861.
yahya kemal'den bir şiir paylaşmak isterim:
sessiz gemi
artık demir almak günü gelmişse zamandan
meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
biçare gönüller! ne giden son gemidir bu!
hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.
devamını gör...
862.
"açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın
en görkemli saatinde yıldız alacasının
gizli bir yılan gibi yuvarlanmış içimde kader
uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın
rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan
onu çok arıyorum onu çok arıyorum
heryerimde vücudumun ağır yanık sızıları
bir yerlere yıldırım düşüyorum
ayrılığımızı hisettiğim an demirler eriyor hırsımdan
ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu
gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş
tedirgin gülümser
çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili"

attilâ ilhan
devamını gör...
863.
esirgemen sözümü ben
çıkıp gelse de ölüm
geri götüremez adımlarımı
be yıldıramaz beni hiçbir şey, gülüm
ne dikenler bıraktım ardımdan, ne dikenler,
ki uçları hala kanıyor ayaklarımda
oysa karanfiller ekmiştim yollara
aş ile mızrap vurup sevdalı sazıma
kavgamı türkülemiştim
yarın bakışlı çocuklara
ve semahlar dönmüştüm turnalar gibi
pir aşkına, hak aşkına, halk aşkına
kim söyleye bilir öldüğümü, kim
siz türkü gibi dağılırken dağ yollarına
ve toprak gibi yeşilirken memleketim
kim söyleye bilir solduğumu, kim
ben ölmedim ki , ben ölmedim ki, ben ölmedim ki
#6mayıs1972
devamını gör...
864.
gözlerim gözünde aşkı seçemiyor
onlardan kalbime sevda geçmiyor
ben yordum ruhumu biraz da sen yor
çünkü bence artık herkes gibisin
devamını gör...
865.
ne çok martı uçuyor avuçlarında/ve gözlerin kuytu koylarda kayıp birşeyleri arıyor/....
devamını gör...
866.

açardın,
yalnızlığımda
mavi ve yeşil,
açardın.
tavşan kanı, kınalı - berrak.
yenerdim acıları, kahpelikleri...

gitmek,
gözlerinde gitmek sürgüne.
yatmak,
gözlerinde yatmak zindanı
gözlerin hani?

"to be or not to be" değil.
"cogito ergo sum" hiç değil...
asıl iş, anlamak kaçınılmaz'ı,
durdurulmaz çığı
sonsuz akımı.

içmek,
gözlerinde içmek ayışığını.
varmak,
gözlerinde varmak can tılsımına.
gözlerin hani?

canımın gizlisinde bir can idin ki
kan değil sevdamız akardı geceye,
sıktıkça cellad,
kemendi...

duymak,
gözlerinde duymak üç - ağaçları
susmak,
gözlerinde susmak,
ustura gibi...
gözlerin hani?
devamını gör...
867.

resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim,
resulullah yolda ebu bekir’i görse ‘es selamu aleyküm ya sıddık’ derdi,
ben yolda ebu bekir’i görsem tanımam.
resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım.
ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem
gırtlağından hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz.
resulullah azrail’i yolda görse tanırdı;
ben azrail’i annemin yanında görseydim ona bir çift lafım olurdu,
derdim ki şimdi yani af edersin ama o sıktığın annemin gırtlağı.
resulullah olsa ona bunları söylesem o bana gülümserdi;
o bana gülümserdi ben ona derdim ki, anam babam yoluna feda olsun ey allah’ın resulü; fakat şu koca melek, annemin gırtlağını sıkıyor, bir şeyler yapamaz mıyız?
resulullah orada olsaydı annemin elini tutardı derdi ki ‘kızım ha gayret! ’;
ben orada olsaydım annemin elini tutardım ve derdim ki ‘anneciğim ölmesen…’
ben oradaydım annemin elini tuttum ve dedim ki ‘anneciğim seni ben…’;
annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydiniz
resulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı;
ben o bakışı gördüm haşyetten bayılacaktım ama annem elimden tuttu.
ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının
anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf…
resulullah çok şanslı bir insan
annesi öldüğünde o küçücüktü;
benim annem öldüğünde ben küçücük değildim,
zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz.
annem daha yeni öldü fazla uzaklaşmış olamaz!
olamaz dedim annem son nefesini alıp da vermeyince
verse de ben alsam onu, içim ferahlasa, siz de görseniz
resulullah tutsa annemin elinden birlikte geçseler çölü
nasıl olsa resulullah da ölü annem de ölü.
-ah muhsin ünlü
devamını gör...
868.
dünyada ne kadar kuş varsa
bir fazlası senin soluğunda

bana bir ninni söyle
savurup atsın yorgunlukları

ormanın savaşını bağışla
bağışla kuytunun sessizliğini

gözlerimin arkasında çatlayan
tohumun coşkusunu anla

uçurumlardan örülmüştür çünkü
sıradağları yaratan sevda.

(bkz: ülkü tamer)
devamını gör...
869.
suikast listemdeki ben'lerin en son ben'i.
intihar etmeden önce
son kez öldürüşüm bu kendimi.
ifşaya son kez soyunuşum,
son kez tasfiye edişim bu
kendimden kendimi... .
her zan -an ve mekandan
münezzeh biricikliğim
her zannın
kesinlik kazandığı an..şu an..ölüm ânı..
ölüm ânî...
devamını gör...
870.
tanrı'nın beşiği
serçelerin sulardan önce aktığı bir şadırvanda
ölümden, tanrıdan, zamandan özgür dedem
yüzünde beni severkenki sabahların buğusu
sonsuz bir günbatımını gülümseyip duruyor.
ey ıhlamurların çınarlarla söyleştiği bahçe
geç okudum yapraklarının açık defterini
senin bağışınmış gövdemde çiçeklenen hayat
senmişsin sonsuzluğu canımdan taşıran aşk.
sevgilim...
tanrı'nın beşiğiymiş koynun diye uyuduğum rüya.
(bkz: şükrü erbaş)
devamını gör...
871.
aşkım da değişebilir gerçeklerim de
pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
yangelmişim diz boyu sulara
hepinize iyiniyetle gülümsüyorum
hiçbirinizle dövüşemem
benim bir gizli bildiğim var
sizin alınız al inandım
morunuz mor inandım
ben tam kendime göre
ben tam dünyaya göre
ama sizin adınız ne
benim dengemi bozmayınız
(bkz: turgut uyar)
devamını gör...
872.

usandım,
yeşermesi umutsuz bahçeyi beklemekten...
usandım,
tarla kuşunun sesinden...
usandım,
bu yürekten, kendimden...
usandım,
durup durup seni özlemekten!..

bir fethi giray şiiri.
devamını gör...
873.
aşkın beni etti kül.
arada dinlerim yılmaz morgül.
ulan zalimin kızı,
sana robot süpürge aldım, azıcık gül.
devamını gör...
874.
yavaş yavaş ölürler
seyahat etmeyenler,
yavaş yavaş ölürler okumayanlar,
müzik dinlemeyenler,
vicdanlarında hoş görmeyi barındırmayanlar.
yavaş yavaş ölürler,
izzeti nefislerini yıkanlar
hiçbir zaman yardım
istemeyenler.
yavaş yavaş ölürler
alışkanlıklara esir olanlar,
her gün aynı yolları yürüyenler,
ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyen,
veya bir yabancı ile konuşmayanlar.
yavaş yavaş ölürler
ihtiraslardan ve verdikleri heyecanlardan kaçınanlar,
tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
görmek istemekten kaçınanlar
yavaş yavaş ölürler.
yavaş yavaş ölürler
aşkta veya işte bedbaht olup istikamet değiştirmeyenler,
rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin
dışına çıkmamış olanlar.
yavaş yavaş ölürler…
pablo neruda
devamını gör...
875.
ne içindeyim zamanın

ne içindeyim zamanın,
ne de büsbütün dışında;
yekpare, geniş bir ânın
parçalanmaz akışında.

bir garip rüya rengiyle
uyuşmuş gibi her şekil
rüzgârda uçan tüy bile
benim gibi hafif değil.

başım sükûtu öğüten
uçsuz, bucaksız değirmen;
içim muradına ermiş
abasız, postsuz bir derviş;

kökü bende bir sarmaşık
olmuş dünya sezmekteyim.
mavi, masmavi bir ışık
ortasında yüzmekteyim.
(ahmet hamdi tanpınar)
devamını gör...
876.
...
bir adam... tutmuş yüzünü uzun yağmurlara
bir kadın... kendi kuyularında ıslak ve hüzünlü
söylüyorsa hala bir incelik türküsünü
sevgiye inandığından, sevgisiz olduğundandır...

(bkz: şükrü erbaş)
devamını gör...
877.
o’nun resmini bırakmak isterdim buraya
zira kendisi nefes alan bir şiir ❤️
devamını gör...
878.
sen yoksun

sen yoksun
deniz yok
yıldızlar arkadaşım
ya bu gece harikalı bir şeyler olsun
yahut bir bomba gibi
infilak edecek başım

ağzımda eski mısralar uzanıp kalmışım
istanbul minareler odamda gibi
gökyüzü temiz ve parlak
işte kol kola girmiş en mesut günlerimiz
muhalif bir rüzgar karşı sahilden

fosforlu ışıklarıyla gökyüzü bir deniz
havada kanat sesleri
ve çılgın kokular

deniz yok
yıldızlar uzaklaşıyor
ben yine yalnız kalıyorum
istanbul minareler kaybolmuş
sen yoksun

| attila ilhan
devamını gör...
879.
de gülüm! de ki: ela bir günde geleceğim
istanbul darmadağın olacak saçlarım darmadağın. hepsi darmadağın!
üzülme gülüm! toparlanacağız, birlikte, ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm
hem de çelikten toprağını dele dele hayatın!

de gülüm! de ki: bitmiştir umut, bitmiştir sevgi, bitmiştir güven!
güven bana gülüm!
sana bitmemişliği öğretecek, tatıracaktır, hasretten -hakikaten- ten değiştiren yüzüm!

göreceksin gülüm! bekle!
hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere, hainlere, ezilmelere alışacak.
göreceksin - sevinçten ağlayacaksın gülüm- ki işte o vakit bana - doğrudur!-
şair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak!

bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var, sokaklar var, kediler!
inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize!
ölüm inananlar için sessizce
kara kaplı kitaplardan çıkartılacak..
göreceksin gülüm! bekle! göreceksin!
artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz
bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak!
küçük iskender
devamını gör...
880.
(bkz: lavinia)

sana gitme demeyeceğim.
üşüyorsun ceketimi al.
günün en güzel saatleri bunlar.
yanımda kal.

sana gitme demeyeceğim.
gene de sen bilirsin.
yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
incinirsin.

sana gitme demeyeceğim,
ama gitme, lavinia.
adını gizleyeceğim
sen de bilme, lavinia
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geceye bir şiir bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim