1681.
şimdi yoksun.
seni dilediğim gibi düşünebilirim artık...

tutar ellerini öpebilirim uzun uzun,
kimseler ayıplayamaz beni.
yokluğunda seni nasıl sevdiğimi anlayamazlar.

işte gözlerin, işte dudakların...
senin olan ne varsa karşımda duruyor.
ayaklarını dilediğim yere götürebiliyorum artık.
sevdiğim şarkıları söyletiyorum dudaklarına
ve hoyrat ellerimle
her gün biraz daha güzelleştiriyorum...
bütün resimler sana benziyor.

hayret !
bütün aynalarda sen varsın.
nereye gitsem peşimden geliyorsun...


ümit yaşar oğuzcan, ankara - 1960
devamını gör...
1682.
gel seninle resim yapalım
bir yüz çizelim ince,
küçük nezleli bir burun
ve gözler zeytin iriliğinde.

sonra bir gelincik, ince bir boyun,
soyulmuş bademden daha ak bir ten,
öyle bir yüz ki seher vakti
mutluluk estirsin güneş doğarken

ve saçları çizelim, bulutlar,
türküler, masallar gibi,
hepsinin üstüne sonra
kocaman bir insan yüreği.

öyle bir yürek ki sevgiyle
arkadaşlıkla, mutlulukla dolsun,
isterse ondan sonra
bütün şairler ölsün.

cahit külebi
devamını gör...
1683.
sen bu kadar yüreklisin
ince çekingenlik çiçeği
ha dediklerinde dağda olursun
ha diyeceklerin ağzındaki çiçek
umudun çiçeği
türkiye kadar bir çiçek

yüzünün niyeti bir aşk çiçeği
bir kalkışma yüreğindeki çiçek

ergin günçe
devamını gör...
1684.

sana büyük bir sır söyleyeceğim
korkuyorum senden
korkuyorum yanın sıra gidenden pencerelere doğru akşam üzeri
el kol oynatışından söylenmeyen sözlerden
korkuyorum hızlı ve yavaş zamandan
korkuyorum senden.sana büyük bir sır söyleyeceğim
kapat kapıları
ölmek daha kolaydır sevmekten
bundandır işte benim yaşamaya katlanmam
sevgilim
devamını gör...
1685.
maaşımı her aldığımda, mahallemdeki çocuklarında payını ayırırım
kel yusuf'un
tembel gülsüm'ün
haylaz murat'ın
enayi der konu komşu bana
desinler;
onlar bir çocuğun vazgeçilmez sevincindeki sırrı ne bilsinler.
olurda ölürsem birgün,
çocuklar en çok nereye ayak basıyorsa beni oraya gömsünler.
yaşarken yüreğinde taşıdı,
ölürken'de sırtında taşıyor desinler
(bkz: aziz nesin) saygıyla
devamını gör...
1686.
yine sana dair"
sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
sende uzaklığı,
sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,ve bir avcı istihasıyla etini dişlemek senin.sende, ben, imkansızlığı seviyorum,fakat asla ümitsizliği değil…"
devamını gör...
1687.


kaç yaşında gözlerinden yaşlar süzülüyor.
önünde eğiliyorum üstadım.
devamını gör...
1688.
ben az konuşan çok yorulan biriyim
şarabı helvayla içmeyi severim
hiç namaz kılmadım şimdiye kadar
annemi ve allahı da çok severim
annem de allahı çok sever
biz bütün aile zaten biraz
allahı da kedileri çok severiz

hayat trajik bir homoseksüeldir
bence bütün homoseksüeller adonistir biraz
çünki bütün sarhoşluklar biraz
freüdün alkolsüz sayıklamalarıdır

siz inanmayın bir gün değişir elbet
güneşe ve penise tapan rüzgarın yönü
çünki ben okumuştum muydu neydi
biryerlerde tanrılara kadın satıldığını
ah canım aristophones

barışı ve eşek arılarını hiç unutmuyorum
ölümü de bir giz gibi içimde
ölümü tanrıya saklıyorum
ve bir gün hiç anlamıyacaksınız

güneşe ve erkekliğe büyüyen vücudum
düşüvericek ellerinizden ve
bir gün elbette
zeki müreni seveceksiniz
(zeki müreni seviniz)

arkadaş zekai özger
devamını gör...
1689.
"turp günlerinden bi' gün, sabah beş
dilimde bi' şarkı nasıl'sa beleş.
bendeniz şekerler'in oğluyum, cebimde güneş..

misal düşmemiş bi' kar tanesiyim
varsay uykuda bi' köy hanesiyim
içim ihtiyar savaş gazisi..

talebim değil hanlar hamamlar, gömme saraylar,
sahibi olduğum her şey: rûyalar..
herkesin doyduğu bi' çıkma ekmek
senin de öyle.

pantolon-ceket, sokaklar benim
bastığım toprak, ağaçlar benim
neler gördüm, neler görmediğim?

aldım ihmalden planlarımı
gezdim çıkmazda sokaklarımı
kadınlarca derya yüzdüm, saadet bulmadım!

beyaz attan düştüm ne hükmüm kaldı, ne prensliğim,
adımdan bi' harf attım,
görmedin..
herkesin doyduğu bi' çıkma ekmek
senin de öyle.!

her gün aynı göz haliyle ben
uyanıyorum sabahla.."

rehber grubuna ait ruh şarkısının sözleri olup,
hala söz sahibi kimdir belli olmayan dizelerdir.
devamını gör...
1690.
ben uyandım bir aşk demekti bu dünyada
-sesin, bir gülü bırakmak gibi bir şeydi.
karaydım, kâğıt gibiydim yaşamalarda
adım görseniz her gün o denizlerdeydi
bin yıl bir m sesiydim aşağı mısır'da.

ben vurdum sevilere belli değil miydi
bin yıl seni açtım işte yalnızlığımda.
ne zaman aydınlığında adım geçti miydi
bir aşk demekti bu dünyada.

bir zamanlar yalnızlık güzeldi mısır'da
seninle yepyeni bir göktü gidilirdi
baktım mı, büyürdü bir zambaktı anımda
şimdi bir gölgedir uzar ovalarımda
böyle uyanırdım ya uyanmak değildi
bir aşk demekti bu dünyada.

|ilhan berk-ben uyandım bir aşk demekti bu dünyada|
devamını gör...
1691.
vıcık vıcık vıcık
vıcık vıcık
cık
vıcık vıcık.
devamını gör...
1692.

denizin beklediği

seni sevmek mor denizlerdi biraz
ne kadar gidilse bir o kadar bitmeyen
umutlar ve yıkışmalar ardında direnilen
seni sevmek mevsimler içinde en güzel yaz

seni sevmek yaşamanın aşılmaz büyüklüğü
seni sevmek kan dolu yüzyılları korkutan
ve sığınıp ılık kıyı kentlerine bir akşam
seni sevmek çocukların düşlerinde gördüğü

varılırdı daha saydam günlere isteseler
isteseler yalnızlık giremezdi evlere
seni sevmek bir kırlangıç olacak bekleseler
ve uçacak durmadan adasız denizlere

kim bulacak cam kırığı gözlerinde sevgimi
sonra yalnız kalmak gibi yoksulca uğuldayan
bütün okyanusların baş eğdiği tek kaptan
sana verdim geç diye bütün denizlerimi
devamını gör...
1693.

gidişini anlatıyorum

sen gidiyorsun ya işine yetişmek için
saçlarını, gözlerini, ellerini
neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya
her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak
termometrede yükselen çizgi çizgi
kim bilir nerelerde soğuyorsun

senin gözbebeklerin var ya kadın kadın gülen
insan insan bakan gözbebeklerin
beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta
beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder

ne gelirse onlardan gelir bana
çalışma gücü yaşama direnci
mutluluk gibi kazanılması zor
mutluluk gibi yitirilmesi kolay

bir açarsın ki mutluyum
bir kaparsın her şey elimden gitmiş
devamını gör...
1694.
bir güzele,
güzelliğini söylemek isterdim
aynalardan evvel.

muzaffer tayyip uslu
devamını gör...
1695.
...
zamanı durdururum yüreğimde,
sensiz geçtiği için,
akrep yelkovana küskündür.
şu bozuk saat çalışsa benim için ölümdür.
bil ki akrep yelkovanı geçerse,
atan bu yüreğim durur.
bırak bozuk kalsın, hiç değilse;
bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.

| turgut uyar

adamlar yazıyor bee
devamını gör...
1696.
neden sevinçler değil de acılar gidip gidip geçmişten karşılık bulur kendine? ve neden insan, ne kadar acı geçerse geçsin, çocukluğunu okşar durur yaşlandıkça?

şükrü erbaş
devamını gör...
1697.
anlatamıyorum

ağlasam sesimi duyar mısınız,
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
göz yaşlarıma, ellerinizle?

bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.

bir yer var, biliyorum;
her şeyi söylemek mümkün;
epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
anlatamıyorum.

orhan veli kanık
devamını gör...
1698.
gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
dağlar ağarırken konuşurduk tepelerde,
sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde!

akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
hulyâ gibi yalnız gezinenler köye indi,
ben kaldım, uzaklarda günün sesleri dindi,
gönlümle, hayalet gibi, ben kaldım o yerde.

yahya kemal beyatlı
devamını gör...
1699.
metin altıok'un kalbe iki mermi gibi çarpan şiiridir.


güzel anılar biriktirdim senden,
dudağıma solgun gülücükler getiren.
özenle sakladım belleğimde,
bir yığın oldu daha şimdiden.
nasıl olsa bir sonu olacaktı bu aşkın
bir gün apansız gerçekleşiveren.

bir terazinin durgun pirinç kefesine
pat diye inince kara kiloluk,
nasıl kalkar havaya birdenbire
boş kalan zavallı kefe.
nasıl titreşir terazi uzun süre,
denge sağlanıncaya kadar başka şeylerle.

anılarla bozdum o dengeyi ben önce,
ikimiz için de yaptım bunu.
yaşadığımız günlerden biriktirdim sessizce,
bir kefede sana hiç sezdiremeden.
koyabilirsin kara kiloyu artık,
bak terazi nasıl kolay gelecek dengeye.

mutluydum ben yine de kendimce.
senin girdilerin, çıktılarım benim
doğrusu uygundu birbirine,
yan yana gelince bir resmi tamamlayan.
vazgeçilmezdi ellerin sonra,
yangınımdan yorgan döşek kaçıran.

ama inan sonludur aşk da,
kovalar sonunu kendi kendinin.
bana bir uçurum gerek şimdilerde,
yeterince dik ve derin.
bir çavlan istiyorum çünkü,
kırmak için kristalini hayatın ve şiirin.
devamını gör...
1700.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geceye bir şiir bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim