2241.
beni güzel hatırla!

bunlar son satırlar.
farzet ki bir rüzgardım, esip geçtim hayatından.
ya da bir yağmur, sel oldum sokağında.
sonra toprak çekti suyu, kaybolup gittim.
belki de bir rüyaydım senin için, uyandın ve ben bittim.
beni güzel hatırla!
çünkü sevdim seni, her şeyini...
sana sırdaş oldum, dost oldum, koynumda ağladın...
yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini.
beni üzdün, kınamadım.
alışıktım vefasızlığı, el oldun aldırmadım.
beni güzel hatırla!
sayfalarca mektup bıraktım sana.
şiirler yazdım her gece, çoğunu okutmadım**
sakladım günahını sevabını içimde.
sessizce gittim.
senden öncekiler gibi sen de anlamadın.
beni güzel hatırla!
sana unutulmaz geceler bıraktım,
sana en yorgun sabahlar, gülüşümü, gözlerimi sonra sesimi bıraktım.
en güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka.
söylenmemiş "merhaba" lar sakladım her köşeye,
vedalar bıraktım duraklarda.
ne ararsan bir sevdanın içinde fazlasıyla bıraktım ardımda.
beni güzel hatırla!
dizlerimde uyuduğunu düşün, saçını okşadığımı, üşüyen ellerini ısıttığımı düşün. mutlu olduğun anları getir gözünün önüne. birazdan kapıdan içeri gireceğimi düşün.
şaşırtmayı severim, biliyorsun.
bu da sana son sürprizim olsun.
şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum.
beni güzel hatırla, gidiyorum...

özdemir asaf
devamını gör...
2242.
kimdi giden kimdi kalan,
giden mi suçludur her zaman.
ne zaman başlar ayrılıklar,
dostluklar biter ne zaman.
*
devamını gör...
2243.
gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
dağlar ağarırken konuşurduk tepelerde,
sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde!
akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
hulyâ gibi yalnız gezinenler köye indi,
ben kaldım, uzaklarda günün sesleri dindi,
gönlümle, hayâlet gibi, ben kaldım o yerde.

| yahya kemal beyatlı
devamını gör...
2244.
gün batıyor!
gitarları duyalım artık,
çingene, sen de başla şarkına,
selam sana ay! merhaba karanlık!
yıldızlar, hoş geldiniz.
hepinize binlerce kez teşekkür,
bize düş kurmayı, düş kurup,
peşinde koşmayı öğrettiniz.

federico garcia lorca.
devamını gör...
2245.
ömür dediğin geçiyor işte..
biraz aksak..
biraz yolunda..
biraz ortada..
kim bilebilir ki ??
kaç gece, kaç gündüz var
o melun sona ?
anı yaşa arkadaşım, anı yaşa..
sonrası yok..
bir dahası yok..
keşkesi çok..
içinden gelen ne varsa ..
şimdi, şu anda..
durma..
hayat ertelenmez yarına..



sting - shape of my heart
devamını gör...
2246.
ben seni severim bahar olur
yanarım, yaz
özlerim sonbahar
beklerim kış olur
dört mevsimim nerdesin?

kuseyra
devamını gör...
2247.
ben
senden önce ölmek isterim.
gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
ben zannetmiyorum bunu.
ıyisi mi,beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni gorebilesin
fedakarliğimi anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
ve toz oluyorum
yaşiyorum yanında senin.
sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
toprağa beraber dalacagız.
ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasndan nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
ben
daha ölümü düşünmüyorum.
ben daha bir çocuk doğuracağım
hayat taşıyor içimden.
kaynıyor kanım.
yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
ama sen de beraber.
ama ölüm de korkutmuyor beni.
yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
ıçimden bir şey :
belki diyor.
nazım hikmet
devamını gör...
2248.
silahlı dört besmele
dört atlı sarıgöl boğazı' na devrildiler
rüzgârı burunlarıyla biçip arkalarına dökerek
kara sular gibi boşandı gecenin boşluklarından
köpek havlamaları
dört atlı sarıgöl boğazı' na devrildiler
omuzlarında çapraz tüfek , kalpaklı ve siyah çizmeliler
yıldız yıldız sıyrılıp akıyor
padişah karanlığında mahmuzları
hafız ahmed' in değirmeninde ateşin başına oturdular
önce bir soğan kırdılar
dut pekmezi ve yoğurt sordular
bıyıkları tekmil ayaktaydı
müslüman ve hilâl biçiminde
sonra erkekçe yatsıyı kıldılar
çakal gözleri saattaydı, kulakları köpek seslerinde
acı tütün içilip, sonra bir vakit konuşuldu
cezveler sürülmüş ocaktaydı
atının dizginlerine olduğu kadar
her birisi kendi ölümüne sahip
bir ordu gibi savaşmak kudretinde
bir umutları kemâl paşa' daydı
öbürü ankara hükümeti' nde
hızlı solumalarla kımıldanıyordu karaağaçlar
ahırda bir beygir aksırdı
munzur dağları' nın üstünü bir tamam tutmuş
yıldızın neyin kalabalığı
yukarılarda kar altındaki köylerde
ihtimal öfkeli kurtlar dolaşıyor
'-... kemâl paşa' dır çağırdı
demirhan oğlu gitmemiş olmaz
sakarya toprağında erkekler sofrası kurulmuş
ahkâmlı köşkemli savaşılıyor
yazılmışsa biz dahi azrailin ekmeğinden tadacağız
şehitlik mertebesini
yaşamak cihetinde makbul tutacağız'
'ankara hükümeti ne demek
maraş' ta üzümler parmaklarımızdan damlamıyor mu
gümüşâne üzerinde elmalar amasya' da
adam tarafımızdan yenilecek
ayrıca zeytinin yağı ineğin yoğurdu
anteb' in bulaması da
adam
hünkâr kullarının sabanına koşulmayacağız
biz her nokta-i nazardan insan olmalıyız
acılar gördük
bunun sebebi dünyanın vaziyetini anlamadığımızdır
fikrimiz zihniyetimiz medenî olacaktır
şunun bunun sözüne ehemmiyet vermeyeceğiz
medenî olacağız
bununla iftihar edeceğiz
gözleri iyice birbirinden ayrık
kaşları düz kirpikleri insafsızca kalabalık
kısa boyları ve yaylı ayaklarıyla adamakıllı türk
bakırcı hasan, demirhanoğlu sadık, paşoların süleyman ve hacı yörük
silahlı dört besmele halinde göğe baktılar
sabahın ilk horozları çırpınıyordu
besbelli sabahın ayazından ufarak yıldızlar tevatür kırılıyordu
bir kuvayı milliye sabahının kapısını açtılar
karadeniz' deki en son limanımız kadar
rüzgârlı kızgın ve açıktılar
sonu yoktu hiddetlerinin ve ümitlerinin
bir millet olarak çıktılar sarıgöl boğazı' ndan
kendinden ve hürriyetinden emin

attila ilhan
devamını gör...
2249.

ağır ağır ölür alışkanlığının kölesi olanlar…

her gün aynı yoldan yürüyenler, yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler, giysilerinin rengini değiştirmeye yeltenmeyenler, tanımadıklarıyla konuşmayanlar.

ağır ağır ölür tutkudan ve duygulanımdan kaçanlar, beyaz üzerinde siyahı tercih edenler…

ağır ağır ölür işlerinde ve sevdaların da mutsuz olup da bu durumu tersine çevirmeyenler. bir düşü gerçekleştirmek adına kesinlik yerine belirsizliğe kalkışmayanlar, hayatlarında bir kez bile mantıklı bir öğüde aldırış etmeyenler.

ağır ağır ölür yolculuğa çıkmayanlar, okumayanlar, müzik dinlemeyenler, gönlünde incelik barındırmayanlar.

ağır ağır ölür özsaygılarını ağır ağır yok edenler, kendilerine yardım edilmesine izin vermeyenler, ne kadar şanssız oldukları ve sürekli yağan yağmur hakkında bütün hayatlarınca yakınanlar, daha bir işe koyulmadan o işten el çekenler, bilmedikleri şeyler hakkında soru sormayanlar, bildikleri şeyler hakkındaki soruları yanıtlamayanlar.

deneyelim ve kaçınalım küçük dozdaki ölümlerden, anımsayalım her zaman, yaşıyor olmak yalnızca nefes alıp vermekten çok daha büyük bir çabayı gerektirir. yalnızca ateşli bir sabır ulaştırır bizi muhteşem bir mutluluğun kapısına…

martha medeiros.
devamını gör...
2250.
aldığım her nefeste gizliymişsin
bense seni son nefesimde görmüşüm.
devamını gör...
2251.
yağmuru severdim, benim gibiydi;
umarsız
yağmuru severdim, benim gibiydi;
bazen sel olur, önüne kattığını yok ederdi.
yağmuru severdim, benim gibiydi;
bazen gök gürültüsünü getirirdi beraberinde şimşekler çakardı
korkutur, hapsederdi.
yağmuru severdim, benim gibiydi;
sıcak yaz günlerinde tatlı güneşin arkasına sığınır, serinletir,
toprak kokardı her yer.
yağmuru severdim, benim gibiydi;
bir rüzgar getirirdi beraberinde
savururdu, çarpardı kapıları
iliklerine kadar buz keserdi insan
yağmuru severdim, benim gibiydi;
habersizdi; ansızın gelir ansızın giderdi.
yağmuru severdim, benim gibiydi;
kah bir ağacın can suyu olur,
kah köklerinden ayırırdı.
yağmuru severdim, benim gibiydi;
gizleyemezdi acısını, nefretini, göz yaşını
yağmuru severdim, benim gibiydi...
devamını gör...
2252.
sen yoksun
deniz yok
yıldızlar arkadaşım
ya bu gece harika bir şeyler olsun
yahut bir bomba gibi
infilak edecek başım

(bkz: attila ilhan)
devamını gör...
2253.
deli

zamanın evveli...
içinde bir deli
dışında zamane kirleri
saçında toz,teninde tuz
köz olan yüreği,elleri buz
aklını elleriyle üşüttü
donmuş bakışlarına, yıldırımlar üşüştü
karanlık odalarda gölgesiyle dövüştü.
düştü.
kalktı.
sandı ki, fırtına dindi.
al ak perdeler açıldı!
çığlık yer, gök çığlık!
ilk gün oysa, son günmüş gibi
zamanın evveli...
içimde bir deli..
sükuta erdi.

yıldıray coşkun
devamını gör...
2254.
ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasıl
çıkar
karanlıklar
aydınlığa...

(bkz: nazım hikmet - kerem gibi)
devamını gör...
2255.
mükemmel mi?
hayır.
çok mu güzel?
hayır.
çok mu zeki?
hayır.
peki neden öyleyse o?
bazen sadece seversin...
devamını gör...
2256.
ahmet muhip dıranas, kar

kardır yağan üstümüze geceden,
yağmurlu, karanllık bir düşünceden,
ormanın uğultusuyla birlikte
ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte
kar yağıyor üstümüze inceden

sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
unutulmuş güzel şarkılar için
bu kar gecesinde uzaktan, yoldan
rüzgâr gibi tâ eski anadolu’dan
sesin nerde kaldı? kar içindesin!

ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
uyandırmayın beni uyanamam.
kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
allah aşkına, gök, deniz aşkına
yağsın kar üstümüze buram buram

buğulandıkça yüzü her aynanın
beyaz dokusunda bu saf rüyanın
göğe uzanır -tek, tenha- bir kamış
sırf unutmak için, unutmak ey kış!
büyük yalnızlığını dünyanın.

ahmet muhip dıranas
devamını gör...
2257.
handan,hamamdan geçtik
gün ışığındaki hissemize razıydık
saadetinden geçtik
ümidine razıydık
hiçbirini bulamadık
kendimize hüzünler icadettik
avunamadık
yoksa biz...
biz bu dünyadan değil miydik?
devamını gör...
2258.
arkadaşım badem ağacı

sen ağaçların aptalı
ben insanların
seni kandırır havalar
beni sevdalar
bir ılıman hava esmeye görsün
düşünmeden gelecek karakış…
açarsın çiçeklerini
bense hayra yorarım gördüğüm düşü…
bir güler yüz bir tatlı söz
açarım yüreğimi hemen
yemişe durmadan çarpar seni karayel
beni karasevda
hem de bilerek kandırıldığımızı
kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
koo desinler bize şaşkın
sonu gelmese de hiçbir aşkın
açalım yine de çiçeklerimizi
senden yanayım arkadaşım
havanı bulunca aç çiçeklerini
nasıl açıyorsam yüreğimi…
belki bu kez kış olmaz
bakarsın sevdan düş olmaz
nasıl vermişsem kendimi son sevdama
vur kendini sen de bu güzel havaya…


aziz nesin
devamını gör...
2259.
diyorlar bana, kalsın şiirde sözde yerde ,
sen araştır, göklere çıkan merdiven nerde.

n.f.k.
devamını gör...
2260.
memleket isterim
gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

memleket isterim
ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

memleket isterim
ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
kış günü herkesin evi barkı olsun.

memleket isterim
yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
olursa bir şikayet ölümden olsun.

cahit sıtkı tarancı
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geceye bir şiir bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim