geceye bir şiir bırak
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
başlık "delirmiş_psikolog" tarafından 07.11.2020 20:02 tarihinde açılmıştır.
2161.
2162.
ama sen uzaklardaydın ey kalbim
uzaklardaydın, sevdiğim uzaklardaydı
ayın yıldızların çağlayarak
berrak şelaler yaparak
coşku içinde aktığı
bir yerlerdeydi.
hani bir gün bir çobana rastlamıştık
adı ferhat mıydı neydi
koyunların, kuşların, böceklerin ve çiçeklerin
sadakatten mest oldukları
herbirinin gözlerinde
kaybolur gibi kayar gibi
dalıp gittiğimiz o saadet evreni
kayaların yüzlerinden okuduğumuz o ebedi bilinç
bizi çekip almıştı kılcal damarlarımızdan
yaslan göğsüme sevdiğim
benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir
toprak gibidir
sen ki bulut gibisin
ay gibisin güneş gibi bazen
usul usul inen
yağmur tıpırtılarını
dinler gibi
dalıp gitmiştik
sen konuşuyordun
ipil ipil yağan bir yağmur gibi konuşuyordun
onlar ki konuklarımızdı
adları keremdi,yusuftu, kaystı
hepside ezelden tanıdıktı dosttu
aşk risalesi / erdem bayazıt
uzaklardaydın, sevdiğim uzaklardaydı
ayın yıldızların çağlayarak
berrak şelaler yaparak
coşku içinde aktığı
bir yerlerdeydi.
hani bir gün bir çobana rastlamıştık
adı ferhat mıydı neydi
koyunların, kuşların, böceklerin ve çiçeklerin
sadakatten mest oldukları
herbirinin gözlerinde
kaybolur gibi kayar gibi
dalıp gittiğimiz o saadet evreni
kayaların yüzlerinden okuduğumuz o ebedi bilinç
bizi çekip almıştı kılcal damarlarımızdan
yaslan göğsüme sevdiğim
benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir
toprak gibidir
sen ki bulut gibisin
ay gibisin güneş gibi bazen
usul usul inen
yağmur tıpırtılarını
dinler gibi
dalıp gitmiştik
sen konuşuyordun
ipil ipil yağan bir yağmur gibi konuşuyordun
onlar ki konuklarımızdı
adları keremdi,yusuftu, kaystı
hepside ezelden tanıdıktı dosttu
aşk risalesi / erdem bayazıt
devamını gör...
2163.
git iş işten geçmeden git, çok geç olmadan vakit,
günahıma girmeden, katilim olmadan git!
git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle, beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.
git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar
mademki benli hayat sana kafes kadar dar, uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.
hadi git, benden sana dilediğince izin,
öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.
kahrımın nedenini söylesem irkilirler;
çünkü herkes beni kays, seni leyla bilirler.
sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın.
hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak, zannetme ki pişmanlık, mutluluk kadar ırak!
sanma ki fasl-ı bahar geldiği gibi gitmez,
sanma ki hüsranını görmeye ömrün yetmez.
her darbene tahammül edecektir bedenim, gururum mani olur perişanıma benim.
yari ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.
henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka, sana gül bahçesini kim açar benden başka!
hercai arılara meyhanedir çiçekler,
kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!
madem aşk tablosunun takdirinden acizsin,
git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.
ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet,
git de allah aşkına bir selama muhtaç et!
güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan! fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!
kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm, her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.
korkulu düşlerimi yorumdan kaçıyorum;
sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum.
git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit, günahıma girmeden, katilim olmadan git!”
devamını gör...
2164.
"umduğun inceliğe inmiyorsa söz,
çekil suskunluğun tüneklerine;
ucuz etme anlamı...
böyle zamanlarda insan
çokluk yalnız kalmalı...
sevgisiz seslerle çevren çiğ,
uysan uzaklaşırsın kendi özünden,
dirensen günün karanlık...
bu yüzdendir gecelerin güzelliği,
geceler aydınlık
al getir kendi derinliklerine,
ufuksuz sularda duran gemini...
getir ki sabaha çok var...
hem bakarsın gecelerin koynundan
bir bilen çıkar..."
(bkz: şükrü erbaş)
çekil suskunluğun tüneklerine;
ucuz etme anlamı...
böyle zamanlarda insan
çokluk yalnız kalmalı...
sevgisiz seslerle çevren çiğ,
uysan uzaklaşırsın kendi özünden,
dirensen günün karanlık...
bu yüzdendir gecelerin güzelliği,
geceler aydınlık
al getir kendi derinliklerine,
ufuksuz sularda duran gemini...
getir ki sabaha çok var...
hem bakarsın gecelerin koynundan
bir bilen çıkar..."
(bkz: şükrü erbaş)
devamını gör...
2165.
o mavi gözlü bir devdi,
minnacık bir kadın sevdi.
kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.
bir dev gibi seviyordu dev,
ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.
o mavi gözlü bir devdi,
minnacık bir kadın sevdi.
mini minnacıktı kadın.
rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.
şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan ev...
minnacık bir kadın sevdi.
kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.
bir dev gibi seviyordu dev,
ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.
o mavi gözlü bir devdi,
minnacık bir kadın sevdi.
mini minnacıktı kadın.
rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.
şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan ev...
devamını gör...
2166.
monna rosa / sezai karakoç
monna rosa, siyah güller, ak güller;
gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
kanadı kırık kuş merhamet ister;
ah, senin yüzünden kana batacak,
monna rosa, siyah güller, ak güller!
monna rosa, siyah güller, ak güller;
gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
kanadı kırık kuş merhamet ister;
ah, senin yüzünden kana batacak,
monna rosa, siyah güller, ak güller!
devamını gör...
2167.
bilirim ki
kulağım çınladığında
özleyenim vardır uzaklarda..
ve yine bilirim ki..
özleyenim,
özlediğimdir aslında.
kiminle yaşarsan yaşa
kalbindekiyle yaşlanırsın..
sam smith - stay with me
kulağım çınladığında
özleyenim vardır uzaklarda..
ve yine bilirim ki..
özleyenim,
özlediğimdir aslında.
kiminle yaşarsan yaşa
kalbindekiyle yaşlanırsın..
sam smith - stay with me
devamını gör...
2168.
birileri mutsuzsa, mutsuzlara nergis yolla, bir kırmızı battaniye, onlara bir mutluluk çadırı yolla, sonra belki, ben de gelirim. kuşlarımı da bırakayım gitsinler, dışarıda ölürler mi sence? / didem madak
devamını gör...
2169.
sıfırdan yüze
bastıkça çatırdayan
taş
baktıkça ağrıyan
kalp
sustukça ağırlaşan
söz
benim
sanırım başlamak için en iyi yerdeyim
tutma
sıfırdan yüze çıksın şiirim
su yüzüne
gök yüzüne
gül yüzüne
bağırsın sesim
yıldıray coşkun
bastıkça çatırdayan
taş
baktıkça ağrıyan
kalp
sustukça ağırlaşan
söz
benim
sanırım başlamak için en iyi yerdeyim
tutma
sıfırdan yüze çıksın şiirim
su yüzüne
gök yüzüne
gül yüzüne
bağırsın sesim
yıldıray coşkun
devamını gör...
2170.
"gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak
ne bir içten dostunuz var acınızı alacak
unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu;
toprağı rüzgârı denizi göğü
o her zaman bir insanla anlamlı
tükenmez bir hazine gibi kendini sunan doğayı
unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların
ve ucuz korkuların kör kuyularına
daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz.
fırlayıp ilk ışıklarıyla günün dağınık yataklardan
koşaradım gidiyorsunuz işinize değişmeyen yollardan
kurulmuş saatler gibi günboyu çalışıp tekdüze
uzayan gölgelerle koşaradım dönüyorsunuz evinize.
ne kadar uzaksa bir felaket sizden o kadar mutlusunuz
unuttunuz başkalarının acısını duymayı
küçük çıkarların büyük kurnazları
alışverişe döndü tüm ilişkileriniz, hesaplı, planlı
sevgileriniz ayaküstü, ilgileriniz koşaradım
unuttunuz konuşmayı kendinizi vererek
düşünmeden bir başka şeyi, içten yalın dürüst
dışa vurmayı duygularınızı
unuttunuz, neydi bir ince söze yakışan en güzel davranış.
gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
-ki bu en büyük kötülüktür size-
yıkanmıyor bir kez olsun yüreğiniz yağmurlarla
denizler boşuna devinip duruyor bir çarşaf gibi
gerip ufkunuza mavisini, çiçekler her bahar
uyanışın türküsünü söylüyor da görmüyorsunuz.
sizin adınıza dünyanın pek çok yerinde
insanlar dövüşüyor ellerinde yürekleri birer ülke
anlamıyorsunuz inançlarını bir kez düşünmüyorsunuz.
ömrünüzü güzelleştirecek bir şey almadan hayattan
bir şeyler bırakmadan ardınızda gelecek adına
koşaradım tükeniyorsunuz insan kardeşlerim
koşaradım
duymadan bir gün olsun dünyayı iliklerinizde."
(bkz: şükrü erbaş)
ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak
ne bir içten dostunuz var acınızı alacak
unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu;
toprağı rüzgârı denizi göğü
o her zaman bir insanla anlamlı
tükenmez bir hazine gibi kendini sunan doğayı
unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların
ve ucuz korkuların kör kuyularına
daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz.
fırlayıp ilk ışıklarıyla günün dağınık yataklardan
koşaradım gidiyorsunuz işinize değişmeyen yollardan
kurulmuş saatler gibi günboyu çalışıp tekdüze
uzayan gölgelerle koşaradım dönüyorsunuz evinize.
ne kadar uzaksa bir felaket sizden o kadar mutlusunuz
unuttunuz başkalarının acısını duymayı
küçük çıkarların büyük kurnazları
alışverişe döndü tüm ilişkileriniz, hesaplı, planlı
sevgileriniz ayaküstü, ilgileriniz koşaradım
unuttunuz konuşmayı kendinizi vererek
düşünmeden bir başka şeyi, içten yalın dürüst
dışa vurmayı duygularınızı
unuttunuz, neydi bir ince söze yakışan en güzel davranış.
gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
-ki bu en büyük kötülüktür size-
yıkanmıyor bir kez olsun yüreğiniz yağmurlarla
denizler boşuna devinip duruyor bir çarşaf gibi
gerip ufkunuza mavisini, çiçekler her bahar
uyanışın türküsünü söylüyor da görmüyorsunuz.
sizin adınıza dünyanın pek çok yerinde
insanlar dövüşüyor ellerinde yürekleri birer ülke
anlamıyorsunuz inançlarını bir kez düşünmüyorsunuz.
ömrünüzü güzelleştirecek bir şey almadan hayattan
bir şeyler bırakmadan ardınızda gelecek adına
koşaradım tükeniyorsunuz insan kardeşlerim
koşaradım
duymadan bir gün olsun dünyayı iliklerinizde."
(bkz: şükrü erbaş)
devamını gör...
2171.
sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş;
bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş.
gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş,
bir sır ki bu,ölsen bile açamazsın...
anlatması imkansız olan öyle bir an ki,
hülyadaki ses varlığının gayesi sanki...
bak emrediyor:daldığın alemden uyan ki,
mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...
kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
cismin sana yetmez mi? çabuk kalbini sök,ver!
yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...
ram ol bana,ruhun yeni bir aleme girsin...
yazmış kaderin:aşkıma ömrünce esirsin!
aklınla,şuurunla,hayalinle bilirsin.
mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...
(bkz: hüseyin nihal atsız)
bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş.
gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş,
bir sır ki bu,ölsen bile açamazsın...
anlatması imkansız olan öyle bir an ki,
hülyadaki ses varlığının gayesi sanki...
bak emrediyor:daldığın alemden uyan ki,
mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...
kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
cismin sana yetmez mi? çabuk kalbini sök,ver!
yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...
ram ol bana,ruhun yeni bir aleme girsin...
yazmış kaderin:aşkıma ömrünce esirsin!
aklınla,şuurunla,hayalinle bilirsin.
mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...
(bkz: hüseyin nihal atsız)
devamını gör...
2172.
“durakta üç kişi
adam kadın ve çocuk..
adamın elleri ceplerinde kadın çocuğun elini tutmuş.
adam hüzünlü hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü..
kadın güzel güzel anılar gibi güzel.
çocuk güzel anılar gibi hüzünlü hüzünlü şarkılar gibi güzel…”
cemal süreya
adamın elleri ceplerinde kadın çocuğun elini tutmuş.
adam hüzünlü hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü..
kadın güzel güzel anılar gibi güzel.
çocuk güzel anılar gibi hüzünlü hüzünlü şarkılar gibi güzel…”
cemal süreya
devamını gör...
2173.
bir gün gelir de
ölüme yenilirsem eğer
-yenileceğim demiyorum
yenilirsem eğer-
deyin ki, erlerindendi
eşit olmayan bir savaşın
kılıcı sözcüklerdi,
kalkanı sevgiler.
-ahmet erhan
ölüme yenilirsem eğer
-yenileceğim demiyorum
yenilirsem eğer-
deyin ki, erlerindendi
eşit olmayan bir savaşın
kılıcı sözcüklerdi,
kalkanı sevgiler.
-ahmet erhan
devamını gör...
2174.
...
şuramızda birşey var
acıya benzer
umuda benzer
böyle günlerde her şey
hem acıya, hem umuda benzer
...
zekai özger/ günler perişan
şuramızda birşey var
acıya benzer
umuda benzer
böyle günlerde her şey
hem acıya, hem umuda benzer
...
zekai özger/ günler perişan
devamını gör...
2175.
bilmezler yalnız yaşamayanlar,
nasıl korku verir sessizlik insana;
insan nasıl konuşur kendisiyle;
nasıl koşar aynalara,
bir cana hasret,
bilmezler.*
nasıl korku verir sessizlik insana;
insan nasıl konuşur kendisiyle;
nasıl koşar aynalara,
bir cana hasret,
bilmezler.*
devamını gör...
2176.
bilmezler yalniz yaşamayanlar,
nasil korku verir sessizlik insana;
ınsan nasil konuşur kendisiyle;
nasil koşar aynalara,
bir cana hasret,
bilmezler.
nasil korku verir sessizlik insana;
ınsan nasil konuşur kendisiyle;
nasil koşar aynalara,
bir cana hasret,
bilmezler.
devamını gör...
2177.
ateş gazeli 
güzelliğinin tecellisinden sevgilim, ilkbahar ateş.
gül ateş, bülbül ateş, sümbül ateş, toprak ve diken ateş.
gün yüzünün ışıklarıdır bütün âşıkları yakan.
gönül ateş, sine ateş hem yaşlar saçan gözlerim ateş. aydınlık yüzünün hayaliyle yansa can ve gönül hiç şaşılır mı?
sevgilim gel de gör, kalbimde ateş. ah edip ağlayışım ateş.
ne mümkün bunca ateşle aşk şehidini yıkamak.
ceset ateş, kefen ateş, hem şu tatlı su bile ateş. ben el çektim gönül sefasından ve can rahatından.
sefa ateş, cefa ateş, kaçışım ateş, kalışım ateş.
ne yapsam bu mahzun kalbimi neşelendiremem şahim.
gam ateş, dert ortağı ateş, mutluluk temennisi bile ateş.
bu can sağlık sıhhat ümit eder mi o yardan? asla. o gül yanaklı güzel, gözlerinden saçtıkça ateş.

güzelliğinin tecellisinden sevgilim, ilkbahar ateş.
gül ateş, bülbül ateş, sümbül ateş, toprak ve diken ateş.
gün yüzünün ışıklarıdır bütün âşıkları yakan.
gönül ateş, sine ateş hem yaşlar saçan gözlerim ateş. aydınlık yüzünün hayaliyle yansa can ve gönül hiç şaşılır mı?
sevgilim gel de gör, kalbimde ateş. ah edip ağlayışım ateş.
ne mümkün bunca ateşle aşk şehidini yıkamak.
ceset ateş, kefen ateş, hem şu tatlı su bile ateş. ben el çektim gönül sefasından ve can rahatından.
sefa ateş, cefa ateş, kaçışım ateş, kalışım ateş.
ne yapsam bu mahzun kalbimi neşelendiremem şahim.
gam ateş, dert ortağı ateş, mutluluk temennisi bile ateş.
bu can sağlık sıhhat ümit eder mi o yardan? asla. o gül yanaklı güzel, gözlerinden saçtıkça ateş.
devamını gör...
2178.
dost
bir gece habersiz bize gel
merdivenler gıcırdamasın
öyle yorgunum ki hiç sorma
sen halimden anlarsın
sabahlara kadar oturup konuşalım
kimse duymasın
mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız
dokunarak uçalım.
insanlardan buz gibi soğudum,
işte yalnız sen varsın
öyle halsizim ki hiç sorma
anlarsın.
cahit külebi
bir gece habersiz bize gel
merdivenler gıcırdamasın
öyle yorgunum ki hiç sorma
sen halimden anlarsın
sabahlara kadar oturup konuşalım
kimse duymasın
mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız
dokunarak uçalım.
insanlardan buz gibi soğudum,
işte yalnız sen varsın
öyle halsizim ki hiç sorma
anlarsın.
cahit külebi
devamını gör...
2179.
devamını gör...
2180.
kıyılarımı dövüyor göz yaşların
karaya vuran balıklar misali
tel tel dökülen kirpiklerin
ıslak ama cansız...
yamaçlarıma yuvarlanıyor ağıtların
kökünden sökülmüş ağaçlar misali,
ellerin hala semaya açılmış
sessiz ama derin...
kulağımda yankılanıyor nefesin
yaprağı dalından eden bir rüzgar misali,
omuzlarından akan saçların
savruk ve kimsesiz...
şahsım tarafından kaleme alınmıştır(:
karaya vuran balıklar misali
tel tel dökülen kirpiklerin
ıslak ama cansız...
yamaçlarıma yuvarlanıyor ağıtların
kökünden sökülmüş ağaçlar misali,
ellerin hala semaya açılmış
sessiz ama derin...
kulağımda yankılanıyor nefesin
yaprağı dalından eden bir rüzgar misali,
omuzlarından akan saçların
savruk ve kimsesiz...
şahsım tarafından kaleme alınmıştır(:
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162