geceye bir şiir bırak
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
başlık "delirmiş_psikolog" tarafından 07.11.2020 20:02 tarihinde açılmıştır.
881.
bir gün çekip gideceğim ben bu şehirden
geride hiçbir anı bile bırakmadan
bindiğim trenler belki hiç bilmeyecek
bir küçük istasyonda nasıl indiğimi
yağmurlu bir gece hangi istasyonda
yitik yıldızlara bakacaksın ardımdan.
ne kadar acı varsa bırakacağım
söylenmemiş sözlerle yalan aşkları
paslı zincirleri, mahpus türkülerini
kara bir sis gibi çöken umutsuzluğa
bir gün çekip gideceğim ben bu şehirden.
kitaplarım, şiirlerim bekleyecekler
yürüdüğüm sokaklar bekleyecekler
her sabah selam verdiğim akasya
her sabah selam verdiğim taş duvar
ve uçsuz bucaksız bu keder denizi
bir gün elbet dönüşümü bekleyecekler.
(bkz: behçet aysan)
geride hiçbir anı bile bırakmadan
bindiğim trenler belki hiç bilmeyecek
bir küçük istasyonda nasıl indiğimi
yağmurlu bir gece hangi istasyonda
yitik yıldızlara bakacaksın ardımdan.
ne kadar acı varsa bırakacağım
söylenmemiş sözlerle yalan aşkları
paslı zincirleri, mahpus türkülerini
kara bir sis gibi çöken umutsuzluğa
bir gün çekip gideceğim ben bu şehirden.
kitaplarım, şiirlerim bekleyecekler
yürüdüğüm sokaklar bekleyecekler
her sabah selam verdiğim akasya
her sabah selam verdiğim taş duvar
ve uçsuz bucaksız bu keder denizi
bir gün elbet dönüşümü bekleyecekler.
(bkz: behçet aysan)
devamını gör...
882.
sevip sevip yari ele kaptırmak
kara bahtın bana eski işidir.
kara bahtın bana eski işidir.
devamını gör...
883.
''benim küçük gecemde
rüzgar ağaçların yaprağına son kez süre tanıyor
benim küçük gecemde viran olmanın korkusu var
kulak ver
karanlığın esintisini duyuyor musun?
ben garipçe şu talihime bakıyorum, ümitsizliğe alıştım
kulak ver
karanlığın esintisini duyuyor musun?
gecede, şu an bir şey geçiyor
ay kızıl ve karmaşık
ve her an düşme korkusu yaşanan bu damda
bulutlar yaslı kalabalıklar gibi
sanki yağmurun yağacağı anı bekliyor
bir tek an
ondan sonra hiç
bu pencerenin arkasında gece titriyor
ve yeryüzü
geri kalıyor dönüşünden
bu pencerenin arkasında bir bilinmeyen
beni ve seni bekliyor
ey baştan ayağa yeşil olan sen
ellerini, yakıcı hatıralar gibi benim aşık ellerime bırak
ve dudaklarını, sıcak bir his gibi senden benim aşık
dudaklarımın okşayışlarına teslim et
rüzgar bizi götürecek
rüzgar bizi götürecek.''
-füruğ ferruhzad-(bkz: rüzgar bizi sürükleyecek)
rüzgar ağaçların yaprağına son kez süre tanıyor
benim küçük gecemde viran olmanın korkusu var
kulak ver
karanlığın esintisini duyuyor musun?
ben garipçe şu talihime bakıyorum, ümitsizliğe alıştım
kulak ver
karanlığın esintisini duyuyor musun?
gecede, şu an bir şey geçiyor
ay kızıl ve karmaşık
ve her an düşme korkusu yaşanan bu damda
bulutlar yaslı kalabalıklar gibi
sanki yağmurun yağacağı anı bekliyor
bir tek an
ondan sonra hiç
bu pencerenin arkasında gece titriyor
ve yeryüzü
geri kalıyor dönüşünden
bu pencerenin arkasında bir bilinmeyen
beni ve seni bekliyor
ey baştan ayağa yeşil olan sen
ellerini, yakıcı hatıralar gibi benim aşık ellerime bırak
ve dudaklarını, sıcak bir his gibi senden benim aşık
dudaklarımın okşayışlarına teslim et
rüzgar bizi götürecek
rüzgar bizi götürecek.''
-füruğ ferruhzad-(bkz: rüzgar bizi sürükleyecek)
devamını gör...
884.
ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.
inanırdım saadetli yolculuklara.
adalar var zannederdim güneşli, mavi, dertsiz.
bütün hızımla koşardım dalgalara.
o zaman beni görseydiniz.
ben pırıl bir gemiydim eskiden.
beni o zaman görseydiniz
siz de gelirdiniz peşimden
inanırdım saadetli yolculuklara.
adalar var zannederdim güneşli, mavi, dertsiz.
bütün hızımla koşardım dalgalara.
o zaman beni görseydiniz.
ben pırıl bir gemiydim eskiden.
beni o zaman görseydiniz
siz de gelirdiniz peşimden
devamını gör...
885.
şiir vardı
ötesi bir salıncakta
saklambaç oynamaktı
rabbim şu kalbimi biraz genişlet...
devamını gör...
886.
sensiz de denizi seyredebiliyorum.
hem dalgaların dili seninkinden açık.
ne kadar hatırlatsan kendini boş.
sensiz de sevebiliyorum.
hep boş konuşurduk hatırlar mısın, bula bula,
karşılaştığımız zamanlarda. sen sevgiden şımaran çocuk,
ben şaşıran budala.
-sen hayatıma gelmeden de yaşıyordum ben kardeş kimsin ki sen arkandan ağlayıp götünü kaldırcam.
hem dalgaların dili seninkinden açık.
ne kadar hatırlatsan kendini boş.
sensiz de sevebiliyorum.
hep boş konuşurduk hatırlar mısın, bula bula,
karşılaştığımız zamanlarda. sen sevgiden şımaran çocuk,
ben şaşıran budala.
-sen hayatıma gelmeden de yaşıyordum ben kardeş kimsin ki sen arkandan ağlayıp götünü kaldırcam.
devamını gör...
887.
"...
seni kötü bir cümlede kullanırsam
adını söylerken takılırsam, yalnış telaffuz edersem
böyle bir günah işlersem
tanrı affeder diye korktum
..."
küçük iskender - bir daha bana benzeme angel
seni kötü bir cümlede kullanırsam
adını söylerken takılırsam, yalnış telaffuz edersem
böyle bir günah işlersem
tanrı affeder diye korktum
..."
küçük iskender - bir daha bana benzeme angel
devamını gör...
888.
tanıdım seni
seni yalnızlığından tanıdım
kirpikleri kırık çocuk
çiğneyip durduğun dudaklarından.
gözlerin küllenmiş yangın yeriydi
bir eylül göğünün bulut kümeleri
donuk bakışlarında;
hüznün nasıl da benziyordu
benim ilk gençliğime
ellerinden tanıdım seni
yüreğinin yansısı tedirgin ellerinden.
bir uzak boşluğa yağmur yağıyordu
-anılardan anılara ince çizikler…-
yüzün bir türkü sonrasının
kederli dalgınlığında;
güldün mü, ben mi yanıldım, bilemiyorum
ağıt gibi bir alay dudak uçlarında
gücenik duruşundan tanıdım seni.
seni kendimden tanıdım çocuk;
yüreği sürekli çiğnenen bir yol
gövdesi acılardan acılara köprü…
biraz öfke, biraz umut, çokça onur
olan kendimden.
eğildim öptüm yıkık alnından
uzaktın, kıyamadım sessizliğine
biraz daha dedim içimden, biraz daha;
gün olur, onuru güzel çocuk
acı da yakışır insanın yüreğine.
şükrü erbaş
seni yalnızlığından tanıdım
kirpikleri kırık çocuk
çiğneyip durduğun dudaklarından.
gözlerin küllenmiş yangın yeriydi
bir eylül göğünün bulut kümeleri
donuk bakışlarında;
hüznün nasıl da benziyordu
benim ilk gençliğime
ellerinden tanıdım seni
yüreğinin yansısı tedirgin ellerinden.
bir uzak boşluğa yağmur yağıyordu
-anılardan anılara ince çizikler…-
yüzün bir türkü sonrasının
kederli dalgınlığında;
güldün mü, ben mi yanıldım, bilemiyorum
ağıt gibi bir alay dudak uçlarında
gücenik duruşundan tanıdım seni.
seni kendimden tanıdım çocuk;
yüreği sürekli çiğnenen bir yol
gövdesi acılardan acılara köprü…
biraz öfke, biraz umut, çokça onur
olan kendimden.
eğildim öptüm yıkık alnından
uzaktın, kıyamadım sessizliğine
biraz daha dedim içimden, biraz daha;
gün olur, onuru güzel çocuk
acı da yakışır insanın yüreğine.
şükrü erbaş
devamını gör...
889.
“git” diyorsun da,
olmuyor işte git demekle…
her şeye rağmen
gidemiyor insan.
ben de sana “sev” diyorum mesela,
sevebiliyor musun?
olmuyor işte git demekle…
her şeye rağmen
gidemiyor insan.
ben de sana “sev” diyorum mesela,
sevebiliyor musun?
devamını gör...
890.
kalbi, karanlığın koynunda korkuyla kaplı
nasıl? ne zaman? nerede? neden?
bilmiyor. baştan beri böyle miydi bu?
adını aklından alan acaba
sanki sonsuz sessizliğin soğuk soluğu
yoksa yanlış yaşamanın yorgunluğu mu?
düştükçe düşlerinin derin dibine
kendi kuytusunda kendine kuyu
nasıl? ne zaman? nerede? neden?
bilmiyor. baştan beri böyle miydi bu?
adını aklından alan acaba
sanki sonsuz sessizliğin soğuk soluğu
yoksa yanlış yaşamanın yorgunluğu mu?
düştükçe düşlerinin derin dibine
kendi kuytusunda kendine kuyu
devamını gör...
891.
sevgini kullan ve gör içindeki seni
gör aurandaki enerjinin mukemmelliğini
sen teksin unutma bedenindeki inciyi
ruhun ile bedenini ayrı tutma
yaşasın ikisi güzel günleri...
gör aurandaki enerjinin mukemmelliğini
sen teksin unutma bedenindeki inciyi
ruhun ile bedenini ayrı tutma
yaşasın ikisi güzel günleri...
devamını gör...
892.
şemsiyeleri kapatmalı.
yağmur altında yürümeli.
düşünceleri, hatıraları yağmur altına getirmeli.
şehir bütün halkıyla yağmur altına gitmeli.
dostu yağmur altında görmeli.
aşkı yağmur altında aramalı.
yağmur altında bir kadınla sevişmeli.
yağmur altında oyun oynamalı.
yağmur altında yazmalı, konuşmalı, nilüfer dikmeli.
yaşam sürekli ıslanmaktır.
yaşam “şimdi” havuzunda suya girmektir.
sohrab sepehri - suyun ayak sesleri
yağmur altında yürümeli.
düşünceleri, hatıraları yağmur altına getirmeli.
şehir bütün halkıyla yağmur altına gitmeli.
dostu yağmur altında görmeli.
aşkı yağmur altında aramalı.
yağmur altında bir kadınla sevişmeli.
yağmur altında oyun oynamalı.
yağmur altında yazmalı, konuşmalı, nilüfer dikmeli.
yaşam sürekli ıslanmaktır.
yaşam “şimdi” havuzunda suya girmektir.
sohrab sepehri - suyun ayak sesleri
devamını gör...
893.
şu an yanımda olmanı çok isterdim.
ama değilsin.
sen oradasın; ve orası ne
kadar şanslı olduğunu bilmiyor.
nazım hikmet
ama değilsin.
sen oradasın; ve orası ne
kadar şanslı olduğunu bilmiyor.
nazım hikmet
devamını gör...
894.
ayrı bakma her yüze , deme münkîr şu kâfîr
kalbe iman gelince ne münkîr kalır ne kâfîr.......
kalbe iman gelince ne münkîr kalır ne kâfîr.......
devamını gör...
895.
her şey çürüyor canım kardeşim bu dünyada
hatıralar bile
o hatıralar ki kafatasından muhkem bir yerde saklıdırlar
o hatıralar ki tüyden hafif
gök mavisinden duru
etten kemikten uzaktırlar
o hatıralar ki
bambaşka bir zaman içre yaşar dururlar
gel demeden gelir
git demeden giderler
nur topu gibi açıldıkları olur bazan
sonra sızım sızım sızlarlar
her şey çözülüp gidiyor bu dünyada
bir biri içinde
bir biri peşi sıra
bir tad dudakta
bir ses kulakta
sen toprakta çürürsün canım kardeşim
ben ayakta
devamını gör...
896.
bir kıvılcım çiceklenir dilimde
beni söylerim...
gözyaşlarım bir belik sırma saçtır elimde
ıslak, duru, simsiyah...
bin düğümden çözülür de bir sabah,
bin mızrap kırılır gönül telimde.
eyvah!..
şu gecikmiş zamanın akşamına kaldık,
can eser şafağa seher yelimde...
n'eylerim ben, n'eylerim?
sözümü dilimde süzdüm;
dağlar oturdu sesime...
ben gecesi ağartılmış gündüzdüm,
karayı kara bilmezdim.
düğümlemiştim ölümü mendilimin ucuna;
en ölümcül yaraları yara bilmezdim...
devamını gör...
897.
iskemle
yaktim gecen gece kendimi
görmeyeyim diye töre cinayeti
hayvana şiddet kadina tecavüz
benzine zam kitaba vergi
konusana mapus
diyanete ödenek
halka 3ün 1i
asacakaklardi bulamadik ayağıma iskemle
koltuk koyalim dediler ama kalkmadi kimse
yaktim gecen gece kendimi
görmeyeyim diye töre cinayeti
hayvana şiddet kadina tecavüz
benzine zam kitaba vergi
konusana mapus
diyanete ödenek
halka 3ün 1i
asacakaklardi bulamadik ayağıma iskemle
koltuk koyalim dediler ama kalkmadi kimse
devamını gör...
898.
seviyorsanız eğer;
geç kalmayın sakın aşkınızı
söylemeye
telgraf çekin, telefon edin,
mektup yazın...
uçaklara, trenlere
tüm taşıtlara binin...
koşun, arayın, bulun,
haber gönderin, birine anlatın...
duvarlara yazın, ağaçlara kazıyın...
yani deneyin bütün olanakları,
hiç olmazsa; iki yaprak
samanlı kağıda yazın...
ama sakın geç kalmayın
aşkınızı söylemeye!
(bkz: özdemir ince)
geç kalmayın sakın aşkınızı
söylemeye
telgraf çekin, telefon edin,
mektup yazın...
uçaklara, trenlere
tüm taşıtlara binin...
koşun, arayın, bulun,
haber gönderin, birine anlatın...
duvarlara yazın, ağaçlara kazıyın...
yani deneyin bütün olanakları,
hiç olmazsa; iki yaprak
samanlı kağıda yazın...
ama sakın geç kalmayın
aşkınızı söylemeye!
(bkz: özdemir ince)
devamını gör...
899.
çok yazarım da artık emin değilim kaç cümleye aynı ruhla yanaşırım..
devamını gör...
900.
arkadaş zekai özger'e selam olsun.
aşkla sana
alnını
dağ ateşiyle ısıtan
yüzünü
kanla yıkayan dostum
senin
uyurken dudağında gülümseyen bordo gül
benim kalbimi harmanlayan isyan olsun
şimdi dingin gövdende
uğultuyla büyüyen sessizlik
birgün benim elimde
patlamaya sabırsız mavzer olsun
başını omzuma yasla
göğsümde taşıyayım seni
gövdem gövdene can olsun
söyle bana ey
ölümün açıklayıcı pervanesi
hangi yavru tek başına yiğittir
hangi yangın bir başına söndürülür
ah herkes susuyor
hiçkimse bilmiyor içimin yangınını
ah herkes mi susuyor
kalbimi kalbine bağladım dostum
ah herkes mi susuyor
kalbi kalbimize benzeyen dostlar
bir çarmıh gibi bırakıyorken kendini dünyaya
hayatın ateş renkli kelebekleri
bir bir tutuluyorken korkunç koleksiyonlar için
ah herkes mi susuyor
bağırsam içimdeki dehşeti
hırsım deler mi toprağı
beni
acısıyla onduran
dostumu
aşkla vurduran hayat
sana
yaşananla harlanan bağrımın sevdasını akıttım
dünyanın yeni baharına
çatlarken kadim güneş
bağrım delinirken fidanların kanıyla
anamın doğurgan karnıdır diye
sevgilimin sütlenecek göğsüdür
diye
dostumun üretken gülüdür diye
sana bağlandım
sana sarıldım
beni umutsuz koma
tarihle avutma beni
çünki aşkla sınanmışım sana
sana yangınla, suyla, ateşle
ölümle, yaprakla, şiirle sınanmışım
ey yaşarken kanayan acı
şimşekli gök, tufan, kan fırtınası
uçurum kıyısında hızla büyüyen ot
yapraksız bir ölümün anısı için
körpecik kuzuların derisi için
beni tarihle avutma
umutsuz koma beni
akıtsam deliren sevdamı
köpürür mü hayatı besleyen su
ey benim
yedi başlı kartalım
her başını
bir dağ başlangıcında koyanım
senin
böyle diri bir akarsu gibi kıvrılan gövdendir
bizim aşkımızı solduranların korkusu
çünki elbette bir su
kendi akacağı toprağın sertliğini bilir
ve suyun gövdesiyle yırtılınca toprak
artık ırmak mı ne denir
işte devrim
ona benzer bir akışın hızına denir
yarın ne olur bilirim ben
bahar gelir, otlar büyür
ölüm de yapraklanır
bir dağ bulur uzun uzun bakarım
bir çam ağacı gölgesi
güzel kokular veren
bir damla güneş görünce
sana da gülümseyeceğim yarın
şimdi senin uzanıp yattığın otlarda
yarın yeni bir yeşillik büyüyecek
aşkla sana
alnını
dağ ateşiyle ısıtan
yüzünü
kanla yıkayan dostum
senin
uyurken dudağında gülümseyen bordo gül
benim kalbimi harmanlayan isyan olsun
şimdi dingin gövdende
uğultuyla büyüyen sessizlik
birgün benim elimde
patlamaya sabırsız mavzer olsun
başını omzuma yasla
göğsümde taşıyayım seni
gövdem gövdene can olsun
söyle bana ey
ölümün açıklayıcı pervanesi
hangi yavru tek başına yiğittir
hangi yangın bir başına söndürülür
ah herkes susuyor
hiçkimse bilmiyor içimin yangınını
ah herkes mi susuyor
kalbimi kalbine bağladım dostum
ah herkes mi susuyor
kalbi kalbimize benzeyen dostlar
bir çarmıh gibi bırakıyorken kendini dünyaya
hayatın ateş renkli kelebekleri
bir bir tutuluyorken korkunç koleksiyonlar için
ah herkes mi susuyor
bağırsam içimdeki dehşeti
hırsım deler mi toprağı
beni
acısıyla onduran
dostumu
aşkla vurduran hayat
sana
yaşananla harlanan bağrımın sevdasını akıttım
dünyanın yeni baharına
çatlarken kadim güneş
bağrım delinirken fidanların kanıyla
anamın doğurgan karnıdır diye
sevgilimin sütlenecek göğsüdür
diye
dostumun üretken gülüdür diye
sana bağlandım
sana sarıldım
beni umutsuz koma
tarihle avutma beni
çünki aşkla sınanmışım sana
sana yangınla, suyla, ateşle
ölümle, yaprakla, şiirle sınanmışım
ey yaşarken kanayan acı
şimşekli gök, tufan, kan fırtınası
uçurum kıyısında hızla büyüyen ot
yapraksız bir ölümün anısı için
körpecik kuzuların derisi için
beni tarihle avutma
umutsuz koma beni
akıtsam deliren sevdamı
köpürür mü hayatı besleyen su
ey benim
yedi başlı kartalım
her başını
bir dağ başlangıcında koyanım
senin
böyle diri bir akarsu gibi kıvrılan gövdendir
bizim aşkımızı solduranların korkusu
çünki elbette bir su
kendi akacağı toprağın sertliğini bilir
ve suyun gövdesiyle yırtılınca toprak
artık ırmak mı ne denir
işte devrim
ona benzer bir akışın hızına denir
yarın ne olur bilirim ben
bahar gelir, otlar büyür
ölüm de yapraklanır
bir dağ bulur uzun uzun bakarım
bir çam ağacı gölgesi
güzel kokular veren
bir damla güneş görünce
sana da gülümseyeceğim yarın
şimdi senin uzanıp yattığın otlarda
yarın yeni bir yeşillik büyüyecek
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162