geceye bir şiir bırak
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
başlık "delirmiş_psikolog" tarafından 07.11.2020 20:02 tarihinde açılmıştır.
1861.
“geçip giden hayat nehir gibi akıp gidiyor,
gidiyor ama,
o günleri gençliğimin nereye gidiyor ?
bu geçip giden bulutlar bile bir gün buluşurlar da
benim sevdam beni nerede bekliyor ?
hayatımda tek bir kere bile olsa, tek bir kere dahi bırak seni seveyim...
benim sevdam..
bu uçup giden kırlangıçlar bile bahar oldu mu geri dönecek,
benim geçip giden bu gençliğim bir kez gitti mi geri gelmeyecek.
bir daha elimize geçmeyecek bu zamanlar,
ne zaman geleceksin ve söz vereceğiz sonsuza kadar?”
gidiyor ama,
o günleri gençliğimin nereye gidiyor ?
bu geçip giden bulutlar bile bir gün buluşurlar da
benim sevdam beni nerede bekliyor ?
hayatımda tek bir kere bile olsa, tek bir kere dahi bırak seni seveyim...
benim sevdam..
bu uçup giden kırlangıçlar bile bahar oldu mu geri dönecek,
benim geçip giden bu gençliğim bir kez gitti mi geri gelmeyecek.
bir daha elimize geçmeyecek bu zamanlar,
ne zaman geleceksin ve söz vereceğiz sonsuza kadar?”
devamını gör...
1862.
cellat uyandı yatağında bir gece
"tanrım" dedi "bu ne zor bilmece :
öldükçe çoğalıyor adamlar
ben tükenmekteyim öldürdükçe..."
(bkz: ataol behramoğlu)
devamını gör...
1863.
ben seni sevdim mi? sevdim, kime ne
tuttum, ta içime oturttum seni
aldım, okşadım saçlarını, öptüm
içtim yudum yudum güzelliğini
ben seni sevdim mi? sevdim elbette
bendeydi özlemlerin en korkuncu
çıldırırdım sen ne kadar uzaksan,
aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu
ben seni sevdim mi? sevdim doğrusu
sevdikçe tamamlandım, bütünlendim
biri vardı ağlayan gecelerce
biri vardı sana tutkun; o bendim
ben seni sevdim mi? sevdim en büyük
en solmayan güller açtı içimde
ömrümü değerli kılan bir şeydin
sen benim bozbulanık gençliğimde
ben seni sevdim mi? sevdim, öyle ya
bir çizgiye vardım seninle beraber
ve bir gün orada yitirdim seni
ben seni sevdim mi? sevdim, ya sen beni?
ümit yaşar oğuzcan
devamını gör...
1864.
şehirde bir kasvet,
rüzgârda bu dâvet,
enginde hürriyet,
serde gençlik varken,
beyaz açılırken
bu mavi sularda
her gün binbir yelken,
âni bir kararda,
edip şehre veda,
niçin acep niçin
sen de bir geminin
yolcusu değilsin?
şehirde bu kasvet,
rüzgârda bu dâvet,
enginde hürriyet,
serde gençlik varken.
devamını gör...
1865.
biliyorum sana giden yollar kapalı
üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni
ne kadar yakından ve arada uçurum;
insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
uyandım uyandım, hep seni düşündüm
yalnız seni, yalnız senin gözlerini
sen bayan nihayet, sen ölümüm kalımım
ben artık adam olmam bu derde düşeli
şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki
anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği
kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki
tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini
çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri
rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
bu böyle pek de kolay değil gerçi...
alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
bunun verdiği mutluluk da az değil ki
çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki
inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:
bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
yalvarırım onu okuma çarşamba günleri.
devamını gör...
1866.
zaman beni sana mahrum bıraktı
gözlerine kör
sesine sağır
sana hasret kaldım
(alıntı değildir benimdir)
gözlerine kör
sesine sağır
sana hasret kaldım
(alıntı değildir benimdir)
devamını gör...
1867.
buluşma
hiçlik'te bulaşalım sevgilim, oturup konuşalım
dört yanımız dizboyu insan
yağmurdan bile usanalım
yağmurla sevişirken
bende inanmaların çağı geçti
sende sanki ilkbahar
bizimkisi karşıtların birliği
böyle sevgili olunur herhal
nihilist bir otobiyografi
buldum iç cebime astım
ben de bir kelimeyim ölümün dağarcığında
türkiye benim yurdum
hiçlik'te buluşalım, öpüşürken göz kırpalım
başağrısı çekelim üç gün üç gece
yalnızlığın sularını bulandıralım
görünmesin bir şey geride
ben ki boynumda süpürgeler taşırım
ardımdan gelenler ırgalamaz
hiçlik'te buluşalım ve konuşmayalım
dünyaya çarpan yürek onmaz
hızla yaşadım genç ölmedim
bir koşuymuş yaşam geç anladım
otuzu geçiyorken saate baktım
ben yanlız bir adamım tırnaklarım uzamaz
beni kimseler sevmez...
ahmet erhan
devamını gör...
1868.
bitmeyen işler yüzünden
(siz böyle olsun istemezdiniz)
bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
kalbinizi dolduran duygular
kalbinizde kaldı.
behçet necatigil- sevgilerde
devamını gör...
1869.
dokunulmasada görülmesede kalpte yer verilir bazısına nedensiz sen aklım ve kalbim arasında kalan en güzel çaresizliğimsin.
devamını gör...
1870.
badem yedim kuru badem
lazım hes kodu madem
anamiz havva babamiz adem
dolacaktır elbet vadem.
lazım hes kodu madem
anamiz havva babamiz adem
dolacaktır elbet vadem.
devamını gör...
1871.
bilmezler yalnız yaşamayanlar
nasıl korku verir sessizlik insana
insan nasıl konuşur kendisiyle
nasıl koşar aynalara
bir cana hasret
bilmezler
orhan veli kanık
devamını gör...
1872.
değişir yönü rüzgârın
solar ansızın yapraklar;
şaşırır yolunu denizde gemi
boşuna bir liman arar;
gülüşü bir yabancının
çalmıştır senden sevdiğini;
i̇çinde biriken zehir
sadece kendini öldürecektir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir.
bir anı bile kalmamıştır
geceler boyu sevişmelerden;
binlerce yıl uzaklardadır
binlerce kez dokunduğun ten;
yazabileceğin şiirler
çoktan yazılıp bitmiştir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir.
avutamaz olur artık
seni, bildiğin şarkılar,
boşanır keder zincirlerinden
sular tersin tersin akar;
bir hançer gibi çeksen de sevgini
onu ancak öldürmeye yarar:
uçarı kuşu sevdanın
alıp başını gitmiştir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk, iki kişiliktir.
yitik bir ezgisin sadece,
tüketilmiş ve düşmüş gözden;
düşlerinde bir çocuk hıçkırır
gece camlara sürtünürken;
çünkü hiçbir kelebek
tek başına yaşamaz sevdasını,
severken hiçbir böcek
hiçbir kuş yalnız değildir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir.
ataol behramoğlu
( şair (b:aşk iki kişiliktir) diyor,
bense her defasında tek kişilik yaşıyorum. sanırım sevdiğim şey bir insanı sevmek ya da onun buna karşılık vermesi değil. ben bana karşılık verilse bile reddediyorum. çünkü layık görmüyorum. sevme ve sevilme duygusunun büyüsünün bozulmasından korkuyor(muş)um.
artık içimdeki bu durumu tanimlayabiliyorum. ne hoş. platoniklik olsa, değil; platonik, aşkına karşılık bulduğunda bir şans verir. bu platoniklik değil. bu sevilen kişinin gerçekliğinin tamamen reddi. )
solar ansızın yapraklar;
şaşırır yolunu denizde gemi
boşuna bir liman arar;
gülüşü bir yabancının
çalmıştır senden sevdiğini;
i̇çinde biriken zehir
sadece kendini öldürecektir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir.
bir anı bile kalmamıştır
geceler boyu sevişmelerden;
binlerce yıl uzaklardadır
binlerce kez dokunduğun ten;
yazabileceğin şiirler
çoktan yazılıp bitmiştir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir.
avutamaz olur artık
seni, bildiğin şarkılar,
boşanır keder zincirlerinden
sular tersin tersin akar;
bir hançer gibi çeksen de sevgini
onu ancak öldürmeye yarar:
uçarı kuşu sevdanın
alıp başını gitmiştir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk, iki kişiliktir.
yitik bir ezgisin sadece,
tüketilmiş ve düşmüş gözden;
düşlerinde bir çocuk hıçkırır
gece camlara sürtünürken;
çünkü hiçbir kelebek
tek başına yaşamaz sevdasını,
severken hiçbir böcek
hiçbir kuş yalnız değildir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir.
ataol behramoğlu
( şair (b:aşk iki kişiliktir) diyor,
bense her defasında tek kişilik yaşıyorum. sanırım sevdiğim şey bir insanı sevmek ya da onun buna karşılık vermesi değil. ben bana karşılık verilse bile reddediyorum. çünkü layık görmüyorum. sevme ve sevilme duygusunun büyüsünün bozulmasından korkuyor(muş)um.
artık içimdeki bu durumu tanimlayabiliyorum. ne hoş. platoniklik olsa, değil; platonik, aşkına karşılık bulduğunda bir şans verir. bu platoniklik değil. bu sevilen kişinin gerçekliğinin tamamen reddi. )
devamını gör...
1873.
sana durlanmış kelimeler getireceğim
pörsümüş bir dünyayı kahreden kelimeler
kelimeler, bazısı tüyden bazısı demir
seni çünkü dik tutacak bilirim
kabzenin, çekicin ve divitin
tutulduğu yerden parlayan şiir.
ismet özel
pörsümüş bir dünyayı kahreden kelimeler
kelimeler, bazısı tüyden bazısı demir
seni çünkü dik tutacak bilirim
kabzenin, çekicin ve divitin
tutulduğu yerden parlayan şiir.
ismet özel
devamını gör...
1874.
sen beni öpersen belki de ben fransız olurum
şehre inerim bir sinema yağmura çalar
otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür
dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.
-senegalliler dahil değil
sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
o vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin
-yoksa seni rahatsız mı ettim?
sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
elbette gayet rasyoneldir attan atlamak
-freud diye bir şey yoktur.
sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.
-haydi iç de çay koyayım.
şehre inerim bir sinema yağmura çalar
otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür
dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.
-senegalliler dahil değil
sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
o vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin
-yoksa seni rahatsız mı ettim?
sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
elbette gayet rasyoneldir attan atlamak
-freud diye bir şey yoktur.
sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.
-haydi iç de çay koyayım.
devamını gör...
1875.
bir sigara yakıyorum
parmaklarımı yakıyorum
parmaklarımı yakıyorum
devamını gör...
1876.
uykumun içinde bir rüya,
rüyamda bir gece,
gecede ben..
bir yere gidiyorum,
delice..
aklımda sen.
rüyamda bir gece,
gecede ben..
bir yere gidiyorum,
delice..
aklımda sen.
devamını gör...
1877.
gençlik bir kitaptı, okuduk bitti;
canım bahar geçti çoktan, kış şimdi.
hani sevincin, o cıvıl cıvıl kuş?
nasıl, ne zaman geldi, nasıl gitti?
her gün biri çıkar, başlar ben, ben demeğe,
altınları gümüşleriyle övünmeğe.
tam işleri dilediği düzene girer:
ecel çıkıverir pusudan: benim ben, diye.
bu dünya iki kapılı bir han,
girdi mi dertlere düşer insan.
tanınmadan yaşamak en iyisi:
elinde olsa da hiç doğmasan.
yıllar günler gibi geçti gider;
nerde o eski dertler, sevinçler?
belaya aldırmaz aklı olan:
bu da her şey gibi geçer, der.
neylesem bu benim iç kavgalarımla?
pişmanlığım, kendime düşmanlığımla?
sen bağışlasan da ben yerim kendimi:
neylesem bu yüzkaram, bu utancımla?
canım bahar geçti çoktan, kış şimdi.
hani sevincin, o cıvıl cıvıl kuş?
nasıl, ne zaman geldi, nasıl gitti?
her gün biri çıkar, başlar ben, ben demeğe,
altınları gümüşleriyle övünmeğe.
tam işleri dilediği düzene girer:
ecel çıkıverir pusudan: benim ben, diye.
bu dünya iki kapılı bir han,
girdi mi dertlere düşer insan.
tanınmadan yaşamak en iyisi:
elinde olsa da hiç doğmasan.
yıllar günler gibi geçti gider;
nerde o eski dertler, sevinçler?
belaya aldırmaz aklı olan:
bu da her şey gibi geçer, der.
neylesem bu benim iç kavgalarımla?
pişmanlığım, kendime düşmanlığımla?
sen bağışlasan da ben yerim kendimi:
neylesem bu yüzkaram, bu utancımla?
devamını gör...
1878.
hissettiğim engel yükseliyor kümelerini öldürmüş tasarımlarımda.
büyük bir akvaryumda nefes almaya çalışıyorum,
içerisindeki plastik ağaçların doğa adı verilen rastgelelik isteminde.
artık gözlerimden akan kan
mekanı soluyan zamanın haykırışlarında süzülüyor...
büyük bir akvaryumda nefes almaya çalışıyorum,
içerisindeki plastik ağaçların doğa adı verilen rastgelelik isteminde.
artık gözlerimden akan kan
mekanı soluyan zamanın haykırışlarında süzülüyor...
devamını gör...
1879.
(bkz: penye ve hakikat)
devamını gör...
1880.
yerçekimli karanfil
biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
oysaki seninle güzel olmak var
örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.
sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
o başkası yok mu bir yanındakine veriyor
derken karanfil elden ele.
görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
birleşiyoruz sessizce.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162