4941.
herhangi bi sıkıntınla ilgili sustukça ve kimseden hiçbir şey beklemedikçe sen hariç herkes tarafından konuşuluyor. ama hani konuşcak konu olsun, ağzı boş kalmasın ve kendine has bir “seni düşündüğümden” kılıfında tahakkümle aslında “akıl” versin. yoksa derde derman olmak değil niyet. fiilen derman olmak değil bu bahsettiğim bu arada -ki zaten kim kaybetmiş de bulcan onu- öyle çözüm üretmek adına bi fikir alışverişi falan hiç değil. sadece bazen söylenen bi cümle bile bi ağırlık alır, yılgınlığına bi omuz verir ve bu o an için bile olsa iyi gelir ya hani, bu kadarlık bir derman olmaktan bahsediyorum. yok ama olur mu, bi adım ötesine geçmeden, üstünde tepinmeden, ağzına sıçmadan durur mu hiç? asla. üstelik senin dertleşmek üzere bi hamlen yokken oluyo bu ama nasıl oluyosa kendini çaresizce yere bakıp kafa sallarken buluyosun. hele bi de “boşver, takma” vs serpeleniyosa aralara komple sıçtın çünkü onun devamı “seninki de dert mi!!” şeklinde bir siktir edişle kendininkine geçip kitlemek oluyo… hiç istemeyeceğin iki şey aynı anda çullanıyo üstüne; hem yüzüne yüzüne parmak sallandı durduk yere, hem de seninki sana ağırken asla umrunda olmayan başka bir dertle boğuldun. ve bu ikisinden de alabileceğin sana kalcak hiçbir halt yokkk.
sonuç olarak hem bu esir alınmanın hem de sana çökülmesinin önüne geçecek bizzat kendim bulduğum, deneyerek geliştirdiğim ve çalıştığından emin olduğum tek bir yol var; zincirleme dert anlatmak. öyle bir alcaksın ki ele o tam ahkam kescek gibi olurken “dur ya bunlar ne ki sen asil şeyi bilmiyosun” deyip bambaşka bi sıkıntını anlatmaya başlıcaksın, o tam o konuya hakim olmaya başladığı anda “yaa laf lafı çok açcak ama şimdi anlatcağım şeyi kısa bi geçmezsem bunu da anlamıcaksın” diyip çok ayrı bi olaylar silsilesine geçceksin ama en başına… o kafası olcak elli altı. bi daha değil geviş getire getire parmak sallamak “nasılsın” demeye korkcak. çok çok havadan sudan, gündelik işten güçten, yok nolcak bu memleketin hali, havalar da bozdu esmese iyi aslında seviyesinde kalcak muhabbet. saldırının dozuna göre kafa selamı verip yoluna da bakabilir gördüğü yerde o tercihe kalmış artık.

not: bahsi geçen kişiler sizi önemseyen, seven en yakınlarınız değil elbette, niyetsiz tanışıklar sadece. gerçi bilemiyorum akraba falan da olabilir belki bu kısmı biraz kişisel.
devamını gör...
4942.
bugün bu kadar sıkıcı olmak zorunda değildi ama oldu.
devamını gör...
4943.
söylemek istediğim çok fazla şey olduğunu söylemek istiyorum
devamını gör...
4944.
korku filminde gibiyiz. çatılar uçuyor, fransız balkonların camı patlıyor fırtınadan.
devamını gör...
4945.
rozetime kavuştum. emeği geçen herkese teşekkür ederim. onlar kendini biliyor. *
devamını gör...
4946.
bu toplumun insanları kendini çok matah sanmaya devam ettikçe daha da kötüye gitmeye devam edecek. siz buna mecbursunuz çünkü. lütfen böyle mal olmaya devam edin.
devamını gör...
4947.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
4948.
vize sınavlarını son gecede halledeceğime dair içi boş öz güven var bende. üniversite son sınıfta gelişti hem de. dersten kalsan dönem uzayacak bu neyin artistliği acaba?
devamını gör...
4949.
"insanlar herkesle pasta yer, sana gelir şeker hastası olduğunu anlatır"
devamını gör...
4950.
"(...)
dört yanım puşt zulası,
dost yüzlü,
dost gülücüklü
cıgaramdan yanar.
alnım öperler,
suskun, hayın, çıyansı.
dört yanım puşt zulası,
dönerim dönerim çıkmaz.
(...)"

ahmed arif - ay karanlık
devamını gör...
4951.
yıllar evvel minimalizmin tozkoparan şubesi olarak yeniden başladığım hayatıma kafam girsin. kutula kutula bitmedi, kolile kolile yetmedi. karnımın üst taraflarında insanı stresten kıvrandıran o buruk hisle beraber ufka bakıp atam büyük adammış diye kederleniyorum.

sorma hiç, konuların biri diğerine uymuyor beynimin içinde. ben bende değilim, bir arkadaşta kalıyorum.
devamını gör...
4952.
yanlış insanın hayatında melek olsan kanat sesinden rahatsız olur.
devamını gör...
4953.
acele işe karışan şeytanın boku seyrek düşer.
devamını gör...
4954.
ayıyı muhtar yapan köy, armudu ancak rüyasında görür.
devamını gör...
4955.
vay alümünyum, akape güneşi de çalmış galiba
nisan ayının ortası ve antalyaya sanki kar yağacak
böyle hava mı olur lan ?
sen nisansın
sen antalyasın........................................
cyka blyatttttttttttttttt..................
devamını gör...
4956.
pişmanlıklarımın gelmişini geçmişini seveyim. söyleyeceklerim bu kadar.
devamını gör...
4957.
cenazeyle beraber şehir dışına çıktık; ama bir yanımız o gittiğimiz şehirde cenazeyle, taziye eviyle kaldı…
içim, ölüm kokuyor.
devamını gör...
4958.
yoruldum...
devamını gör...
4959.
boğazım çok ağrıyor ve ağlamak istiyorum. en iyisi uyumak sanırım. iyi geceler sözlük. iyi geceler.
devamını gör...
4960.
ı see dead people *
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim