geceye bir şiir bırak
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
başlık "delirmiş_psikolog" tarafından 07.11.2020 20:02 tarihinde açılmıştır.
41.
ne ölmek nefessiz kalmaktır;
ne de yaşamak nefes almaktır.
yaşamak;
sevilmeyi hak eden birine
yaşamını harcamaktır.
oğuz atay.
devamını gör...
42.
yalnızlık şiiri
karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
yıldızlar, aydınlık fikirler gibi
tavanda salkım salkım
bu gece dağ başları kadar
yalnızım.
çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından,
dudaklarımda
eski bir mektep türküsü
karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim,
gözlerim, gözlerini arıyor durmadan;
nerdesin?
atilla ilhan
devamını gör...
43.
diyelim yağmura tutuldun bir gün
bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
öbür yanda güneş kendi keyfinde
ne de olsa yaz yağmuru
pırıl pırıl düşüyor damlalar
eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
dar attın kendini karşı evin sundurmasına
işte o evin kapısında bulacaksın beni
diyelim için çekti bir sabah vakti
erkenceden denize gireyim dedin
kulaç attıkça sen
patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan
ege denizi bu efendi deniz
seslenmiyor
derken bi de dibe dalayım diyorsun
içine doğdu belki de
işte çil çil koşuşan balıklar
lapinalar gümüşler var ya
eylim eylim salınan yosunlar
onların arasında bulacaksın beni
diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
çakmak çakmak gözleri
meydan ya taksim ya beyazıt meydanı
herkes orda sen de ordasın
herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
özgürlüğe mutluluğa doğru
her işin başında sevgi diyor
gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
bi de başını çeviriyorsun ki
yanında ben varım
can yücel-buluşmak üzere
devamını gör...
44.
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat.
turgut uyar|göğe bakma durağı
devamını gör...
45.
her akşamki yoluma koyulmuş gidiyorum.
her akşamdan vücudum bu akşam daha yorgun.
öyle istiyorum ki bu akşam biraz sükûn,
bir cami eşiğine yatıversem diyorum
-rabbim, şuracıkta sen bari gözlerimi yum!
sen, bana en son kalan, ben senin en son kulun;
bu akşam, artık seni anmayan istanbulun
bomboş bir camiinde uyumak istiyorum.
sonsuz sessizliğini dinlemek istiyorum.
bilirim ki taşlığın bir döşek kadar ılık,
sana az daha yakın yaşamak için artık,
rabbim, ben yalnız zeytin ve ekmek istiyorum.
ziya osman saba / her akşamki yolumda
her akşamdan vücudum bu akşam daha yorgun.
öyle istiyorum ki bu akşam biraz sükûn,
bir cami eşiğine yatıversem diyorum
-rabbim, şuracıkta sen bari gözlerimi yum!
sen, bana en son kalan, ben senin en son kulun;
bu akşam, artık seni anmayan istanbulun
bomboş bir camiinde uyumak istiyorum.
sonsuz sessizliğini dinlemek istiyorum.
bilirim ki taşlığın bir döşek kadar ılık,
sana az daha yakın yaşamak için artık,
rabbim, ben yalnız zeytin ve ekmek istiyorum.
ziya osman saba / her akşamki yolumda
devamını gör...
46.
“başbaşa çay elele yürümek derken
boğaz vapurları mı iskele sancak
telefonda kaybolmak sesini beklerken
insan insanı yeniler doğrudur ancak
sevmek için geç ölmek için erken”
boğaz vapurları mı iskele sancak
telefonda kaybolmak sesini beklerken
insan insanı yeniler doğrudur ancak
sevmek için geç ölmek için erken”
devamını gör...
47.
ve bu benim
yalnız bir kadın.
soğuk bir mevsimin eşiğinde,
yeryüzünün kirlenmiş varlığını anlamanın başlangıcında
ve gökyüzünün yalın ve hüzünlü umutsuzluğu
ve bu beton ellerin güçsüzlüğü
*füruğ ferruhzad.
devamını gör...
48.
şiir
devamını gör...
49.
vaktidir dostum, vaktidir!
artık yürek dinginlik istiyor.
günler birbiri ardına uçup giderken,
ve geçen her saat,
yaşamdan bir parça daha alıp götürürken,
seninle ikimiz,
sanırız ki yaşıyoruz.
bir de bakacaksın ki ölmüşüz.
dünyada mutluluk yok dostum,
fakat huzurlu ve özgür olunabilir.
uzunca bir zamandır,
imrenilecek bir gelecek düşlüyorum;
uzunca bir zamandır,
ben, yorgun köle,
kaçmayı düşler dururum.
uzaklara...
çalışmanın ve kusursuz doyumların tapınağına.
(bkz: aleksandr sergeyeviç puşkin)
devamını gör...
50.
sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
elbette gayet rasyoneldir attan atlamak
*freud diye bir şey yoktur.
sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.
*haydi iç de çay koyayım.
devamını gör...
51.
düşünce girdabından bir seylap
düşünce çıkılmıyor, ruhum bîtap.
devamını gör...
52.
doğarken mi başladı benim son yolculuğum
ondan mı öyle geçti o garip çocukluğum
masallarla düşlerle beni hep aldattılar
yaşadığım; en büyük yalandı biliyorum
boşluğu kucaklardım uzatsam ellerimi
düşsem diye beklerdi pusuda bir uçurum
kol gezerdi çevremde acılar ölüm gibi
ben ondan böyle kaldım, ondan karardı ruhum
yağmur mu yağmazdı ne, tarlalar mı çoraktı
neden hiç yeşermedi serptiğim onca tohum
şimdi ölen bir şey var içimde azar azar
ha söndü ha sönecek yıllar önce yanan mum
susmayın biliyorum, ben bir yalan dünyada
gürültülü yaşadım, sessizce ölüyorum
ümit yaşar oğuzcan
devamını gör...
53.
"...
yapraklar düşmede bilinmez nerden
gök kubbede uzak bahçeler bozulmuş sanki
yapraklar düşmede gönülsüz
ve geceler ağır dünyamız kopmuş gibi yıldızlardan
kaymada yalnızlığına
..."
rilke'den, sevgilerle.
yapraklar düşmede bilinmez nerden
gök kubbede uzak bahçeler bozulmuş sanki
yapraklar düşmede gönülsüz
ve geceler ağır dünyamız kopmuş gibi yıldızlardan
kaymada yalnızlığına
..."
rilke'den, sevgilerle.
devamını gör...
54.
o gözler ki birer parçasıdır sende ilahın
o gözler ki senin en katı zulmün ve silahın
devamını gör...
55.
intihar
tek yıldız kalmayacak gecede.
gece kalmayacak.
ben ölürken dayanılmaz evren de
tüm varlığıyla ölecek benimle,
sileceğim piramitleri, madalyaları,
kıtaları ve yüzleri.
sileceğim geçmişin birikimini.
toz edeceğim tarihi, tozu toz.
son günbatımını seyrediyorum şimdi.
son kuşu dinliyorum.
kimseye hiçbir şey bırakmıyorum.
jorge luis borges
tek yıldız kalmayacak gecede.
gece kalmayacak.
ben ölürken dayanılmaz evren de
tüm varlığıyla ölecek benimle,
sileceğim piramitleri, madalyaları,
kıtaları ve yüzleri.
sileceğim geçmişin birikimini.
toz edeceğim tarihi, tozu toz.
son günbatımını seyrediyorum şimdi.
son kuşu dinliyorum.
kimseye hiçbir şey bırakmıyorum.
jorge luis borges
devamını gör...
56.
baştan söyleyim; gidip anlamını araştırın.
aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten
iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci
çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen
aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten
iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci
çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen
devamını gör...
57.
gün senden ışık alsa da bir renge bürünse
ay secde edip çehrene yerlerde sürümde
her şey silinip kayboluyorken nazarımdan
yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse
devamını gör...
58.
bugün pazar...
bugün, beni ilk defa
güneşe çıkardılar.
ve ben, ömrümde ilk defa
gökyüzünün
bu kadar benden uzak,
bu kadar mavi,
bu kadar geniş olduğuna şaşarak,
kımıldamadan durdum
sonra, saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
bu anda;
ne düşmek dalgalara,
bu anda;
ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
toprak,
güneş ve
ben...
bahtiyarım…
(bkz: nazım hikmet)
ulucanlar cezaevini gezdikten sonra aklıma kazınan satırlardır.
devamını gör...
59.
devamını gör...
60.
seviştik!
evet, bu bir günah.
bilirsin, tanrı her şeyi görür.
sanırım orada durup saatlerce bizi izledi.
ama şuna eminim ki, ikimizden biri olmayı her şeyden çok isterdi...
evet, bu bir günah.
bilirsin, tanrı her şeyi görür.
sanırım orada durup saatlerce bizi izledi.
ama şuna eminim ki, ikimizden biri olmayı her şeyden çok isterdi...
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162