sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302
303
304
305
306
307
308
309
310
311
312
313
314
315
316
317
318
319
320
321
322
323
324
325
326
327
328
329
330
331
332
333
334
335
336
337
338
339
340
341
342
343
344
345
başlık "peripetya" tarafından 03.01.2021 03:48 tarihinde açılmıştır.
6121.
istanbul üniversitesi'nde öğrenci olduğum sıralar, okul duvarında bir ilan gördüm: "avrupa'ya talebe yollanacaktır."
allah allah, dedim. ülke yıkık dökük, her yer virane, lozan yeni imzalanmış, bu durumda avrupa'ya talebe... lüks gibi gelen bir şey ama bir şansımı denemek istedim.
150 kişi içinden 11 kişi seçilmişiz. benim ismimin yanına atatürk, "berlin üniversitesi'ne gitsin." diye yazmış.
vakit geldi, sirkeci garı'ndayım; ama kafam çok karışık. gitsem mi, kalsam mı? beni orada unuturlar mı, para yollarlar mı? tam gitmemeye karar verdiğim, geri döndüğüm sırada bir posta müvezzi ismimi çağırdı.
"mahmut sadi! mahmut sadi! bir telgrafın var."
benim dedim. telgrafı açtım, aynen şunlar yazıyordu: "sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz."
imza:
mustafa kemal
okuyunca düşündüklerimden olağanüstü utandım. "şimdi gel de gitme, git de çalışma, dön de bu ülke için canını verme." dedim.
düşünün, 1923'te o kadar işinin arasında 11 öğrencinin nerde, ne zaman, ne hissettiğini sezebilen, ona göre telgraf çeken bir liderin önderliğinde bu ülke için can verilmez mi?
çok başarılı oldum. ülkeme alev olarak döndüm. önce istanbul üniversitesi genel ve beşeri fizyoloji enstitüsü'nü kurdum. kürsü başkanı oldum. daha sonra ülkemin başbakanlığını yaptım.
ben kim miyim?
ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim adamıyım...
ord. prof. dr. sadi ırmak
allah allah, dedim. ülke yıkık dökük, her yer virane, lozan yeni imzalanmış, bu durumda avrupa'ya talebe... lüks gibi gelen bir şey ama bir şansımı denemek istedim.
150 kişi içinden 11 kişi seçilmişiz. benim ismimin yanına atatürk, "berlin üniversitesi'ne gitsin." diye yazmış.
vakit geldi, sirkeci garı'ndayım; ama kafam çok karışık. gitsem mi, kalsam mı? beni orada unuturlar mı, para yollarlar mı? tam gitmemeye karar verdiğim, geri döndüğüm sırada bir posta müvezzi ismimi çağırdı.
"mahmut sadi! mahmut sadi! bir telgrafın var."
benim dedim. telgrafı açtım, aynen şunlar yazıyordu: "sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz."
imza:
mustafa kemal
okuyunca düşündüklerimden olağanüstü utandım. "şimdi gel de gitme, git de çalışma, dön de bu ülke için canını verme." dedim.
düşünün, 1923'te o kadar işinin arasında 11 öğrencinin nerde, ne zaman, ne hissettiğini sezebilen, ona göre telgraf çeken bir liderin önderliğinde bu ülke için can verilmez mi?
çok başarılı oldum. ülkeme alev olarak döndüm. önce istanbul üniversitesi genel ve beşeri fizyoloji enstitüsü'nü kurdum. kürsü başkanı oldum. daha sonra ülkemin başbakanlığını yaptım.
ben kim miyim?
ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim adamıyım...
ord. prof. dr. sadi ırmak
devamını gör...
6122.
ben ölsem o ağlar mıydı bilmiyorum; ama o ağlasa ben ölürdüm. terk etti.
devamını gör...
6123.
bugün çok önceden çizmiş olduğun resimdeki kıza benzediğimi farkettim. alakamız yoktu ama bu sabah kulakların konumu, burnumun şekli, saçımın duruşu ve tokayı saçımda konumlandırış şeklim tam da ona benzer vaziyette uyandım... oysa bir sabah ansızın uyanıp saçımı bağlamadan da aynaya bakıp bir böcek olduğumu da görebilmeliydim. bu, olmalıydı. fakat korkum bu değil ya, siyah beyaz bir çizim olmak. oldum!
hemen gözümü boyamaya giriştim. boyadım da... kaçtım o sahneden anlayacağın. hesabın açık olsa girip alakamız olmadığına ona dönüşmediğime kendimi ikna edecektim ama ne yazık: kapalı...
bir süre daha çizim miyim? bu kimin hikâyesi? diyerek gezmeden yeniden uyumalı. uyumalı ve sıkıntıdan patlayan bi böcek olarak uyanmalı...*
bir şeyler oluyor. adım gibi biliyorum. bana veda etmeden intihar edersen seni hiç affetmem!
hemen gözümü boyamaya giriştim. boyadım da... kaçtım o sahneden anlayacağın. hesabın açık olsa girip alakamız olmadığına ona dönüşmediğime kendimi ikna edecektim ama ne yazık: kapalı...
bir süre daha çizim miyim? bu kimin hikâyesi? diyerek gezmeden yeniden uyumalı. uyumalı ve sıkıntıdan patlayan bi böcek olarak uyanmalı...*
bir şeyler oluyor. adım gibi biliyorum. bana veda etmeden intihar edersen seni hiç affetmem!
devamını gör...
6124.
tatile gidip grip dönmek kadar sinir bozucu bir şey yok. işte bunlar hep nazar adjfl.
devamını gör...
6125.
beklenti içindeyim;
en çok izlenen masum köylü şaban'ın filmlerinin yerini, yaşanan sosyal değişim ile varoş kopili recep ivedik'in aldığı bir çağ döngüsündeydik. sonuna yaklaştığımızı hissediyorum. kensel dönüşümün de bir bitişi var elbet.
inek şaban'ın, kat karşılığı sattığı arsaya yapılan apartmanın kapıcısıyken doğan bebesinin adı recep konmuştu. büyüyünce hem obez hem bıçkın hem de vulgar biri oldu. şimdi onun çocuğu doğdu diye düşünüyorum.
yeni bebenin adı ne oldu? büyünce nasıl birisi olacak? beklentim büyük. izlemeye devam. hayrolsun
en çok izlenen masum köylü şaban'ın filmlerinin yerini, yaşanan sosyal değişim ile varoş kopili recep ivedik'in aldığı bir çağ döngüsündeydik. sonuna yaklaştığımızı hissediyorum. kensel dönüşümün de bir bitişi var elbet.
inek şaban'ın, kat karşılığı sattığı arsaya yapılan apartmanın kapıcısıyken doğan bebesinin adı recep konmuştu. büyüyünce hem obez hem bıçkın hem de vulgar biri oldu. şimdi onun çocuğu doğdu diye düşünüyorum.
yeni bebenin adı ne oldu? büyünce nasıl birisi olacak? beklentim büyük. izlemeye devam. hayrolsun
devamını gör...
6126.
yetmemiş yılların konuşmaları bitmiyor, yıllanmış konuşmalar yazılmayı bekliyor, kim kimi kaç sene böyle beklemiş bilinmiyor, hayat bize ne gösterirse deniliyor, yol yolluğunu yapıyor, günler ona doğuyor, geceler onu barındırıyor, yüzü beni benden alıyor, gülüşü su rengi, hiçbir zamana sığmıyor.
yaşıyoruz beraber, başka hiçbir şey umurumuzda olmuyor.
yaşıyoruz beraber, başka hiçbir şey umurumuzda olmuyor.
devamını gör...
6127.
saatlerdir aynı konuları düşünüyorum.
hatta günlerdir, aylardır , yıllardır.
kurtulamadığım şeylerden sadece biri. bir insan nasıl aynı konuları yıllardır kafasından atamaz bilmiyorum.
bir de insan nasıl farklı konularda bile aynı değersizlikte hisseder onu da bilmiyorum.
genel olarak birçok şeyi bilmiyorum, bildiğim tek şey bu iğrenç hislerle sürünmekten çok yorulduğum.
mücadele etmem gereken hiçbir nokta falan da göremiyorum, kime karşı neyin savaşını vermem gerektiğini de bilmiyorum.
öyle amaçsızca yürüyorum bu yolu ama yolun sonununa ulaşmanın bir işime yarayacağını sanmıyorum.
yolun sonu var mı onu da bilmiyorum mesela.
bu dünyada bana biçilmiş görevi anlayabilsem ve yapabilecek gücü kendimde bulabilsem her şey daha farklı da olmazdı yüksek ihtimalle.
nerede ne yapmak isteyip kiminle olmak istediğimi bile bilmiyorum.
daha kötüsü kim olduğumu ya da kim olmak istediğimi de bilmiyorum ve sanırım bunu artık pekte önemsemiyorum.
çünkü diyorum ya, bir mücadelem yok. bir önemim ya da isteğim yok. koca bir değersizlik silsilesindeki en değersiz olarak bilinmeyen bir yolda sürünüyorum öyle.
sürünmüyorum bile, öylece duruyorum.
bunları anlatıyorum çünkü bu düşünceleri içime ata ata beni çürütmelerine daha fazla tahammül edemiyorum.
bu bir tür mücadele şekli sayılır mı, tartışılır.
hatta günlerdir, aylardır , yıllardır.
kurtulamadığım şeylerden sadece biri. bir insan nasıl aynı konuları yıllardır kafasından atamaz bilmiyorum.
bir de insan nasıl farklı konularda bile aynı değersizlikte hisseder onu da bilmiyorum.
genel olarak birçok şeyi bilmiyorum, bildiğim tek şey bu iğrenç hislerle sürünmekten çok yorulduğum.
mücadele etmem gereken hiçbir nokta falan da göremiyorum, kime karşı neyin savaşını vermem gerektiğini de bilmiyorum.
öyle amaçsızca yürüyorum bu yolu ama yolun sonununa ulaşmanın bir işime yarayacağını sanmıyorum.
yolun sonu var mı onu da bilmiyorum mesela.
bu dünyada bana biçilmiş görevi anlayabilsem ve yapabilecek gücü kendimde bulabilsem her şey daha farklı da olmazdı yüksek ihtimalle.
nerede ne yapmak isteyip kiminle olmak istediğimi bile bilmiyorum.
daha kötüsü kim olduğumu ya da kim olmak istediğimi de bilmiyorum ve sanırım bunu artık pekte önemsemiyorum.
çünkü diyorum ya, bir mücadelem yok. bir önemim ya da isteğim yok. koca bir değersizlik silsilesindeki en değersiz olarak bilinmeyen bir yolda sürünüyorum öyle.
sürünmüyorum bile, öylece duruyorum.
bunları anlatıyorum çünkü bu düşünceleri içime ata ata beni çürütmelerine daha fazla tahammül edemiyorum.
bu bir tür mücadele şekli sayılır mı, tartışılır.
devamını gör...
6128.
bu ülkenin gündemine maruz kalmak normal bir vatandaş için zulüm.
nereye baksa tel tel dökülen bir ülke.
içinde sıkışmış kalmış insanlar.
ekonomik sorunlar siyasi çekişmeler, güvenlik sorunları, adalet beklentisi yerlerde.
sahte diplomalar, suç örgütleri, yolsuzluk haksızlık orman yangınları, sporu siyaseti dini sanatı neyi varsa ayrışmış taraf olmuş.
oy verdiği kişilerin başka partilere geçmesi, oy verdiği kişilerin ellerinden belediyelerin alınıp el değiştirmesi.
az sesini çıkaranların hem iktidar hem muhalefet tarafından başına neler getirilmesi.
tutuklu öğrenciler .
ve keyfinde sermaye sahipleri.
iktidar ve muhalefet arasına sıkışmış ve yalnız bırakılmış.
kimseye güveni kalmamış insanlar.
daha kendisini koruyamayan seçmenini belediyelerini . ve elde ettiği belediye başkanlarının hiç utanmadan başka partilere geçmesi. 56 belediye muhalefetten akp'ye katılmış.
ve bu muhalefetin kurulan komisyonlara koşa koşa gitmesi. sadece el kaldiran gostermelik bir şey olması. sadece bir kahve markasını boykot etmesi.
tüm kamu bankalarinin reklamları bile iktidar medyasına vermesi. bir ünlü oyuncunun muhalif bi twit atıp işinden olması ona bile sahip çıkılmaması.
gündemin sürekli değişmesi ve çoğu konunun saçma sapan olması. tvlerde bomboş insanlar hem iktidar hem muhalefet tarafından bomboş insanlar gündemi yorumlarken bütün bunlara maruz kalmak. kaçmak isterken bile. hiç tvyi acmasan bile.
kime neden nasıl güveneceğini bilemeyen milyonlar.
türk halkı bir çıkmazda ve sıkışmış nefes alamaz olmuş.
bu pahalılık ev kiraları negatif enerji dolu insanlar.
bunca vergi işsizlik.
yani parasına bakacak insan. önüne bakacak.
bakabilirse.
nereye baksa tel tel dökülen bir ülke.
içinde sıkışmış kalmış insanlar.
ekonomik sorunlar siyasi çekişmeler, güvenlik sorunları, adalet beklentisi yerlerde.
sahte diplomalar, suç örgütleri, yolsuzluk haksızlık orman yangınları, sporu siyaseti dini sanatı neyi varsa ayrışmış taraf olmuş.
oy verdiği kişilerin başka partilere geçmesi, oy verdiği kişilerin ellerinden belediyelerin alınıp el değiştirmesi.
az sesini çıkaranların hem iktidar hem muhalefet tarafından başına neler getirilmesi.
tutuklu öğrenciler .
ve keyfinde sermaye sahipleri.
iktidar ve muhalefet arasına sıkışmış ve yalnız bırakılmış.
kimseye güveni kalmamış insanlar.
daha kendisini koruyamayan seçmenini belediyelerini . ve elde ettiği belediye başkanlarının hiç utanmadan başka partilere geçmesi. 56 belediye muhalefetten akp'ye katılmış.
ve bu muhalefetin kurulan komisyonlara koşa koşa gitmesi. sadece el kaldiran gostermelik bir şey olması. sadece bir kahve markasını boykot etmesi.
tüm kamu bankalarinin reklamları bile iktidar medyasına vermesi. bir ünlü oyuncunun muhalif bi twit atıp işinden olması ona bile sahip çıkılmaması.
gündemin sürekli değişmesi ve çoğu konunun saçma sapan olması. tvlerde bomboş insanlar hem iktidar hem muhalefet tarafından bomboş insanlar gündemi yorumlarken bütün bunlara maruz kalmak. kaçmak isterken bile. hiç tvyi acmasan bile.
kime neden nasıl güveneceğini bilemeyen milyonlar.
türk halkı bir çıkmazda ve sıkışmış nefes alamaz olmuş.
bu pahalılık ev kiraları negatif enerji dolu insanlar.
bunca vergi işsizlik.
yani parasına bakacak insan. önüne bakacak.
bakabilirse.
devamını gör...
6129.
az yavaşla daaaaaaaa. entry girerken nefes alman gerektiğini, sana öğretmen gerek jonathan.
devamını gör...
6130.
bilemiyorum altan, bilemiyorum.
gururdan değil bak. ben nasıl geri dönülür onu bilmiyorum. hiçbir şey olmamış gibi yapılmaz. her şey bitmiş gibi davransan, ne demeye döndün olur. hafıza bu silinmez, yaşananlar unutulmaz. onları konuşmaya kalksan zaman geri alınmaz. e ne yapalım o zamaaaaaaaaan.
yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi...
gururdan değil bak. ben nasıl geri dönülür onu bilmiyorum. hiçbir şey olmamış gibi yapılmaz. her şey bitmiş gibi davransan, ne demeye döndün olur. hafıza bu silinmez, yaşananlar unutulmaz. onları konuşmaya kalksan zaman geri alınmaz. e ne yapalım o zamaaaaaaaaan.
yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi...
devamını gör...
6131.
tam 00:00 da ona mesaj atacağım. çünkü doğum günü. süslü kelimeler yazmayacağım. sadece kutlu olsun deyip hayatıma devam edeceğim. onsuz…
en sonki doğum gününde, birazdan kutlayacağım doğum gününü ayrı geçireceğimizi bilseydim daha farklı şeyler yapardım. ne bileyim, daha farklı işte…
aslında ona söylemek istediğim her şeyi söyledim ama sanki hala bir şeyler eksik. yüzlerce kez teşekkür ettim ama yeterli değilmiş gibi. özürler diledim ama yeterli değilmiş gibi. sevdiğimi de çok söyledim ama yeterli değilmiş gibi…
derdi ki “sevgi eylem gerektirir.” o nedenle sözcüklere pek anlam yüklemezdi. üzdüm onu çok, eylemlerimle. elime yüzüme bulaştırdım, beceremedim sevmeyi. olduramadım kendimi ona.
ama hayatımın en büyük iyi ki’si o. başka herhangi bir kimse için bunu söylemedim. söyleyeceğimi de sanmıyorum. beni çok mutlu etti. bana çok iyi hissettirdi. o, beni, gördü. gördü ve gördüğü şekliyle sevdi. bazen “şuyun yanlış, buyun yanlış” dediyse de olur öyle şeyler. biliyorum, hepsi benim iyiliğim içindi.
ona olan sevgim asla azalmayacak bunu çok iyi biliyorum. hep seveceğim, hep kalbimde olacak. başka bi evrende onunla olmaya devam edeceğim. ama dünya biraz dar geldi. olduramadık. olsun. üzgün veya kızgın değilim. ne ona ne kendime. öfkem dindi. üzüntüm hafifledi. geçti gitti…
işine yarayacaksa ona bu yıl kalbimi hediye etmek istiyorum. bende değil onda kalsın. onun ellerinde atsın. sıkılınca çöpe atabilir bana lazım değil..
iyi ki doğdu. iyi ki yaşamımın görece kısa bir bölümünde benim hayatıma dahil oldu. bütün iyikiler onun olsun. bir kez daha yaşama şansım olsaydı, tereddütsüz her anımızı tekrar yaşamak isterdim. seni hep güzel hatırlıyorum.
sen de beni güzel hatırla. olur mu?
en sonki doğum gününde, birazdan kutlayacağım doğum gününü ayrı geçireceğimizi bilseydim daha farklı şeyler yapardım. ne bileyim, daha farklı işte…
aslında ona söylemek istediğim her şeyi söyledim ama sanki hala bir şeyler eksik. yüzlerce kez teşekkür ettim ama yeterli değilmiş gibi. özürler diledim ama yeterli değilmiş gibi. sevdiğimi de çok söyledim ama yeterli değilmiş gibi…
derdi ki “sevgi eylem gerektirir.” o nedenle sözcüklere pek anlam yüklemezdi. üzdüm onu çok, eylemlerimle. elime yüzüme bulaştırdım, beceremedim sevmeyi. olduramadım kendimi ona.
ama hayatımın en büyük iyi ki’si o. başka herhangi bir kimse için bunu söylemedim. söyleyeceğimi de sanmıyorum. beni çok mutlu etti. bana çok iyi hissettirdi. o, beni, gördü. gördü ve gördüğü şekliyle sevdi. bazen “şuyun yanlış, buyun yanlış” dediyse de olur öyle şeyler. biliyorum, hepsi benim iyiliğim içindi.
ona olan sevgim asla azalmayacak bunu çok iyi biliyorum. hep seveceğim, hep kalbimde olacak. başka bi evrende onunla olmaya devam edeceğim. ama dünya biraz dar geldi. olduramadık. olsun. üzgün veya kızgın değilim. ne ona ne kendime. öfkem dindi. üzüntüm hafifledi. geçti gitti…
işine yarayacaksa ona bu yıl kalbimi hediye etmek istiyorum. bende değil onda kalsın. onun ellerinde atsın. sıkılınca çöpe atabilir bana lazım değil..
iyi ki doğdu. iyi ki yaşamımın görece kısa bir bölümünde benim hayatıma dahil oldu. bütün iyikiler onun olsun. bir kez daha yaşama şansım olsaydı, tereddütsüz her anımızı tekrar yaşamak isterdim. seni hep güzel hatırlıyorum.
sen de beni güzel hatırla. olur mu?
devamını gör...
6132.
bazen bir şeyi çok isteyip aynı zamanda da hiç istemiyorum
devamını gör...
6133.
salağa salak derim ben kardeşim.
devamını gör...
6134.
at binenin, kılıç kuşananın. *
devamını gör...
6135.
aslında hayatımdaki tüm insanlara söylemek istediğim o kadar çok şey var ki..
sonra da kime ne anlatacaksın boşver sus ve hayatına devam et diyorum kendi kendime.
sustuklarım da büyüyor içimde ama söyleyince de bir şey değişmeyeceğini bilmek de can sıkıyor.
sonra da kime ne anlatacaksın boşver sus ve hayatına devam et diyorum kendi kendime.
sustuklarım da büyüyor içimde ama söyleyince de bir şey değişmeyeceğini bilmek de can sıkıyor.
devamını gör...
6136.
beş metrelik kuyuya düşmüşüm üç metrelik ip uzatmişsin. yoksun desem yalan, varsin desem eksik
devamını gör...
6137.
ayağında terlikle de bana asılamazsın ya, olmaz.
devamını gör...
6138.
umarım çiçeklere para israfı demeyen birini severim ya da sevdiğim bu olsun...
devamını gör...
6139.
istanbulu özledim, hayır hayır tek başınalık hakkını özledim ama sıklıkla kendimi özlerim.
güzel bi eşlikçi ihtimali de istiyorum "ihtimali" yeterli ve güvenli ama o kadar
güzel bi eşlikçi ihtimali de istiyorum "ihtimali" yeterli ve güvenli ama o kadar
devamını gör...
6140.
aklıma küçükkenki arnavut arkadaşlarım geldi. aynı dili konuşmuyorduk ama anlaşabiliyorduk. oyunları birbirimize nasıl anlattık acaba çünkü gayet sorunsuz oyun oynayabiliyorduk. o günlere dönebilsek keşke aynı dili konuşmadan sadece sevgiyle anlaştığımız belki de sevginin her şeyi çözdüğü zamanlara…
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302
303
304
305
306
307
308
309
310
311
312
313
314
315
316
317
318
319
320
321
322
323
324
325
326
327
328
329
330
331
332
333
334
335
336
337
338
339
340
341
342
343
344
345