluyorum-
bu ülke'den daha bıçkın tamlama bilmiyorum.
ayakkabılarını, ayakkabılarını kapımın önünde görmeyi istiyorum!
çünkü bu,
seni seviyorum içine nal salmak demektir.
ve hareketinin bana durduğunu akla uydurur.
oysa seni sevmem toplumu meşru kılar ve gitmen beni dile indirger sevgilim.
zaten kırılmış bir kızsın şimdi dövülmüş bir av.
yanmış ırmaklar öneriyorsun toy bedenine.
kavmin, yanlış tufanlardan geçip duruyor.
gözlerime baka baka, ağlayıp aşk diyorsun !
bir tekkenin ortasına sirk treni devriliyor...
yoksalar ve ortaokul öğretmenleri giremesinler diye,
babam ve bilhassa dedem,
mahallemize yeterince toplu polis gönderilmesi konusunda
gerekli telefonları etmiş durumdalar sevgilim.
ama yine de sırf sen sürdürebil diye ayın alnında melekçe,
ve şüpheye düşmeden kelebek besleyebilsin diye bir padişah...
açıkça,
benim alıp kını,
öte yana geçmem gerektir:
içinden memleketi çekeyim diye.
hem düşünsene;
bu bizi nasıl imparatorlaştırır!
yoo, hayır! omzunu açma. omzun ideoloji taşır.
ve fakat 'dil'e rağmen bütün bunlar sevgilim;
ayaklarına beyaz çoraplar giydirmek istemediğim anlamına gelmeyebilir !
...
elbet bir gün batar, kuşlar döner, çarmıh baştan düzenlenir.
ve bana tertemiz eller verir cezayirli o tüccar.
o vakit sana bakıyorum kadar büyür akdeniz.
cumhuriyetin tersinden tertib ettiği çarşılar gibi,
sonra uzun süre bir takip ediliyormuşum hissi…
siz hiç yahudi bir minibüs şöförü düşlediniz mi?
devamını gör...
2329.
huzur
ne güzel şey bu beyaz gelinlik
toprağın büründüğü saf iyilik
papatyaların çok derinlerde çalışan uykusu
sana bir bahar hazırlamak için
***
hava iyice kirleniyor bu kentte
ve aralıksız kar yağıyor üstüne
gizliyor tüm kötülüklerini şehrin
ve o kara şeytanları görmemek için
***
bir kız kardan hafifliğiyle geçiyor
karanlık kalabalıktan süzdüm ışığını
ruhum karıştı gitti bu kar tanelerine
bir huzur ahengine dalmış gibi.
ne güzel şey bu beyaz gelinlik
toprağın büründüğü saf iyilik
papatyaların çok derinlerde çalışan uykusu
sana bir bahar hazırlamak için
***
hava iyice kirleniyor bu kentte
ve aralıksız kar yağıyor üstüne
gizliyor tüm kötülüklerini şehrin
ve o kara şeytanları görmemek için
***
bir kız kardan hafifliğiyle geçiyor
karanlık kalabalıktan süzdüm ışığını
ruhum karıştı gitti bu kar tanelerine
bir huzur ahengine dalmış gibi.
devamını gör...
2330.
ı
yer bulmasın gönlünde ne ihtiras, ne haset.
sen bütün varlığınla yurdumuzun malısın.
sen bir insan değilsin; ne kemiksin ne de et;
tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın.
ıztırap çek inleme... ses çıkarmadan aşın.
bir damlacık aksa da bir acizdir göz yaşın;
yarı yolda ölse de en yürekten yoldaşın,
tek başına dileğe doğru at salmalısın.
ezilmekten çekinme ... gerilemekten sakın!
iradenle olmalı bütün uzaklar yakın,
dolu dizgin yaparken ülküne doğru akın,
ateşe atılmalı, denize dalmalısın.
ölümlerden sakınma, meyus olmaktan utan!
bir kere düşün nedir seni dünyada tutan?
mefkuresinden başka her varlığı unutan,
kahramanlar gibi sen ebedi kalmalısın...
ıı
sen ne elde ve dilde gezen billur bir sağrak,
ne de sıska bir göğse takılan bir çiçeksin;
seninde bu dünyada nasibin var savaşmak!...
kayalarla güreşip dağlarda öleceksin.
yoldaşlık ederekten gökte güneşle, ayla,
aşarsın tepe, ırmak; yürürsün ova ,yayla...
hayata ne biçimde geldinse bir borayla
daha sert bir kasırga içinde biteceksin.
kızıl elma uğruna kılıç çekince kından,
bahtiyarlık denen şey artık geçmez yakından.
mesut olup gülmeyi sök, çıkar hatırından.
belki öldükten sonra bir parça güleceksin.
yüz paralık kurşunla gider “hayat” dediğin;
“ tanrı yolu” uzaktır; erken kalk sıkı giyin.
yazık, bütün ömrünce o kadar özlediğin
güzel kızıl elma’na varmadan öleceksin.
ııı
belki bir gün çöllerde kaybedersin eşini,
belki bir gün ağlarsın kaçtı diye karına.
ışıksız kulübende boranın esişini
dinleyerek çıkarsın bir ümitsiz yarına.
gün olur ki mertliğin uğrar kahpe bir hınca;
namert bir el arkandan seni vurur kadınca;
bir gün sabrın tükenir... silahını kapınca
haykırarak çıkarsın yurdunun dağlarına...
hayatın kamçısıyla sızar derinden kanlar,
senin büyük derdinden başkaları ne anlar?
vicdanını “paris”e, “moskova”ya satanlar,
küfür diye bakarlar senin dualarına.
hey arkadaş!.. bu yolda bende coşkun bir selim,
beraberiz seninle, işte elinde elim.
seninle bu hayatın gel beraber gülelim,
ölümüne , gamına, tipisine, karına...
ıv
atandan kalmış olan kılıcı iyi bile,
onu bütün gücünle vuracaksın çağında.
savaş... bunu tadını ey türk sen bulamazsın,
ne sevgili yanında, ne baba ocağında...
savaşmaktan kaçınır, kim varsa alnı kara,
kan dökmeyi bilenler hükmeder topraklara...
kazanmanın sırrını bilmiyorsan git, ara
“çanakkale” ufkunda, “sakarya” toprağında.
siyasette muhabbet... hepsi yalan, palavra...
doğru sözü “kül tegin” kitabesinde ara...
lenin’den bahsederse karşında bir maskara,
bir tebessüm belirsin sadece dudağında.
yatağında ölmeyi hatırından sök, çıkar!
döşeğin kara toprak, yorganındır belki kar...
sen gurbette kalırsan, ben ölürsem ne çıkar?
ruhlarımız buluşur elbet “tanrıdağı”nda...
v
mukadderat isterse seni yoldan çevirsin ,
sen hele bu yollarda yıpranarak aşın da,
varsın bütün ömrünce bir an nasip olmasın,
yorgunluğu gidermek serin bir su başında.
bir gülüşten ne çıkar, ne çıkar ağlamaktan?
kullar kancıklık eder, bela bulursun hak’tan.
gün olur ki bir yudum su ararsın bataktan,
gün olur ki bir tutam tuz bulunmaz aşında.
bir çığ gibi yürürsün bir lahza durmaksızın,
bir ilahi kaynaktan geliyor çünkü hızın.
duyguların ölmüştür... tapınılan bir kızın,
bir füsun bulamazsın gözlerinde, kaşında.
ıztırabı kanına kat da göz kırpmadan iç!
varsın gülsün ardından, ne çıkar, bir iki piç...
bu varlık dünyasında yalnız senin hiç mi hiç,
bir şeyin olmayacak hatta mezar taşında....
hüseyin nihal atsız
yer bulmasın gönlünde ne ihtiras, ne haset.
sen bütün varlığınla yurdumuzun malısın.
sen bir insan değilsin; ne kemiksin ne de et;
tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın.
ıztırap çek inleme... ses çıkarmadan aşın.
bir damlacık aksa da bir acizdir göz yaşın;
yarı yolda ölse de en yürekten yoldaşın,
tek başına dileğe doğru at salmalısın.
ezilmekten çekinme ... gerilemekten sakın!
iradenle olmalı bütün uzaklar yakın,
dolu dizgin yaparken ülküne doğru akın,
ateşe atılmalı, denize dalmalısın.
ölümlerden sakınma, meyus olmaktan utan!
bir kere düşün nedir seni dünyada tutan?
mefkuresinden başka her varlığı unutan,
kahramanlar gibi sen ebedi kalmalısın...
ıı
sen ne elde ve dilde gezen billur bir sağrak,
ne de sıska bir göğse takılan bir çiçeksin;
seninde bu dünyada nasibin var savaşmak!...
kayalarla güreşip dağlarda öleceksin.
yoldaşlık ederekten gökte güneşle, ayla,
aşarsın tepe, ırmak; yürürsün ova ,yayla...
hayata ne biçimde geldinse bir borayla
daha sert bir kasırga içinde biteceksin.
kızıl elma uğruna kılıç çekince kından,
bahtiyarlık denen şey artık geçmez yakından.
mesut olup gülmeyi sök, çıkar hatırından.
belki öldükten sonra bir parça güleceksin.
yüz paralık kurşunla gider “hayat” dediğin;
“ tanrı yolu” uzaktır; erken kalk sıkı giyin.
yazık, bütün ömrünce o kadar özlediğin
güzel kızıl elma’na varmadan öleceksin.
ııı
belki bir gün çöllerde kaybedersin eşini,
belki bir gün ağlarsın kaçtı diye karına.
ışıksız kulübende boranın esişini
dinleyerek çıkarsın bir ümitsiz yarına.
gün olur ki mertliğin uğrar kahpe bir hınca;
namert bir el arkandan seni vurur kadınca;
bir gün sabrın tükenir... silahını kapınca
haykırarak çıkarsın yurdunun dağlarına...
hayatın kamçısıyla sızar derinden kanlar,
senin büyük derdinden başkaları ne anlar?
vicdanını “paris”e, “moskova”ya satanlar,
küfür diye bakarlar senin dualarına.
hey arkadaş!.. bu yolda bende coşkun bir selim,
beraberiz seninle, işte elinde elim.
seninle bu hayatın gel beraber gülelim,
ölümüne , gamına, tipisine, karına...
ıv
atandan kalmış olan kılıcı iyi bile,
onu bütün gücünle vuracaksın çağında.
savaş... bunu tadını ey türk sen bulamazsın,
ne sevgili yanında, ne baba ocağında...
savaşmaktan kaçınır, kim varsa alnı kara,
kan dökmeyi bilenler hükmeder topraklara...
kazanmanın sırrını bilmiyorsan git, ara
“çanakkale” ufkunda, “sakarya” toprağında.
siyasette muhabbet... hepsi yalan, palavra...
doğru sözü “kül tegin” kitabesinde ara...
lenin’den bahsederse karşında bir maskara,
bir tebessüm belirsin sadece dudağında.
yatağında ölmeyi hatırından sök, çıkar!
döşeğin kara toprak, yorganındır belki kar...
sen gurbette kalırsan, ben ölürsem ne çıkar?
ruhlarımız buluşur elbet “tanrıdağı”nda...
v
mukadderat isterse seni yoldan çevirsin ,
sen hele bu yollarda yıpranarak aşın da,
varsın bütün ömrünce bir an nasip olmasın,
yorgunluğu gidermek serin bir su başında.
bir gülüşten ne çıkar, ne çıkar ağlamaktan?
kullar kancıklık eder, bela bulursun hak’tan.
gün olur ki bir yudum su ararsın bataktan,
gün olur ki bir tutam tuz bulunmaz aşında.
bir çığ gibi yürürsün bir lahza durmaksızın,
bir ilahi kaynaktan geliyor çünkü hızın.
duyguların ölmüştür... tapınılan bir kızın,
bir füsun bulamazsın gözlerinde, kaşında.
ıztırabı kanına kat da göz kırpmadan iç!
varsın gülsün ardından, ne çıkar, bir iki piç...
bu varlık dünyasında yalnız senin hiç mi hiç,
bir şeyin olmayacak hatta mezar taşında....
hüseyin nihal atsız
devamını gör...
2331.
ben, kendi ruhumda durgunlaşıyorum!
düşü gerçek yerine koymaktan,
kendi düşlerimi fazlasıyla derin yaşamaktan ötürü,en sonunda düşsel
hayatımın gerçek olmayan gülünde bir diken çıktı!
acı çekiyorum,
ama bunu hak edip etmediğimi bilmiyorum.
kendimi arıyorum, bulamıyorum!
hissetmek ne büyük bir ağırlık!
hissetmek zorunda olmak ne büyük bir ağırlık!
soğuk bir el boğazımı sıkıyor, hayatı solumamı engelliyor.
içimde ki her şey ölüyor;
hatta düş kurabildiğime olan güvenim bile!
ne yaparsam yapayım,
fiziksel olarak kendimi iyi hissedemiyorum.
gönlümün kaydığı bütün
dinginliklerin, ruhumu parçalayan sivri köşeleri var!
kendim için kimim ben?
hissettiğim şeylerden biriyim sadece.
yüreğim çaresizce,delik bir kova gibi boşalıyor!
gerçekten ıstırap çekenler böyle sürüler halinde dolaşmaz,
gruplar kurmazlar.
acı denen şey, yalnız başına çekilir.
içimiz gibi dışımız da ‘oyuk’ ve ‘boştur!”
ölümden yapılmışız biz.
hayat diye kabul ettiğimiz şey,
gerçek hayatın uykusu varlığımızın gerçek halinin ölümüdür.
ölüler doğar, ölmezler.
iki dünyayı ters sırayla biliriz biz.
yaşadığımızı sanırken ölüyüzdür.
ölümle pençeleşirken yaşamaya başlarız!
sıkıntıdan ve kendimi başka hissetmekten dolayı parçalanırım.
hayatım kavruk kaldı,
çünkü düşlerdeki halinde bile cazibeden yoksun gibiydi.
sonunda düşlerin verdiği
yorgunluk beni ele geçirdi…
bunu hissedince, dışımdan gelen sahte bir duyguya kapıldım.
sonsuz bir yolun sonuna mı gelmiştim yoksa…
kendimden taşıp kim bilir nereye düştüm.
ve hiç kıpırdamadan, boş yere kaldım orada.
daha önce olduğum bir şeyim.
var olduğumu hissettiğim yerde değilim;
kendimi ararken, beni arayanın kim olduğunu bilemiyorum.
her şeyden sıkılarak gevşiyorum.
ruhumdan kovulmuşum sanki.
kendime bakıyorum.
kendi kendimin seyircisiyim ben.
duygularım, içimdeki bilmediğim bir gözün önünden,
dışarıya ait şeylermiş gibi dizi dizi geçiyor.
kendimden sıkılıyorum.
her şey, hatta gizemden yapılmış kökleri bile,
sıkıntımın rengine bürünmüş!
özlediğim hiçbir şey yok. hayatım acıyor.
bulunduğum yer acıyor, kendimi
bulabileceğimi düşündüğüm yer çoktandır acıyor!
devamını gör...
2332.
"ağlamadan
dillerim dolaşmadan
yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı
üzerime yüreğimden başka muska takmadan
konuşmak istiyorum."
ismet özel
dillerim dolaşmadan
yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı
üzerime yüreğimden başka muska takmadan
konuşmak istiyorum."
ismet özel
devamını gör...
2333.
hemen kendim anlık irticali bir şey yazıyorum şu an karalamalık:
hayat güldürdü de ağlattı da bizi
hayaller ve ideallerse hep birer motivasyon sebebi
var gerçekten de hasbî arkadaşlar ve dostluklar da
en çok da dersin kendine
aslında güzel anılar biriktirmisim geçmişte
ama şimdi dönüp de sitem edersin allah'a
neden bundan sonra her şeyin en güzeli olmasın ki?
değil mi ki ahseni takvim suretinde yarattın bizi*
o yüzden ben de en güzelini, en iyisini istemeyi üzerime bir borç ve vazife biliyorum
belki vermeyeceksin
istemeye devam edeceğim...
sonlara doğru bozuldu*
dur bakayım;
bir sevgili hayal ediyorum yanaklari al al
yüzü ise gül gibi
gülünce yüzünde güller açan
kızınca ise al yanakları kızaran
bir sevgili hayal ediyorum
narin ve nâzenin elleri
tutunca sıcacık
bir sevgili hayal ediyorum
göz bebeklerinin içi gülen
ışıltı ile parlayan
ışığın kendisi
ışık olan
hayat güldürdü de ağlattı da bizi
hayaller ve ideallerse hep birer motivasyon sebebi
var gerçekten de hasbî arkadaşlar ve dostluklar da
en çok da dersin kendine
aslında güzel anılar biriktirmisim geçmişte
ama şimdi dönüp de sitem edersin allah'a
neden bundan sonra her şeyin en güzeli olmasın ki?
değil mi ki ahseni takvim suretinde yarattın bizi*
o yüzden ben de en güzelini, en iyisini istemeyi üzerime bir borç ve vazife biliyorum
belki vermeyeceksin
istemeye devam edeceğim...
sonlara doğru bozuldu*
dur bakayım;
bir sevgili hayal ediyorum yanaklari al al
yüzü ise gül gibi
gülünce yüzünde güller açan
kızınca ise al yanakları kızaran
bir sevgili hayal ediyorum
narin ve nâzenin elleri
tutunca sıcacık
bir sevgili hayal ediyorum
göz bebeklerinin içi gülen
ışıltı ile parlayan
ışığın kendisi
ışık olan
devamını gör...
2334.
ölüm gelecek ve senin gözlerinle bakacak
sabahtan akşama dek, uykusuz,
sağır, eski bir pişmanlık
ya da anlamsız bir ayıp gibi
ardını bırakmayan bu ölüm.
bir boş söz, bir kesik çığlık,
bir sessizlik olacak gözlerin:
böyle görünür her sabah
yalnız senin üzerinde
kıvrımlar yansıtırken aynada.
hangi gün, ey sevgili umut,
bizler de öğreneceğiz senin
yaşam olduğunu, hiçlik olduğunu.
herkese bir bakışı var ölümün.
ölüm gelecek ve senin gözlerinle bakacak.
bir ayıba son verir gibi olacak,
belirmesini görür gibi
aynada ölü bir yüzün,
dinler gibi dudakları kapalı bir ağzı.
o derin burgaca ineceğiz sessizce.
cesare pavese
sabahtan akşama dek, uykusuz,
sağır, eski bir pişmanlık
ya da anlamsız bir ayıp gibi
ardını bırakmayan bu ölüm.
bir boş söz, bir kesik çığlık,
bir sessizlik olacak gözlerin:
böyle görünür her sabah
yalnız senin üzerinde
kıvrımlar yansıtırken aynada.
hangi gün, ey sevgili umut,
bizler de öğreneceğiz senin
yaşam olduğunu, hiçlik olduğunu.
herkese bir bakışı var ölümün.
ölüm gelecek ve senin gözlerinle bakacak.
bir ayıba son verir gibi olacak,
belirmesini görür gibi
aynada ölü bir yüzün,
dinler gibi dudakları kapalı bir ağzı.
o derin burgaca ineceğiz sessizce.
cesare pavese
devamını gör...
2335.
rüya ile
hayal arasında
hayal ile
hakikat arasında
yalnız sen varsın
-ahmet hamdi tanpınar
hayal arasında
hayal ile
hakikat arasında
yalnız sen varsın
-ahmet hamdi tanpınar
devamını gör...
2336.
ben acılar denizinde boğulmuşum
işitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını
dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni
duyarım yosunların benim için ağladıklarını
ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime
gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını
bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle
bütün gemiler söndürmüş ışıklarını
ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma
sularım tuzlu, sularım zehir zemberek
baksana; herkes içime dökmüş artıklarını
bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa
bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse
yılların içimde bıraktıklarını...
ümit yaşar oğuzcan.
bilgi : adam hem bankacı hem de şairdi. şimdi neden bu tarz adamlar çıkmıyor, anlamıyorum.
işitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını
dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni
duyarım yosunların benim için ağladıklarını
ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime
gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını
bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle
bütün gemiler söndürmüş ışıklarını
ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma
sularım tuzlu, sularım zehir zemberek
baksana; herkes içime dökmüş artıklarını
bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa
bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse
yılların içimde bıraktıklarını...
ümit yaşar oğuzcan.
bilgi : adam hem bankacı hem de şairdi. şimdi neden bu tarz adamlar çıkmıyor, anlamıyorum.
devamını gör...
2337.
insana en çok şiir yakışıyor,
sonra yeryüzüne yağmur,
gökyüzüne mavi.
ve en çok insana vefa yakışıyor,
yüreğe sevda,
gözlere haya.
ve en çok yaşamak yakışıyor,
insanca,
sevdaca,
duruca…!
sonra yeryüzüne yağmur,
gökyüzüne mavi.
ve en çok insana vefa yakışıyor,
yüreğe sevda,
gözlere haya.
ve en çok yaşamak yakışıyor,
insanca,
sevdaca,
duruca…!
devamını gör...
2338.
gönlüm sarhoş bir yazıdır ıssız kağıtlarda
boyuna adres sorar
belediye sınırları dışında
üşütük bir gecekondu
üstü boran;altı kar
bir göz oda da olur
daktilo çatırtısına alışık bir komşu
sonrası... hamd ü senalar...
ahmet erhan
boyuna adres sorar
belediye sınırları dışında
üşütük bir gecekondu
üstü boran;altı kar
bir göz oda da olur
daktilo çatırtısına alışık bir komşu
sonrası... hamd ü senalar...
ahmet erhan
devamını gör...
2339.
sana geliyorum desem
sen de istediğim olsan
babam olsan, beni anlasan
anam olsan, şevkat göstersen
kardeşim olsan,eksik olmasan
eşim olsan,saygı duysan
evladım olsan, huzur koksan
arkadaşım olsan,seninle olmayı özlesem
eski dostum olsan,hiç eskimesen
komşum olsan,güzel yüzüne dalsam
güneşim olsan,sabah akşam parlasan
sokağım olsan,sakin olsan
sofram olsan,bereketli olsan
çayım olsan,hiç bitmesen
işim olsan,meşgul etsen
dersim olsan,feyz versen
kitabım olsan,yakınımda dursan
amelim olsan,cennete yol olsan
mümkün olsan
hayrım olsan,darda kalanı bulsan
nefretim olsan,zalimi korkutsan
fikrim olsan,kimseninkine benzemesen
mümkün olsan
arada sırada istediğim olsan
mucizem olsan,rabbimden bana hediye olsan
mümkün olsan...
sıddıka rahime
sen de istediğim olsan
babam olsan, beni anlasan
anam olsan, şevkat göstersen
kardeşim olsan,eksik olmasan
eşim olsan,saygı duysan
evladım olsan, huzur koksan
arkadaşım olsan,seninle olmayı özlesem
eski dostum olsan,hiç eskimesen
komşum olsan,güzel yüzüne dalsam
güneşim olsan,sabah akşam parlasan
sokağım olsan,sakin olsan
sofram olsan,bereketli olsan
çayım olsan,hiç bitmesen
işim olsan,meşgul etsen
dersim olsan,feyz versen
kitabım olsan,yakınımda dursan
amelim olsan,cennete yol olsan
mümkün olsan
hayrım olsan,darda kalanı bulsan
nefretim olsan,zalimi korkutsan
fikrim olsan,kimseninkine benzemesen
mümkün olsan
arada sırada istediğim olsan
mucizem olsan,rabbimden bana hediye olsan
mümkün olsan...
sıddıka rahime
devamını gör...
2340.
pingpong masası
...............................................................
beyaz iplik sert iplik ve tak tak
yuvarlak top küçük top ve tak tak
pingpong masası varla yok arası
ben ellerim kesik varla yok arası
...... öpücüğüne eyvallah ve tak tak
beraber sinemaya ... evet ... ve tak tak
pingpong masası varla yok arası
öküzün gözü veya dananın kuyruğu
kadifekale veya sen nehri
ha sezai ha pingpong masası
ha pingpong masası ha boş tüfek
bir el işareti eyvallah ve tak tak
gözlerin ne kadar güzel ne kadar iyi
ne kadar güzel ne kadar sıcak
tak tak tak tak tak tak tak
sezai karakoç
...............................................................
beyaz iplik sert iplik ve tak tak
yuvarlak top küçük top ve tak tak
pingpong masası varla yok arası
ben ellerim kesik varla yok arası
...... öpücüğüne eyvallah ve tak tak
beraber sinemaya ... evet ... ve tak tak
pingpong masası varla yok arası
öküzün gözü veya dananın kuyruğu
kadifekale veya sen nehri
ha sezai ha pingpong masası
ha pingpong masası ha boş tüfek
bir el işareti eyvallah ve tak tak
gözlerin ne kadar güzel ne kadar iyi
ne kadar güzel ne kadar sıcak
tak tak tak tak tak tak tak
sezai karakoç
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162