1341.
''bahçeli bir eve geçersem ilk fırsatta yalnız bir köpeğe yuva olacağım''

bugün evden çıktım, otoparka giderken sitenin bahçesinde bir golden gördüm. sahibi telefonla konuşurken o mutluluk içinde çevreye gülücükler saçıyordu. gayet bakımlı, tüyleri tertemiz dikkat çeken bir köpekti. sahibine o kadar hayran bakmasına rağmen sahibi telefonla konuştuğu için, köpeğin artık yerinde durmaktan sıkıldığının farkında değildi. başını okşayarak yanlarından geçip gittim.

yolda yürürken köşeyi dönünce ise her zaman bizim sitenin önünde bekleyen köpeğe denk geldim. sokak köpeği olmasına rağmen, günün belli saatlerinde hep bizim burada dururdu. bir ismi bile yoktu ve tek başına öylece otururdu. genelde sıkılıp çevresine meraklı bakışlar atardı. bazen ben onun yanına geldiğimde beni takip ederdi gezerdik arkamdan ayrılmazdı. onu göremesem bile mamasını yerine bırakırdım, onun yiyeceğini içten içe bilirdim.

ama işte bugüne geldiğimizde o tertemiz golden'ı gördükten sonra onun aslında ne kadar yorgun ve yıpranmış olduğunu farkettim. yağmurlar ve soğuk onun bakışlarına dahi donukluk getirmişti. işte o an içim bir cız etti. hissettiğim şeyi kelimelere dökmem imkansız fakat o güzel yavrunun aslında daha güzel bir hayatı hakettiği ve küçük bir apartman dairesinde yaşamamın durumu imkansız hale getirmesi canımı çok yaktı..

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1342.
keskin sirke küpüne zarardır, sakin ol.
devamını gör...
1343.
hiç sevmedim ben insan olmayı keşke bir çavdar olup ekmek olsaydım daha çok yarar sağlardım.
rapor almaya gidecek cesaretim yok ya vermezlerse bana 46'lık rapotunu 45'te kalırsam buna çok üzülürüm.
bunu söylemek istedim sözlük ahalisi sanki çokta umrunuzda biliyorum değil.
devamını gör...
1344.
bugün bir cenazeye katıldım. ve fena bir yağmur vardı. merhume mezara indirilip üstü örtüleceği zaman gördüklerim iyice canımı sıktı. ülkenin en gelişmiş birkaç şehrinden birinde koca mezarlıkta bir kepçe operatörü mevcut değil. o balçık hamur gibi olan toprağı ölünün üzerine atabilmek saat sürdü neredeyse.
devamını gör...
1345.
başlıklar arasında sıçrayıp giderken iki üç satıra bir tutam dünyalar sığdıran öyle dokunaklı öyle sıcak öyle tarifsiz yazılarla karşılaşıyorum ki, o an uyuşuk sol yanımdan ince bir büklüm yorgun argın fezaya yükselmeye çabalarken, sağ yanağımdan derin bir kesik ağır ağır ilerliyor tüm renksizliğiyle; çelişkilerime işaret etmek istercesine puslu gri bir inatla...

bana bunu yapmasınlar diyorum. durup düşünüyorum. ama bunu kendiniz için tekrar yapın; haksızlık ettiğimi anlıyorum. tekrar tekrar. güzel insanlar olarak kalmaktan geri durmadan, yağmurlara ve rüzgara boyun eğmeden dimdik kalın.

devamını gör...
1346.
ara tatile iki gün var ve zaman geçmiyor.
yapacak çok işim olmasına rağmen hiç yapasım yok
niye böyle oluyor
içimdeki tembel ele geçirmiş gene beni
sürüye sürüye geliyorum okula
kerhen oluyor her şey
enerji motivasyon hedef yok
niye böyle olduğunu düşünmeden edemiyorum
harbiden niye böyle
içimdeki tembele dur demem gerekiyor
planlama yapıp son dakikaya kalan bütün işlerimin bitmesi gerekiyor ama yok maalesef
devamını gör...
1347.
neler söylerdim, söyleyeceğim sözleri duymak hoşa gitse. cümlelerden duvar örüp arşa yükselirdim de pek bir halta yaramıyor. duvar olan çok başka bir şey var. köprüler bize ziyadesiyle dar. yola girmeden dönüş tabelaları görünüyor. uçurum yok, boşluk yok, çizgiler bile henüz çizilmemiş. var olan şey hiçlik, o da öyle çok. o kadar.
devamını gör...
1348.
5 tl’ye dert dinlenir.
devamını gör...
1349.
sonra işte bir şeyler bir şeyler olmuş.
devamını gör...
1350.
einer für alle und alle für ein
das cartel und jetzt pass auf denn wir dringen in dich ein
zieh dich warm an und dann lan komm ran
denn die dcp zeigt nicht allein was sie kann
wir haben karakan im nacken und der reim wird dich packen
erci e deckt den rücken um den abzug zu drücken
jetzt kommt das cartel also macht euch bereit
denn es reicht euch die hand wer auch immer ihr seit
devamını gör...
1351.
kendimi üzen de benim. ben hata yapan insanı hayatımdan son büyük hatasını yapana dek ve o hatadan da süre geçmesine rağmen bir telafi çabasına girmeyene dek çıkartmıyorum. temel sorun bu. hata üstüne hatalar yapmasını seyrediyorum. geri dönüşü olmayacak kadar incinmeyi seviyorum. istiyorum ki kendini kendi bitirsin. anında fark edip bir çabaya girse belki kalır hayatımda ama genelde evet yaptım ama benim de sebeplerim vardı tarzında bir savunma görüyorum. sen benim ne yaşadığımı biliyor musun cümleleri ya da hayır aslında öyle olmadı diyerek caymalar. şimdi gelip benden özür diliyorlar. ben hangisi için onu düşünüyorum. bir özür kaç hatayı siler, kaçını karşılar? hangisi içindi, kaç tanesinin farkında acaba. hayatımdan çıkarmaya ramak kala da bana acı verdiği yeri bulup oradan acıtarak çıkıyorum. mesela bir konuda haddi olmayarak beni yargılamış. üstüne düşmediği halde hayatım hakkında yorum atmış. ben de ayna görevi görüp bana diyen de ne yaptı bir ona bakalım defterini açıveriyorum. kırıcı insanlar bir diğerine her şeyi yapma her şeyi deme hakkını kendinde gören tipler oluyorlar ve dikkat edin aynı şeyi siz yapınca çok ağır geliyor. kaldıramıyorlar. kırıldığım bir konu hakkında susuyorsam daha çok kıracağım günü beklediğimi anlayabiliyorum. basit bir özür dileyip tekrarlamamak her şeyi telafi eder oysa. tek sorun insanların asla kendi bozuk karakterlerinden vazgeçmemesi. kimseyle bir bilgi paylaşmak istemiyorum. çünkü ben değiştim kimseyle konuşmam anlatılanları derler. birkaç gün geçmeden başkasından duyarsın. mide bulandırıcı. özür bir daha kırmam güven demek bence. bunu başarabilen insan gerçekten çok az.
devamını gör...
1352.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1353.
ben artık sevmek sevilmek istiyorum
hayatıma yeni birini almak istiyorum.
devamını gör...
1354.
ne bileyim yani ne diyecesin ne diyeceğine deyip demeyeceğine hiçbişeyine deye ne kim kim kimse kimseyi dinleeer ne bişey anlatabilirsin ne dinleyen olurrr.
devamını gör...
1355.
hadi tekrar o kayıp zamanlara dönelim. her yer yeterince beyaz değil miydi? iki-üç kırık nota uğruna kendimizden geçelim. yollarda kaldığımız günler hiç mutluluk getirmedi mi? yaprakların arasında saklı bir suret daha keşfetsek ne kaybederiz? beni o yokuşlardan birinden daha aşağı sal. parlak kahverengi şeritler üzerinde geri gidebilsek. omuzlarındaki yükleri tekrar bileklerine sar. tırmalayıp yine döne döne göğe yükseliyorlar. içeride, derinlerde bir yerlerde sakince patlasak tekrar. saatler boyunca saçma sapan thom yorke dansı yapıp yorulmak istiyorum. şiddetli bir uykuya ihtiyacım var. notalar bir sürü şey anlatıyor ama ben susarsam. düşe doğru hareket ediyorum. sadece bu kadar.

devamını gör...
1356.
bazı anlar çekip gitmek istiyorum. her şeyi ardımda bırakmak. rehberimde ne bir numara, zihnimde ne tanıdık birileri olmadan yeniden başlamak istiyorum.
devamını gör...
1357.
uykusuz bir gece daha , keşke bırakıp gidebilsem keşke halledebilecek kadar gücüm olsa ...
devamını gör...
1358.
her şey için özür dilerim, seni kaybetmemek için kendimi kaybettim. istediğin en basit şeyi bile beceremedim. beni en gerçek halimle görüp sevmemenden korktum.
devamını gör...
1359.
hedefleriniz büyük olsun ki gerçekleşmese bile iyi bir tecrübe yakalamış olun. hayalleriniz değil hedefleriniz olsun. hayallerinizin bedelini gerçekleştiremeyince ödersiniz. hedeflerinizin bedelini gerçekleşince alırsınız.
devamını gör...
1360.
bir duruma hem yakın hem de uzak olmak insanı yıpratıyormuş. yorgunluğumun üstüne bir de boşluk hissi geldi. şu an halı desenlerine bakıp bakıp boşluğa dalıyorum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim