geceye bir şiir bırak
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
başlık "delirmiş_psikolog" tarafından 07.11.2020 20:02 tarihinde açılmıştır.
1741.
usandım taş basması günler yaşamaktan
yalnızlığımı büyütüyorum korkunç
yani bağırmak sana sulardan.
her gün yeniden ölmek
elinden karanlık adamların
yalanla, ekmekle, silahla.
üstümüze bakarken çağlar
her çocuk başı okşadığımız
suçlu bizmişiz gibi
büyüyor avcumuzda.
gözlerinde bile
deniz dibi gözlerinde ölüler
askerler ve gemiciler halinde.
ihtiyar yüreği toprağın
buğdayı, elma'sı
korkuda.
suskunluğum, utancım büyük
sıkıntım kara.
gel dağıt mavini
kör kuyular uykuma.
devamını gör...
1742.
“bir de kuşlar var hakim bey
her şeyin başı onlar.
onlar özgürlüğü koyuyor insanların kafasına..
baksanıza,
terörist terörist uçuyorlar…”
ahmed arif
her şeyin başı onlar.
onlar özgürlüğü koyuyor insanların kafasına..
baksanıza,
terörist terörist uçuyorlar…”
ahmed arif
devamını gör...
1743.
tutsaklığını dar sokaklarında büyürken
sevmek niye, yetmeden öncelere?
seni düşünmek bir yağmur ansızın
akşamüstleri yorgun caddelere
içimde yeniden bir umut
yeniden bir kahır sevgilere
söylenmemiş şiirler dudaklarımdan
savruluyor susuk gecelere
üstelik hep mutlu olmak gülünç
sığmak güç evlere kahvelere
ellerinden bir tutsam, biliyorum
koşum ötelere ötelere
ataol behramoğlu
yarım yüzyıldan şiirler
1960
sevmek niye, yetmeden öncelere?
seni düşünmek bir yağmur ansızın
akşamüstleri yorgun caddelere
içimde yeniden bir umut
yeniden bir kahır sevgilere
söylenmemiş şiirler dudaklarımdan
savruluyor susuk gecelere
üstelik hep mutlu olmak gülünç
sığmak güç evlere kahvelere
ellerinden bir tutsam, biliyorum
koşum ötelere ötelere
ataol behramoğlu
yarım yüzyıldan şiirler
1960
devamını gör...
1744.
bunca yıl sönmemiş umudum
nisan değilse mayıs
perşembe değilse pazar
ben belma sebil'i bulurum
attila ilhan-belma sebil
nisan değilse mayıs
perşembe değilse pazar
ben belma sebil'i bulurum
attila ilhan-belma sebil
devamını gör...
1745.
işte ben
ben alışılmamış bir insanım biliyorum
bir karanlıktır ben de pırıl pırıl zamanlar
mağrur kalbim her yerde asi ve yalnız
neyleyim umduğum gibi çıkmadı insanlar.
herkes bir şey aldı götürdü benden
dağıttım kaç yıl sevgilerimi cömertcesine
gözlerim bir vefa arar, arar da bulamaz
nicedir hasret kulaklarım bir dost sesine
bilirim, çoğu gün hüzünlüdür bakışlarım
içimde biri ağlar güldüğüm zaman bile
gömerken kalbime bütün arzularımı
yanarım yaşanmamış anıların özlemiyle
sevdiğim mahzun şarkılardır, hüzünlü resimler
garip akşamlarda yaşadığımı anlarım
çevremde kim varsa konuşur durmadan
ben hep bir heykel asaletiyle susarım.
gecenin bir yerinde teselliler biter de
dağıtır saçlarımı onun güzel elleri
kokusu rengi kalır ellerinin gecelerde
doğan gün uzaklardan getirir sevdiğimi...
(bkz: ümit yaşar oğuzcan)
ben alışılmamış bir insanım biliyorum
bir karanlıktır ben de pırıl pırıl zamanlar
mağrur kalbim her yerde asi ve yalnız
neyleyim umduğum gibi çıkmadı insanlar.
herkes bir şey aldı götürdü benden
dağıttım kaç yıl sevgilerimi cömertcesine
gözlerim bir vefa arar, arar da bulamaz
nicedir hasret kulaklarım bir dost sesine
bilirim, çoğu gün hüzünlüdür bakışlarım
içimde biri ağlar güldüğüm zaman bile
gömerken kalbime bütün arzularımı
yanarım yaşanmamış anıların özlemiyle
sevdiğim mahzun şarkılardır, hüzünlü resimler
garip akşamlarda yaşadığımı anlarım
çevremde kim varsa konuşur durmadan
ben hep bir heykel asaletiyle susarım.
gecenin bir yerinde teselliler biter de
dağıtır saçlarımı onun güzel elleri
kokusu rengi kalır ellerinin gecelerde
doğan gün uzaklardan getirir sevdiğimi...
(bkz: ümit yaşar oğuzcan)
devamını gör...
1746.
hani o bırakıp giderken seni
bu öksüz tavrını takmayacaktın
alnına koyarken veda buseni
yüzüme bu türlü bakmayacaktın
gelse de en acı sözler dilime
uçacak sanırım birkaç kelime
bir alev halinde düştün elime
hani ey gözyaşım akmayacaktın
bu öksüz tavrını takmayacaktın
alnına koyarken veda buseni
yüzüme bu türlü bakmayacaktın
gelse de en acı sözler dilime
uçacak sanırım birkaç kelime
bir alev halinde düştün elime
hani ey gözyaşım akmayacaktın
devamını gör...
1747.
hani derler ya; ben sensiz yaşayamam, diye.
işte ben onlardan değilim.
ben sensiz de yaşarım;
ama seninle bir başka yaşarım.
işte ben onlardan değilim.
ben sensiz de yaşarım;
ama seninle bir başka yaşarım.
devamını gör...
1748.
kendi tanımıma favori atabilseydim,
yüz kere, bin kere bu tanıma atardım.
...
seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
martılar konuyor omuzlarıma,
gözlerin istanbul oluyor birden.
akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
durgun sular gibi azalacağım
bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.
şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
yalnız gözlerime bak diyeceksin.
ellerim usulca ellerine değince
kaybolup gideceksin
bir elim seni çizecek bütün pencerelere
bir elim seni silecek.
kalbim: ebemkuşağı; günde bin kere
senin için yeni baştan can kesilecek.
ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
sonra seni kaybetmek hemen her yerde
ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
yapayalnız kalmak iskelelerde.
seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
martılar konuyor omuzlarıma,
gözlerin istanbul oluyor birden.
yavuz bülent bâkiler gözlerin istanbul oluyor birden şiirinden...
yüz kere, bin kere bu tanıma atardım.
...
seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
martılar konuyor omuzlarıma,
gözlerin istanbul oluyor birden.
akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
durgun sular gibi azalacağım
bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.
şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
yalnız gözlerime bak diyeceksin.
ellerim usulca ellerine değince
kaybolup gideceksin
bir elim seni çizecek bütün pencerelere
bir elim seni silecek.
kalbim: ebemkuşağı; günde bin kere
senin için yeni baştan can kesilecek.
ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
sonra seni kaybetmek hemen her yerde
ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
yapayalnız kalmak iskelelerde.
seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
martılar konuyor omuzlarıma,
gözlerin istanbul oluyor birden.
yavuz bülent bâkiler gözlerin istanbul oluyor birden şiirinden...
devamını gör...
1749.
i
güneşin müjdecisi sabah yıldızına,
ismi tarık olana,
gebeliğin tanrıçası olan incir'e,
sırt suyunun zürriyeti olan zeytin'e
tek gamzeli veletlere,
ayaklarında cihanı sallayan annelere,
atlara, halktan yana olan kanunlara
kökleri kurusuca saray sütünlarına
doğum anımda annemin kırmızı yanaklarına
allah'a inanır gibi inanıyorum,
kâfir olduğumu söylüyor mollalar şeyhler,
şerlerinden o'na sığınıyorum.
(...)
güneşin müjdecisi sabah yıldızına,
ismi tarık olana,
gebeliğin tanrıçası olan incir'e,
sırt suyunun zürriyeti olan zeytin'e
tek gamzeli veletlere,
ayaklarında cihanı sallayan annelere,
atlara, halktan yana olan kanunlara
kökleri kurusuca saray sütünlarına
doğum anımda annemin kırmızı yanaklarına
allah'a inanır gibi inanıyorum,
kâfir olduğumu söylüyor mollalar şeyhler,
şerlerinden o'na sığınıyorum.
(...)
devamını gör...
1750.
çok özledim.
gözlerim benden habersiz,
sihirli kutuya kayıtsız teslim olmuş.
şu darmadağın halimi görmüyorlar.
kulaklarım sadece sana kesilmiş
yüreğimin yangınına aldırış etmiyorlar.
iyi hissetmiyorum kendimi bir tuhafım.
ben üşümem bilirsin.
peki, neden tutmuyor ellerim, ayaklarım?
gözlerim neden mat ve donuk?
neden kilitlendi kör bakışlarım boşluğa?
neden konuşmuyor aynalar?
neden cevap vermiyor duvarlar?
gözlerim benden habersiz,
sihirli kutuya kayıtsız teslim olmuş.
şu darmadağın halimi görmüyorlar.
kulaklarım sadece sana kesilmiş
yüreğimin yangınına aldırış etmiyorlar.
iyi hissetmiyorum kendimi bir tuhafım.
ben üşümem bilirsin.
peki, neden tutmuyor ellerim, ayaklarım?
gözlerim neden mat ve donuk?
neden kilitlendi kör bakışlarım boşluğa?
neden konuşmuyor aynalar?
neden cevap vermiyor duvarlar?
devamını gör...
1751.
bakışsız bir kedi kara
gelir dalgın bir cambaz.
geç saatlerin denizinden.
üfler lambayı.
uzanır ağladığım yanıma.
danyal yalvaç için.
aşağıda bir kör kadın.
hısım.
sayıklar bir dilde bilmediğim.
göğsünde ağır bir kelebek.
içinde kırık çekmeceler.
içer içki üzünç teyze tavan arasında.
işler gergef.
insancıl okullardan kovgun.
geçer sokaktan bakışsız bir
kedi kara.
çuvalında yeni ölmüş bir çocuk.
kanatları sığmamış.
bağırır
eskici dede.
bir korsan gemisi! girmiş körfeze.
ece ayhan
gelir dalgın bir cambaz.
geç saatlerin denizinden.
üfler lambayı.
uzanır ağladığım yanıma.
danyal yalvaç için.
aşağıda bir kör kadın.
hısım.
sayıklar bir dilde bilmediğim.
göğsünde ağır bir kelebek.
içinde kırık çekmeceler.
içer içki üzünç teyze tavan arasında.
işler gergef.
insancıl okullardan kovgun.
geçer sokaktan bakışsız bir
kedi kara.
çuvalında yeni ölmüş bir çocuk.
kanatları sığmamış.
bağırır
eskici dede.
bir korsan gemisi! girmiş körfeze.
ece ayhan
devamını gör...
1752.
--seninle olmanın en güzel yanı --
seninle olmanın en güzel yanı
seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
''seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...
seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.
seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.
seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
nereden bileceksin?
sen benimle hiç olmadın ki. olsaydın avuçlarım terlemezdi... ısırmazdım dilimin ucunu... özlemezdim seni yanımdayken.kıskanmazdım.
korkmazdım yollarda yürümekten. ıslanmazdım yağmurlarda... yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.
korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... ve her kulaçta haykırırdım seni..
ama sen hiç benimle olmadın ki...
ya aklın başka yerlerdeydi ya yüreğin...
bir ara deli gibi okuyup ezberimde gezen bir şiirdi . ama hiç bilmedi.
seninle olmanın en güzel yanı
seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
''seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...
seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.
seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.
seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
nereden bileceksin?
sen benimle hiç olmadın ki. olsaydın avuçlarım terlemezdi... ısırmazdım dilimin ucunu... özlemezdim seni yanımdayken.kıskanmazdım.
korkmazdım yollarda yürümekten. ıslanmazdım yağmurlarda... yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.
korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... ve her kulaçta haykırırdım seni..
ama sen hiç benimle olmadın ki...
ya aklın başka yerlerdeydi ya yüreğin...
bir ara deli gibi okuyup ezberimde gezen bir şiirdi . ama hiç bilmedi.
devamını gör...
1753.
1754.
"bin birinci gece şairi yarattı,
bin ikinci gece cemal'i
bin üçüncü gece şiir okudu tanrı,
başa döndü sonra,
kadını yeniden yarattı."
-ülkü tamer
bin ikinci gece cemal'i
bin üçüncü gece şiir okudu tanrı,
başa döndü sonra,
kadını yeniden yarattı."
-ülkü tamer
devamını gör...
1755.
bir çift güvercin havalansa
yanık yanık koksa karanfil
değil bu anılacak şey değil
apansız geliyor aklıma
neredeyse gün doğacaktı
herkes gibi kalkacaktınız
belki daha uykunuz da vardı
geceniz geliyor aklıma
sevdiğim çiçek adları gibi
sevdiğim sokak adları gibi
bütün sevdiklerimin adları gibi
adınız geliyor aklıma
rahat döşeklerin utanması bundan
öpüşürken bu dalgınlık bundan
tel örgünün deliğinde buluşan
parmaklarınız geliyor aklıma
nice aşklar arkadaşlıklar gördüm
kahramanlıklar okudum tarihte
çağımıza yakışan vakur, sade
davranışınız geliyor aklıma
bir çift güvercin havalansa
yanık yanık koksa karanfil
değil unutulur şey değil
çaresiz geliyor aklıma.
devamını gör...
1756.
bu gecede mi yoksun yanımda ? bitmeyecek mi sensizligim? ne zaman dolacak çilem? söyle be ömrümün kara gülü seni beni kimler kanattı? yine mi bitmez sorular bana seni aratti...........bitmesin gecem .......hep seninle sonsuzluğa uzansin......,...................................
devamını gör...
1757.
yalnızlık
şemsiye yapımcıları
ıslanmaktan
tek kişiyi koruyacak genişlikte
kesince kumaşları
yağmur değil
yalnızlıktır yağan
daha da hüzünlendirir her gece
kentin sokaklarını
bekçinin nefesiyle
düdüğün içinde dönen
nohut taneciğinin
yalnızlığı
ne çok sevinirim bilseniz
bir yılan
mezarıma girerde
göğüs kafesimin kemikleri içinde
kış uykusuna
yatarsa
devamını gör...
1758.
eskisi gibi yaşıyorum
gezerek, düşünerek..
yalnız biletsiz biniyorum vapura, trene
pazarlıksız alış-veriş ediyorum.geceleri evimdeyim, rahatım yerinde
(bir de sıkılınca pencereyi açabilsem)
ah... başımı kaşımak, çiçek koparmak
el sıkmak istiyorum arada bir...
melih cevdet anday
gezerek, düşünerek..
yalnız biletsiz biniyorum vapura, trene
pazarlıksız alış-veriş ediyorum.geceleri evimdeyim, rahatım yerinde
(bir de sıkılınca pencereyi açabilsem)
ah... başımı kaşımak, çiçek koparmak
el sıkmak istiyorum arada bir...
melih cevdet anday
devamını gör...
1759.
suz-i dilâra
ben yaşın on sekizinde
delilikler divanelikler ettim
fındık fıstık yükledim şileplere
çımacılarla gün kavşağına gittim
senin bildiğin işler
benim bildiğim işler değildi
ben her tanrının günü
kırlarda gezindim
ben yağmur sularıyla yaşadım oluklarda
toprağın içine geçtim
dört mevsim kapında ben
ağaç gibi bekledim
bendim nehirden su taşıyan
odun yaran ormanda
ıslık çalarak şehre
üzümcülerle giren bendim
benim aklımdan geçenler
senin aklından geçenler değildi
ben 10 yıl istanbul’da
sensiz ayak teptim
ben yaşın on sekizinde
bir hayli serüven geçirdim
ismimi yazdım vapurlara
delilikler divanelikler ettim.
salâh birsel
(1919-1999)
ben yaşın on sekizinde
delilikler divanelikler ettim
fındık fıstık yükledim şileplere
çımacılarla gün kavşağına gittim
senin bildiğin işler
benim bildiğim işler değildi
ben her tanrının günü
kırlarda gezindim
ben yağmur sularıyla yaşadım oluklarda
toprağın içine geçtim
dört mevsim kapında ben
ağaç gibi bekledim
bendim nehirden su taşıyan
odun yaran ormanda
ıslık çalarak şehre
üzümcülerle giren bendim
benim aklımdan geçenler
senin aklından geçenler değildi
ben 10 yıl istanbul’da
sensiz ayak teptim
ben yaşın on sekizinde
bir hayli serüven geçirdim
ismimi yazdım vapurlara
delilikler divanelikler ettim.
salâh birsel
(1919-1999)
devamını gör...
1760.
takalar geçiyor allı yeşilli
takalar geçiyor dümenleri lazlı
takalar geçiyor en nazlı
yelkenlilerden de güzel
güvenli sularda işsiz dönenen
gezi yelkenlerinden çok duyarak denizi
takalar geçiyor enginlere
yamalı göğsünü gere gere
takalar geçiyor yükle yürekle
takalar geçiyor emekle dolu
günlük güneşlik kıyılarından kopmuş
denizlerde anadolu
kıyılar kadın olmuş
açılır gider erkeği
takalar takalar toprağın
denizde çarpan yüreği
bülent ecevit
takalar geçiyor dümenleri lazlı
takalar geçiyor en nazlı
yelkenlilerden de güzel
güvenli sularda işsiz dönenen
gezi yelkenlerinden çok duyarak denizi
takalar geçiyor enginlere
yamalı göğsünü gere gere
takalar geçiyor yükle yürekle
takalar geçiyor emekle dolu
günlük güneşlik kıyılarından kopmuş
denizlerde anadolu
kıyılar kadın olmuş
açılır gider erkeği
takalar takalar toprağın
denizde çarpan yüreği
bülent ecevit
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162