5381.
büyük bir yanılgı var. ınstagram postları, motivasyon sözleri, diziler..sizi özel hissettirecek türlü kişisel gelişim zırvası...
üzülerek söylemiyorum gerçekler acıdır. hiçbirimiz özel değiliz. sen bir ilişki için kaybederse o kaybeder diye kendini okşuyorsun ya hepsi yalan. seni özel kılan hiçbir şey yok güzel kardeşim egonu s.. senin iyi oku burayı.
insanların bir yaratılış ve bir karakteri vardır. karşındaki kıymet verdiğin biri ise kendi pencerenden değil onu da anlayacak şekilde bakacaksın. ben merkezli insanlardan çok sıkıldım. yazma ihtiyacı duydum ya.
kadının bir yaratılışı erkeğin bir tabiati vardır. birileri bunu bozacak şekilde bir şeyler pompalıyor. ne olmuş yani bir kadın yemek yaptıktan sonra erkeğine bir kahve yapsa incileri mi dökülür? ne olmuş bir erkek evi supurmeyip de sevdiğini alıp bir yerlere götürse iki çiçek alsa ?
toplumda çok ciddi bir maskülenite ve feminizm krizi var. roller değişmeye başladıkça bir şeyler sıçışa geçti.
bugün çalıştığım yerde bir kıza çok kızdım. yakın arkadaşız ve kendisi nişanlı. trip atmak yerine konuşarak çözüm bulmasını, sinirlendiğinde karşısındaki insanı yok sayıp susmak yerine durumu anlatmasını bazen onun için kendisinin de fedakarlık yapması gerektiğini söyledim. haddime mi ? değil. ama dayanamadım be.
neyse bir de yolun ortasında ingiliz kraliçesi edasıyla yürüyüp yol vermeyen kendini kutsal bakire sanan türbanlılara ayrıca ayar oldum.
bugün bir kez daha insanlıktan tiksindim.
üzülerek söylemiyorum gerçekler acıdır. hiçbirimiz özel değiliz. sen bir ilişki için kaybederse o kaybeder diye kendini okşuyorsun ya hepsi yalan. seni özel kılan hiçbir şey yok güzel kardeşim egonu s.. senin iyi oku burayı.
insanların bir yaratılış ve bir karakteri vardır. karşındaki kıymet verdiğin biri ise kendi pencerenden değil onu da anlayacak şekilde bakacaksın. ben merkezli insanlardan çok sıkıldım. yazma ihtiyacı duydum ya.
kadının bir yaratılışı erkeğin bir tabiati vardır. birileri bunu bozacak şekilde bir şeyler pompalıyor. ne olmuş yani bir kadın yemek yaptıktan sonra erkeğine bir kahve yapsa incileri mi dökülür? ne olmuş bir erkek evi supurmeyip de sevdiğini alıp bir yerlere götürse iki çiçek alsa ?
toplumda çok ciddi bir maskülenite ve feminizm krizi var. roller değişmeye başladıkça bir şeyler sıçışa geçti.
bugün çalıştığım yerde bir kıza çok kızdım. yakın arkadaşız ve kendisi nişanlı. trip atmak yerine konuşarak çözüm bulmasını, sinirlendiğinde karşısındaki insanı yok sayıp susmak yerine durumu anlatmasını bazen onun için kendisinin de fedakarlık yapması gerektiğini söyledim. haddime mi ? değil. ama dayanamadım be.
neyse bir de yolun ortasında ingiliz kraliçesi edasıyla yürüyüp yol vermeyen kendini kutsal bakire sanan türbanlılara ayrıca ayar oldum.
bugün bir kez daha insanlıktan tiksindim.
devamını gör...
5382.
silktiğim solistlerinin hepsi mal
devamını gör...
5383.
devamını gör...
5384.
zaman zaman “atom fiziğine de profesörlüğe de…” demek isterim. ama bunu en kuvvetli bugün demek istedim. hekimlik bu ülkede yapılası meslek değilmiş.
devamını gör...
5385.
lise 3'e gittiğim yıllardı hiç unutmam. mayıs ayıydı ve dışarda yağmur öncesi tozu dumana katan müthiş bir rüzgar vardı. ders çok sıkıcı geçiyordu ben de genelde dışarıyı izliyordum pencereden. okulun 4. katındaydık ve rüzgarla birlikte uçan bir poşet beni güldürüyordu. onun havalanışı, yükselip alçalışı özgür olma hissiyatı uyandırıyordu içimde. derken baya bi yükseldi, yükseldi ve sonra yanımdaki pencerenin camına yapıştı. 10-15 saniye geçtiği halde hala oradaydı. sanki onu içeri almamı istiyordu. elimi ona uzatıp almak istedim ama hocaya yakalanmaktan da çekiniyordum. aklıma birden sınıfı havalandırma fikri geldi. hocaya camı açabilir miyim? içerisi çok havasız. diye sorup izin alınca açtım pencereyi. pencereyi açmamla birlikte içeri hızla giren hava poşeti de beraberinde sürükledi. poşet o hızla hocaya doğru uçtu ve birden masasına kondu. sınıf şaşkınlık içinde kaldı bir an. sonra herkes sesli sessiz gülmeye başladı. hoca poşete doğru uzanırken tam da o anda içerde yeni bir hava dalgası oluştu. poşet tekrar geldiği gibi pencereden dışarı çıktı. uçtu, uçtu ve roket takımı gibi gökyüzünde kayboldu. o günden sonra poşetten hiçbir haber alamadısdfg
velhasıl o gün o poşet gibi özgür ve gamsız olmak istemiştim. sadece bir anlığına onun gibi uçmak ve gökyüzünde kaybolmak..
velhasıl o gün o poşet gibi özgür ve gamsız olmak istemiştim. sadece bir anlığına onun gibi uçmak ve gökyüzünde kaybolmak..
devamını gör...
5386.
bir kişi olsa bir şeyler anlatsa, kahvemizi yudumlasak, sigaramızı yaksak, arada ona sorular sorsam da cevaplasa. ardından fikrimi sorup da kesmeden dinlese.. evlerden, arsalardan, arabalardan, ünvanlardan ve kadınlardan konuşmasak. dinden ve siyasetten de konuşmasak. ama muhabbet de aksa.. akşam olunca iyi dileklerde bulunup ayrılsak. çok sıkıldım çok.. ucuz aldığı malın şimdi beş katı değerlendiğini anlatanlardan, beğeni ve skor peşinde koşup böbürlenenlerin muhabbetinden, şikayetlerden, egodan, fanatizmin içine düştüğünden karşısındakine sürekli birşeyleri empoze etmeye çalışıp onay bekleyenlerden.
devamını gör...
5387.
uyuyamıyorum uyuyamıyorum ve yine uyuyamıyorum.
devamını gör...
5388.
binaenaleyh
devamını gör...
5389.
bu ülke gerçekten çok darlıyor. normal insan davranışlarını unutmuşuz da yerine saçma sapan şeyler doldurmuşuz. adeta bitmez bilmeyen bir tiyatronun içindeyiz. ama her rol diğerine üstün gelmek için yazılmış.
seç beğen al.
seç beğen al.
devamını gör...
5390.
aşk olsun tanrıııım.
devamını gör...
5391.
"küçük prens tam 44 gün batımı gördü. ben ise; 11.315. ve sadece onlarcasını fotoğrafladım. oradaydım. o turuncu kızıllığın içinde bir yerde. evin balkonundan uzaktaki kendimle bakıştım. kendimle denk düştüm."
kosmolop
kosmolop
devamını gör...
5392.
iyi insanlar yaşamalı lan çok ufak bir ihtimal olsada bu k.hpe dünyaya inat yaşamalı.
devamını gör...
5393.
cumartesi sabahı çalışıyorumdur ve bir tören yapmak için konferans salonuna inmem gerekiyor. kahve içerken teselli olup geliyorum. *
devamını gör...
5394.
kafamı karıştırdın. evet.
devamını gör...
5395.
üzülen sen olduktan sonra haklı olmanın ne anlamı var ki .
devamını gör...
5396.
bir yerde görmüştüm, nerede olduğunu hatırlamıyorum. şöyle diyordu kabaca;
“anne ve babalar çocuklarından vazgeçebilirler. yetimhaneler vazgeçilmiş çocuklarla doludur. fakat çocuklar, anne babası tarafından ne yaşarsa yaşasın onları sevmekten vazgeçmezler. bu yüzden kutsal olan anne baba değildir, çocuklardır.” diyordu.
bugün şunu görüyorum ki, ne yaşadıklarını, neler hissettiklerini en ufak ayrıntısına kadar bildiğim ebeveynlerim benim hiçbir şeyimi bilmiyorlar. nelerle baş etmeye çalıştığımı görmüyorlar çünkü üzülmesinler diye bahsetmiyorum. çocuk yaşta yaşadığım tacizi dahi onlara bir şey olmasın diye içimde tuttum. ilerleyen zamanlarda ruh hastası bir manyak tarafından tecavüz tehditleri alırken ölmeyi göze aldım da yine yardım isteyemedim onlardan. şimdi bakıyorum, odamın kapısını açıp içini döküp giden ve rahat rahat uykusunu uyuyan annemin kapısını açıp anlatamadım içimdekileri. bana bugün tokat atan babam bilmiyor kaç kez başka erkeklerden tokat yediğimi.
28 yaşında baba dayağı yemiş olmam değil de, her kavgalarında araya girip koruduğum annem bugün bana tokat atılırken, kafama vurulurken, üstüme yürünürken bulaşığını yıkıyordu, işte bu canımı çok yaktı.
bu yüzden vazgeçtim ben de anne babamdan. kan bağımı reddedemem fakat gönül bağına da gerek yok artık.
“anne ve babalar çocuklarından vazgeçebilirler. yetimhaneler vazgeçilmiş çocuklarla doludur. fakat çocuklar, anne babası tarafından ne yaşarsa yaşasın onları sevmekten vazgeçmezler. bu yüzden kutsal olan anne baba değildir, çocuklardır.” diyordu.
bugün şunu görüyorum ki, ne yaşadıklarını, neler hissettiklerini en ufak ayrıntısına kadar bildiğim ebeveynlerim benim hiçbir şeyimi bilmiyorlar. nelerle baş etmeye çalıştığımı görmüyorlar çünkü üzülmesinler diye bahsetmiyorum. çocuk yaşta yaşadığım tacizi dahi onlara bir şey olmasın diye içimde tuttum. ilerleyen zamanlarda ruh hastası bir manyak tarafından tecavüz tehditleri alırken ölmeyi göze aldım da yine yardım isteyemedim onlardan. şimdi bakıyorum, odamın kapısını açıp içini döküp giden ve rahat rahat uykusunu uyuyan annemin kapısını açıp anlatamadım içimdekileri. bana bugün tokat atan babam bilmiyor kaç kez başka erkeklerden tokat yediğimi.
28 yaşında baba dayağı yemiş olmam değil de, her kavgalarında araya girip koruduğum annem bugün bana tokat atılırken, kafama vurulurken, üstüme yürünürken bulaşığını yıkıyordu, işte bu canımı çok yaktı.
bu yüzden vazgeçtim ben de anne babamdan. kan bağımı reddedemem fakat gönül bağına da gerek yok artık.
devamını gör...
5397.
şimdi ben bir hafta boyunca ayık kafayla nasıl saçmalayacağım? biri bana bunu anlatsın.
devamını gör...
5398.
bu gece yazma isteği ile yanıp tutuştuğumj fark ettim. benim için kimin okuyor olduğu pek önemli değil zira ben okurken zorlanırım genelde bu yüzden kimse de sonuna kadar okumaz herhalde.
hayat denen bu dolambaçlı yolda son birkaç ayda başıma pek çok şey geldi.
iş değiştirdim.
- pek memnun sayılmam. özel sektör berbat bir yer ve işini sevmeden yapmak cidden azap. ayrıca herkesin egoları yarışıyor ve ben yıpranıyorum. son iş yerimden ayrılırken olan kötü deneyimlerimden sonra iyice çekingen bir hale büründüm bu da beni rahatsız ediyor iyiden iyiye. ama çözeceğiz. bir noktada halledeceğim.
sevgili yaptım.
- dünyanın en yufka yürekli ama aynı zamanda eril enerjisi yüksek şahsına denk geldim sanırım. onu seviyorum ama sevgim nerede nasıl bir boyutta bilmşyorum. çünkü istediğim standartların hiçbirine sahip değil ama iyi biri. asla kötü değil. sohbet muhabbet çok güzel. onunla bir hayat yaşama fikri çok güzel ama çevremdeki insanların o ön yargıları o düşünceleri beni sandığımdan daha fazla etkiliyor ve bu da canını sıkıyor.
ben erkek arkadaşıma göre daha güzelim ve fark edilmeyecek gibi değil. ama insanlar sürekli kendi güzelliğini görmüyor musun diyorlar. hadi bunu aştık. herkes çat diye evlenelim diye bekliyor ama asla öyle bir durumumuz yok en az iki yıl beklemem gerekiyor. o da beni sıkıyor. ama o.. üzümlü kekim. ciddi anlamda çabalıyor. elinden geleni yapıyor. ve ben en çok bununla gurur duyuyorum.
ha bir de zayıfladım dostlar. bu da mutluluk sebebi.
hayat denen bu dolambaçlı yolda son birkaç ayda başıma pek çok şey geldi.
iş değiştirdim.
- pek memnun sayılmam. özel sektör berbat bir yer ve işini sevmeden yapmak cidden azap. ayrıca herkesin egoları yarışıyor ve ben yıpranıyorum. son iş yerimden ayrılırken olan kötü deneyimlerimden sonra iyice çekingen bir hale büründüm bu da beni rahatsız ediyor iyiden iyiye. ama çözeceğiz. bir noktada halledeceğim.
sevgili yaptım.
- dünyanın en yufka yürekli ama aynı zamanda eril enerjisi yüksek şahsına denk geldim sanırım. onu seviyorum ama sevgim nerede nasıl bir boyutta bilmşyorum. çünkü istediğim standartların hiçbirine sahip değil ama iyi biri. asla kötü değil. sohbet muhabbet çok güzel. onunla bir hayat yaşama fikri çok güzel ama çevremdeki insanların o ön yargıları o düşünceleri beni sandığımdan daha fazla etkiliyor ve bu da canını sıkıyor.
ben erkek arkadaşıma göre daha güzelim ve fark edilmeyecek gibi değil. ama insanlar sürekli kendi güzelliğini görmüyor musun diyorlar. hadi bunu aştık. herkes çat diye evlenelim diye bekliyor ama asla öyle bir durumumuz yok en az iki yıl beklemem gerekiyor. o da beni sıkıyor. ama o.. üzümlü kekim. ciddi anlamda çabalıyor. elinden geleni yapıyor. ve ben en çok bununla gurur duyuyorum.
ha bir de zayıfladım dostlar. bu da mutluluk sebebi.
devamını gör...
5399.
türk'ün türk'ten başka dostu yok dedi.
kuzey kıbrıs'ı tanıyan türk devleti var mı? dedim
düşündü yok dedi.
geçen sene evde düştüğünde kim seni hastaneye götürdü? dedim
karşı komşum kürt ali dedi.
demek ki neymiş hafız
türk'ün kürt'den başka dostu yokmuş...
kuzey kıbrıs'ı tanıyan türk devleti var mı? dedim
düşündü yok dedi.
geçen sene evde düştüğünde kim seni hastaneye götürdü? dedim
karşı komşum kürt ali dedi.
demek ki neymiş hafız
türk'ün kürt'den başka dostu yokmuş...
devamını gör...
5400.
bi daha da tövbe, aramam..
devamını gör...