geceye bir şiir bırak
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
başlık "delirmiş_psikolog" tarafından 07.11.2020 20:02 tarihinde açılmıştır.
2101.
“bazen bir musluk sesine bile uyandı gözlerim, bazen hiçbir şeye uyanmadı. senden önce bin cümleye açılan ağzım, senden sonra bir harfe bile uzanmadı. benden sana ne kaldı, bilmedim. bulutun geçti, rüzgârın geçti, yağmurun geçti. bütün gün elimde bir dal parçası; ikiye bölüp durdum toprağı. bir eve döndüm bazen. her gece açık tutulan bir radyo: pink floyd: hey you! bu taşı kaldırmama yardım edecek misin? bazen, oyuklu bir kayaydım. bir sığırcık sürüsü geçmeyegörsün, bakır çalığı bir dağdım bazen. her yangına ateş taşıdım da seni uğurlarken yoluna su döktüm. üç defa öptüm alnından. üç defa geçtim aşk kelimesinden de artık geçmem harfinden dedim. bazen gökyüzüne baktım, bazen toprağa. her taşın gediğinde bilmediğim bir şey aradım. hayattı, çekiyordu, içine istiyordu bazen. gitmedim. bir eve döndüm bazen. boşluğuna akşamlar silkelenen bir eve. merdiven sayısı değişmeyen bir eve. bütün duvarlarında su sesi işitilen bir eve. topuk sesleriyle konuşan bir eve. açılıp kapanan kapılarıyla bir eve döndüm bazen.dünyaya sığdım da, bir yatağa sığmadım bazen.”
devamını gör...
2102.
"önce bir ellerin vardı yalnızlığımla benim aramda
sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar
sonra yüzün, onun ardından gözlerin, dudakların
sonra her şey çıkıp geldi
bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde
sen çıkardın utancını duvara astın
ben masanın üstüne kodum kuralları
her şey işte böyle oldu önce."
(bkz: cemal süreya)
sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar
sonra yüzün, onun ardından gözlerin, dudakların
sonra her şey çıkıp geldi
bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde
sen çıkardın utancını duvara astın
ben masanın üstüne kodum kuralları
her şey işte böyle oldu önce."
(bkz: cemal süreya)
devamını gör...
2103.
gecede bir uyku,
uykunun içinde ben...
uyuyorum,
uykudayım,
yanımda sen
uykunun içinde bir rüya,
rüyamda bir gece,
gecede ben...
bir yere gidiyorum,
delicesine...
aklımda sen.
ben seni seviyorum,
gizlice......
el pençe duruyorum,
yüzüne bakıyorum,
söylemeden tek hece.
devamını gör...
2104.
--! alıntı !--
ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
sevmek için güzele mi bakmalı?
çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
solması için gülü dalından mı koparmalı?
pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
-victor hugo -
--! alıntı !--
ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
sevmek için güzele mi bakmalı?
çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
solması için gülü dalından mı koparmalı?
pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
-victor hugo -
--! alıntı !--
devamını gör...
2105.
“ unutamam o güz ikindisini
her yanda alı al bir mutluluk
terli bir at gibi gülümseyiverdi
düşle gerçek arası dörtnala
bir koşudan sanki çoğala çoğala
gelip yitivermişti çarçabuk
beyaz kulelerle bayraklar ortasında “
s.218
sözcükler
melih cevdet anday
her yanda alı al bir mutluluk
terli bir at gibi gülümseyiverdi
düşle gerçek arası dörtnala
bir koşudan sanki çoğala çoğala
gelip yitivermişti çarçabuk
beyaz kulelerle bayraklar ortasında “
s.218
sözcükler
melih cevdet anday
devamını gör...
2106.
baka kalırım giden geminin ardından;
atamam kendimi denize, dünya güzel;
serde erkeklik var, ağlayamam.
orhan veli
atamam kendimi denize, dünya güzel;
serde erkeklik var, ağlayamam.
orhan veli
devamını gör...
2107.
"o bir çay istemişti, trenin içinde
biz tren yolcusuyduk, çölün içinde
ben yalnız kalmıştım, senin içinde
oysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni!
aşkı geçtik, gözlerini açabilirsin...
o bir dile sığınmıştı, sözü içinde
yolu yoluma çıkmıştı, çölü içinde
ben eski kalmıştım, senin içinde
oysa kaç çocuğun yerine övmüştüm seni!
düşü geçtik, kendine bakabilirsin...
o bir bende kırılmıştı, hayli içimde
ıssız otağ kurulmuştu, canım içinde
oysa kaç bahçe yerine açmıştım seni!
kimi geçtik, kimseye sorabilirsin..."
(bkz: haydar ergülen)
biz tren yolcusuyduk, çölün içinde
ben yalnız kalmıştım, senin içinde
oysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni!
aşkı geçtik, gözlerini açabilirsin...
o bir dile sığınmıştı, sözü içinde
yolu yoluma çıkmıştı, çölü içinde
ben eski kalmıştım, senin içinde
oysa kaç çocuğun yerine övmüştüm seni!
düşü geçtik, kendine bakabilirsin...
o bir bende kırılmıştı, hayli içimde
ıssız otağ kurulmuştu, canım içinde
oysa kaç bahçe yerine açmıştım seni!
kimi geçtik, kimseye sorabilirsin..."
(bkz: haydar ergülen)
devamını gör...
2108.
ne bileyim füsun,
şimdi aramıza duvar örsen,
yine kalkıp senin sevdiğin renge boyarım.
(bkz: didem madak)
sevince ben de böyle oluyorum, inanır mısın? kalkıp kendi duvarımı da yeşile boyayayım madem.
şimdi aramıza duvar örsen,
yine kalkıp senin sevdiğin renge boyarım.
(bkz: didem madak)
sevince ben de böyle oluyorum, inanır mısın? kalkıp kendi duvarımı da yeşile boyayayım madem.
devamını gör...
2109.
bugün de bitti.
bak geceye...
yumdu gözlerini aydınlık.
neler yaşadın,
neler yaşamak isteyipte yaşayamadın,
bilmiyorum.
kimler düşündü seni,
kimler özledi,
kimler üzdü
kalbini,
kim bilir?
kaç virgül koydun özlemlerine,
kaç mutluluğu noktaladın.
kaç hüzüne parantez açtın.
şimdi bırak
hepsini geride...
unut!.
seni üzen,
kıran,
döken
ne varsa.
sadece güldüklerini hatırla.
gözlerini gülerek kapa.
yeni bir güne
uyandığında,
yağmurlar yağsa bile şehire.
sen,
güneşi bul
getir bir yerlerden.
birileri karartsa da düşlerini.
sen rüzgârlara bırak hepsini.
mutluluk
uzakta değil,
avuçlarında
bunu sakın unutma..
bak geceye...
yumdu gözlerini aydınlık.
neler yaşadın,
neler yaşamak isteyipte yaşayamadın,
bilmiyorum.
kimler düşündü seni,
kimler özledi,
kimler üzdü
kalbini,
kim bilir?
kaç virgül koydun özlemlerine,
kaç mutluluğu noktaladın.
kaç hüzüne parantez açtın.
şimdi bırak
hepsini geride...
unut!.
seni üzen,
kıran,
döken
ne varsa.
sadece güldüklerini hatırla.
gözlerini gülerek kapa.
yeni bir güne
uyandığında,
yağmurlar yağsa bile şehire.
sen,
güneşi bul
getir bir yerlerden.
birileri karartsa da düşlerini.
sen rüzgârlara bırak hepsini.
mutluluk
uzakta değil,
avuçlarında
bunu sakın unutma..
devamını gör...
2110.
devamını gör...
2111.
dün görüşemedik.
iki yüzyıl görüşememişiz gibi geldi.
ve üç yüzyıl göresim geldi seni.
cemal süreyya
iki yüzyıl görüşememişiz gibi geldi.
ve üç yüzyıl göresim geldi seni.
cemal süreyya
devamını gör...
2112.
"hayat kilim, çile nakış
dokuyoruz iniş yokuş
marifet mânâya bakış
görene canımız kurban." abdürrahim karakoç
dokuyoruz iniş yokuş
marifet mânâya bakış
görene canımız kurban." abdürrahim karakoç
devamını gör...
2113.
66. sone
vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
o kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
değil mi ki kötüler kadı olmuş yemen' e
vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
o kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
değil mi ki kötüler kadı olmuş yemen' e
vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
devamını gör...
2114.
"papatya yapraklarından anca çay demlenir artık sevsende bir, sevmesende..
yokluğun sızlamıyor, varlığın manasız artık
gelsende bir gelmesende…"
en çok sen yoktun, alparslan yige
yokluğun sızlamıyor, varlığın manasız artık
gelsende bir gelmesende…"
en çok sen yoktun, alparslan yige
devamını gör...
2115.
ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
sen öldürüyorken de, vururken de güzelsin!
(bkz: nihal atsız)
ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
sen öldürüyorken de, vururken de güzelsin!
(bkz: nihal atsız)
devamını gör...
2116.
"bir umudum sensin, anlıyor musun?"
devamını gör...
2117.
çünkü dargın havsalamın
gücü yok bazı şeyleri taşımaya.
önce kalbim lanete çarpa çarpa gümrah
sonra kalbim gümrah ırmakları tanımaktan kaygulu
(bkz: ismet özel)
gücü yok bazı şeyleri taşımaya.
önce kalbim lanete çarpa çarpa gümrah
sonra kalbim gümrah ırmakları tanımaktan kaygulu
(bkz: ismet özel)
devamını gör...
2118.
acıya kahkaha atabilmek sanatsa eğer...
ben çok pahalı bir tabloyum.
herkes, herkesi aynı sevemez...
kimileri gururunun yettiği kadar sever;
kimileri de ömrünün yettiği kadar.
bizler...
güvensiz kalplerimizi,
karaktersiz insanlara borçluyuz.
aslında insanların gerçek yüzleri,
her zaman ortadadır.
sadece bakmakta...
ve anlamakta geç kalırsın.
bu kadar...
insanlar adaletsizliği sadece kendi başlarına gelince düşünüyorlar.
gerçekten yaşamak için...
önce birkaç kez ölmelisiniz.
bunun başka bir yolu yok...
bakın n'aptım biliyor musunuz?
bir gün...
yoldan geçen salakları saymaya başladım.
iki dakika sonra, 50'yi bulmuştum.
saflık var mıdır diye sorarsanız?
dünyadaki en saf insan olduğunu iddia eden kişiler...
aslında, şeytana danışmanlık yapabilecek kapasitede kişilerdir.
bence...
kendi kafandan çıkamıyorken,
başka biriyle olmak,
başkalarını düşünmek,
epeyce zordur.
hayat öyle bir şeydir ki.
doğarken neden ağladığını,
yaşarken fark ettirir.
ağzında bal damlayan ağrının bile kıçında iğne var...
ne güveni?
bu benim hayatım,
benim seçimlerim,
benim hatalarım,
benim sorunlarım,
benim yalnızlığım...
yani özetle...
sizi ilgilendirmez.
yılların bana öğrettiği...
şeylerden biri de bu oldu;
mutluluğu yakalamışsan,
sorgulama...
zor yola,
kolay kişilerle çıkmak...
en büyük hatadır.
mutlu olanların,
zaten hepsi şu an uyuyor...
mutsuz olanlara selam olsun.
-charles bukowski
ben çok pahalı bir tabloyum.
herkes, herkesi aynı sevemez...
kimileri gururunun yettiği kadar sever;
kimileri de ömrünün yettiği kadar.
bizler...
güvensiz kalplerimizi,
karaktersiz insanlara borçluyuz.
aslında insanların gerçek yüzleri,
her zaman ortadadır.
sadece bakmakta...
ve anlamakta geç kalırsın.
bu kadar...
insanlar adaletsizliği sadece kendi başlarına gelince düşünüyorlar.
gerçekten yaşamak için...
önce birkaç kez ölmelisiniz.
bunun başka bir yolu yok...
bakın n'aptım biliyor musunuz?
bir gün...
yoldan geçen salakları saymaya başladım.
iki dakika sonra, 50'yi bulmuştum.
saflık var mıdır diye sorarsanız?
dünyadaki en saf insan olduğunu iddia eden kişiler...
aslında, şeytana danışmanlık yapabilecek kapasitede kişilerdir.
bence...
kendi kafandan çıkamıyorken,
başka biriyle olmak,
başkalarını düşünmek,
epeyce zordur.
hayat öyle bir şeydir ki.
doğarken neden ağladığını,
yaşarken fark ettirir.
ağzında bal damlayan ağrının bile kıçında iğne var...
ne güveni?
bu benim hayatım,
benim seçimlerim,
benim hatalarım,
benim sorunlarım,
benim yalnızlığım...
yani özetle...
sizi ilgilendirmez.
yılların bana öğrettiği...
şeylerden biri de bu oldu;
mutluluğu yakalamışsan,
sorgulama...
zor yola,
kolay kişilerle çıkmak...
en büyük hatadır.
mutlu olanların,
zaten hepsi şu an uyuyor...
mutsuz olanlara selam olsun.
-charles bukowski
devamını gör...
2119.
senin dudakların pembe
ellerin beyaz,
al tut ellerimi bebek
tut biraz!
benim doğduğum köylerde
ceviz ağaçları yoktu,
ben bu yüzden serinliğe hasretim
okşa biraz!
benim doğduğum köylerde
buğday tarlaları yoktu,
dağıt saçlarını bebek
savur biraz!
benim doğduğum köyleri
akşamları eşkiyalar basardı.
ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
konuş biraz!
benim doğduğum köylerde
şimal rüzgarları eserdi,
ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
öp biraz!
sen türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
benim doğduğum köyler de güzeldi,
sen de anlat doğduğun yerleri,
anlat biraz!
hikaye - cahit külebi
ellerin beyaz,
al tut ellerimi bebek
tut biraz!
benim doğduğum köylerde
ceviz ağaçları yoktu,
ben bu yüzden serinliğe hasretim
okşa biraz!
benim doğduğum köylerde
buğday tarlaları yoktu,
dağıt saçlarını bebek
savur biraz!
benim doğduğum köyleri
akşamları eşkiyalar basardı.
ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
konuş biraz!
benim doğduğum köylerde
şimal rüzgarları eserdi,
ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
öp biraz!
sen türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
benim doğduğum köyler de güzeldi,
sen de anlat doğduğun yerleri,
anlat biraz!
hikaye - cahit külebi
devamını gör...
2120.
susuyor gönüldeki derinlikler ....
kurumuş ama sulanmayı bekleyen uçsuz bucaksız dağdaki çiçek gibi bekliyor zamanını... bazen rüzgar uğruyor yanına bazen de uzakta olan bir sıcaklık tozu.... tebessüm edercesine sallanıp selamını veriyor gönül bağlarına.... ve sonradan kelamlarını haykırırcasına ama sessizce söylüyor .... siz selam verip gidiyorsunuz ve siz yine uğrayıp gidiyorsunuz tıpkı geceyle gündüzün birbirine vedası gibi.... ama ben burdayım ve bu dağların küçük bir habersiz bekçisiyim ....
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162