641.
neydi hayalim??
onu bile hatirlayamaz oldum..
ekmeği aşı unutur mu insan??
unuttum..
yürüyorum..
kaldırım taşları bana hayran!!
belki de uçuyorum..
duydum ki sen gelmişsin..
ne kadar gelmişsen..
o kadar yok oldum..
yağmur oldum yagdim..
güneş oldum açtım..
toprak oldum ayaklarına..
hava oldum nefesine..
herşey oldum da
bir yanına gelip!!
seni sevdiğimi söyleyemedim..
_coldboy' a ithafen.._
devamını gör...
642.
yalnızlık.
her kimliğe doğuştan yazılı tek uğraşıdır insanın bir yaşama sırasında
tek sermayesi, sahip olduğu tek şeydir
kıymetini bilmelidir, dedi.
yalnızdır insan
hep kalabalıklara karışma telaşı bundandır.
kalabalık yalnızlıklar, yalnız kalabalıklar oluşur, şehir şehir ülke ülke.
kalabalık arttıkça artmaktadır yalnızlık da....
insan bir ölümü istemez, bir de ondan beter bir yalnızlığı
ama ikisi de muhakkak gelir başına bir yalnız yaşama sırasında.
ölümün değil ama yalnızlığın bir tek çaresi var, dedi.
tek çaresi aşktır bir yalnız yaşama sırasında nefes almanın
aşk da zaten iki yalnızın ortak bir yalnızlıkta buluşmasıdır, dedi
aşık olun!
gösterin birbirinize yalnızlıklarınızı
nasılsa ayrılık insanın tek kişilik yalnızlığını özlemesi.
sade ölüm değil, ayrılık da yaşamın emri..

evet söyledi
ya da ben duydum
duyduğuma göre elbet bir ses söyledi bu söylendikçe usulen söylenir olan sözleri.
evet duydum söyledi
her duyduğumda ağladım
pek çok ağlayışım sırasında duydum.
kalbim tutanak tuttu duyduklarıma
soruldu, dedi, cevap alındı
yaşamak, dedi, tek marifetiniz -biraz özen gösteriniz.
zulüm kimse zalimlik yapmayınca biter -mazlumlar dahil, dedi.
ama yapmayın, o daha bir çocuk, dedi tanrı...

ya gördüm neyleyim
insanlar vardı duvarın içinde.
ya ben hep duvara konuştum
ya da duvar değil konuştuğum, içinde insanlar var.
nedense beni anlasın istedim içinde insan olan duvarlar.
bilmiyorum,
belki de ben gerçekten delirdim
onlar haklı belki de.
içinde değil duvarların insanlar
sadece arasındalar...

yılmaz erdoğan
devamını gör...
643.
sen olmazdın tanrı'nın adaleti şaşmasa
seni tarif mümkündü lisanları aşmasa
daha binlerce güzel yaratırdı sıradan
seni yaratıyorken bu kadar uğraşmasa
devamını gör...
644.
bir manzara olduğundan habersiz duruşun.
tek dizelik şiirim bu. (bkz: turgut uyar)
devamını gör...
645.
hayat seni,
sevmediğinle seviştirir,
sevdiğinle savaştırır..

kalbinin sahibi ile değil,
mecburiyetin izniyle evlenirsin.
gönlünün hayır dediğine evet der dilin.

ömrünün geri kalanını,
aynı evde, aynı odada, aynı masada, aynı yatakta,
ama sana dünyalar kadar uzak olan biriyle yaşarsın.

kalbini kürtaj ettirmiş bir mahkum gibi,
dolanır durursun kendi içinde.
etrafın “elalem ne der” telleri ile çevrilmiştir.

kendi hayatını uzaktan seyreden,
mutsuz biri olursun zamanla.
ve kimse seni duymaz sen kaderine bağırırken.

gözün gibi baktığın tenin,
ve herkesten sakındığın gözlerin,
acımasızca yağmalanır her gece.

sular yıkamaz gözyaşın olmadan üzerine sinen kiri…
çünkü,
insan ait olmadığı insanın yatağında sürgündedir,
ve ait olmadığı insanın hayatında rehindir..

atakan gülgar
devamını gör...
646.
artık hiçbir şeye karşı değilmiş gibi kayıtsızım
yolculuğun sonunda ormanda duyduğum sesi öldürdüm
amacım yoktu sesi öldürürken, ses öldüğü için de
hala amaçsız sayılırım
ormana karşı değilmiş gibi kayıtsızdım
ormandan çıkınca şehrin ışıkları ve ışıkların
suda işaret ettiği anlamların adı olan dünya
ile karşılaştım
dünyaya karşı da kayıtsızım

"anlamıyorum seni" diyen birine kendimi anlatmak
üzere uzattığım kitap hâla okunmadığı için,
bir gecenin sonunda anlatılmamak için yaşanmış
gönderilmemek üzere yazılmış bir
mektuba koyarak...
mantıklı olan her şeyin nedenini aradım
nedenini aramadığım için artık yalnızca ölümü
ve aşkı seviyorum
konuşma haline gelmeyen şeyleri
susmalı ve sonra ormanın güzelliğinden söz etmeli:
"kış henüz gelmişti, kar tertemiz ve her yer
bembeyazdı"
biz de mutluyduk
kimimizin sevgilisi vardı
sevgilisi olanların üstüne bir taş duvar yıkılıyordu
taş duvar üstümüze sessizce yıkılıyordu
ses ölmüştü çünkü nedenini aramadan

sevgilim sensiz olabilmek için sokaklarda
yürüyorum
sevgilim pencereden bakıyor ve yanıma şemsiye almaya
karar veriyorum
sevgilim sensiz olabilmek için durmadan "yağmur
yağıyordu" diye bir cümle tekrarlıyorum
sevgilim sokağa çıkarken şemsiyemi almayı unutuyorum
sevgilim son vapuru kaçırıyorum ve iskelenin aynasında
seni ve yağmuru görüyorum
hava soğuk sevgilim, bütün gün sobayla sevişiyorum

iskelenin aynası ve aynadakilerin işaret ettiği
anlamların adı olan dünya
ki ona bakarken hayatımıza bakardık
ya da şöyle söyleyeyim:
hayatımıza bakarken sanki ona bakardık
yansıttığı görüntü bakırı altın yapmıyor artık

daha neler yapmadım seni unutmak için, neler yapmadım
aşk filimleri seyredip sonra aşksız bir dünyada
yürümek istemediğim için aşk filmlerine gitmedim
kırmızı bir fular taktım bileğime şeytan kovmak için
arabamı bütün barların önünde park edilmiş görebilirdin
barda peşimden gelen o adama, şeytan kovmak için senden
ve hemingway'den söz ettim:
"çehov da bir amerikalıdır aslında"

neler yapmadım seni unutmak için, neler yapmadım
üstünde dünya haritası olan bir uyku tulumunda uyudum
iyi şeyler gördüm rüyalarımda
sonra bir gecenin sonunda
seni öldürdüğüm için kayıtsızca
ve artık vazgeçtiğim için omuzlarımı tutan o ellerden
uzun süre yaşayıp uzun süre öldüğüm
ve mezar taşıma "ernest ve scott" yazdırdığım için
kremalı çorbalar, et yemekleri ve şaraptan bıktığım
ve durulamalık konyak da çevirmediği için sessizliği
altına
"yağmur kayıtsızca yağıyordu" cümlesinin yerini
"yağmur yağıyordu" cümlesi aldı

sesi yaralı bir kaplan gibi bağırırken bıraktım
"yağmur yağıyor" dedikçe "kış henüz gelmişti, kar tertemiz
ve her yer bembeyazdı" diyen hemingway
ki boks yaparken yazardı
ya da şöyle söyleyeyim:
yazarken boks yapardı
durmadan sesleniyor şimdi bana:
dünya güzel mi?
sen soylu musun?
sevgilin var mı? mutlu musun?
eve dönünce kahve, yemekten sonra konyak içiyor musun?
yoksa hepten mi unuttun şarabın simyasını?

yağmur hiç yağmadı ben dünyaya baktığım sürece
bakır altına dönüşünceye dek hiç de yağmayacak zaten
kayıtsızım, korkarak ormanların başıma vuran gürültüsünden
devamını gör...
647.
çıkrık

hayatımı kaybettim, dedi portakal
soyulurken
senin kurşun geçirmez ellerinle
bir cinayeti aydınlatmak için yalnızdım aşkta
konuşamıyordum .. konuşsam
gözümde belirecek bir kan damlasıyla sebeplenecektim
affet! edison'u çarpan ilk elektrik kadar masum benim de kalbim!

küçük iskender- the god jr.
devamını gör...
648.
eline sağlık tanrım leyla çok güzel olmuş."
ibrahim tenekeci

o'nun bıraktığı nefesi alıyorum,
tanrım;
tüm bu güzel hava için
minnettarım.

gülmek diyorum tanrım,
gülmek o'na çok yakışıyor.
izin ver,
yarım yanıma kalsın.

teşekkürler tanrım,
borcum olsun - öderim.
elimden her iş gelir,
yeter ki eli elimde olsun.

tanrım teşekkürler,
bunca yıl biriktirdiğim eksiklerim
eksiksiz ulaştı gönlüme
eksiksizim,
ne olur beni onunla eksiltme.

tanrım minnettarım,
gözlerimdeki boşluğu gözleri dolduruyor.
ama tanrım gözlerim;
o'nun boşluğunu görebilecek kadar uzağı görmüyor,
bizi koru tanrım.

demem o ki tanrım;
bu gece ferhat'ı karşılamaya, dağa çıkıyorum.
anlatacaklarım var, derin.
sen ferhat'a sabır ver,
âmin.

yanına yakıştığım için sağ ol tanrım,
kusura bakmazsa o, ondan önce seni sevdim.
ne güzel sevmişim; yanım o.
iyi ki varsın tanrım.

tanrım affet;
hangi gökkuşağının altından geçip
"o" hazineye kavuştum, bilemedim.
ben, hazineye bakıyordum
göremedim.

teşekkürler tanrım;
o'nun gelişiyle
zihnime yeni yeni tanımlar, harfler, cümleler indirdiğin için.
ya konuşamasaydım?

ulu tanrım,
o dokunduktan sonra
kokmayan çiçekler için de teşekkür ederim.
-yanılmamışım.

iyi ki her yerdesin tanrım;
yoksa
o'nu uykuda
kime emanet ederdim?

teşekkürler tanrım;
dünya dönüyor
inan, daha iyi bir beşik bulamazdım.

***
tanrım;
daha önce ağlamasaydım
gamzemin yolunu bulamazdım,
yolu gösterdiğin için
minnettarım.

***

senin bu yazından sonra
"yazıyorum" dediğim için
utanıyorum tanrım.
yazın çok güzelmiş.

tüm bebekler için teşekkür ederim tanrım;
o'nun gülüşüne koyduğun
tüm bebekler için
teşekkür ederim.
-büyüksün.

tanrım;
bugün için de teşekkür ederim,
bize her gün karşılıksız sevmeyi "anne" ile gönderdin,
bugün o'nu annemin sesiyle sevdim.

ve ulu tanrım;
sabah ezanı için,
minnettarım.
devamını gör...
649.
geleceğim, bekle dedi, gitti..
ben beklemedim, o da gelmedi.
ölüm gibi bir şey oldu..
ama kimse ölmedi.
özdemir asaf
devamını gör...
650.
ölürsem neye gam yerim ki en çok?
bidaha küfredemeyeceğime.


can yücel.
devamını gör...
651.
başım köpük köpük bulut
içim dışım deniz
ben bir ceviz ağacıyım
gülhane parkı'nda
budak budak
şerham şerham ihtiyar bir ceviz
ne sen bunun farkındasın
ne polis farkında
devamını gör...
652.
vedâ
hani, o bırakıp giderken seni
bu öksüz tavrını takmayacaktın?
alnına koyarken vedâ busemi,
yüzüme bu türlü bakmayacaktın?

hani, ey gözlerim bu son vedâda,
yolunu kaybeden yolcunun dağda,
birini çağırmak için imdada
yaktığı ateşi yakmayacaktın?

gelse de en acı sözler dilime,
uçacak sanırım birkaç kelime...
bir alev halinde düştün elime,
hani, ey gözyaşım akmayacaktın?

orhan seyfi orhon
devamını gör...
653.
hoşgeldin kadınım benim, hoşgeldin
hoşgeldin kadınım benim, hoşgeldin
yorulmuşsundur, nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var
yorulmuşsundur, yorulmuşsundur
susamışsındır buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
susamışsındır, susamışsındır, susamışsındır
acıkmışsındır sana beyaz keten örtülü sofralar kuramam
memleket gibi esir ve yoksuldur odam
acıkmışsındır, acıkmışsındır
hoşgeldin kadınım benim, hoşgeldin
ayağını bastın odama, kırk yıllık beton çayır çimen şimdi
güldün, güller açtı penceremin demirlerinde
ağladın avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin, hürriyet gibi aydınlık oldu odam
hoşgeldin kadınım benim, hoşgeldin
gönlüm gibi zengin, hürriyet gibi aydınlık oldu odam
hoşgeldin kadınım benim, hoşgeldin
hoşgeldin kadınım benim, hoşgeldin
devamını gör...
654.
kargo-birhan keskin
devamını gör...
655.
uykuların kaçar geceleri,
bir türlü sabah olmayı bilmez,
dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
deli eden uğultudur başlar kulaklarında,
ne çarşaf halden anlar, ne yastık
girmez pencerelerden beklediğin aydınlık,
kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın,
onun unutamadığın hayali,
sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine,
sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu,
şerefin, faziletin, iyiliğin güzelliğin.
gün gelir de, sesini bir kerecik duymak için,
vurursun başını soğuk, taş duvarlara,
büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
duyarsın.
ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın.
sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin
niçin yaratıldığını.
bu iğrenç dünyaya neden geldiğini
uzun uzun seyredersin aynalarda güzeliğini
boşuna geçip, giden yıllarına yanarsın.
dolar gözlerin, için burkulur
sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların
sevilen gözlerin erişilmezliğini
o hiç beklenmeyen saat geldi mi
düşer saçların önüne ama bembeyaz
uzanır gökyüzüne ellerin
ama çaresiz
ama yorgun
ama bitkin
bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın
sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı
sevmek ne imiş bir gün anlarsın

bir gün anlarsın hayal kurmayı
beklemeyi
ümit etmeyi
bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
lanet edersin yaşadığına
maziden ne kalmışsa yırtar atarsın
o zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden

seni sevdiğimi bir gün anlarsın.

ümit yaşar oğuzcan
devamını gör...
656.
“seni diliyorum kesintisiz.
nasıl bir bahar sen nasıl bir esintisin?”
devamını gör...
657.
leylim - leylim
ayvalar, nar olanda
sen bana yar olanda.
belalı başımıza
dünyalar dar olanda.
devamını gör...
658.
beklenen

ne hasta bekler sabahı,
ne taze ölüyü mezar.
ne de şeytan, bir günahı,
seni beklediğim kadar.

geçti istemem gelmeni,
yokluğunda buldum seni;
bırak vehmimde gölgeni
gelme, artık neye yarar?

necip fazıl kısakürek
devamını gör...
659.
mırıldandığın her şeysin, sesinden öpüyorum
sessizliğine de eğiliyorum fakat neredesin
kapanınca harflerinin kapısı
adın şiirim
heceler gibi öpüyorum işte iki hecesin
adından başlıyorum öpmeye kırlara çıkmış
harflerinin arasından öpüyorum
ağzın cennetim
dilin hâlâ çocukluğun suyuyla terli
ve haylaz suyundan öpsem küskün
bir çeşmenin harflerin susuz
dilin cehennemim

bir ses sesini öpse
harflerin uykusuz kalır
harflerin gülüştüğünü senin adında gördüm
devamını gör...
660.
birhan keskin / kargo

sana buraya bazı şeyler koyuyorum.
yol boyunca aklında olsun.
lazım olursa açar okursun.
olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun.

şuraya bir cümle koydum
bırak, acımızı birileri duysun.
hem zaten şiir niye var?
dünyanın acısını başkaları da duysun!

acı mıhlanıp bir kalpte durmasın
ortada dursun
olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper
az unutursun

buraya tabiatı koydum
ağaçları, suyu, ovayı, dağı
onlar bizim kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun.

buraya küçük mutlu güneşler koydum
günlerimiz karanlık ve soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın.

buraya, bir inanç bir inat koydum
tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse sen osun.

buraya yolun yokuşunu koydum
bildiğim için yokuşu
zorlanırsa nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ,
valla bak
aklında bulunsun.

buraya umutlu günler koydum
şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kim bilir, birazdan uzanıp dokunursun.

buraya bir ayna koydum
arada önüne geç bak; sen şahane bir okursun.
mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun
n'olcak ki, bırak patronlar seni kovsun!

burada bir tutam sabır var
kendiminkinden kopardım bir parça, (bende çok boldur) lazım oldukça ya sabır ya sabır, dokunursun.

burada güzel çaylar var
bu aralar senin için çok önemli
bitki çayları, kış çayları, şuruplar, kompostolar
demlersin, maksat midene dostluk olsun.

şuraya youtube'dan müzikler, bach dinle filan, koydum
ama müzik konusunda sen benden daha iyisin, koklayıp buluyorsun.

buraya bir silkintiotu koydum
kırk dert bir arada canına yandığım, kırkına birden deva olsun.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geceye bir şiir bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim