3021.

ve boğuk bir sesimiz var
alçak ve yabanıl bir alnımız
ve özdeş bir gökyüzümüz.
bunun için yaratılmışız.

sen ya da ben
darbeyle karşılaşırsak
uzun bir gece izler bunu
barış ya da ateşkes olmayan
ve gerçek ölüm olmayan

sen artık yoksun.
kollar boşuna çırpınıyor.
yüreğimiz sarsılana dek.
senin bir adını söylediler.
ölüm yeniden başlıyor.
bilinmez ve yabanıl şey yeniden doğdun denizden.


cesare pavese/ bütün şiirleri/ 19 kasım 1945
devamını gör...
3022.
roses are red, violets are blue
ı don't sleep at night cause ı'm thinking of you..
devamını gör...
3023.
bilakis onca sınırın, onca yalçın duvarın
oldukça itici kapısı aniden açılır,
ancak sabık kayanın muradıdır yarın!
her nefer kolay ve densiz alınır:
buluttan, sisten, sağanaktan yalın
alır bizi, kendisiyle, zan onunla aşılır,
hoş tanırsınız, alçak uçar tüm kuşaklarda-
bir kanatlanma- ve çağlar arkamızda!
devamını gör...
3024.
seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi

geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi

ağır posta paketini neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi

seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi

istanbul’da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan bir şeyler gibi

seviyorum seni
yaşıyoruz çok şükür der gibi.

nazım hikmet
devamını gör...
3025.

arada böyle şiirler lazım.
devamını gör...
3026.
(link: open.spotify.com/track/50RK...)

"hiçbir şehir karlı sokaklarıyla bana
pazen gecelik giymiş bir anne gibi sarılmadı.
istanbul’u evlat edinsem
benimsemezdi nasıl olsa otuz yaşında bir anneyi
yüzyıllarca yaşamış bir çocuk olarak."
devamını gör...
3027.
ağlamak için gözden yaş mı akmalı?

ağlamak için gözden yaş mı akmalı? dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? sevmek için güzele mi bakmalı? çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? hırsızlık; para, malmı çalmaktır? saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? solması için gülü dalından mı koparmalı?
pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
victor hugo
devamını gör...
3028.
su değil, mevsimin havası akan duyduğun yaprağın, dalın sesidir
suda yıldızların parıltısıdır
bu karanlıkta bazı bazı çakan

orman/ahmet haşim
devamını gör...
3029.

yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin
yarı geceden sonra telefon ettin mi hiç
karanlık adamlar hüviyetini sordu mu
ben senin olmadığını arıyorum
belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
bana ait ne varsa hepsi seni korkutuyor sana ait ne varsa
hiçbiri benim değil
belki ölmek hakkımı kullanıyorum
belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git
belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git


atilla ilhan

devamını gör...
3030.
elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni

geceleri bir çarpıntı duyarsan
telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa eylül'se ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
devamını gör...
3031.
ben senin en çok sesini sevdim
buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
önce aşka çağıran,sonra dinlendiren
bana her zaman dost, her zaman sevgili

ben senin en çok ellerini sevdim
bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
nice güzellikler gördüm yeryüzünde
en güzeli bir sabah ellerinle uyanmak

ben senin en çok gözlerini sevdim
kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil

ben senin en çok gülüşünü sevdim
sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
unutturur bana birden acıları, güçlükleri
dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

ben senin en çok davranışlarını sevdim
güçsüze merhametini, zalime direnişini
haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini

ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
tüm çocuklara kanat geren anneliğini
nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini

ben senin en çok bana yansımanı sevdim
bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...
devamını gör...
3032.
çalmasın kapımı kimseciklerim
boş bulut yıldız yalnızlığında
çok uzun gözlerinin içindeyim
çalmasın kapımı kimseciklerim

çok uzun gözlerinin içindeyim
sonsuzluğumu içiyorum bebeklerinden
körkütük zehir zıkkım
çalmayın kapalı kapım

küflü bir akşamüstü terli
uludum arınmamış camlarda
ne telefon ne kapı zili
çalmasın ben evde yokum

çok uzun gözlerinin içindeyim
çalmasın kapımı kimseciklerim
devamını gör...
3033.
“yolun düşerse kıyıya bir gün
ve maviliklerini enginin
seyre dalarsan,
dalgalara göğüs germiş olanları hatırla,
selamla, yüreğin sevgi dolu
çünkü onlar fırtınayla çarpıştılar eşit olmayan savaşta
ve dipsizliğinde enginin yitip gitmeden
sana liman gösterdiler uzakta.”

pierre - jean de beranger
devamını gör...
3034.
kırgınım
saçılmış bir nar gibiyim

sessiz akan bir ırmağım
geceden
git dersen giderim
kal dersen kalırım

git dersen
kuşlar da dönmez, güz kuşları
yanıma kiraz hevenkleri alırım

seninle geçirdiğim
o iyi günleri
kötü günleri
bırakırım

aynı gökyüzü aynı keder
değişen bir şey yok ki
gidip yağmurlara durayım

(ezberimde bu kadar var devamını okumak isterseniz behçet aysanın bir eflatun ölüm şiiridir adı, kesinlikle okunmalı)
devamını gör...
3035.

gitme o güzel geceye usulca

ihtiyarlık yanmalı ve saçmalamalı gün kapandığında;

öfkelen, öfkelen ışığın ölümünün karşısında.

akıllı adamlar, bilmelerine rağmen karanlığa gömüleceklerini sonlarında,

sözleri şimşek çaktırmamış olduğu içindir ki onlar

gitmezler o güzel geceye usulca.

iyi insanlar, son defa ellerini sallarlar, öylesine ateşli bağırarak.

faydasız işleri, yeşil bir koyda dans ediyor olabilir ama onlar da,

öfkelenirler, öfkelenirler ışığın ölümünün karşısında.

güneşi uçarken yakalamış olan vahşi insanlar,

ve öğrenen, çok geç, yas tuttuklarını onun yolunda,

gitmezler o güzel geceye usulca.

kör gözlerin göktaşı gibi alevlenip ve şenlenmesini

kör eden bir görme gücüyle gören ağır hasta adamlar da

öfkelenirler, öfkelenirler ışığın ölümünün karşısında.

ve sen, benim babam, hüzünlü tepede, orada

yalvarırım, lanetle ve kutsa beni şimdi acımasız göz yaşlarınla.

ama gitme o güzel geceye usulca.

öfkelen, öfkelen ışığın ölümünün karşısında.




dylan thomas
devamını gör...
3036.


yağmur çiseliyor,
korkarak
yavaş sesle
bir ihanet konuşması gibi.

yağmur çiseliyor,
beyaz ve çıplak mürted ayaklarının
ıslak ve karanlık toprağın üstünde koşması gibi.

yağmur çiseliyor,
serezin esnaf çarşısında,
bir bakırcı dükkânının karşısında
bedreddinim bir ağaca asılı.

yağmur çiseliyor.
gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir.
ve yağmurda ıslanan
yapraksız bir dalda sallanan şeyhimin
çırılçıplak etidir.

yağmur çiseliyor.
serez çarşısı dilsiz,
serez çarşısı kör.
havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü
ve serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü.
yağmur çiseliyor.


devamını gör...
3037.

ağlasam sesimi duyar mısınız,
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
gözyaşlarıma, ellerinizle?
devamını gör...
3038.
bir başka ülkeye, bir başka denize giderim', dedin
'bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
-bir ceset gibi- gömülü kalbim.
aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede.'

yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
bu şehir arkandan gelecektir.
sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
başka bir şey umma-
ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.

konstantinos kavafis
devamını gör...
3039.
sivrü sinek

yaz günü insana can yoldaşudur sivrü sinek
muzu heyvanlarının hep başudur sivrü sinek

gövdem dişleyişü hem acıdır hem gabarur
sayki guyruk urunun gardaşudur sivrü sinek

uflaz emme sesi ağzında ağu var dalasa
cılk uyuz denlü ne mırdar gaşudur sivrü sinek

heç ırulmaz gece eğlendürü sazlar çalarak
gayfelerde garibün haldaşudur sivrü sinek

dünoğun dilleşürüz köyde bununla gâlip
yaz günü insana can yoldaşudur sivrü sinek

gâlip paşa
devamını gör...
3040.

gidenler nerde kaldılar
özledim gülüşlerini
bir kenti güzelleştiren
yalnız anlardı sanki anlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan kadınlar
güzelleştiren herhalde anlardı

"tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi

tükürsek cinayet sayılıyor artık ama nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük


ahmet telli
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geceye bir şiir bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim