geceye bir şiir bırak
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
başlık "delirmiş_psikolog" tarafından 07.11.2020 20:02 tarihinde açılmıştır.
2981.
bana
şaka yaptığını söyle
yoksa göremezsin beni
bil bunu böyle....
şaka yaptığını söyle
yoksa göremezsin beni
bil bunu böyle....
devamını gör...
2982.
bir başka ülkeye, bir başka denize giderim, dedin
bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet
her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karsı karşıya;
bir ceset gibi gömülü kalbim
aklim daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede
yeni bir ülke bulamazsın, baska bir deniz bulamazsın
bu şehir arkandan gelecektir.
sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kir düşecek saçlarına
dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda
başka bir sey umma
ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de
konstantinos kavafis
bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet
her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karsı karşıya;
bir ceset gibi gömülü kalbim
aklim daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede
yeni bir ülke bulamazsın, baska bir deniz bulamazsın
bu şehir arkandan gelecektir.
sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kir düşecek saçlarına
dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda
başka bir sey umma
ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de
konstantinos kavafis
devamını gör...
2983.
şiirin sadece sonunu paylaşıyorum. tamamı için (bkz: desem ki)
günlerden sonra bir gün,
şayet sesimi fark edemezsen,
rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
bil ki ölmüşüm.
fakat yine üzülme, müsterih ol;
kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
ve neden sonra
tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
hatırla ki mahşer günüdür
ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
cahit sıtkı tarancı
günlerden sonra bir gün,
şayet sesimi fark edemezsen,
rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
bil ki ölmüşüm.
fakat yine üzülme, müsterih ol;
kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
ve neden sonra
tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
hatırla ki mahşer günüdür
ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
cahit sıtkı tarancı
devamını gör...
2984.
orhan veli kanık --- ölüme yakın
akşamüstüne doğru, kış vakti;
bir hasta odasının penceresinde;
yalnız bende değil yalnızlık hali;
deniz de karanlık, gökyüzü de;
bir acaip, kuşların hali.
bakma fakirmişim, kimsesizmişim;
-akşamüstüne doğru, kış vakti-
benim de sevdalar geçti başımdan.
şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış;
zamanla anlıyor insan dünyayı.
ölürüz diye üzülüyoruz?
ne ettik, ne gördük şu fani dünyada
kötülükten gayrı?
ölünce kirlerimizden temizlenir,
ölünce biz de iyi adam oluruz;
şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış,
hepsini unuturuz.
akşamüstüne doğru, kış vakti;
bir hasta odasının penceresinde;
yalnız bende değil yalnızlık hali;
deniz de karanlık, gökyüzü de;
bir acaip, kuşların hali.
bakma fakirmişim, kimsesizmişim;
-akşamüstüne doğru, kış vakti-
benim de sevdalar geçti başımdan.
şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış;
zamanla anlıyor insan dünyayı.
ölürüz diye üzülüyoruz?
ne ettik, ne gördük şu fani dünyada
kötülükten gayrı?
ölünce kirlerimizden temizlenir,
ölünce biz de iyi adam oluruz;
şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış,
hepsini unuturuz.
devamını gör...
2985.
"babam yine kapıyı ayağıyla çalıyor
gelirken elleri dolu gelmiş anlaşılan
gelirken yanında ekmek, süt
gelirken yanında proletarya
gelirken yanında berlin stalinallee yapı işçileri, csepel çelik işçileri
gelirken yanında tatabanya madencileri
babam, elleri naylon poşetler yüzünden kesilen
dili damağı hep kuru
akşam menülerinde hiç kere seçici
karısından bizzat çay isteyip ana haber bültenlerinin karşısında ölüye kalan
babam; 1.80’e 100 kilo gururdan yapılma bir adam
bir adam ki, köşe bucak kaçtığım
fakat annemin “gittikçe babana benziyorsun” dediği
babam, babalar, proletarya, fraternite, tabandakiler, avam, ezilenler, ezikler…
eve coca cola sokmayan babalar
bir işçi sınıfı olarak
carrefourlara asla uğramayan babalar
bir işçi sınıfı olarak
yapman gereken, sofrada zorla uzandığım ucuz peyniri bana yaklaştırmaktı baba
kapıları çarpmak değil
pencereleri hiç değil
forsa bunca tamah edilen dünyada
8 yıl aynı gömleği giydin baba
halbuki sen saçlarını tarardın eskiden
nasıl olduklarını sorardın
şimdi pek çıkmıyorsun dışarlara
çıkma baba, zaten çıkılacak bir dışar kalmadı artık
zaten evden gayrısı kalmadı artık
sen; elinde kumandan, televizyonunda siyasi partilerin
annem içerde öldü baba
televizyonun sesini birazcık kısar mısın?"
mahmut fanya genç.
gelirken elleri dolu gelmiş anlaşılan
gelirken yanında ekmek, süt
gelirken yanında proletarya
gelirken yanında berlin stalinallee yapı işçileri, csepel çelik işçileri
gelirken yanında tatabanya madencileri
babam, elleri naylon poşetler yüzünden kesilen
dili damağı hep kuru
akşam menülerinde hiç kere seçici
karısından bizzat çay isteyip ana haber bültenlerinin karşısında ölüye kalan
babam; 1.80’e 100 kilo gururdan yapılma bir adam
bir adam ki, köşe bucak kaçtığım
fakat annemin “gittikçe babana benziyorsun” dediği
babam, babalar, proletarya, fraternite, tabandakiler, avam, ezilenler, ezikler…
eve coca cola sokmayan babalar
bir işçi sınıfı olarak
carrefourlara asla uğramayan babalar
bir işçi sınıfı olarak
yapman gereken, sofrada zorla uzandığım ucuz peyniri bana yaklaştırmaktı baba
kapıları çarpmak değil
pencereleri hiç değil
forsa bunca tamah edilen dünyada
8 yıl aynı gömleği giydin baba
halbuki sen saçlarını tarardın eskiden
nasıl olduklarını sorardın
şimdi pek çıkmıyorsun dışarlara
çıkma baba, zaten çıkılacak bir dışar kalmadı artık
zaten evden gayrısı kalmadı artık
sen; elinde kumandan, televizyonunda siyasi partilerin
annem içerde öldü baba
televizyonun sesini birazcık kısar mısın?"
mahmut fanya genç.
devamını gör...
2986.
turgut uyar- su yorumcularına
ben ne güzel işerim güneşe karşı
arkamda medrese duvarı önümde çarşı
bir sürekli kaşınmadır yaşadığım
törelere ve alışkanlığa karşı
geldim gittim geldim bir şey bulamadım
üzüldüğüme ve yorulduğuma karşı
ah aklıma her şey gelir, her şey gelir
doğan güne karşı batan güne karşı
sözde kirlettiğimiz bütün her şey duruyor
bak ne diyorum sana, ele güne karşı
biz duralım bir sürekliyiz duralım
durukluğa, tüberkiloza ve uranyuma karşı
durduk, ateş besledi, kuşları sürekledi
arkamız medrese duvarı önümüz çarşı
güneşe güneşe karşı
ben ne güzel işerim güneşe karşı
arkamda medrese duvarı önümde çarşı
bir sürekli kaşınmadır yaşadığım
törelere ve alışkanlığa karşı
geldim gittim geldim bir şey bulamadım
üzüldüğüme ve yorulduğuma karşı
ah aklıma her şey gelir, her şey gelir
doğan güne karşı batan güne karşı
sözde kirlettiğimiz bütün her şey duruyor
bak ne diyorum sana, ele güne karşı
biz duralım bir sürekliyiz duralım
durukluğa, tüberkiloza ve uranyuma karşı
durduk, ateş besledi, kuşları sürekledi
arkamız medrese duvarı önümüz çarşı
güneşe güneşe karşı
devamını gör...
2987.
yağmur
uyu! gözlerinde renksiz bir perde,
bir parça uzaklaş kederlerinden.
bir ruh gülümsüyor gibi derinden,
mehtâbın ördüğü saatler nerde?
varsın bahçelerde rüzgâr gezinsin,
yağmur ince ince toprağa sinsin,
bir başka âlemden gelmiş gibisin,
dalmış gözlerinle pencerelerde.
devamını gör...
2988.
"şimdi, bir de buradan baktım sana
senden kaçırdığım
kedere boğduğum anlara."
senden kaçırdığım
kedere boğduğum anlara."
devamını gör...
2989.
2990.
devamını gör...
2991.
hâlâ koynumda resmin
sımsıcak konuşurdun konuşunca
ırmak gibi rüzgar gibi konuşurdun
yayla kokuşlu çiçekler açardı sanki
çiğdemler güller mor menevşeler açardı
sımsıcak konuşurdun konuşunca
hâlâ koynumda resmin
dağları anlatırdın ve dostluğu
bir ceylan gibi sekerdi kelimeler
sesini duymasam çölleşirdi dünya
dağlar yarılır ırmaklar kururdu
bulutlar çökerdi yüreğime
hâlâ koynumda resmin
gün akşam olur elinde kitaplar
ve bir demet çiçekle çıkıp gelirdin
bir kez bile unutmadın 'merhaba' demeyi
ve en yanık türküleri nasıl da söylerdin
bir dostun vurulduğu gün
hâlâ koynumda resmin
kaç mevsim kırlara çıkıp
çiçekler topladık mezarlar için
belki ürküttük tarla kuşlarını
belki kurdu kuşu ürküttük
ama aşkı ürkütmedik hiç
hâlâ koynumda resmin
ve hâlâ sımsıcak durur anılar
sımsıcak ve biraz boynu bükük
ne varsa yaşanmış ve paylaşılmış
yasak bir kitap gibi durmaktadır
ve firari bir sevda gibi
şimdi duvarlarda resmin
-ahmet telli
sımsıcak konuşurdun konuşunca
ırmak gibi rüzgar gibi konuşurdun
yayla kokuşlu çiçekler açardı sanki
çiğdemler güller mor menevşeler açardı
sımsıcak konuşurdun konuşunca
hâlâ koynumda resmin
dağları anlatırdın ve dostluğu
bir ceylan gibi sekerdi kelimeler
sesini duymasam çölleşirdi dünya
dağlar yarılır ırmaklar kururdu
bulutlar çökerdi yüreğime
hâlâ koynumda resmin
gün akşam olur elinde kitaplar
ve bir demet çiçekle çıkıp gelirdin
bir kez bile unutmadın 'merhaba' demeyi
ve en yanık türküleri nasıl da söylerdin
bir dostun vurulduğu gün
hâlâ koynumda resmin
kaç mevsim kırlara çıkıp
çiçekler topladık mezarlar için
belki ürküttük tarla kuşlarını
belki kurdu kuşu ürküttük
ama aşkı ürkütmedik hiç
hâlâ koynumda resmin
ve hâlâ sımsıcak durur anılar
sımsıcak ve biraz boynu bükük
ne varsa yaşanmış ve paylaşılmış
yasak bir kitap gibi durmaktadır
ve firari bir sevda gibi
şimdi duvarlarda resmin
-ahmet telli
devamını gör...
2992.
rüzgâr değse yüzüne dağılacak gibisin, kim düşürdü yüreğine kıyameti?
devamını gör...
2993.
döner kebap dönmez olsun.
arif dino.
arif dino.
devamını gör...
2994.
sevi
ben senin en çok sesini sevdim
buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
bana her zaman dost, her zaman sevgili
ben senin en çok ellerini sevdim
bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
nice güzellikler gördüm yeryüzünde
en güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
ben senin en çok gözlerini sevdim
kah çocukça mavi, kah inadına yeşil
aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
ben senin en çok gülüşünü sevdim
sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
unutturur bana birden acıları, güçlükleri
dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
ben senin en çok davranışlarını sevdim
güçsüze merhametini, zalime direnişini
haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
tüm çocuklara kanat geren anneliğini
nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
sensin, her şeyin üstünde tutan sevgini
ben senin en çok bana yansımanı sevdim
bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...
ümit yaşar oğuzcan.
ben senin en çok sesini sevdim
buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
bana her zaman dost, her zaman sevgili
ben senin en çok ellerini sevdim
bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
nice güzellikler gördüm yeryüzünde
en güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
ben senin en çok gözlerini sevdim
kah çocukça mavi, kah inadına yeşil
aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
ben senin en çok gülüşünü sevdim
sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
unutturur bana birden acıları, güçlükleri
dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
ben senin en çok davranışlarını sevdim
güçsüze merhametini, zalime direnişini
haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
tüm çocuklara kanat geren anneliğini
nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
sensin, her şeyin üstünde tutan sevgini
ben senin en çok bana yansımanı sevdim
bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...
ümit yaşar oğuzcan.
devamını gör...
2995.
alın yazım karaymış
düzende her şey paraymış
yok bize açacak bir güneş
daha karanlık günler de yoldaymış
düzende her şey paraymış
yok bize açacak bir güneş
daha karanlık günler de yoldaymış
devamını gör...
2996.
öyle yıkma kendini,
öyle mahzun, öyle garip…
nerede olursan ol,
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne üstüne,
tükür yüzüne celladın,
fırsatçının, fesatçının, hayının…
dayan kitap ile
dayan iş ile.
tırnak ile, diş ile,
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni.
öyle mahzun, öyle garip…
nerede olursan ol,
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne üstüne,
tükür yüzüne celladın,
fırsatçının, fesatçının, hayının…
dayan kitap ile
dayan iş ile.
tırnak ile, diş ile,
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni.
devamını gör...
2997.
yeni neslin en büyük eksikliği aşık memo gibi bir halk ozanını tanımamaktır bana kalırsa.
90'ların sonu, 2000'lerin başında genç olan, ruhu rüzgarlarla savrulan, kalbi yaşadığı ilk aşkla çırpınan, karnında, avuçlarında, yanaklarında hissettiği o heyecanla tertemiz bir sevgiyle muhatap olmuş herkes aşık memo'nun dörtlüklerinde buldu sevginin tam tamına ifadesini.
sarı telefon kulübeleri, susam sokağı, bizimkiler, ilk aşk ve aşık memo... buyurun efendim:
aşık memo fik elinde dolanır
aklı damcık hayaliyle bulanır
"domal dilber" demeye de utanır
otuzbirden başka çıkar varmola?..
memo'da bir fik var kimse tanımaz
kaşınsa daşşağı kimse kaşımaz
abazanlık yükün kimse taşımaz
benden daha otuzbirci varmola?..
90'ların sonu, 2000'lerin başında genç olan, ruhu rüzgarlarla savrulan, kalbi yaşadığı ilk aşkla çırpınan, karnında, avuçlarında, yanaklarında hissettiği o heyecanla tertemiz bir sevgiyle muhatap olmuş herkes aşık memo'nun dörtlüklerinde buldu sevginin tam tamına ifadesini.
sarı telefon kulübeleri, susam sokağı, bizimkiler, ilk aşk ve aşık memo... buyurun efendim:
aşık memo fik elinde dolanır
aklı damcık hayaliyle bulanır
"domal dilber" demeye de utanır
otuzbirden başka çıkar varmola?..
memo'da bir fik var kimse tanımaz
kaşınsa daşşağı kimse kaşımaz
abazanlık yükün kimse taşımaz
benden daha otuzbirci varmola?..
devamını gör...
2998.
"siz haklısınız,
ben ölümümden sonra hiçbir zaman
cüret edemedim aynaya bakmaya
ve o kadar ölüyüm ki,
hiçbir şey ispatlamıyor artık ölümümü."
füruğ ferruhzad
ben ölümümden sonra hiçbir zaman
cüret edemedim aynaya bakmaya
ve o kadar ölüyüm ki,
hiçbir şey ispatlamıyor artık ölümümü."
füruğ ferruhzad
devamını gör...
2999.
ah günüm yetse görmeye seni
seni övmeye gücüm yetse
barış çağı altın çağ
son ozanı ben olayım bu özlemin
bu özlem bitse
seni övmeye gücüm yetse
barış çağı altın çağ
son ozanı ben olayım bu özlemin
bu özlem bitse
devamını gör...
3000.
bir insan nihayet kemikle ettir,
bu et, bu kemiğe can hürriyettir.
en büyük hürriyet cumhuriyettir,
demek şimdi sen bir cihan gibisin.
*
bu et, bu kemiğe can hürriyettir.
en büyük hürriyet cumhuriyettir,
demek şimdi sen bir cihan gibisin.
*
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162