geceye bir şiir bırak
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
başlık "delirmiş_psikolog" tarafından 07.11.2020 20:02 tarihinde açılmıştır.
2961.
gözlerin ruhumun iklimini ısıtır,
sen ; ufukta bir peri kızı.
ben yaklaştıkça uzaklaşan,
asla yaklaşamayacağım bir rüya gibisin....
peri kızı.
sen ; ufukta bir peri kızı.
ben yaklaştıkça uzaklaşan,
asla yaklaşamayacağım bir rüya gibisin....
peri kızı.
devamını gör...
2962.
seninle hangi oyunu oynasak
sen kazanacaktın,
çünkü ben,
hep senin tarafını tutardım...
sen kazanacaktın,
çünkü ben,
hep senin tarafını tutardım...
devamını gör...
2963.
tekila gündoğumu
kan dolu gözler
hepimiz ölmek için doğmuşuz
"o zaman kazan şu parayı zenci"
lol cypress hill den bir kuple size.
kan dolu gözler
hepimiz ölmek için doğmuşuz
"o zaman kazan şu parayı zenci"
lol cypress hill den bir kuple size.
devamını gör...
2964.
beni hoyrat bir makasla
eski bir fotoğraftan oydular.
orda kaldı yanağımın yarısı,
kendini boşlukla tamamlar.
omzumda bir kesik el,
ki hala durmadan kanar.
eski bir fotoğraftan oydular.
orda kaldı yanağımın yarısı,
kendini boşlukla tamamlar.
omzumda bir kesik el,
ki hala durmadan kanar.
devamını gör...
2965.
birleşmek üzredir şafakla gurûp
korku beklenilmez kapıda durup
ister zehir olsun, isterse şurup
beraber içelim tut ellerimden.
korku beklenilmez kapıda durup
ister zehir olsun, isterse şurup
beraber içelim tut ellerimden.
devamını gör...
2966.
“sen sabahlar ve şafaklar kadar güzelsin
sen ülkemin yaz geceleri gibisin
saadetten haber getiren atlı kapını çaldığında
beni unutma
ah! saklı gülüm
sen hem zor hem güzelsin
şiirlerimin ılıklığında açılmalısın
sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi
sen memleketim kadar güzelsin
ve güzel kal”
devamını gör...
2967.
"nazlan
sitem et
kırıl bana
beni geç vakit
tek başıma suya yolla
bahçede yüzünü öteye çevir
güle hayret ediyormuş gibi yap
gülümseyerek konuş da başkalarıyla
somurt avluda sadece ikimiz kalınca
kızıp en sevecen adımlarla üst kata çık
en sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden
derinleşsin ben içerledikçe ruhumdaki sakarlık
...
acılar tıkandıkça bende
hep seni seslendirir"
sitem et
kırıl bana
beni geç vakit
tek başıma suya yolla
bahçede yüzünü öteye çevir
güle hayret ediyormuş gibi yap
gülümseyerek konuş da başkalarıyla
somurt avluda sadece ikimiz kalınca
kızıp en sevecen adımlarla üst kata çık
en sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden
derinleşsin ben içerledikçe ruhumdaki sakarlık
...
acılar tıkandıkça bende
hep seni seslendirir"
devamını gör...
2968.
ne söz yeter ne dil
seni anlatmaya ,
kalan ömür yetmez,
bir sen daha bulmaya.....
seni anlatmaya ,
kalan ömür yetmez,
bir sen daha bulmaya.....
devamını gör...
2969.
çiçekli badem ağaçlarını unut.
değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
ıslak saçlarını güneşte kurut
olgun meyvelerin baygınlığıyla parıldasın
nemli, ağır kızıltılar…
sevgilim, sevgilim,
mevsim
sonbahar…
devamını gör...
2970.
yağdı yağmur, çaktı şimşek
sen de mi şair oldun be eşoğlueşek
sen de mi şair oldun be eşoğlueşek
devamını gör...
2971.
içimde bir yağmur, sonbahardan çalınmış
birkaç eylül bir de sen, senelerin ardında.
tarabya'da bir santur, nihavende gömülmüş
ümitlerim küçülür saçlarımın kırında
birkaç yağmur bir de sen, senelerin ardında.
birkaç eylül bir de sen, senelerin ardında.
tarabya'da bir santur, nihavende gömülmüş
ümitlerim küçülür saçlarımın kırında
birkaç yağmur bir de sen, senelerin ardında.
devamını gör...
2972.
farzetki bir rüya gördük ikimiz,
gerçekte bu hissi taşımadık biz,
böyle bir masalı yaşamadık hiç,
bir varmış- bir yokmuş diyelim gitsin.....
gerçekte bu hissi taşımadık biz,
böyle bir masalı yaşamadık hiç,
bir varmış- bir yokmuş diyelim gitsin.....
devamını gör...
2973.
herşeye rağmen seni sevmem tamamen kasıtlıydı,
ama senin kalbimi delen bakışlarından kaçmam
tamamen nefsi müdafaydı...
ama senin kalbimi delen bakışlarından kaçmam
tamamen nefsi müdafaydı...
devamını gör...
2974.
sen başka dünya da
ben sanki rüya da
bulamadım sevdiğim,
ben mi çok şanssızım güzeller mi vefasız,
bilemedim sevdiğim....
kabahat sende değil,
seni seven şu benim
şaşkın gönlümde....
ben sanki rüya da
bulamadım sevdiğim,
ben mi çok şanssızım güzeller mi vefasız,
bilemedim sevdiğim....
kabahat sende değil,
seni seven şu benim
şaşkın gönlümde....
devamını gör...
2975.
kara karı, kuru karı, keçi eti, durgun at;
mazarratül, mazarratül, mazarratül mazarrat.
beyaz karı, şişman karı, kuzu eti, yürük at;
faidattün, faidattün, faidattün faidat.
mazarratül, mazarratül, mazarratül mazarrat.
beyaz karı, şişman karı, kuzu eti, yürük at;
faidattün, faidattün, faidattün faidat.
devamını gör...
2976.
oğul
anne ben geldim, üstüm başım
uzak yolların tozlarıyla perişan
çoktan paralandı ördüğün kazak
üzerinde yeşil nakışlar olan
anne ben geldim, yoruldum artık
her yolağzında kendime rastlamaktan
hep acılı, sarhoş ve sarsak
şiirler çırpıştıran bi adam
kurumuş kuyunun suyu, incirin
sütü çoktan çekilmiş
bir zamanlar dünya sandığım bahçeyi
ayrık otları, dikenler bürümüş
kapıdaki çıngırak kararmış nemden
atnalı ve sarmısak duruyor ama
oğlum, mektup yaz diyen
sesin hala kulaklarımda
anne ben geldim, ağdaki balık
bardaktaki su kadar umarsızım
dizlerin duruyor mu başımı koyacak?
anne ben geldim, oğlun, hayırsızın..
ahmet erhan
anne ben geldim, üstüm başım
uzak yolların tozlarıyla perişan
çoktan paralandı ördüğün kazak
üzerinde yeşil nakışlar olan
anne ben geldim, yoruldum artık
her yolağzında kendime rastlamaktan
hep acılı, sarhoş ve sarsak
şiirler çırpıştıran bi adam
kurumuş kuyunun suyu, incirin
sütü çoktan çekilmiş
bir zamanlar dünya sandığım bahçeyi
ayrık otları, dikenler bürümüş
kapıdaki çıngırak kararmış nemden
atnalı ve sarmısak duruyor ama
oğlum, mektup yaz diyen
sesin hala kulaklarımda
anne ben geldim, ağdaki balık
bardaktaki su kadar umarsızım
dizlerin duruyor mu başımı koyacak?
anne ben geldim, oğlun, hayırsızın..
ahmet erhan
devamını gör...
2977.
bir iskeletler zinciri tutuyor beni havada, uzay konusunda bir unutkanlık yüklemeye ve
devindiğim cılız önlemleri yıkmaya çalışarak. soğukkanlı bir çaba! ben, kusursuz bir porte
olmayı yeğlerdim, oysa. işte şuracıkta, özlüyorum sol anahtarımı ve notalarımı. umursamam,
nereye dağılırlarsa dağılsınlar, daha sonra...
devindiğim cılız önlemleri yıkmaya çalışarak. soğukkanlı bir çaba! ben, kusursuz bir porte
olmayı yeğlerdim, oysa. işte şuracıkta, özlüyorum sol anahtarımı ve notalarımı. umursamam,
nereye dağılırlarsa dağılsınlar, daha sonra...
devamını gör...
2978.
aydınlıkta köhneliği belirginleşen ve kentte ve konutta hiçbir şey neyse ben oyum. öylesine
bağsız ve yeğniyim ki bu hafifliğin şiddetinin bedelini bir gün öderim diye düşünüyorum.
sanki varoluş beni cezalandırmak ister gibi; yoğunluğundan bana düşen payını benden geri
alarak bu yoğunluğa, olur olmadık herkese ve her şeye fazlasıyla katlayarak sunuyor.
ülkem yok, cinsim yok, soyum yok, ırkım yok; ve bunlara mal ettirici biricik güç, inancım
yok. hiçlik tanrısının kayrasıyla kutsanmış ben yalnızca buna inanabilirim, ben. yere göğe
zamana denize kayalara ve kuşlara da dokunan aynı tanrı değil mi? bu kutla tanrının
yönetkenliğinde, olmayan ellerimle bir yok-tanrı'yı tutuyor ve ölçüyorum yokluğun ağırlığını.
kefe'lerinden birine onun oylumu pekâlâ sığıyor, diğerine duygular, duyumlar ve düşünceler
yığılıyor, işte yetkin eşitlik...her gün her gece bu eşitliğin bilgisiyle geçiyor. bir eskiciden
satın alınmış bu teraziyi birgün başka bir eskiciye vereceğim, o gün, tozanlarım her bir yana
dağılıp toprağın suyun ölümsüzlüğüne eklemlenecekler ve ben özgürleşeceğim.
bağsız ve yeğniyim ki bu hafifliğin şiddetinin bedelini bir gün öderim diye düşünüyorum.
sanki varoluş beni cezalandırmak ister gibi; yoğunluğundan bana düşen payını benden geri
alarak bu yoğunluğa, olur olmadık herkese ve her şeye fazlasıyla katlayarak sunuyor.
ülkem yok, cinsim yok, soyum yok, ırkım yok; ve bunlara mal ettirici biricik güç, inancım
yok. hiçlik tanrısının kayrasıyla kutsanmış ben yalnızca buna inanabilirim, ben. yere göğe
zamana denize kayalara ve kuşlara da dokunan aynı tanrı değil mi? bu kutla tanrının
yönetkenliğinde, olmayan ellerimle bir yok-tanrı'yı tutuyor ve ölçüyorum yokluğun ağırlığını.
kefe'lerinden birine onun oylumu pekâlâ sığıyor, diğerine duygular, duyumlar ve düşünceler
yığılıyor, işte yetkin eşitlik...her gün her gece bu eşitliğin bilgisiyle geçiyor. bir eskiciden
satın alınmış bu teraziyi birgün başka bir eskiciye vereceğim, o gün, tozanlarım her bir yana
dağılıp toprağın suyun ölümsüzlüğüne eklemlenecekler ve ben özgürleşeceğim.
devamını gör...
2979.
gülümsemenin son kullanma tarihi mi var
hep yitip gidiyor dudaklarından
peki ömürsüz mü bütün ağlayışlar
söylemedin hiç ben sormadan
ydd
hep yitip gidiyor dudaklarından
peki ömürsüz mü bütün ağlayışlar
söylemedin hiç ben sormadan
ydd
devamını gör...
2980.
umut olsan içime
ışık olsan geceme
yağmur olsan bahçeme
düşeceğin yok senin.....
ışık olsan geceme
yağmur olsan bahçeme
düşeceğin yok senin.....
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162