121.
gitmek istemezsen bir şiir miktarı kadar otursak diyorum.
şiir kalsın istersen, sadece otursak.
oturmasan da olur benimle, sadece ellerimi tut.

ellerimi tutma dilersen sadece yüzüme bak.
yüzüme bak ama anna, yüzüme bak.
gözlerime bak, gözlerimin içine bak.
gözlerim biraz karanlık.
içinde cenkler, ayinler, kesik damarlar,
kapıları yumruklayışlar, cipralexler, turgutlar, edipler,sezailer,
siyahlar, beyazlar, uykusuzluklar, bitmeyen başağrıları, bildirilerin öfkesi,
duvarlara uzun dalmışlıklar var.gözlerim biraz yorgun.

içinde bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler,
bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler…
bekleyişler anna.
devamını gör...
122.
ümit yaşar oğuzcan - karanlığın çağırışı

ben böyle olsun istememiştim.
ya sana çok yakın,
ya senden çok uzak olmalıydım
aramızda aşılmaz engeller olsun istiyordum
büyük dağlar, derin denizler olsun istiyordum
sana gelmeye gücüm yetmemeliydi
çaresizliğimin bütün hıncını mesafelere yüklemeliydim
dağda yanan bir çoban ateşi gibi, gökte bir yıldız gibi
seni görmeli, seni yaşamalı ve senden çok uzaklarda olmalıydım.

biliyorum, güzelliğin yer altı nehirlerine benzer
biliyorum, bir sır gibi güzelsin
hani anlatılmaz duygular vardır,
hani şarkılar vardır, sevip söyleyemediğimiz
şiirler vardır unuttuğumuz, aşina çehreler vardır hani,
zaman zaman hatırlayamadığımız
işte sen o kadar güzelsin.
ve ben o kadar karanlıklar içindeyim ki
şunlar ellerindir diyorum, tutamıyorum.
şunlar gözlerindir diyorum, bakamıyorum.
düşün, kahrımdan ölmeliyim artık.
ölemiyorum.

inanmak, var olmaktır, bilirsin.
inandığımız şeyler için yaşayalım
nice sabahlar, nice aydınlıklar,
gelecek nice iyi günler için yaşayalım.

sen sarı gülleri seversin, sarı karanfilleri seversin,
sarı kasımpatılarını, sarı bir dünyayı seversin.
ben sende olan bütün renkleri seviyorum!
işte tek farkımız bu.
yoksa hiçbir şey önemli değil bu dünyada,
senden başka.
ne zulümler, ne kavgalar,
ne günler, ne geceler hiçbiri önemli değil.
sen yaşadıkça.
ve yaşamak, hiçbir zaman
bunca güzel olmayacak,
sen yaşadıkça.

bir kalbim var, et, kan, sinir.
iki gözüm var, seni görür
ayaklarım sana gelir, ellerim seni arar
bir dünya ki kocaman, bir evren ki sonsuz
sen olmasan neye yarar?

şimdi söyle bana bütün çirkinliğimi,
yalanlarımı, kötülüklerimi yüzüme vur artık
utandır beni yaşadığıma,
çaresizliğimi suratıma bir tokat gibi indir
yanağımda beş parmağının izi kalmalı
sonra geç karşıma, olanları unutalım
iki eski dost gibi, her şeye yeniden başlayalım
yeniden yaşayalım geçmiş, gelecek bütün yılları
bütün kederleri ve sevinçleri paylaşalım
sana sevinç düşsün, bana keder
benim ellerimde kanlı diken yaraları
senin ellerinde kanlı güller…

bir yere yaklaşıyoruz
kulağıma sesler geliyor
bir gemi demir alıyor olmalı
belki bir adam ölüyor
ne biliyorsun
belki de bir sona yaklaşıyoruz
yum gözlerini, her şeyi zamana bırak
yum gözlerini, nasılsa akşam olacak
korkma, yaklaş karanlığa
orda ben varım
çaresizliğimize, zavallılığımıza
gel, beraber ağlayalım.
devamını gör...
123.
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım
devamını gör...
124.
yok hükmüne gelmişken
birdenbire
camdan bakıyorsun.
gülüyorsun birdenbire
sesin beyaz, saçların gökkuşağı
kaftanın mor,
geliyorsun.

her şeyden önce gülüşün geliyor
bilerek nereme konacağını
sabah oluyor gecenin bir vakti,
dağların çıkılmayan yamacında
çiçek açan dallar oluyorsun
çanlar çalıyor taş kulelerimde
seninle geliyorsun. (o.ertutar)
devamını gör...
125.
3000 yıl önce yazılmış bir likya şiirinden;

"beni bulamazsan üzülme,
eşyalarımı bulacaksın,
kestiğim taşları, açtığım yolları,
işlediğim heykelleri bulacaksın,
ve göreceksin ki binlerce yıl öteden,
parmak izlerimiz değecek birbirine..."

çok naif değil mi?
devamını gör...
126.
benzemezken bir anımız diğerine, ısrarla bizde bir simetri arayışı.
bir düzene sokabilmek karmaşayı hep,
kafiyeli yaşamak istiyor insan hayatı,
akılcı bir kurgu, ince bir öykü özlüyor,
dal budak saldıkça hayatın yeşil ağacı.

ahenk arıyoruz her şeye rağmen ömrümüzde:
her bölümünde kendine has bir müzik
ve aynı vezin dizelerin tümünde;
yumuşak bir giriş, uyumlu bir gelişme
ve her şeyden önemlisi, mantıklı bir son,
bir kıssadan hisse.

-roni margulies
devamını gör...
127.
"hâtıralar annesi, sevgililer sultanı
ey beni şâdeden yâr, ey tapındığım kadın.
ocak başında seviştiğimiz o zamanı,
o cânım akşamları elbette hatırlarsın.
hâtıralar annesi, sevgililer sultanı.

o akşamlar, kömür aleviyle aydınlanan!
ya pembe buğulu akşamlar, balkonda geçen
başım göğsünde, ne severdin beni o zaman!
ne söylediysek çoğu ölmeyecek şeylerden!
o akşamlar, kömür aleviyle aydınlanan!

ne güzeldir güneşler sıcak yaz akşamları!
kâinat ne derindir, kalp ne kudretle çarpar!
üstüne eğilirken ey aşkımın pınarı,
sanırdım ciğerimde kanının kokusu var.
ne güzeldir güneşler sıcak yaz akşamları!

kalınlaşan bir duvardı aramızda gece.
seçerdim o karanlıkta gözbebeklerini
mestolur, mahvolurdum nefesini içtikçe
bulmuştu ayakların ellerimde yerini.
kalınlaşan bir duvardı aramızda gece.

bana vergi o tatlı demleri hatırlamak;
yeniden yaşadığım, dizlerinin dibinde
o "mestinâz" güzelliğini boştur aramak,
sevgili vücudundan kalbinden başka yerde,
bana vergi o tatlı demleri hatırlamak;

o yeminler, kokular, sonu gelmez öpüşler,
dipsiz bir uçurumdan tekrar doğacak mıdır?
nasıl yükselirse göğe taptaze güneşler.
güneşler ki en derin denizlerde yıkanır.
o yeminler, kokular, sonu gelmez öpüşler!"

charles baudelaire , balkon .

( (gbkz: cahit sıtkı tarancı ) çevirisi )
devamını gör...
128.
gün olur
gün olur, alır başımı giderim,
denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
şu ada senin, bu ada benim,
yelkovan kuşlarının peşi sıra.

dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
çiçekler gürültüyle açar;
gürültüyle çıkar duman topraktan.

hele martılar, hele martılar,
her bir tüylerinde ayrı telaş!...

gün olur, başıma kadar mavi;
gün olur başıma kadar güneş;
gün olur, deli gibi...
orhan veli kanık
devamını gör...
129.
kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.

hiroşima’da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.

saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.

benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
şeker bile yiyemez ki
kağıt gibi yanan çocuk.

çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
(bkz: nazım hikmet)
devamını gör...
130.
''bir misafirliğe gitsem
bana temiz bir yatak yapsalar
her şeyi, adımı bile unutup, uyusam…
kalktığımda yatağım hâlâ lavanta koksa
kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar
nerede olduğumu hatırlamasam
hatta adımı bile unutsam…,,
melih cevdet anday
devamını gör...
131.
"eğil yüzüme sevgilim, çöz iplerini
o uslanmaz hayvanlığımı utandır, bırakılmışlığımı çınla
çünkü doymuyorum abazanlığıma pazar
mecmuaları, şahane çirkinliğim ve hülyalarımla
ey serseriliğim, ey anılarımın ahşap kraliçesi
şarabı sev, tütünü incitme, beni de unut artık."

- (bkz: refik durbaş)
devamını gör...
132.
zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;
gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım!..
– boğamazsın ki!
– hiç olmazsa yanımdan koğarım.
üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
devamını gör...
133.
ben sizi sevdim: belki bu sevda
kalbimde sönmedi, kaldı izi;
bu bir hüzne yol açmasın asla,
hiçbir şeyle üzmek istemem sizi.

sessizce, ümitsizce sevdim sizi,
sile çekerek, kıskanç ve çekingen,
öyle candan, öyle içtenlikli, ki
başkası da öyle sevsin yürekten.

bir şiir birde kalbimi bırakıyorum bu geceye..
devamını gör...
134.
güler, gülümser bir şakacı,
güldürür, düşündürür,
arada bir durur, gözleri dalar,
neler söyler, neler susar...
yoksa, çok acı bir şakayı
şakadan da olsa,
çok yalın bir karanlığa mı saklar?
oynadığı oyunsa,
yaşamda oynadığı,
oyununu mu yaşar...
oyunda yaşadığı,
yaşamını mı oynar...
yaşarcasına, oynarcasına.
öyküler anlatır olmuşcasına,
sonunu mutlu bağlar,
gider evinde ağlar.

`özdemir asaf`
devamını gör...
135.
susarak anlattım bütün gizliyi,
sakladım duygumu ben konuşarak.

bir acı tarlası sessiz yüzünde
aşkı yürürlüğe koyma savaşı.

içimde bir düzen kaynaşmaktadır,
büyük ve çekingen bakışlarından.

en iyi anlatış artık susmaktır
anladım bunu ben seni bilince.

gel denize yaslan yalnız denize
sırrını, denizler taşır insanın.

zaman bir hızdır ve yıldızdır akan,
esneyen günler ve gece üstünden.

bir uyku bölmezse anılarımı,
korkarım çıldırtır bu hayal beni.

gözlerin ne kadar istanbul öyle
sebiller uçuşur parmaklarında.

ortak günlerimiz tarih şöleni,
saçlarında sayfa sayfa güneşi

içimde bir sergi var portrelerin,
hayalim her yerde kavrar gölgeni.

aşka ve tabiata ulaştır bizi,
gel kurtar bu şehrin gürültüsünden.

terketme n'olursun bir eşya gibi
ölümsüz bir hasret yaşarken bende.

vurulmuş bir geyiktir sensiz zamanlar,
içimin ormanı bir yangın yeri.

bir uyku bölmezse anılarımı
korkarım çıldırtır bu hayal beni.

ıstırap varoluş şartımız oldu
esef etme yasım karaymış diye.

bir yanım vahşidir ürkütür seni,
aykırı düşerim sulhçulüğüne.

bir gün deli gibi sarsarak seni
göklerin yolunu sorabilirim,

başımı taşlara vurabilirim
aklımdan çıkarsa anılarımız.

paramparçayım sen onar beni,
topla aynalardan eski gölgemi

göçebe ömrümü bağla zamana
dağılsın içimin karıncaları.

bir uyku bölmezse anılarımı,
korkarım çıldırtır bu hayal beni.

mehmet akif inan , zaman
devamını gör...
136.
artık demir almak günü gelmişse zamandan
meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
biçare gönüller! ne giden son gemidir bu!
hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.
yahya kemal beyatlı
devamını gör...
137.
'yaşamak çarpısı derlerdi buna, yaşamak çarpıntısı. ne acelemiz vardı? kime kavuşacaktık? yokuşu göze almak mı? niçin? bir geçit nereye açılmak için gerekli bize?'
devamını gör...
138.
bir misafirliğe gitsem
bana temiz bir yatak yapsalar
her şeyi, adımı bile unutup, uyusam…
kalktığımda yatağım hâlâ lavanta koksa
kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar
nerede olduğumu hatırlamasam
hatta adımı bile unutsam…
devamını gör...
139.
korkumuz yok!
inmedi birgün bile gözlerimize bir kış akşamı gibi karanlığı korkunun.
nazım hikmet ran#
devamını gör...
140.
''dün sabaha karşı kendimle konuştum.
ben hep kendime çıkan bir yokuştum.
yokuşun başında bir düşman vardı.
onu vurmaya gittim, kendimle vuruştum.,,

özdemir asaf

(henüz gece olmadı ama olsun:))
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geceye bir şiir bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim