1281.
çok, çok sevdiğim, upuzun ama hem okuması hem dinlemesi * çok keyifli, ‘içimdeki durgun ve çürük su’ gibi de insanı düşündürdükçe düşündüren bir betimlemeyle başlayan edip cansever şiiri, çağrılmayan yakup

“kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi yakup
bunu kendine üç kere söyledi
onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar
o kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım
ben, yani yakup, her türlü çağrılmanın olağan şekli
daha hiç çağrılmadım
biri olsun "yakup!" diye seslenmedi hiç
yakup!
diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım
ve içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyim
ceplerimdeki eskimiş kağıt parçalarını atayım
sonra bir güzel yıkanayım da.
ben size demedim mi.”

seslendirme, eser gökay
devamını gör...
1282.
çok yalnızım, mutsuzum
göründüğüm gibi değilim aslında
karanlıklarda kaybolmuşum
bir ışık arıyorum, bir umut arıyorum uzun zamandır
aradıkça batıyorum karanlık kuyulara
kimse duymuyor çığlıklarımı
duyan aldırış etmiyor çekip kurtarmak istemiyor
bense insanların bu ilgisizliği karşısında ilgiye susamışım
ümidimi yitirmişim
biliyorum bir gün dayanamayacak küçük kalbim
arkamı dönüp inandığım ve güvendiğim her şeye
veda edeceğim.
nilgün marmara-yalnızlık
devamını gör...
1283.
ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken...

ne güzel şey hatırlamak seni:
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi istanbul toprağının...
içimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti...
parmakların ucunda kalan kokusu sarduya yaprağının,
güneşli bir rahatlık
ve etin daveti:
kıpkızıl çizgilerle bölünmüş
sıcak koyu bir karanlık...

ne güzel şey hatırlamak seni,
yazamak sana dair,
hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek:
filanca gün, falanca yerde söylediğin söz,
kendisi değil
edasındaki dünya...


ne güzel şey hatırlamak seni.
sana tahtadan birşeyler oymalıyım yine:
bir çekmece
bir yüzük,
ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.
ve hemen
fırlayarak yerimden
penceremde demirlere yapışarak
hürriyetin sütbeyaz maviliğine
sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...

ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberleri içinde,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken...

(bkz: nazım hikmet ran)
devamını gör...
1284.
eskisi kadar özlemiyorum seni,
ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlar da...
adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor...
yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
biraz yorgunum...
biraz da kirletti sensizlik beni!
nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
"iyiyim"ler yamaladım dilime.
hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni...
gel diye beklemiyorum artık,
hatta istemiyorum gelmeni...
benim derdim yeter bana banane!
alıştım mı yokluğuna?
tedirginim aslında,
biraz kırgın...
tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
ara sıra geliyorsun aklıma, banane diyorum
vaz mı geçiyorum varlığından?
ya başkasını seversem?
inan o zaman seni hayatım boyunca,
affetmem..
özdemir asaf
devamını gör...
1285.
oysa benim de dünyaya ve icindeki birtakım saçmalıklara
pervasızca kafa tuttugum zamanlar vardı
sen yetişemedin
bir haksızlık bir adaletsizlik
bir bile isteye kırılmış kalp
görmeyeyim
yıkarım ortalıgı dedigim zamanlar vardı
sen görmedin
hep böyle içi çürümüş
mücrim bir ağaç degildim
bakma simdi gölgemi
her türden mahlukata çignettigime
beni bu hale sokan
hep taahhüt edilen
ama hic yerine getirilmeyen
birtakım vaatler sözler
karşılık bulamamış seviler ve beklentiler
-ali lidar
devamını gör...
1286.
haberin var mı taş duvar?
demir kapı, kör pencere,
yastığım, ranzam, zincirim,
uğrunda ölümlere gidip geldiğim
zulamdaki mahzun resim.
görüşmecim yeşil soğan göndermiş
karanfil kokuyor cıgaram
dağlarına bahar gelmiş memleketimin..
devamını gör...
1287.
sen beni öpersen belki de ben fransız olurum
şehre inerim bir sinema yağmura çalar
otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür
dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.

-senegalliler dahil değil

sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
o vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin

-yoksa seni rahatsız mı ettim?

sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
elbette gayet rasyoneldir attan atlamak

-freud diye bir şey yoktur.

sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.

-haydi iç de çay koyayım.
ah muhsin ünlü
devamını gör...
1288.
sevgilerde
sevgileri yarınlara bıraktınız
çekingen, tutuk, saygılı.
bütün yakınlarınız
sizi yanlış tanıdı.
bitmeyen işler yüzünden
(siz böyle olsun istemezdiniz)
bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
kalbinizi dolduran duygular
kalbinizde kaldı
siz geniş zamanlar umuyordunuz
çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
yılların telaşlarda bu kadar çabuk
geçeceği aklınıza gelmezdi.
gizli bahçenizde
açan çiçekler vardı,
gecelerde ve yalnız.
vermeye az buldunuz
yahut vakit olmadı

behçet necatigil
devamını gör...
1289.

açardın,
yalnızlığımda
mavi ve yeşil,
açardın.
tavşan kanı, kınalı - berrak.
yenerdim acıları, kahpelikleri...

gitmek,
gözlerinde gitmek sürgüne.
yatmak,
gözlerinde yatmak zindanı
gözlerin hani?

"to be or not to be" değil.
"cogito ergo sum" hiç değil...
asıl iş, anlamak kaçınılmaz'ı,
durdurulmaz çığı
sonsuz akımı.

içmek,
gözlerinde içmek ayışığını.
varmak,
gözlerinde varmak can tılsımına.
gözlerin hani?

canımın gizlisinde bir can idin ki
kan değil sevdamız akardı geceye,
sıktıkça cellad,
kemendi...

duymak,
gözlerinde duymak üç - ağaçları
susmak,
gözlerinde susmak,
ustura gibi...
gözlerin hani?
devamını gör...
1290.
..eşin var, âşiyanın var, baharın var, ki beklerdin;
kıyâmetler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin ?
0 zümrüd tahta kondun, bir semâvî saltanat kurdun;
cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun,
bugün bir yemyeşil vâdi, yarın bir kıpkızıl gülşen,
gezersin, hânmânın şen, için şen, kâinatın şen...

bülbül,mehmet akif ersoy
devamını gör...
1291.
bu fâni alem için
beklentiye giren
kalbime de kırgınım

( cahit zarifoğlu )
devamını gör...
1292.
aldanma insanların samimiyetine !
menfaatleri gelir her şeyden önce... vaad etmeseydi allah cenneti; o'na bile etmezlerdi secde...
mehmet akif ersoy
devamını gör...
1293.
-kapı eşiği-
denizin kederini anlatacak dili yok,
dedim ve devrildim,
böyle sürdü uzun yıllarım
düştüm, sustum, içimden geçirdim,
evi oldum sol yanından yaralı bir salyangozun
ve komşusu ağlayan bir ağacın.
yeryüzü, ah yeryüzü diyerek
gürültüsüne de alıştım
kapladığım yerin.

bana verdiğin bu yarı-saydam gövdeden
sisin altında uğuldayan ve ipuçlarını bir türlü
çözemediğim üç-eksik-uzun vakti geçirdim.
sadece bir baş dönmesi kaldı şimdi
ömrümden, o acı suyu biriktirdiğim.

ağaç anlatabilir kendini yağmura,
hiç değilse fısıldayabilir - bunu biliyorum.
kuş nasıl tarif edecek; konsa yeryüzünde av,
uçsa bir ömür boynunda vebal.
ve kimim ben, düşe kalka dolaşan
yorgun ruh, dolaşık gönül, som gurur?
ve kim, beni omzumdan öpüp o siyah
yolculuğa çağırır?

birhan keskin.

t: şiirlerinin her satırında bin anlam yüklü olan şairin, anlamak isteyene gönderisidir.
devamını gör...
1294.
...
sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.

-haydi iç de çay koyayım
...

ah muhsin ünlü -hatırlat da haziranın sonlarında çocukluğumu yakalım
devamını gör...
1295.
ne güzelmiş oysa çocuk olmak,
dün ile yarın yokmuş ,
hep bugün de yaşarmışız,
acıyınca bir yerimiz,
geçermiş ağlayınca,
sana bir şey demiyorum artık hayat,
bizi de zamana yenik düşürdün ya,
kahpeliklerin ortasında yalnız bıraktınya,
çektiğimiz bütün acıların,
sebebi ne sen ne ben ne de oymuş,
hepsi bütün tanrının suçuymuş meğer.
devamını gör...
1296.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1297.
devrimcilik gibi şairlik de
inen darbeyi duyabilmektir
kaslarının liflerinde,
ister copların darbesi olsun
ister bilincin...
gelerek,binbir işkenceden
-insanlık gibi tıpkı-
çığlıklarla büyüyen devrimci şiir
giderek,sömürüye ve zulme
karşı akımıdır sevincin...
hani gayrettepe'den
verilip verilip de
dal bedenlerimize elektrik,
tam tükendiğini sandığımız yerde direncin,
en çelimsiz kızımızda bile baş veren
o silkiniş var ya,
o türkü,o öfke, o erkeklik
kıvılcımlarla üreyip güçlenecek,
güçlenecek yarın bamtellerimizde,
güçlenecek,
güççlenecek,
güçççlenecek...
ve de birden tepti miydi geriye,
gözüne,yuvasına,kaynağına zulmün,
bir gök gürültüsüdür,bir şimşek,
bir sevnçtir akıp gidecek
şebekelerin sigortası atıncaya dek! ..

işte böyle bir şiir bizim yazmak istediğimiz....

can yücel-darwin üzre
devamını gör...
1298.
"sözlerimin sonunu duymadığın zaman,
cümlelerimin sonunu duymadığın zaman,
değiştiriyorum son kelimelerimi,
değiştiriyorum sonumu..."

hakan günday - kinyas ve kayra
devamını gör...
1299.
yüzünde, karda yalın ayak gülümseyen çocukları görüyorum

bir kadının bedenini paylaşırken düşürdüğü çığlığıyım
yani yanakların diyorum
geniş coğrafyalarda tebessüm bilimi üreten yanakların
tabi aynalar bilmez senin şiir olduğunu
bir şırıngaya çektim ihtimallerinin hepsini şiirle sıkıp
imtiyaz sahibi tüm damarlarıma sapladım sesini
sesin;
bir koyunun kuzusunu yalayarak temizlemesi

devamını gör...
1300.
boşuna

sen yoksun
boşuna yağıyor yağmur
birlikte ıslanmayacağız ki...
boşuna bu nehir
çırpınıp pırpırlanması
kıyısında oturup göremeyeceğiz ki...

uzar uzar gider
boşa yorulur yollar
birlikte yürüyemeyeceğiz ki...

özlemler de ayrılıklar da boşuna
öyle uzaklardayız
birlikte ağlayamayacağız ki...

seviyorum seni boşuna
boşuna yaşıyorum
yaşamı bölüşemeyeceğiz ki ...

-aziz nesin
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geceye bir şiir bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim