861.



canım bir şeyler karalamak istiyor
aklıma geliyor bir güvercinin yüzü
ben. o güvercinin bileğinde zarif bir ağrı oluyorum
sen. o ağrıda bir gökyüzü
devamını gör...
862.
biz olurdukta
kuslar istemedi heralde yoksa pislerdi bi taraflarimiza
ayağın takılırdı ben hemen yardıma kosardım
senin giderken rastgelir dolmuşa vazilini koymaya yardım ederdim
biz olurdukta herseyi şansa bıraktım

olsun benim mutluluk fobim var
korkarım mutlu olmaktan
telefona her baktığımdan senin mesajınla gülümsemekten

senin gözlerinde kaybomaktan korktum belki
oraya düşersem sen beni birakip gidecekmissin gibi hissettim
ben herşeyden korktum be
bu boktan hayatıma mutluluk katmanda korktum en kötü
devamını gör...
863.



yağmurun yüzünün rengini aldığı bu gecede,
döküldü avuçlarımdan bir beyaz nehir.
eril sancılardan devşirdiğim umudum
geceye kurban gitti.
besmeleyle başlayan cümleleri öğrendim önce,
sonra sevdim seni.
adından önce büyük harfle başlayan cümlelerim yoktu.
belki de ben bilemedim.
devamını gör...
864.

bende hiç tükenmez bir hayat vardı
kırlara yayılan ilkbahar gibi
kalbim hiç durmadan hızla çarpardı
göğsümün içinde ateş var gibi
bazı nur içinde, bazı sisteyim
bazı beni seven bir göğüsteyim
kah el üstündeydim, kah hapisteydim
her yere sokulan bir rüzgar gibi
aşkım iki günlük iptilalardı
hayatım tükenmez maceralardı
içimde binlerce istekler vardı
bir şair, yahut bir hükümdar gibi
hissedince sana vurulduğumu
anladım ne kadar yorulduğumu
sakinleştiğimi, durulduğumu
denize dökülen bir pınar gibi
şimdi şiir bence senin yüzündür
şimdi benim tahtım senin dizindir
sevgilim, saadet ikimizindir
göklerden gelen bir yadigar gibi
sözün şiirlerin mükemmelidir
senden başkasını seven delidir
yüzün çiçeklerin en güzelidir
gözlerin bilinmez bir diyar gibi
başını göğsüme sakla sevgilim
güzel saçlarında dolaşsın elim
bir gün ağlayalım, bir gün gülelim
sevişen yaramaz çocuklar gibi”

sabahattin ali
devamını gör...
865.
yaşar kemal’in 13 yaşında yazdığı rivayet olunan şiir, yazıyla onüç..

yalnızlık

kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin.
su olsan kimse içmez,
yol olsan kimse geçmez,
elin adamı ne anlar senden?
çıkarsın bir dağ başına,
bir ağaç bulursun tellersin
pullarsın gelin eylersin.
bir de bulutları görürsün,
bir de bulutları görürsün,
bir de bulutları görürsün.
köpürmüş gelen bulutları.
başka ne gelir elden?
çın çın ötüyor yüreğimin kökünde
şu dünyanın ıssızlığı.
tanrı kimsenin başına vermesin
böyle bir yalnızlığı!
devamını gör...
866.
bir cennet var;
zahmetlerin rahmete dönüştüğü
zulümlerin son bulduğu
renklerin ahengiyle
sonsuzluğun buluştuğu
1453gizem
devamını gör...
867.

sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
iki başımız var, bir tek bedenimiz.
ne kadar dönersem döneyim çevrende:
er geç baş başa verecek değil miyiz?


ömer hayyam
devamını gör...
868.
yahya kemal'den bir şiir paylaşmak isterim:
sessiz gemi
artık demir almak günü gelmişse zamandan
meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
biçare gönüller! ne giden son gemidir bu!
hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.
devamını gör...
869.
"açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın
en görkemli saatinde yıldız alacasının
gizli bir yılan gibi yuvarlanmış içimde kader
uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın
rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan
onu çok arıyorum onu çok arıyorum
heryerimde vücudumun ağır yanık sızıları
bir yerlere yıldırım düşüyorum
ayrılığımızı hisettiğim an demirler eriyor hırsımdan
ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu
gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş
tedirgin gülümser
çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili"

attilâ ilhan
devamını gör...
870.
esirgemen sözümü ben
çıkıp gelse de ölüm
geri götüremez adımlarımı
be yıldıramaz beni hiçbir şey, gülüm
ne dikenler bıraktım ardımdan, ne dikenler,
ki uçları hala kanıyor ayaklarımda
oysa karanfiller ekmiştim yollara
aş ile mızrap vurup sevdalı sazıma
kavgamı türkülemiştim
yarın bakışlı çocuklara
ve semahlar dönmüştüm turnalar gibi
pir aşkına, hak aşkına, halk aşkına
kim söyleye bilir öldüğümü, kim
siz türkü gibi dağılırken dağ yollarına
ve toprak gibi yeşilirken memleketim
kim söyleye bilir solduğumu, kim
ben ölmedim ki , ben ölmedim ki, ben ölmedim ki
#6mayıs1972
devamını gör...
871.
gözlerim gözünde aşkı seçemiyor
onlardan kalbime sevda geçmiyor
ben yordum ruhumu biraz da sen yor
çünkü bence artık herkes gibisin
devamını gör...
872.
ne çok martı uçuyor avuçlarında/ve gözlerin kuytu koylarda kayıp birşeyleri arıyor/....
devamını gör...
873.

açardın,
yalnızlığımda
mavi ve yeşil,
açardın.
tavşan kanı, kınalı - berrak.
yenerdim acıları, kahpelikleri...

gitmek,
gözlerinde gitmek sürgüne.
yatmak,
gözlerinde yatmak zindanı
gözlerin hani?

"to be or not to be" değil.
"cogito ergo sum" hiç değil...
asıl iş, anlamak kaçınılmaz'ı,
durdurulmaz çığı
sonsuz akımı.

içmek,
gözlerinde içmek ayışığını.
varmak,
gözlerinde varmak can tılsımına.
gözlerin hani?

canımın gizlisinde bir can idin ki
kan değil sevdamız akardı geceye,
sıktıkça cellad,
kemendi...

duymak,
gözlerinde duymak üç - ağaçları
susmak,
gözlerinde susmak,
ustura gibi...
gözlerin hani?
devamını gör...
874.

resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim,
resulullah yolda ebu bekir’i görse ‘es selamu aleyküm ya sıddık’ derdi,
ben yolda ebu bekir’i görsem tanımam.
resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım.
ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem
gırtlağından hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz.
resulullah azrail’i yolda görse tanırdı;
ben azrail’i annemin yanında görseydim ona bir çift lafım olurdu,
derdim ki şimdi yani af edersin ama o sıktığın annemin gırtlağı.
resulullah olsa ona bunları söylesem o bana gülümserdi;
o bana gülümserdi ben ona derdim ki, anam babam yoluna feda olsun ey allah’ın resulü; fakat şu koca melek, annemin gırtlağını sıkıyor, bir şeyler yapamaz mıyız?
resulullah orada olsaydı annemin elini tutardı derdi ki ‘kızım ha gayret! ’;
ben orada olsaydım annemin elini tutardım ve derdim ki ‘anneciğim ölmesen…’
ben oradaydım annemin elini tuttum ve dedim ki ‘anneciğim seni ben…’;
annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydiniz
resulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı;
ben o bakışı gördüm haşyetten bayılacaktım ama annem elimden tuttu.
ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının
anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf…
resulullah çok şanslı bir insan
annesi öldüğünde o küçücüktü;
benim annem öldüğünde ben küçücük değildim,
zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz.
annem daha yeni öldü fazla uzaklaşmış olamaz!
olamaz dedim annem son nefesini alıp da vermeyince
verse de ben alsam onu, içim ferahlasa, siz de görseniz
resulullah tutsa annemin elinden birlikte geçseler çölü
nasıl olsa resulullah da ölü annem de ölü.
-ah muhsin ünlü
devamını gör...
875.
dünyada ne kadar kuş varsa
bir fazlası senin soluğunda

bana bir ninni söyle
savurup atsın yorgunlukları

ormanın savaşını bağışla
bağışla kuytunun sessizliğini

gözlerimin arkasında çatlayan
tohumun coşkusunu anla

uçurumlardan örülmüştür çünkü
sıradağları yaratan sevda.

(bkz: ülkü tamer)
devamını gör...
876.
suikast listemdeki ben'lerin en son ben'i.
intihar etmeden önce
son kez öldürüşüm bu kendimi.
ifşaya son kez soyunuşum,
son kez tasfiye edişim bu
kendimden kendimi... .
her zan -an ve mekandan
münezzeh biricikliğim
her zannın
kesinlik kazandığı an..şu an..ölüm ânı..
ölüm ânî...
devamını gör...
877.
tanrı'nın beşiği
serçelerin sulardan önce aktığı bir şadırvanda
ölümden, tanrıdan, zamandan özgür dedem
yüzünde beni severkenki sabahların buğusu
sonsuz bir günbatımını gülümseyip duruyor.
ey ıhlamurların çınarlarla söyleştiği bahçe
geç okudum yapraklarının açık defterini
senin bağışınmış gövdemde çiçeklenen hayat
senmişsin sonsuzluğu canımdan taşıran aşk.
sevgilim...
tanrı'nın beşiğiymiş koynun diye uyuduğum rüya.
(bkz: şükrü erbaş)
devamını gör...
878.
aşkım da değişebilir gerçeklerim de
pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
yangelmişim diz boyu sulara
hepinize iyiniyetle gülümsüyorum
hiçbirinizle dövüşemem
benim bir gizli bildiğim var
sizin alınız al inandım
morunuz mor inandım
ben tam kendime göre
ben tam dünyaya göre
ama sizin adınız ne
benim dengemi bozmayınız
(bkz: turgut uyar)
devamını gör...
879.

usandım,
yeşermesi umutsuz bahçeyi beklemekten...
usandım,
tarla kuşunun sesinden...
usandım,
bu yürekten, kendimden...
usandım,
durup durup seni özlemekten!..

bir fethi giray şiiri.
devamını gör...
880.
aşkın beni etti kül.
arada dinlerim yılmaz morgül.
ulan zalimin kızı,
sana robot süpürge aldım, azıcık gül.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geceye bir şiir bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim