181.
buraya bakın,burada,bu kara mermerin altında;bir teneffüs daha yaşasaydı,tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür.devlet dersinde öldürülmüştür.devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu : -maveraünnehir nereye dökülür? en arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı:-solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!dir.bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor bir yazma bağlayan eski eskici babası yazmıştır : yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım.o günden böyle asker kaputu giyip gizli bir geyik yavrusunu emziren gece çamaşırcısı anası yazdırmıştır : ah ki oğlumun emeğini eline verdiler.arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri:
aldırma 128! intiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında,her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır...
bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek.
ece ayhan
devamını gör...
182.
bu dünya iki kapılı bir han,
girdi mi dertlere düşer insan.
tanınmadan yaşamak en iyisi:
elinde olsa da hiç doğmasan.
devamını gör...
183.
vurgulu dinlemek isteyenler için 3.28den buraya alayım sizleri.
seni düşünmediğim bir an, bir anım yok kör olayım
dağlar bile sarsılıyor gönlümün ağırlığından
rüzgara vuruyorum kendimi belki sıyırır diye
ruhumu inciten hürmütsüz sevginin kurbanıyım ben
her sağanak yağmurda ıslanırım iliklerime dek
belki çeker götürür diye içimde ki bu hasretini
faydasız!!! kenetlenmişsin kalbime
ilmek ilmek işlenmiş gibisin hasretinle yüreğime
nereye böyle bileyim söyle
suskunluğunun itirafıdır vefasızlığına
yoksa bir hayat böyle yoksa yar mıydı?
hadi git! hiç durma mühim değil vefa borcun yok
hadi git! aldırma bırak umutlarım kararsın
devamını gör...
184.
güzel havalar

beni bu güzel havalar mahvetti,
böyle havada istifa ettim
evkaftaki memuriyetimden.
tütüne böyle havada alıştım,
böyle havada aşık oldum;
eve ekmekle tuz götürmeyi
böyle havalarda unuttum;
şiir yazma hastalığım
hep böyle havalarda nüksetti;
beni bu güzel havalar mahvetti.

orhan veli.
devamını gör...
185.
sen benim olsan en çok annem
sonra çocuğum
en çok da, bi dolu sevgilim olursun
annemsen, başörtülü merdivenlere kadar çiçek
çocuğumsan, mutlaka kırmızı kurdelelerin vardır
sevgilimsen, annemden de çocuğumdan da çoksun
geriye kalan canımın son barış antlaşması
en kötüsü şu an hiç bir şeyim olmaman
daha kötüsü şu an hiç bir şeyim olmaman
daha kötüsü, atılmaz yakılmaz, kazısan çıkmaz
göğsümde yapışık duran...

ahmet çuhacı
devamını gör...
186.
pa ankh
ır qiet em pa ankh,
nefer sou emem naï hesout,
ıryet as, ben sou dy !
areq inek paï, meroutet, itjes oui

as for your image in the mirror,
ıt's beautiful among my poems,
quickly act, it's not there!
ıt's my last "your love got me".
hiyeroglif
devamını gör...
187.
elveda sevgili dostum elveda,
sen kökleri içimde uzanan..
ayrılık yazılmış alnımıza
ilerde gene karşılaşırız inan..

elveda dostum, el sıkışmadan
sessizce.. ne keder ne tasa gerek:
ölmek yeni bir şey değildir bu dünyada
ama yaşamak da yeni bir şey olmasa gerek.
devamını gör...
188.
benim için şiirdir. en sevdiğimdir.aklıma ve kalbime aynı anda dokunur.baran yüksel'e sonsuz sevgiler (kalpkalp);
''aynı pencereden bakmıyorsak eğer
aynı anı yaşamamız çok zor
gördüklerimiz aynı silüette olabilirler ancak
sence siyahken bence kırmızı
sen gölgelerden uzak dur
aslı yaşatır şanımızı ''
devamını gör...
189.
bu şiirin en çarpıcı özelliği edebiyat tarihinin en eski şiirlerinden biri olup kökeninin sümerler'e dayanmasıdır.aynı zamanda tevrattaki eyüp peygamber hikayesinin kaynağı olduğu varsayılmaktadır.alıntı yaptığım kitap ise muazzez ilmiye çığ'ın ortadoğu uygarlık mirası serisinin 1.kitabıdır.eğer ilginiz varsa okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
(bkz: muazzez ilmiye çığ)

"ben bir insanım,anlayışlıyım fakat şimdi bana kimse değer vermiyor.
doğru sözüm yalana döndü,
hilenin adamı beni güney rüzgârı gibi sardı,
ona hizmet etmeye zorlandım,
yoldaşlarım doğru bir söz söylemediler bana,
arkadaşlarım dürüst sözümü yalanladılar,
hilenin adamı bana tuzak kurdu,
ben bilgin,neden cahiller içine sokuldum,
ben anlayışlı,neden bilgisizler arasında sayıldım?
her yerde yiyecek var,benim aşım açlık,
herkese paylar dağılırken,benim payım üzüntü oldu,
tanrım gün ışıdı ülkeye,benim günüm karanlık,
gözyaşları,ağıt,keder sardı beni,
fena hastalıklar...yakıyor bedenimi,
tanrım beni var eden babam,yüzünü kaldır."
devamını gör...
190.
onlar ki, hepsi
bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler
ah güzel ahmet abim benim
gördün mü bak
dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
ve dağılmış pazar yerlerine memleket
gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
gelse de
öyle sürekli değil
bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
o kadar çabuk
o kadar kısa
işte o kadar.

ahmet abi, güzelim, bir mendil niye kanar
diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar
mendilimde kan sesleri.
devamını gör...
191.
her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla
uçak örneğin uçurtma mesela
altına konabilir bir ayağı ötekilerden kısa olduğu için
sallanan bir masanın
veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa
bir ömür üzerine
bir beyaz kağıda herşey yazılabilir
senin dışında
güzelliğine benzetme bulmak zor
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan herşeyden
bir gülden, bir ilk bir sonbahardan sor
belki tabiattadır çaresi senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
ve benim bilinci nasırlı bahçıvan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan ama anlatamam
toprağın güneşle kavuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla
sen bana ışık ver yeter bende filiz çok
köklerin içimde gizlidir,
gelen, giden arayan, soran dere budak yok
bir şiir istersin içinde benzetmeler olan
kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar güzel birşey yok... yok!
uzun bir yoldan gelen, tedariksiz katıksız bir yolcuyum
yaralı yarasız sevdalardan geçtim
koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
herşeyi anlattım olan olmayan, acıtan sancıtan
bilsem kisana varmak içindi bütün mola sancıları,
daha hızlı koşardım, severadım gelirdim gözlerinin mercan maviliğine
sana bakmak suya bakmaktı
sana bakmak, bir mucizeyi anlamaktı
sana sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
aşk sorgusunda şahanem, yalnız kelepçeler sanıktır
ne yazsam olmuyor çünkü bilenler hatırlar
hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar baçıvanlar değil tüccarlar
sen öyle gçz, sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
sen içimde cennet kayganlığı iken,
sana şiir yazmak ahmaklıktı...
bir tek söz kalır dişlerimin arasında
ben sana gülüm derim gülün ömrü uzamaya başlar
verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim gül sana benzediği için ölümsüz,
yazdığım bütün şiirler sanabaşlayan bir kitap için önsöz
sana bakmak bir beyaz kağıda bakmaktır
herşey olmaya hazır
sana bakmak, suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak,
bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak,
allah'a inanmaktır
devamını gör...
192.
sen sonsuz ufukların dile gelen meltemi
sen, renklerin üstünde kaynaştığı manzara
sen gönül kafesine demir atan ilk gemi,
sen, bağrımda açılıp kapanmayan ilk yara
unutmak istesem de bu benim elimde mi?

yağmur ol damla damla arık toprağıma ak,
yatıştır içimdeki hırçınlaşan denizi
sen, bahtımın burcunda dalgalanan ilk bayrak,
sen, ıssız yollarımın kaybolmayan ilk izi,
kendini görmek için göz bebeklerime bak

bırak gezeyim köy köy, sorayım şehir şehir,
benim için de olsun bugünün dünden farkı
sen, gönül kitabından okuduğum ilk şiir,
sen, bahar rüzgarından dinlediğim ilk şarkı
geceler bir damla yaş, günler bir damla zehir

bunca yıl sabrederek boyun eğdim kadere,
söyle, kavuşacağım günler pek çok mu uzak?
sen, ruhumu suyunda yıkadığım ilk dere,
sen, gönlümün tutulup çırpındığı ilk tuzak
gitsin mi bunca emek bunca dilek boş yere

göster bakışlarını zaman zaman ve yer yer
gönlüm intizardadır senden gelecek emre
sen, bağrıma saplanan merhametsiz ilk hançer
sen, gönül toprağına gelip düşen ilk cemre
bunalan içerime bir parça teselli ver

bu sert rüzgar başımdan hep böyle mi esecek,
hep böyle mi saracak varlığımı bu diyar
sen, bir bahar sabahı kokladığım ilk çiçek
sen, ömrümün kışında gülümseyen ilk bahar,
ne derin bir acı duy, ne sonsuz bir keder çek

oydum gönül dalına adını hece hece,
gel de gör can evime işledi uykusuzluk
sen, aklımı peşinde sürüyen ilk düşünce
sen, bütün varlığımda duyduğum ilk susuzluk
neyim var senden güzel, neyim var senden önce

ne olur üstüme dök bütün sıcaklığını,
başımı saran sisi hem parçala hem dağıt
sen, ömrümün yolunda gıcırdayan ilk kağnı
sen, üstüne derdimi işlediğim ilk kağıt
eyleme hislerimi bir avuç kül yığını

sen, sonsuz ufukların dile gelen meltemi
sen, renklerin üstünde kaynaştığı manzara
sen, gönül körfezine demir atan ilk gemi
sen, bağrımda açılıp kapanmayan ilk yara
yıllar geçse de seni unutmak hiç elde mi?

halil soyuer
devamını gör...
193.
seçkin bir kimse değilim
ismimin baş harfleri acz tutuyor
bağışlamanı dilerimsana zorsa bırak yanayım
kolaysa esirgemehayat bir boş rüyaymış
geçen ibadetler özürlü
eski günahlar dipdiri
seçkin bir kimse değilim
ismimin baş harflerinde kimliğim
bağışlanmamı dilerimsana zorsa yanmaya razıyım
kolaysa affı esirgemehayat boş geçti
geri kalan korkulu
her adımım dolu olsa
işe yaramaz katında
biliyorum
bağışlanmamı diliyorum

abdurrahman cahit zarifoğlu
devamını gör...
194.
iyi geceler bebişlerim.

(en az bir ümit yaşar şiiri kadar iyi oldu bence bu şiirim)
devamını gör...
195.
şimdi bir güvercinin uçuşunu bölüşüyoruz
gökyüzünün o meşhur maviliğinde
uzun saçlı iri memeli kadınlarıyla
bir akdeniz şehri çıkabilir içinden
alıp yaracak olsak yüreğini
şimdi bir güvercinin

şimdi sen tam çağındasın yanına varılacak
önünde durulacak tam elinden tutulacak
hangi bir elinden güzelim hangi bir
bir elinde kızlığın duruyor garip huysuz
öbür elinde yetişkin bir günışığı
daha öbür elinde kilometrelerce hürlük
çalışan insanlar için akşamlara kadar
toz duman içinde
bir elinle de boyuna ekmek kesiyordun

biz eskiden de en aşağı böyleydik senlen
bir bulut geçiyorsa onu görürdük
bir minarenin keyfine diyecek yoksa onu
bir adam boyuna yoksulluk ediyorsa onu
ne zaman hürlüğün barışın sevginin aşkına
bir cigara atmışsak denize
sabaha kadar yandı durdu


(bkz: cemal süreyya)
devamını gör...
196.
resmin rehindir gurbetimde.gurbetimde sesleri aşındırmış kimliksiz bir kasaba ve senin kederini ıslatan o yağmurlar rehin.alnı özlemle dağınık bir akşam getirdim sana.sar,büyüt ellerinle,konuk et sıcaklığına; konuk et kanatları kanatılmış kuşlar getirdim sana... ve akşam,bir kez daha; saçlarını topla ve dağıt sesini rüzgârlara! “bir of çeksen karşıki dağlar yıkılır” : çekmiyorsun! akarsuları imrendiren yüzün de,sabahçı kahveler de biliyor:
görüşmeyeli yorgunum,yıkık kentler kanadı sevinçlerimle.görüşmeyeli ya sen nasılsın,
adım,adresim durur mu defterinde? şimdi siirt'te koyun kokulu bir gecedeyim.beynimde iklimsiz papatyalar
ve kuşatılmış bir akşam duruyor penceremde.sokakların gün batınca neden boşaldığını ve yüreğimin neden kabardığını bilmiyorum.konuşsam sessizlik/ gitsem ayrılık… sonra kıpırtısız yasladım göğsümü boğulmuş güne.al bu çağrıları sulara göm, o uzak sulara,gurbetini rehnetme özlemimde… yılmaz odabaşı
devamını gör...
197.
ne içindeyim zamanın

ne içindeyim zamanın,
ne de büsbütün dışında;
yekpare, geniş bir anın
parçalanmaz akışında.

bir garip rüya rengiyle
uyuşmuş gibi her şekil,
rüzgarda uçan tüy bile
benim kadar hafif değil.

başım sükutu öğüten
uçsuz bucaksız değirmen;
içim muradına ermiş
abasız, postsuz bir derviş.

kökü bende bir sarmaşık
olmuş dünya sezmekteyim,
mavi, masmavi bir ışık
ortasında yüzmekteyim

ahmet hamdi tanpınar
devamını gör...
198.
niye izin vermiyorsun yoluna
kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma
kuş konmasına
niye kimseler izin vermez yollarına
kuş konmasına
"öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna.."
devamını gör...
199.
yumdum gözlerimi
karanlıkta sen varsın
karanlıkta sırtüstü yatıyorsun
karanlıkta bir altın üçgendir alnın ve bileklerin

yumulu göz kapaklarımın içindesin sevdiceğim
yumulu göz kapaklarımın içinde şarkılar
şimdi orda herşey seninle başlıyor
şimdi orda hiçbir şey yok senden önceme ait
ve sana ait olmayan

-nazım hikmet ran.
devamını gör...
200.
resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim,
resulullah yolda ebu bekir'i görse 'es selamu aleyküm ya sıddık' derdi,
ben yolda ebu bekir'i görsem tanımam.
resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım.
ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem
gırtlağından hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz.

resulullah azrail'i yolda görse tanırdı;
ben azrail'i annemin yanında görseydim ona bir çift lafım olurdu,
derdim ki şimdi yani af edersin ama o sıktığın annemin gırtlağı.

resulullah olsa ona bunları söylesem o bana gülümserdi;
o bana gülümserdi ben ona derdim ki, anam babam yoluna feda olsun ey allah'ın resulü; fakat şu koca melek, annemin gırtlağını sıkıyor, bir şeyler yapamaz mıyız?

resulullah orada olsaydı annemin elini tutardı derdi ki 'kızım ha gayret!';
ben orada olsaydım annemin elini tutardım ve derdim ki 'anneciğim ölmesen...'

ben oradaydım annemin elini tuttum ve dedim ki 'anneciğim seni ben...';
annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydiniz

resulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı;
ben o bakışı gördüm haşyetten bayılacaktım ama annem elimden tuttu.

ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının

anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf...

resulullah çok şanslı bir insan
annesi öldüğünde o küçücüktü;
benim annem öldüğünde ben küçücük değildim,
zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz.

annem daha yeni öldü fazla uzaklaşmış olamaz!

olamaz dedim annem son nefesini alıp da vermeyince
verse de ben alsam onu, içim ferahlasa, siz de görseniz
resulullah tutsa annemin elinden birlikte geçseler çölü
nasıl olsa resulullah da ölü annem de ölü.

- ah muhsin ünlü
beyti engin'den dinlenmeli; resulullahla benim aramdaki farklar
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geceye bir şiir bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim