geceye bir şiir bırak
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
başlık "delirmiş_psikolog" tarafından 07.11.2020 20:02 tarihinde açılmıştır.
121.
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım
devamını gör...
122.
yok hükmüne gelmişken
birdenbire
camdan bakıyorsun.
gülüyorsun birdenbire
sesin beyaz, saçların gökkuşağı
kaftanın mor,
geliyorsun.
her şeyden önce gülüşün geliyor
bilerek nereme konacağını
sabah oluyor gecenin bir vakti,
dağların çıkılmayan yamacında
çiçek açan dallar oluyorsun
çanlar çalıyor taş kulelerimde
seninle geliyorsun. (o.ertutar)
birdenbire
camdan bakıyorsun.
gülüyorsun birdenbire
sesin beyaz, saçların gökkuşağı
kaftanın mor,
geliyorsun.
her şeyden önce gülüşün geliyor
bilerek nereme konacağını
sabah oluyor gecenin bir vakti,
dağların çıkılmayan yamacında
çiçek açan dallar oluyorsun
çanlar çalıyor taş kulelerimde
seninle geliyorsun. (o.ertutar)
devamını gör...
123.
3000 yıl önce yazılmış bir likya şiirinden;
"beni bulamazsan üzülme,
eşyalarımı bulacaksın,
kestiğim taşları, açtığım yolları,
işlediğim heykelleri bulacaksın,
ve göreceksin ki binlerce yıl öteden,
parmak izlerimiz değecek birbirine..."
çok naif değil mi?
"beni bulamazsan üzülme,
eşyalarımı bulacaksın,
kestiğim taşları, açtığım yolları,
işlediğim heykelleri bulacaksın,
ve göreceksin ki binlerce yıl öteden,
parmak izlerimiz değecek birbirine..."
çok naif değil mi?
devamını gör...
124.
benzemezken bir anımız diğerine, ısrarla bizde bir simetri arayışı.
bir düzene sokabilmek karmaşayı hep,
kafiyeli yaşamak istiyor insan hayatı,
akılcı bir kurgu, ince bir öykü özlüyor,
dal budak saldıkça hayatın yeşil ağacı.
ahenk arıyoruz her şeye rağmen ömrümüzde:
her bölümünde kendine has bir müzik
ve aynı vezin dizelerin tümünde;
yumuşak bir giriş, uyumlu bir gelişme
ve her şeyden önemlisi, mantıklı bir son,
bir kıssadan hisse.
-roni margulies
bir düzene sokabilmek karmaşayı hep,
kafiyeli yaşamak istiyor insan hayatı,
akılcı bir kurgu, ince bir öykü özlüyor,
dal budak saldıkça hayatın yeşil ağacı.
ahenk arıyoruz her şeye rağmen ömrümüzde:
her bölümünde kendine has bir müzik
ve aynı vezin dizelerin tümünde;
yumuşak bir giriş, uyumlu bir gelişme
ve her şeyden önemlisi, mantıklı bir son,
bir kıssadan hisse.
-roni margulies
devamını gör...
125.
"hâtıralar annesi, sevgililer sultanı
ey beni şâdeden yâr, ey tapındığım kadın.
ocak başında seviştiğimiz o zamanı,
o cânım akşamları elbette hatırlarsın.
hâtıralar annesi, sevgililer sultanı.
o akşamlar, kömür aleviyle aydınlanan!
ya pembe buğulu akşamlar, balkonda geçen
başım göğsünde, ne severdin beni o zaman!
ne söylediysek çoğu ölmeyecek şeylerden!
o akşamlar, kömür aleviyle aydınlanan!
ne güzeldir güneşler sıcak yaz akşamları!
kâinat ne derindir, kalp ne kudretle çarpar!
üstüne eğilirken ey aşkımın pınarı,
sanırdım ciğerimde kanının kokusu var.
ne güzeldir güneşler sıcak yaz akşamları!
kalınlaşan bir duvardı aramızda gece.
seçerdim o karanlıkta gözbebeklerini
mestolur, mahvolurdum nefesini içtikçe
bulmuştu ayakların ellerimde yerini.
kalınlaşan bir duvardı aramızda gece.
bana vergi o tatlı demleri hatırlamak;
yeniden yaşadığım, dizlerinin dibinde
o "mestinâz" güzelliğini boştur aramak,
sevgili vücudundan kalbinden başka yerde,
bana vergi o tatlı demleri hatırlamak;
o yeminler, kokular, sonu gelmez öpüşler,
dipsiz bir uçurumdan tekrar doğacak mıdır?
nasıl yükselirse göğe taptaze güneşler.
güneşler ki en derin denizlerde yıkanır.
o yeminler, kokular, sonu gelmez öpüşler!"
charles baudelaire , balkon .
( (gbkz: cahit sıtkı tarancı ) çevirisi )
ey beni şâdeden yâr, ey tapındığım kadın.
ocak başında seviştiğimiz o zamanı,
o cânım akşamları elbette hatırlarsın.
hâtıralar annesi, sevgililer sultanı.
o akşamlar, kömür aleviyle aydınlanan!
ya pembe buğulu akşamlar, balkonda geçen
başım göğsünde, ne severdin beni o zaman!
ne söylediysek çoğu ölmeyecek şeylerden!
o akşamlar, kömür aleviyle aydınlanan!
ne güzeldir güneşler sıcak yaz akşamları!
kâinat ne derindir, kalp ne kudretle çarpar!
üstüne eğilirken ey aşkımın pınarı,
sanırdım ciğerimde kanının kokusu var.
ne güzeldir güneşler sıcak yaz akşamları!
kalınlaşan bir duvardı aramızda gece.
seçerdim o karanlıkta gözbebeklerini
mestolur, mahvolurdum nefesini içtikçe
bulmuştu ayakların ellerimde yerini.
kalınlaşan bir duvardı aramızda gece.
bana vergi o tatlı demleri hatırlamak;
yeniden yaşadığım, dizlerinin dibinde
o "mestinâz" güzelliğini boştur aramak,
sevgili vücudundan kalbinden başka yerde,
bana vergi o tatlı demleri hatırlamak;
o yeminler, kokular, sonu gelmez öpüşler,
dipsiz bir uçurumdan tekrar doğacak mıdır?
nasıl yükselirse göğe taptaze güneşler.
güneşler ki en derin denizlerde yıkanır.
o yeminler, kokular, sonu gelmez öpüşler!"
charles baudelaire , balkon .
( (gbkz: cahit sıtkı tarancı ) çevirisi )
devamını gör...
126.
gün olur
gün olur, alır başımı giderim,
denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
şu ada senin, bu ada benim,
yelkovan kuşlarının peşi sıra.
dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
çiçekler gürültüyle açar;
gürültüyle çıkar duman topraktan.
hele martılar, hele martılar,
her bir tüylerinde ayrı telaş!...
gün olur, başıma kadar mavi;
gün olur başıma kadar güneş;
gün olur, deli gibi...
orhan veli kanık
gün olur, alır başımı giderim,
denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
şu ada senin, bu ada benim,
yelkovan kuşlarının peşi sıra.
dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
çiçekler gürültüyle açar;
gürültüyle çıkar duman topraktan.
hele martılar, hele martılar,
her bir tüylerinde ayrı telaş!...
gün olur, başıma kadar mavi;
gün olur başıma kadar güneş;
gün olur, deli gibi...
orhan veli kanık
devamını gör...
127.
kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
hiroşima’da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
şeker bile yiyemez ki
kağıt gibi yanan çocuk.
çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
(bkz: nazım hikmet)
kapıları birer birer.
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
hiroşima’da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
şeker bile yiyemez ki
kağıt gibi yanan çocuk.
çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
(bkz: nazım hikmet)
devamını gör...
128.
''bir misafirliğe gitsem
bana temiz bir yatak yapsalar
her şeyi, adımı bile unutup, uyusam…
kalktığımda yatağım hâlâ lavanta koksa
kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar
nerede olduğumu hatırlamasam
hatta adımı bile unutsam…,,
melih cevdet anday
bana temiz bir yatak yapsalar
her şeyi, adımı bile unutup, uyusam…
kalktığımda yatağım hâlâ lavanta koksa
kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar
nerede olduğumu hatırlamasam
hatta adımı bile unutsam…,,
melih cevdet anday
devamını gör...
129.
"eğil yüzüme sevgilim, çöz iplerini
o uslanmaz hayvanlığımı utandır, bırakılmışlığımı çınla
çünkü doymuyorum abazanlığıma pazar
mecmuaları, şahane çirkinliğim ve hülyalarımla
ey serseriliğim, ey anılarımın ahşap kraliçesi
şarabı sev, tütünü incitme, beni de unut artık."
- (bkz: refik durbaş)
o uslanmaz hayvanlığımı utandır, bırakılmışlığımı çınla
çünkü doymuyorum abazanlığıma pazar
mecmuaları, şahane çirkinliğim ve hülyalarımla
ey serseriliğim, ey anılarımın ahşap kraliçesi
şarabı sev, tütünü incitme, beni de unut artık."
- (bkz: refik durbaş)
devamını gör...
130.
zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;
gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım!..
– boğamazsın ki!
– hiç olmazsa yanımdan koğarım.
üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım!..
– boğamazsın ki!
– hiç olmazsa yanımdan koğarım.
üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
devamını gör...
131.
ben sizi sevdim: belki bu sevda
kalbimde sönmedi, kaldı izi;
bu bir hüzne yol açmasın asla,
hiçbir şeyle üzmek istemem sizi.
sessizce, ümitsizce sevdim sizi,
sile çekerek, kıskanç ve çekingen,
öyle candan, öyle içtenlikli, ki
başkası da öyle sevsin yürekten.
bir şiir birde kalbimi bırakıyorum bu geceye..
kalbimde sönmedi, kaldı izi;
bu bir hüzne yol açmasın asla,
hiçbir şeyle üzmek istemem sizi.
sessizce, ümitsizce sevdim sizi,
sile çekerek, kıskanç ve çekingen,
öyle candan, öyle içtenlikli, ki
başkası da öyle sevsin yürekten.
bir şiir birde kalbimi bırakıyorum bu geceye..
devamını gör...
132.
güler, gülümser bir şakacı,
güldürür, düşündürür,
arada bir durur, gözleri dalar,
neler söyler, neler susar...
yoksa, çok acı bir şakayı
şakadan da olsa,
çok yalın bir karanlığa mı saklar?
oynadığı oyunsa,
yaşamda oynadığı,
oyununu mu yaşar...
oyunda yaşadığı,
yaşamını mı oynar...
yaşarcasına, oynarcasına.
öyküler anlatır olmuşcasına,
sonunu mutlu bağlar,
gider evinde ağlar.
`özdemir asaf`
güldürür, düşündürür,
arada bir durur, gözleri dalar,
neler söyler, neler susar...
yoksa, çok acı bir şakayı
şakadan da olsa,
çok yalın bir karanlığa mı saklar?
oynadığı oyunsa,
yaşamda oynadığı,
oyununu mu yaşar...
oyunda yaşadığı,
yaşamını mı oynar...
yaşarcasına, oynarcasına.
öyküler anlatır olmuşcasına,
sonunu mutlu bağlar,
gider evinde ağlar.
`özdemir asaf`
devamını gör...
133.
susarak anlattım bütün gizliyi,
sakladım duygumu ben konuşarak.
bir acı tarlası sessiz yüzünde
aşkı yürürlüğe koyma savaşı.
içimde bir düzen kaynaşmaktadır,
büyük ve çekingen bakışlarından.
en iyi anlatış artık susmaktır
anladım bunu ben seni bilince.
gel denize yaslan yalnız denize
sırrını, denizler taşır insanın.
zaman bir hızdır ve yıldızdır akan,
esneyen günler ve gece üstünden.
bir uyku bölmezse anılarımı,
korkarım çıldırtır bu hayal beni.
gözlerin ne kadar istanbul öyle
sebiller uçuşur parmaklarında.
ortak günlerimiz tarih şöleni,
saçlarında sayfa sayfa güneşi
içimde bir sergi var portrelerin,
hayalim her yerde kavrar gölgeni.
aşka ve tabiata ulaştır bizi,
gel kurtar bu şehrin gürültüsünden.
terketme n'olursun bir eşya gibi
ölümsüz bir hasret yaşarken bende.
vurulmuş bir geyiktir sensiz zamanlar,
içimin ormanı bir yangın yeri.
bir uyku bölmezse anılarımı
korkarım çıldırtır bu hayal beni.
ıstırap varoluş şartımız oldu
esef etme yasım karaymış diye.
bir yanım vahşidir ürkütür seni,
aykırı düşerim sulhçulüğüne.
bir gün deli gibi sarsarak seni
göklerin yolunu sorabilirim,
başımı taşlara vurabilirim
aklımdan çıkarsa anılarımız.
paramparçayım sen onar beni,
topla aynalardan eski gölgemi
göçebe ömrümü bağla zamana
dağılsın içimin karıncaları.
bir uyku bölmezse anılarımı,
korkarım çıldırtır bu hayal beni.
mehmet akif inan , zaman
sakladım duygumu ben konuşarak.
bir acı tarlası sessiz yüzünde
aşkı yürürlüğe koyma savaşı.
içimde bir düzen kaynaşmaktadır,
büyük ve çekingen bakışlarından.
en iyi anlatış artık susmaktır
anladım bunu ben seni bilince.
gel denize yaslan yalnız denize
sırrını, denizler taşır insanın.
zaman bir hızdır ve yıldızdır akan,
esneyen günler ve gece üstünden.
bir uyku bölmezse anılarımı,
korkarım çıldırtır bu hayal beni.
gözlerin ne kadar istanbul öyle
sebiller uçuşur parmaklarında.
ortak günlerimiz tarih şöleni,
saçlarında sayfa sayfa güneşi
içimde bir sergi var portrelerin,
hayalim her yerde kavrar gölgeni.
aşka ve tabiata ulaştır bizi,
gel kurtar bu şehrin gürültüsünden.
terketme n'olursun bir eşya gibi
ölümsüz bir hasret yaşarken bende.
vurulmuş bir geyiktir sensiz zamanlar,
içimin ormanı bir yangın yeri.
bir uyku bölmezse anılarımı
korkarım çıldırtır bu hayal beni.
ıstırap varoluş şartımız oldu
esef etme yasım karaymış diye.
bir yanım vahşidir ürkütür seni,
aykırı düşerim sulhçulüğüne.
bir gün deli gibi sarsarak seni
göklerin yolunu sorabilirim,
başımı taşlara vurabilirim
aklımdan çıkarsa anılarımız.
paramparçayım sen onar beni,
topla aynalardan eski gölgemi
göçebe ömrümü bağla zamana
dağılsın içimin karıncaları.
bir uyku bölmezse anılarımı,
korkarım çıldırtır bu hayal beni.
mehmet akif inan , zaman
devamını gör...
134.
artık demir almak günü gelmişse zamandan
meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
biçare gönüller! ne giden son gemidir bu!
hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.
yahya kemal beyatlı
meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
biçare gönüller! ne giden son gemidir bu!
hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.
yahya kemal beyatlı
devamını gör...
135.
'yaşamak çarpısı derlerdi buna, yaşamak çarpıntısı. ne acelemiz vardı? kime kavuşacaktık? yokuşu göze almak mı? niçin? bir geçit nereye açılmak için gerekli bize?'
devamını gör...
136.
bir misafirliğe gitsem
bana temiz bir yatak yapsalar
her şeyi, adımı bile unutup, uyusam…
kalktığımda yatağım hâlâ lavanta koksa
kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar
nerede olduğumu hatırlamasam
hatta adımı bile unutsam…
bana temiz bir yatak yapsalar
her şeyi, adımı bile unutup, uyusam…
kalktığımda yatağım hâlâ lavanta koksa
kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar
nerede olduğumu hatırlamasam
hatta adımı bile unutsam…
devamını gör...
137.
korkumuz yok!
inmedi birgün bile gözlerimize bir kış akşamı gibi karanlığı korkunun.
nazım hikmet ran#
inmedi birgün bile gözlerimize bir kış akşamı gibi karanlığı korkunun.
nazım hikmet ran#
devamını gör...
138.
''dün sabaha karşı kendimle konuştum.
ben hep kendime çıkan bir yokuştum.
yokuşun başında bir düşman vardı.
onu vurmaya gittim, kendimle vuruştum.,,
özdemir asaf
(henüz gece olmadı ama olsun:))
ben hep kendime çıkan bir yokuştum.
yokuşun başında bir düşman vardı.
onu vurmaya gittim, kendimle vuruştum.,,
özdemir asaf
(henüz gece olmadı ama olsun:))
devamını gör...
139.
şiirini yazsam diyorum senin
yağmadığın günlerin
çölde yüzen balıkları anlatsam
düşmediğin toprakların rengini çizsem
sarı bir üzüntüye döner yeryüzüm.
sana gelemeyen kaç nehirde aktım unuttum artık
giyindiğim urbaların silindi desenleri
adları unutuldu gömülen yüzlerimin
kaç kez kapılıp ayartan cilvelere
kafeslerde uyandım doğum zamanları
seni özledim. (o.er)
yağmadığın günlerin
çölde yüzen balıkları anlatsam
düşmediğin toprakların rengini çizsem
sarı bir üzüntüye döner yeryüzüm.
sana gelemeyen kaç nehirde aktım unuttum artık
giyindiğim urbaların silindi desenleri
adları unutuldu gömülen yüzlerimin
kaç kez kapılıp ayartan cilvelere
kafeslerde uyandım doğum zamanları
seni özledim. (o.er)
devamını gör...
140.
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım
falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat.
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım
falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162