1101.
bir cümbüştür kopsa da, gece, yakamozlarda;
münzevi balıklarız ayrı kavanozlarda.
necip fazıl kısakürek
devamını gör...
1102.
ölmedim , dedi şair
ama ölseydim de ,
fark etmezdi,
hiç olurdum,
tıpkı şimdi
olduğum gibi..
devamını gör...
1103.
insanlarda o sıcacık kanun
üzümden şarap yapmaları
kömürden ateş yapmalarıdır
öpücükten insan yapmaları

(bkz: paul éluard)
(bkz: öpücükten insan yapmak)
devamını gör...
1104.
tek bir haber bile çıkmasa uzaklardan
saçma da olsa bekleyişin
yalnız sen olsan bile bekleyen beni
bekle beni

bırak beklemekten usanmış dostlarım
öldüğümü sansınlar benim
içme anılar gibi acı
içme sakın o şaraptan

yağmurlar içinde bekle beni
karlar tozarken bekle
ortalık ağarırken bekle
kimseler beklemezken
sen bekle beni

konstantin simonov
devamını gör...
1105.

anısı biz olalım bu sokakların
öpüşmediğimiz tek saçak altı
hiç bir otobüs durağı kalmasın
biz yürüyelim kent güzelleşsin
gürültüsüz sözcükler bulalım
yeni sevinçlere benzeyen

biz gelince bir yağmur başlar
yüzün çizilir buğulanan camlara
bir uzun karartma biter
akasyalar köpürür birdenbire
ve her avluda adınla anılan
çiçekler sulanır akşamüstleri

bir arkadaş evine uğrarız yolüstü
bir fincan kahve içeriz, ısıtır bizi
başını sessizce omzuma koyarsın
gülüreyhan olur soluğun
biz kalırız kuşlar dönüp gelir
her balkonda bir menekşe sesi

belki yeniden güzelleştiririz
adları değiştirilen parkları
perdeleri hiç açılmayan evlerde
ışıklar yanar çocuk sesleri duyulur
tanıdık sevinçlerle dolar yeniden
kendi sesini kemiren alanlar

anısı biz olalım bu sokakların
ve hiç durmadan yağmur yağsın
biz gürültüsüz sözcükler bulalım
sarmaşıklar fısıldaşsın yine
gidersek birlikte gideriz
yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen
devamını gör...
1106.
gene yaptım, gene yaptım işte.
on yılda bir kere
beceririm bunu ben –

bir çeşit ayaklı mucize, tenim
bir nazi abajuru kadar parlak,
sağ ayağım

kağıt üstüne ağırlık,
yüzüm hiçbir özelliği olmayan, halis
yahudi keteni, en incesinden.

kaldır o örtüyü
sevgili düşmanım.
korkuttum mu yoksa?

göz ve burun oyuklarımla, otuz iki dişimle?
sasımış soluğum
yok olur gider bir günde.

pek yakında, evet pek yakında
mezar inimin yediği etim
gene üstümde olacak eve gittiğimde.

bir kadın olacağım yine, yüzümde gülümseme.
otuzundayım daha.
kedi gibi dokuz canım var hem de.

bununla üç etti.
ne pis iş bu
silip, yok etmek her on yılı böyle.

milyonlarca lif, milyonlarca.
ağızlarında fındık fıstık çatur çutur, itişip
kakışıyor kalabalık, görmek için ellerimin, ayaklarımın

açığa çıkarılışını.
baylar, bayanlar!
böyle striptiz görmediniz.

bunlar ellerim.
bunlar da dizlerim.
bir deri bir kemiğim belki,

ama, aynı kadınım işte, tıpatıp aynı.
ilk kez olduğunda on yaşındaydım ben.
kazaydı.

ikincisinde, işi bitirmeye
ve bir daha dönmemeye öyle kararlıydım ki.
kapatmıştım kendimi,

sallanıyordum deniz kabuğu gibi.
seslenmek, durmadan seslenmek, bir de ayıklamak
zorunda kaldılar üstüme inciler gibi yapışmış kurtları.

ölmek,
herşey gibi, bir sanattır,
bu konuda yoktur üstüme.

öyle ustaca yaparım ki cehennem gibi gelir.
öyle ustaca yaparım ki gerçekmiş gibi gelir.
bir talebim olduğunu bile söyleyebilirsiniz.

öyle kolay ki bir hücrede bile yapabilirsiniz.
öyle kolay ki yaparsınız ve kımıldamazsınız.
benim canıma okuyan

aynı yere, aynı surata,
aynı şaşkın, hayvansı
'bu bir mucize! mucize!

'haykırışlarına güpegündüz
görkemli bir dönüş yapmak.
bir bedeli var

yaralarıma bakmanın, kalp atışlarımı
dinlemenin bir bedeli var –
tıkır tıkır çalışıyor işte.

bedeli var, hem de ne bedeli var,
bir sözcüğümün ya da bir dokunuşumun
ya da kanımdan bir damlanın

ya da saçımın bir telinin ya da bir parçasının elbisemin.
ya, işte böyle, herr doktor.
işte böyle, herr düşman.

beni siz yarattınız.
ben sizin kıymetli eşyanız.
eriyip bir çığlığa dönüşen

som altından bebeğiniz.
dönüyor, yanıyorum.
yüksek alakalarınızı küçümsüyorum sanmayın.

karıştırıp durduğunuz
küller, küller –
et, kemik, yok orada başka bir şey –

bir kalıp sabun,
bir alyans,
bir de altından diş dolgusu.

herr tanrı, herr şeytan
aman dikkat
aman dikkat

ben diriliyorum, kalkıyorum işte
küllerin arasından kızıl saçlarımla
ve insan yiyorum, hava solurcasına.

lady lazarus, sylvia plath.
devamını gör...
1107.
yalnızlık bir fenerse,

ben de içindeki mum,

onu, billur bir kâse

gibi doldurur nurum.

dışarıdan bana neler

getirir pervaneler!

pırıltılar, nağmeler,

renklerle eriyorum
-necip fazıl kısakürek-
devamını gör...
1108.
ah aydınlıklardan uzaktayım
kafamda o dağılmayan sükûn.
ölmedim lâkin, yaşamaktayım
dinle bak: vurmada nabzı ruhun.

yarasalar duyurmada bana
kanatlarının ihtizazını.
şimdi hep korkular benden yana
bekliyor sular, açmış ağzını.

ah aydınlıklardan uzaktayım
kafamda dağılmayan sükûn.
ölmedim lâkin, yaşamaktayım
dinle bak vurmada nabzı ruhun.

siyah ufukların arkasında
seslerle çiçeklenmede bahar
ve muhayyilemin havasında
en güzel zamanın renkleri var.

ölmedim hâlâ.. yaşamaktayım.
dinle bak: vurmada nabzı ruhun!
ah aydınlıklardan uzaktayım
kafamda o dağılmayan sükûn.

ruhum ölüm rüzgarlarına eş,
ışık yok gecemde, gündüzümde.
gözlerim görmüyor... lâkin güneş
o her zaman, her zaman yüzümde.

orhan veli kanık- güneş.
devamını gör...
1109.
birhan keskin- ayrılış

kaç gecenin çölüdür bu ayrılık
kaç şiirin dölüdür üstüme
örttüğün bu ince sessizlik,
kalbim alış artık, kır
kendini kendi duvarında,
sesini kendi duvarına haykır.

tesadüfen birbirine rastlamış
başka başka aşklarsınız siz artık,
geceyle gündüz gibi birbirine
ayrılmış. o ki rüzgâr, bir zaman
senin çölünde kumlar uçurmuş,
o ki gece ve esmer, görmüyor
sahrayı, sesi içinde karışmış.

her ayrılıkta kendine saplanan bir hançer
kendi sabrını deneyen taş,
kendi uykusuzluğunda yatak oldun.
kül koy şimdi yanına korunun
seni kavuran onu da yakmasın.
aşkla besle kendini, gül yetiştir,
sardunya çoğalt.
ki, sen aşktan ve ayrılıktan
başka ne anlıyorsun.
devamını gör...
1110.
elleri bembeyaz bir kız sevdim... öldü...
... sonra kimse kalmadı, herkes uyudu, bende uyudum herkes kadar...
devamını gör...
1111.
drive these bitches crazy
they always tryna date me
tryna save me
it's all because ı suck her titties like a baby

en sevdiğim cemal süreya şiiridir.
devamını gör...
1112.
oktay rifat'ın en güzel şiirlerinden birini bırakmak istedim bu gece;
(bkz: elleri var özgürlüğün)
1
köpürerek koşuyordu atlarımız
durgun denize doğru.
2
bu uçuş, güvercindeki,
özgürlük sevinci mi ne!
3
öpüşmek yasaktı, bilir misiniz,
düşünmek yasak,
işgücünü savunmak yasak!

4
ürünü ayırmışlar ağacından,
tutturabildiğine,
satıyorlar pazarda;
emeğin dalları kırılmış, yerde.
5
ışık kör edicidir, diyorlar,
özgürlük patlayıcı.
lambamızı bozan da,
özgürlüğe kundak sokan da onlar.
uzandık mı patlasın istiyorlar,
yaktık mı tutuşalım.
mayın tarlaları var,
karanlıkta duruyor ekmekle su.

6
elleri var özgürlüğün,
gözleri, ayakları;
silmek için kanlı teri,
bakmak için yarınlara,
eşitliğe doğru giden.
7
ben kafes, sen sarmaşık;
dolan dolanabildiğin kadar!
8
özgürlük sevgisi bu,
insan kapılmaya görsün bir kez;
bir urba ki eskimez,
bir düş ki gerçekten daha doğru.
9
yiğit sürücüleri tarihsel akışın,
işçiler, evren kovanının arıları;
bir kara somunun çevresinde döndükçe
dünyamıza özgürlük getiren kardeşler.
o somunla doğrulur uykusundan akıl,
ağarır o somunla bitmeyen gecemiz;
o güneşle bağımsızlığa erer kişi.
10
bu umut özgür olmanın kapısı;
mutlu günlere insanca aralık.
bu sevinç mutlu günlerin ışığı;
vurur üstümüze usulca ürkek.
gel yurdumun insanı görün artık,
özgürlüğün kapısında dal gibi;
ardında gökyüzü kardeşçe mavi!
devamını gör...
1113.

gecesi benden, mehtabı senden
bir bahçesi var ki aşkımızın,
mevsimlerdir dolaşırız, bitmez.

kim demiş ki zamanla gül solar?
bülbül hiç yorulur mu türküden?
dilbersin işte, delikanlıyım.

ne hikmettir bu yarab, ne güzel!
herhalde yeryüzünde değiliz;
sahiden biz nerdeyiz sevgilim?
devamını gör...
1114.
göründü memleketin iç yüzü, çöktüyse temel.
şimdilik harice karşı yüzümüz olsa dahi
yüzümüz yok bakacak kabrine ecdadımızın.
tükürür zannederim çehremize, vatanın tarihi.

neyzen tevfik
devamını gör...
1115.
normalde şiir hiç sevmem ama birkaç tane istisna var. birini paylaşayım madem tam da şarkısını dinliyordum.

“bende hiç tükenmez bir hayat vardı
kırlara yayılan ilkbahar gibi
kalbim hiç durmadan hızla çarpardı
göğsümün içinde ateş var gibi

bazı nur içinde, bazı sisteyim
bazı beni seven bir göğüsteyim
kah el üstündeydim, kah hapisteydim
her yere sokulan bir rüzgar gibi

aşkım iki günlük iptilalardı
hayatım tükenmez maceralardı
içimde binlerce istekler vardı
bir şair, yahut bir hükümdar gibi

hissedince sana vurulduğumu
anladım ne kadar yorulduğumu
sakinleştiğimi, durulduğumu
denize dökülen bir pınar gibi

şimdi şiir bence senin yüzündür
şimdi benim tahtım senin dizindir
sevgilim, saadet ikimizindir
göklerden gelen bir yadigar gibi

sözün şiirlerin mükemmelidir
senden başkasını seven delidir
yüzün çiçeklerin en güzelidir
gözlerin bilinmez bir diyar gibi

başını göğsüme sakla sevgilim
güzel saçlarında dolaşsın elim
bir gün ağlayalım, bir gün gülelim
sevişen yaramaz çocuklar gibi”

sabahattin ali- çocuklar gibi.
devamını gör...
1116.
ı came to buy a smile-today
but just a single smile
the smallest one upon your face will suit me just as well
the one that no one else would miss ıt shone so very small

ı'm pleading at the "counter"-sir
could you afford to sell
ı've diamonds-on my fingers
you know what diamonds are?
ı've rubies-live the evening blood
and topaz-like the star!
"twould be "a bargain" for a jew!

say-may ı have it-sir?
devamını gör...
1117.
harold norse abimizin şöyle bir şiiri geldi aklıma direkt

ben erkek değilim.
aile geçindiremem, yeni şeyler alamam onlara.
sivilcelerim ve küçük bir de çüküm var.

ben erkek değilim.
futbolu, boksu ve arabaları sevmem.
duygularımı ifade etmeyi severim.
hatta kollarımı arkadaşımın boynuna dolamayı.

ben erkek değilim.
bana verilen rolü oynamayacağım – madison avenue, playboy, hollywood ve oliver cromwell’in yarattığı o rolü.
televizyon bana nasıl davranacağımı söyleyemez.

ben erkek değilim.
bir sincabı öldürdüğüm gün bir daha öldürmeyeceğime yemin ettim.
et yemeyi bıraktım.
kan midemi bulandırır.
çiçekleri severim.

ben erkek değilim. askere alınmaya karşı çıktığımdan hapse düştüm. gerçek erkekler beni dövüp bana ibne dediklerinde kavgaya karışmam. şiddetten hoşlanmam.

ben erkek değilim. bir kadına tecavüz etmedim hiç. siyahlardan nefret etmiyorum. bayrak dalgalandığında duygusallaşmıyorum. amerika’yı sevmem ya da terk etmem gerektiğini düşünmüyorum. bunun gülünç bir şey olduğunu düşünüyorum.

ben erkek değilim. hiç frengi olmadım
ben erkek değilim. en sevdiğim dergi playboy değil.
ben erkek değilim. mutsuz olduğum zaman ağlarım.
ben erkek değilim. kendimi kadınlardan üstün görmem.
ben erkek değilim. kasık-desteği giymiyorum.
ben erkek değilim. şiir yazıyorum.
ben erkek değilim. barış ve sevgi için meditasyon yapıyorum.
ben erkek değilim. seni yok etmek istemiyorum.
devamını gör...
1118.
ben bir ayna idim
baktılar, baktım
gördüler, baktım,
baktılar gördüm.
ne düğünler, ne doğumlar,
ne ölümler gördüm.
en çok yalanlara oldum.
kırdılar,
kırıldım artık.

ben bir ağaçtım
baltalandım.
yonga yonga yongalandım,
yongalarda yandım,
mangallarda, sobalarda,
yangınlarda yandım.
budaklarla budaklandım,
cilalandım, boyalandım.
yaktım, yandım,
yaktılar.
yandım artık

ben bir çağlayandım
bir ırmağa aktım,
ırmak oldum
bir dereye vardım
dere oldum
bir nehire vardım,
nehir oldum
bir denize vardım.
hep baktılar..
aktım artık.

özdemir asaf -imiş
devamını gör...
1119.
sevmek gibi geliyordu her şey,
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı, canın teni yakmasıydı,
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasaydı...

"bir insanı sevmekle başlıyordu her şey"
ve boşanmak için
en az iki şahit gerekiyordu!

yılmaz erdoğan
devamını gör...
1120.

ellerim
perdelerini açıyor varlığının
bir başka çıplaklıkla giydiriyor seni
gövdelerini soyuyor gövdenin
ellerim
bir başka gövde yaratıyor gövdene
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geceye bir şiir bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim