1861.
bekliyorum.
öyle bir havada gel ki,
vazgeçmek mümkün olmasın.
öyle bir havada gel ki,
vazgeçmek mümkün olmasın.
devamını gör...
1862.
derisi yüzülecek ne çok insan var.
devamını gör...
1863.
derisi yüzülecek ne çok insan var.
devamını gör...
1864.
sözlüğe sürekli aforizmalı yazınca kendimi çok yaşlı hissediyorum. yazmayınca da size bir şeyi eksik söylemişim gibi geliyor tam kapıdan çıkarken. idare edin. aktarılmayan bilgi, var olmamıştır çünkü. al gene yaptım….
devamını gör...
1865.
bu aralar bir kısmını farah zeynep abdullah söyledi.
yürüyedur güzel kadın.
iki yüzlü, çakma hümanistler masaya çıkıp tepiniyorlar.
yürüyedur güzel kadın.
iki yüzlü, çakma hümanistler masaya çıkıp tepiniyorlar.
devamını gör...
1866.
modası geçmeyen tek şey kefen. hala tek parça,hala beyaz ve hala cebi yok.
o yüzden fırıldak olmaya da gerek yok...
o yüzden fırıldak olmaya da gerek yok...
devamını gör...
1867.
ay allahım yarappim küfür edicem şimdi
devamını gör...
1868.
berceste hanım şiiri
sen de bizi bırakıp gitmezsin değil mi?
çünkü bir sen kaldın. bir de bu korkunç adamlar.
gitme berceste hanım.
sen de bizi bırakıp gitmezsin değil mi?
çünkü bir sen kaldın. bir de bu korkunç adamlar.
gitme berceste hanım.
devamını gör...
1869.
erdoğanlar şirkete gelecek diye full şirket takım elbiseli. kadın çalışanlara bile giyin ceket emri çıktı.
erduvannnnn.
erduvannnnn.
devamını gör...
1870.
evvvettt arkadaşlar biraz da danışan koltuğunda olmayı deneyimlemeye karar verdim. terapiye başlıyorum. şöyle bi yüzleştirmelerle dibi görüp sağlıklı bi şekilde kendime gelmeye ihtiyacım var. depresif entrylerimle ara verip biraz terapistimi darlamaya karar verdim. vira bismillah hahdjd
devamını gör...
1871.
sevgiyi doğru adresten alınca, kimsenin sevgisine, iltifatına muhtaç olmuyorsunuz. tüm sahte sevgileri gökyüzündeki yıldızlar gibi tek tek seçip hiçbirine kanmıyorsunuz. mükemmel bir şey bu. hayatta olabilecek en iyi şanslardan biri.
devamını gör...
1872.
devamını gör...
1873.
çok büyük üslup sorunu ve hadsizlik var insanlarda.
çok kişi konuşmayı öğrenmiş ama kimle, neyi, nasıl konuşacağını öğrenememiş...
çok kişi konuşmayı öğrenmiş ama kimle, neyi, nasıl konuşacağını öğrenememiş...
devamını gör...
1874.
henüz yarım saat önce bana ters olan bir şeyi kabul ettim; çünkü mutlu ve huzurluyum, umarım sonunda üzülmem.
devamını gör...
1875.
hayatımın daha huzurlu bir paralel evrenine ihtiyacım var. en azından kendimden çok şey kaybetmediğim o bene dönmeye. bilemiyorum bazen hiç bir şeyi ve bu bilmemezlik beni kötü sürprizlerle karşılıyor. sadece samimi insanların olduğu bir dünyada yaşamak istiyorum. insanların böylesine rol yapmadığı, yapmacık olmadığı...
devamını gör...
1876.
bir yerlerde gerçekten eğlenip keyif alan fazla neşeli insanlara denk gelince onlara türünü bilmediğim bir canlıyla karşılaşmışım gibi temkinle yaklaşıyorum. bu neymiş lan böyle diyerek çomakla dürtüyorum.
devamını gör...
1877.
ne zor ardından yazmak canım, ne zor!
son on günün olduğu gibi dün gece de çok kötüydü. zaten günlerdir senden çok uzakta, senin sesinden duyamayacağımı bile bile epeydir beklediğim haberi almak için telefon başında geçti zaman; uykusuz, harap, umutsuz, bitkin...
şu yeşil hapishaneye düşeli beri yüzünü sadece fotoğraflarda gördüm, o incecik ellerini elleyemedim, omuzlarına dokunamadım, sarılamadım, başını okşayamadım, öpemedim ya öpemedim. dayan kuzum, geleceğim diyemedim.
benim canım, dün gece bir karanlığa geri dönmemek üzre gittin. çok didindin, çok yoruldun, çok acı çektin, huzur içinde dinlenmeyi hak ettin.
ben sensizliğe alışamam, kendimi kandıramam, hatıralarımızın bir anını unutamam.
şimdi bahçeme senin için de bir servi dikicem. büyüyecek, boy verecek, küçük topçuklarını toprağa düşürecek, çoğalacak, sen gittin ama onlar yaşayacak.
güle güle güzel arkadaşım, canım... seni çok seviyorum...
son on günün olduğu gibi dün gece de çok kötüydü. zaten günlerdir senden çok uzakta, senin sesinden duyamayacağımı bile bile epeydir beklediğim haberi almak için telefon başında geçti zaman; uykusuz, harap, umutsuz, bitkin...
şu yeşil hapishaneye düşeli beri yüzünü sadece fotoğraflarda gördüm, o incecik ellerini elleyemedim, omuzlarına dokunamadım, sarılamadım, başını okşayamadım, öpemedim ya öpemedim. dayan kuzum, geleceğim diyemedim.
benim canım, dün gece bir karanlığa geri dönmemek üzre gittin. çok didindin, çok yoruldun, çok acı çektin, huzur içinde dinlenmeyi hak ettin.
ben sensizliğe alışamam, kendimi kandıramam, hatıralarımızın bir anını unutamam.
şimdi bahçeme senin için de bir servi dikicem. büyüyecek, boy verecek, küçük topçuklarını toprağa düşürecek, çoğalacak, sen gittin ama onlar yaşayacak.
güle güle güzel arkadaşım, canım... seni çok seviyorum...
devamını gör...
1878.
piko, veterinere neden götürmedin..
devamını gör...
1879.
güne kötü başlamayı hiç sevmiyorum ve artık tahammülüm azalıyor bu duruma. güzel günlerin kötü gecelerine de tahammülüm kalmadı. gün kötü noktalanınca ertesi gün de çoğunlukla kötü başlıyor. bir şeyleri çabayla iyi etmeye çalışmaya da tahammülüm kalmadı. artık stratejisiz davranan insanlar istiyorum hayatımda. ben öyleyim çünkü. yormayın beni.
devamını gör...
1880.
tahmini olarak ne zaman sevdiceğimle şöyle bir arabayla ya da bir karavanla gezeleyebileceğim ne zaaammmaaannnnn
devamını gör...