sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
başlık "peripetya" tarafından 03.01.2021 03:48 tarihinde açılmıştır.
4541.
yokluğumu hiç kimse hissetmemiştir...
şu ulu kerhanesinin personeli çekilmiş
ortam aydınlanmış, oh be
içime fenalık basmıştı.
şu ulu kerhanesinin personeli çekilmiş
ortam aydınlanmış, oh be
içime fenalık basmıştı.
devamını gör...
4542.
biri bana eşek şakası yapacak hissediyorum ama hadi hayırlısı. bedeli ağır olacak ama, baya hem de. umarım yapmaz.
devamını gör...
4543.
ikili karşıtlıklar tekliğe doğru bütünleşmek isterken, teklikten yola çıkanlar tekliğin parçalarından tanımlamaya kalkıyorsa tekliği, ortada zaten sürekli teklik mi var? kehribar renginde viskinin üçüncü yudumu, yoo sarhoş değilim.
devamını gör...
4544.
periyodik muayeneden sorunsuz geçmek istiyorum. 4 defa ikinciye gittim. bu sefer gitmeyeyim.amin.
devamını gör...
4545.
sanatçı olmak, benim kendimi bildim bileli hayalimdir. fakat ne kadar yazsam, ne kadar çizsem de bir türlü ilerlediğimi düşünmüyorum. yazdığım hiçbir şey anlamlı, çizdiğim hiçbir şey de bana güzel gelmiyor.
biliyorum, anlamlı ve güzel olabilmesi için fazlasıyla çalışmak ve pratik yapmak gerekli ama ben bazen o motivasyonu bile kendimde bulamıyorum. ne yapacağım hakkında bir fikrim de yok.
yazmayı çok sevdiğimi daha kaç kez dillendirip söylemem gerekiyor bilmiyorum ama yazmak benim yaşam stilim, yazmak benim kaçışım.
sadece tek bir sorunum var ki, resmi ya da daha genel bir şey yazacaksam, ne hakkında yazacağımı bilemiyorum. aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorum. yazdıklarımsa genellikle yakınılan denemeler ya da mutsuz sonla biten hikayeler oluyorlar. onları da zaten sonrasında beğenmiyorum, yırtıp atıyorum. genel olarak herhangi bi şeye fikrimi belirtmekte bir sıkıntı yok elbette. benim sıkıntım; ne üzerine yazacağımı bilmemek ve sonrasında da beğenmemek.
biliyorum, anlamlı ve güzel olabilmesi için fazlasıyla çalışmak ve pratik yapmak gerekli ama ben bazen o motivasyonu bile kendimde bulamıyorum. ne yapacağım hakkında bir fikrim de yok.
yazmayı çok sevdiğimi daha kaç kez dillendirip söylemem gerekiyor bilmiyorum ama yazmak benim yaşam stilim, yazmak benim kaçışım.
sadece tek bir sorunum var ki, resmi ya da daha genel bir şey yazacaksam, ne hakkında yazacağımı bilemiyorum. aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorum. yazdıklarımsa genellikle yakınılan denemeler ya da mutsuz sonla biten hikayeler oluyorlar. onları da zaten sonrasında beğenmiyorum, yırtıp atıyorum. genel olarak herhangi bi şeye fikrimi belirtmekte bir sıkıntı yok elbette. benim sıkıntım; ne üzerine yazacağımı bilmemek ve sonrasında da beğenmemek.
devamını gör...
4546.
milletin cebinden para, fiş falan çıkar benimkinden antideprasan çıkıyor. böyle hayatın da taa ellerinden öperim
devamını gör...
4547.
gazoz. evet.
devamını gör...
4548.
4549.
her şeyin yine saçma sapan ilerlediği, kafamın hiç boşalmadığı bir döneme daha girdik.
bu da yetmezmiş gibi biraz önce saçma sapan insanların saçma sapan tavırlarına maruz kalmak.
zaten çok doluyum, az kaldı.
bu da yetmezmiş gibi biraz önce saçma sapan insanların saçma sapan tavırlarına maruz kalmak.
zaten çok doluyum, az kaldı.
devamını gör...
4550.
içimden facebook’a girip ulus baker veya keanu reeves övmek geliyor. facebook’un facebook olduğu dönemlerde herkesin haftada ortalama üç kere yaptığı şeyi ben ‘herkes gibi olmamak adına’ bir kere bile yapamadım, içimde ukde kaldı. ne yalan söyleyeyim, ben de çok yapmak istemiştim. en azından bir cumartesi gecesi, hafif çakırkeyif olduğum bir anda rakı güzellemesi yapabilirdim.
şimdilerde birçok hayranının gıyabında “keşke o dönemlerde yaşasaydım da canlı canlı görebilseydim” deyip hayıflandığı the doors grubu için, 60'ların ikinci yarısında genç olup da salt herkes gibi olmamak adına "bu ne ya b*k gibi çalıyorlar" diyen ve konserlerine gitmeyen insanın bugünlerde hissettiği gibi bir pişmanlık var içimde.
her şeyi zamanında yakalamak ve bazen de herkes gibi olmak lazım dostlarım. ünlü bir halt şairinin dediği gibi: insanoğlu acizdir, muhtaçtır; fazla artistlik yapmamalıdır.
şimdilerde birçok hayranının gıyabında “keşke o dönemlerde yaşasaydım da canlı canlı görebilseydim” deyip hayıflandığı the doors grubu için, 60'ların ikinci yarısında genç olup da salt herkes gibi olmamak adına "bu ne ya b*k gibi çalıyorlar" diyen ve konserlerine gitmeyen insanın bugünlerde hissettiği gibi bir pişmanlık var içimde.
her şeyi zamanında yakalamak ve bazen de herkes gibi olmak lazım dostlarım. ünlü bir halt şairinin dediği gibi: insanoğlu acizdir, muhtaçtır; fazla artistlik yapmamalıdır.
devamını gör...
4551.
özeniyorum azıcık renk gelsin diyorum gözüme makyaj yapıyorum simler falan yani o derece. dışarı çıkıyorum ağlamaya başlıyorum. tanrım neden?
devamını gör...
4552.
acı diner sızı kalır.
devamını gör...
4553.
biri tarafından yok sayıldığınızı fark ettiğinizde onu daha fazla rahatsız etmeyin.
devamını gör...
4554.
kum temizlemeye üşeniyorum. şu an bayaa düşündüm, söylemek istediğim durum bu. sevgiyle kucaklıyorum cümle alemi.
devamını gör...
4555.
kuşlu süveter örüyorum, çok az kaldı bitiyor, çok az...
çok heyecanlıyım*
bu kadar.
çok heyecanlıyım*
bu kadar.
devamını gör...
4556.
neden diye sormak istediğim şeyler var.
devamını gör...
4557.
ne kadar da sevimsiz bir pazar günü anasını satayım ya. ben var ya insanoğlunun nankörlüğünün, asla doymayışının, ne istediğini bilmeyişinin, biri alsa ikiyi isteyişinin ikisini de alınca asla tatmin olamayışının, lanetliğinin yürüyen nefes alan bir örneğiyim…
sadece pazar günü izin yapınca bana yetmiyor, dinlenemiyorum. bu hafta cumartesi de izin yaptım yok abi ben sıkıldım. bana iki gün izin yaramıyor. benim hav hav çalışmam lazım. eve gelmeyi iple çekmem lazım.
sadece pazar günü izin yapınca bana yetmiyor, dinlenemiyorum. bu hafta cumartesi de izin yaptım yok abi ben sıkıldım. bana iki gün izin yaramıyor. benim hav hav çalışmam lazım. eve gelmeyi iple çekmem lazım.
devamını gör...
4558.
biskrem yiyorum uzun zaman sonra, afedersiniz tadı bk gibi. nasıl başardılar bunu, hiçbir şeyin eski tadı kalitesi kalmadı. abv ya. ülker
devamını gör...
4559.
hangi başlık olduğunu anımsayamadım - yazmadan evvel teyit etmek istediğim için de kaldı tabii. özetle protestan etiği ve kapitalizmin ruhu birbiriyle bağdaş şeyler. çalışma, üretkenlik ve iş eksenli bir dünyamız var zira özellikle rönesans ve reform hareketleri sonrasında katoliklerin sahip olduğu "yeaa zaten kıyamet gelcek, hepimiz hristiyan olduğumuz için de kurtulacaz bi şekilde" şeklinde ifade edilebilecek ötedünya rahatlığı martin luther ve john calvin ile tepeüstü oldu. protestanlar için bu dünyadaki başarılarınız tanrının sizi ne kadar "sevdiği" ile doğru orantılıydı - hatta ve hatta yeterince çalışırsak (ve uslu bir çocuk olursak) bu dünyada cenneti yaratmak bile mümkündü.
tam da bu çekirdekten aslında filizlendi günümüzün modern çalışma hayatı, üretkenliğin kutsal bir hale gelmesi ve "işsizlik" denilen kavramın tek dişi kalmış bir canavar gibi görünmesi. nitekim (bkz: michel foucault) 'nun da disiplin ve ceza adlı eserinde de bahsettiği üzere rönesans ve reform öncesinde suçlu ve delilerin çalışma hayatına entegrasyonu ve rehabilitasyonu gibi kavramlardan bahsetmiyorduk. deliler şehrin dışında kafeslerde ölene kadar bir nevi maymun gibi sergileniyordu - suçlular da toplumdan ayrılıyordu ya da idam ediliyordu yine kamusal bir spektakl ile. ama bu iki "anormal" kesimin çalışan bir bireye dönüştürülmesi endüstriyel devrim sonrasına rast gelecekti - zira toplumun bir üyesinin yapması gereken minimum şey çalışması ve bu sistemin bir parçası olmasıydı.
tam da bu çekirdekten aslında filizlendi günümüzün modern çalışma hayatı, üretkenliğin kutsal bir hale gelmesi ve "işsizlik" denilen kavramın tek dişi kalmış bir canavar gibi görünmesi. nitekim (bkz: michel foucault) 'nun da disiplin ve ceza adlı eserinde de bahsettiği üzere rönesans ve reform öncesinde suçlu ve delilerin çalışma hayatına entegrasyonu ve rehabilitasyonu gibi kavramlardan bahsetmiyorduk. deliler şehrin dışında kafeslerde ölene kadar bir nevi maymun gibi sergileniyordu - suçlular da toplumdan ayrılıyordu ya da idam ediliyordu yine kamusal bir spektakl ile. ama bu iki "anormal" kesimin çalışan bir bireye dönüştürülmesi endüstriyel devrim sonrasına rast gelecekti - zira toplumun bir üyesinin yapması gereken minimum şey çalışması ve bu sistemin bir parçası olmasıydı.
devamını gör...
4560.
seven elbet sevilir
nefret işte nefret kadar
nefret işte nefret kadar
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247