geceye bir şiir bırak
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
başlık "delirmiş_psikolog" tarafından 07.11.2020 20:02 tarihinde açılmıştır.
2561.
seni bir kere öpsem
ikinin hatrı kalıyordu
iki kere öpsem
üçün boynu bükük
ikinin hatrı kalıyordu
iki kere öpsem
üçün boynu bükük
devamını gör...
2562.
"tüyden hafif olurum böyle sabahlar
karşı damda bir güneş parçası,
içimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
bağıra çağıra düşerim yollara;
döner döner durur başım havalarda."
| orhan veli kanık - baharın ilk sabahları
karşı damda bir güneş parçası,
içimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
bağıra çağıra düşerim yollara;
döner döner durur başım havalarda."
| orhan veli kanık - baharın ilk sabahları
devamını gör...
2563.
çay bardağında
bırakılan dudak payı
kadar bile
uzak kalamam
gözlerine
yakın olsun isterim
ellerime ellerin
yanındaki beton binaya
yaslanması gibi
köhne bir evin
seni bir çivi
gibi çaktım
çünkü beynime
ve toplayıp
bütün kerpetenleri
attım denize
devamını gör...
2564.
sanırım baytardı
yüreğimin depreminde rihter ölçeği çatlarken
ölebilir raporu veren beyaz önlüklü doktor
boşver hipokrat amca
üzülme ne olur
sen de anne
sen de üzülme
hücremin dört bir köşesinde el ayak izlerimi
ciğerlerimde yırtılan bir çığlıkla hazır beklediğim
ve korkunç bir sabırla birbirine eklediğim
korkak kahraman gecelerimi
düşlerimle sınırsız
diretmişliğimle genç
şaşkınlığımla çocuk devrederken sıradakine
usulca açılıverdi
yanağımda tomurcuk
pir sultan'ı düşün anne
şeyh bedrettin'i
börklüce'yi
torlak kemal'i düşün anne
hala kanaması nedendir faşizmin göğsünde
utangaçlığı bile vuramadan yanaklarına yasının
onsekizinde ölümüne pervasız yürüyen
ince bilekli çıplak ayaklı tanya'nın
deniz'i düşün anne
her mayıs şafağında uzun
uzun döverken darağaçlarını
ve o şafaktan doğma
onbir yaşını çiğneyip yürüyen çocukları
insanları düşün anne
düşün ki yüreğin sallansın
düşün ki o an
güneşli güzel günlere inanan
mutlu bir yusufçuk havalansın
yüreğimin depreminde rihter ölçeği çatlarken
ölebilir raporu veren beyaz önlüklü doktor
boşver hipokrat amca
üzülme ne olur
sen de anne
sen de üzülme
hücremin dört bir köşesinde el ayak izlerimi
ciğerlerimde yırtılan bir çığlıkla hazır beklediğim
ve korkunç bir sabırla birbirine eklediğim
korkak kahraman gecelerimi
düşlerimle sınırsız
diretmişliğimle genç
şaşkınlığımla çocuk devrederken sıradakine
usulca açılıverdi
yanağımda tomurcuk
pir sultan'ı düşün anne
şeyh bedrettin'i
börklüce'yi
torlak kemal'i düşün anne
hala kanaması nedendir faşizmin göğsünde
utangaçlığı bile vuramadan yanaklarına yasının
onsekizinde ölümüne pervasız yürüyen
ince bilekli çıplak ayaklı tanya'nın
deniz'i düşün anne
her mayıs şafağında uzun
uzun döverken darağaçlarını
ve o şafaktan doğma
onbir yaşını çiğneyip yürüyen çocukları
insanları düşün anne
düşün ki yüreğin sallansın
düşün ki o an
güneşli güzel günlere inanan
mutlu bir yusufçuk havalansın
devamını gör...
2565.
içindeki kaleleri yık ellerinle
sonsuz göklere uzan
özlem – afşar timuçin.
devamını gör...
2566.
...
açma pencereni perdeleri çek,
mona rosa seni görmemeliyim.
bir bakışın ölmem için yetecek.
anla mona rosa ben bir deliyim.
açma pencereni perdeleri çek.
zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
bende çıkar güneş aydınlığına.
bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
seni hatırlatır her zaman bana.
... ~sezai karakoç
açma pencereni perdeleri çek,
mona rosa seni görmemeliyim.
bir bakışın ölmem için yetecek.
anla mona rosa ben bir deliyim.
açma pencereni perdeleri çek.
zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
bende çıkar güneş aydınlığına.
bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
seni hatırlatır her zaman bana.
... ~sezai karakoç
devamını gör...
2567.
...
al şu serçe parmağım sende kalsın
ben kötüyüm
allahsızım
korkunç çirkinim
ben seksensekizinci tul dairesiyim
sağ gözümün üç kirpiğini kestim
al
ben lanetlendim
chopin'in cenaze marşı çalınıyor
ölüler ayağa kalktı
görüyor musun
şu soldan ikinci benim
senin yüzünden öldüm
şimdi seni getiriyorlar karanlığıma
ağlıyorum
biraz sev beni
gül biraz
yaklaş biraz
seni affediyorum
-ümit yaşar oğuzcan
al şu serçe parmağım sende kalsın
ben kötüyüm
allahsızım
korkunç çirkinim
ben seksensekizinci tul dairesiyim
sağ gözümün üç kirpiğini kestim
al
ben lanetlendim
chopin'in cenaze marşı çalınıyor
ölüler ayağa kalktı
görüyor musun
şu soldan ikinci benim
senin yüzünden öldüm
şimdi seni getiriyorlar karanlığıma
ağlıyorum
biraz sev beni
gül biraz
yaklaş biraz
seni affediyorum
-ümit yaşar oğuzcan
devamını gör...
2568.
animatör bir kıza vuruldum adı nas(t)ya,
dansettik beraber avrupa, asya..
sordum, öğrendim ki memleketi rusya,
altın rengi saçların kremlin kubbesi mi?
maviydi gözleri sarhoş oldum denizinde,
çizilmiş yüreğimin dövmesi sol omzunda,
öpüşseydik dudaklarımız akdenizin tuzunda,
seni antalyaya gönderen putin ibnesi mi?
cenabettinim mühürlendi bir güzele gönlüm,
bir gün olsun ama onla olsun ömrüm,
ben nice kadınlar, nice sevdalar gördüm,
moskova gönlümün kıblesi mi?
cenabetname 7/31/22
dansettik beraber avrupa, asya..
sordum, öğrendim ki memleketi rusya,
altın rengi saçların kremlin kubbesi mi?
maviydi gözleri sarhoş oldum denizinde,
çizilmiş yüreğimin dövmesi sol omzunda,
öpüşseydik dudaklarımız akdenizin tuzunda,
seni antalyaya gönderen putin ibnesi mi?
cenabettinim mühürlendi bir güzele gönlüm,
bir gün olsun ama onla olsun ömrüm,
ben nice kadınlar, nice sevdalar gördüm,
moskova gönlümün kıblesi mi?
cenabetname 7/31/22
devamını gör...
2569.
taş
bugünü bitirip yarına başlayamam
gözlerim sokakların ardına taşamıyor artık
herkesin güldüğü yerde ben ölüyorum
yüreğimde anlatılmaz bir kırıklık
ucu bucağı var mıdır ki bu acının
günler birbirine ekleniyor, tek bir gün oluyorlar
artık gecenin ardından sabah gelmiyor
ve uzun bir kışın ardından bahar
bugünü bitirip yarına başlayamam
dün kayboldu, ötesi bir o kadar uzak
sözcükler taşa dönüşüyor şimdi boğazımda
çok anlatılmış bir öykü oldu yaşamak ..
1979
ahmet erhan
bugünü bitirip yarına başlayamam
gözlerim sokakların ardına taşamıyor artık
herkesin güldüğü yerde ben ölüyorum
yüreğimde anlatılmaz bir kırıklık
ucu bucağı var mıdır ki bu acının
günler birbirine ekleniyor, tek bir gün oluyorlar
artık gecenin ardından sabah gelmiyor
ve uzun bir kışın ardından bahar
bugünü bitirip yarına başlayamam
dün kayboldu, ötesi bir o kadar uzak
sözcükler taşa dönüşüyor şimdi boğazımda
çok anlatılmış bir öykü oldu yaşamak ..
1979
ahmet erhan
devamını gör...
2570.
evet ,nefret ediyorum senden
nefret ediyorum çünkü sevdiğim her şey sende.
güneşi kıskandıran bir güzellik var üzerinde
bunca yaşına rağmen hala çocuksun
ve yaşadığın her şeye rağmen hala bir akarsu var yüzünde
evet nefret ediyorum senden
çocukluğumun gizli kalmış bütün sevinçleri var gülüşünde
gözlerinde dingin ikindilerin huzuru
birde o çok sevdiğim kuşların kanatları sesinde
evet nefret ediyorum senden
seni bulmak fikri bile müthiş mucizelere bağlı iken
şimdi seni böyle uzaktan yaşamak çıldırtıyor beni
yeni yetme çocukların öfkeli kıskançlığı yakıyor ruhumu
sana dokunmak istiyorum
ve hayatımın bundan sonrası diye bir şey varsa
artık başlasın istiyorum.
evet nefret ediyorum senden
çünkü sensiz hiç bir şey düşünemiyorum.
çünkü sensiz eksik kalıyor her şey.
olur olmaz düşüyorsun aklıma.
olur olmaz bir delilik kanımda.
sana uyuyor ,sana uyanıyorum.
evet nefret ediyorum senden.
çünkü yerine koyacak bir şeyim yok.
nefret ediyorum çünkü sevdiğim her şey sende.
güneşi kıskandıran bir güzellik var üzerinde
bunca yaşına rağmen hala çocuksun
ve yaşadığın her şeye rağmen hala bir akarsu var yüzünde
evet nefret ediyorum senden
çocukluğumun gizli kalmış bütün sevinçleri var gülüşünde
gözlerinde dingin ikindilerin huzuru
birde o çok sevdiğim kuşların kanatları sesinde
evet nefret ediyorum senden
seni bulmak fikri bile müthiş mucizelere bağlı iken
şimdi seni böyle uzaktan yaşamak çıldırtıyor beni
yeni yetme çocukların öfkeli kıskançlığı yakıyor ruhumu
sana dokunmak istiyorum
ve hayatımın bundan sonrası diye bir şey varsa
artık başlasın istiyorum.
evet nefret ediyorum senden
çünkü sensiz hiç bir şey düşünemiyorum.
çünkü sensiz eksik kalıyor her şey.
olur olmaz düşüyorsun aklıma.
olur olmaz bir delilik kanımda.
sana uyuyor ,sana uyanıyorum.
evet nefret ediyorum senden.
çünkü yerine koyacak bir şeyim yok.

devamını gör...
2571.
papatyalara sormak isterdim:
başkasının duygusunu anlamak için,
yapraklarından olmuş papatyalara...
seviyor musun
sevmiyor musun bu dünyayı?
başkasının duygusunu anlamak için,
yapraklarından olmuş papatyalara...
seviyor musun
sevmiyor musun bu dünyayı?
devamını gör...
2572.
gitme o güzel geceye usulca
ihtiyarlık yanmalı ve saçmalamalı gün kapandığında;
öfkelen, öfkelen ışığın ölümün karşısında.
ihtiyarlık yanmalı ve saçmalamalı gün kapandığında;
öfkelen, öfkelen ışığın ölümün karşısında.
devamını gör...
2573.
herkesin bahanesi var, senin yok
günahlı bir gölgenin serinliğinde
biraz bekleyebilirsin, daha sonra
burada kalamazsın, başa dönemezsin.
ama dön!
eve dön! şarkıya dön! kalbine dön!
şarkıya dön! kalbine dön! eve dön!
kalbine dön! eve dön! şarkıya dön!
eve dönmek
kendime sarkıntılık etmekten başka nedir
ismet özel- kalbime döneceğim ama hangi yolla
günahlı bir gölgenin serinliğinde
biraz bekleyebilirsin, daha sonra
burada kalamazsın, başa dönemezsin.
ama dön!
eve dön! şarkıya dön! kalbine dön!
şarkıya dön! kalbine dön! eve dön!
kalbine dön! eve dön! şarkıya dön!
eve dönmek
kendime sarkıntılık etmekten başka nedir
ismet özel- kalbime döneceğim ama hangi yolla
devamını gör...
2574.
“ben şenlikçisiydim pıhtı kanın
keten helvacılardan, bileycilerden
rugan çizme giyilen çağlardan geçerdim
barutun ve susamanın güzelliğiyle
tek yatmanın akmayan yüzüyle geçerdim.
oraya, göğsüme iliklediğim hayvanı ayartmadan
direnmenin mayasını ellemeye.”
ismet özel
keten helvacılardan, bileycilerden
rugan çizme giyilen çağlardan geçerdim
barutun ve susamanın güzelliğiyle
tek yatmanın akmayan yüzüyle geçerdim.
oraya, göğsüme iliklediğim hayvanı ayartmadan
direnmenin mayasını ellemeye.”
ismet özel
devamını gör...
2575.
yürüdü;
denizin kıyısında yalın ayak adımlarla
iskelede; çok eski bir anıyla göz göze bakışıp durdu bir an
bir iç çekip… derin derin sustu…
çok çook! eski ayrılıklardan
içinde saklı kalan birinin elini tutarcasına
gözlerini kısıp uzun uzun sonsuzluğuna baktı denizin…
durup dururken
birden bire kapadı gözlerini
soğuk oluşuna aldırmadı
denize dalıp çıktı kadın
sahile vuran bir balık gibi
hiç kimseyi umursamadan
eski bir anının kollarına bırakırcasına
sırılsıklam… sırtüstü serdi kendini kuma
yarasını tuza banarcasına… derin derin kokusunu çekti içine denizin
martı çığlıklarına kulak kesip
rüzgâra karışan dalgaların sesini dinledi sonra
kalktı… eski bir acının hesabını sorarcasına
dikildi karşısına dünyanın
hiddetle çatıp kaşlarını… döndü yüzünü güneşe
dalıp gitti…
durup dururken
birden bire kapadı gözlerini kadın
bir iç çekip… derin derin sustu
bir sevda… bir ayrılık şarkısı söylercesine
eski bir plağın üzerinde dönüp durdu sabaha kadar
dans edercesine eski bir anının omzuna yaslayıp başını
rüzgârın kollarına saldı kendini
dalıp gitti…
durup dururken
birden bire kapadı gözlerini kadın
bir iç çekip… derin derin sustu
kirpiklerinde yağmur ıslaklığı
yüzünde kendine özgü; eski püskü bir tebessüm
kitap arasında kuruttuğu bir çiçeği hatırladı birden
dalıp gitti…
durup dururken
birden bire kapadı gözlerini kadın
bir iç çekip… derin derin sustu
büyük bir tutkuyla
bir çiçeği bir sevgiliye uzatırcasına
uzattı;
eski bir anıya öptürdü dudaklarını
dalıp gitti…
denizin kıyısında yalın ayak adımlarla
iskelede; çok eski bir anıyla göz göze bakışıp durdu bir an
bir iç çekip… derin derin sustu…
çok çook! eski ayrılıklardan
içinde saklı kalan birinin elini tutarcasına
gözlerini kısıp uzun uzun sonsuzluğuna baktı denizin…
durup dururken
birden bire kapadı gözlerini
soğuk oluşuna aldırmadı
denize dalıp çıktı kadın
sahile vuran bir balık gibi
hiç kimseyi umursamadan
eski bir anının kollarına bırakırcasına
sırılsıklam… sırtüstü serdi kendini kuma
yarasını tuza banarcasına… derin derin kokusunu çekti içine denizin
martı çığlıklarına kulak kesip
rüzgâra karışan dalgaların sesini dinledi sonra
kalktı… eski bir acının hesabını sorarcasına
dikildi karşısına dünyanın
hiddetle çatıp kaşlarını… döndü yüzünü güneşe
dalıp gitti…
durup dururken
birden bire kapadı gözlerini kadın
bir iç çekip… derin derin sustu
bir sevda… bir ayrılık şarkısı söylercesine
eski bir plağın üzerinde dönüp durdu sabaha kadar
dans edercesine eski bir anının omzuna yaslayıp başını
rüzgârın kollarına saldı kendini
dalıp gitti…
durup dururken
birden bire kapadı gözlerini kadın
bir iç çekip… derin derin sustu
kirpiklerinde yağmur ıslaklığı
yüzünde kendine özgü; eski püskü bir tebessüm
kitap arasında kuruttuğu bir çiçeği hatırladı birden
dalıp gitti…
durup dururken
birden bire kapadı gözlerini kadın
bir iç çekip… derin derin sustu
büyük bir tutkuyla
bir çiçeği bir sevgiliye uzatırcasına
uzattı;
eski bir anıya öptürdü dudaklarını
dalıp gitti…
devamını gör...
2576.
seviyorum seni,
ekmeği tuza banıp yer gibi.
geceleyin ateşler içinde uyanarak,
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi.
ağır posta paketini,
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi.
seviyorum seni,
denizi ilk defa uçakla geçer gibi.
istanbul’da yumuşacık kararırken ortalık,
içimde kımıldayan bir şeyler gibi.
seviyorum seni
yaşıyoruz çok şükür der gibi.
ekmeği tuza banıp yer gibi.
geceleyin ateşler içinde uyanarak,
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi.
ağır posta paketini,
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi.
seviyorum seni,
denizi ilk defa uçakla geçer gibi.
istanbul’da yumuşacık kararırken ortalık,
içimde kımıldayan bir şeyler gibi.
seviyorum seni
yaşıyoruz çok şükür der gibi.
devamını gör...
2577.
senden sonra 26 şehir gezdim.
8 kilo aldım.
saçlarımı 4 kez kazıttım.
dünya bilmem kaç dönümünü tamamladı.
darbe oldu, ihtilal oldu.
barış gelmedi, savaş bitmedi.
seni özledim.
gittiğim her yerde senden bir nefes bıraktım.
belki yürürsün aynı sokakta.
ayak izime denk düşer ayak izin.
belki saçına değer nefesim.
belki sen de bir gün beni özlersin diye,
seni uzakta bıraktım.
seni uğurladım, sana kavuştum, seni terk ettim.
bilmem kaç kilometre yol gittim.
evren kaydı.
sen göğüs kafesimden milim kaymadın..
8 kilo aldım.
saçlarımı 4 kez kazıttım.
dünya bilmem kaç dönümünü tamamladı.
darbe oldu, ihtilal oldu.
barış gelmedi, savaş bitmedi.
seni özledim.
gittiğim her yerde senden bir nefes bıraktım.
belki yürürsün aynı sokakta.
ayak izime denk düşer ayak izin.
belki saçına değer nefesim.
belki sen de bir gün beni özlersin diye,
seni uzakta bıraktım.
seni uğurladım, sana kavuştum, seni terk ettim.
bilmem kaç kilometre yol gittim.
evren kaydı.
sen göğüs kafesimden milim kaymadın..
devamını gör...
2578.
2579.
yaşadım, tanrım,
yarım ve uluorta,
bir dahaki hayatta,
varsa öyle bir hayat,
şiir yazar mıydım,
bilmiyorum.
ama kadınlar, tanrım,
öyle sevdim ki onları,
gelecek sefer
dünyaya
kadın olarak gelirsem,
eşcinsel olurum.
devamını gör...
2580.
sonra aramıza şehirler girecek.
hiç karşılaşmayacağız.
tesadüfler bile bir araya getirmeyecek
sonra da belki birimiz öleceğiz,
diğerimiz bunu hiç bilmeyecek...
(bkz: nazım hikmet)
hiç karşılaşmayacağız.
tesadüfler bile bir araya getirmeyecek
sonra da belki birimiz öleceğiz,
diğerimiz bunu hiç bilmeyecek...
(bkz: nazım hikmet)
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162