5641.
arkadaşlar anladım, yunan adaları daha ucuz, porsiyonlar daha büyük, ege ve akdeniz’deki gibi barzolar her yeri ele geçirmemiş, yunanistanla alakalı her detayı çok sevdiniz evet ikna oldum tamam. ama yeter cidden baydınız.
devamını gör...
5642.
yıllardır okul, iş derken ailemden ve arkadaşlarımdan hep uzak yaşadım. aslında bi çoğumuzun kaderi bu, belki benimki biraz daha fazla. şu anda bulunduğum şehre geleli bir yıl oldu ve bir yıla göre çok fazla arkadaşım oldu diyebilirim. hepsi de benimle arkadaş olmaya can atıyorlarmış gibi kendileri geldi, buldu beni. bu durumdan şikayetçi değilim ama sanki hiçbiriyle aynı dili konuşmuyor gibiyiz, bilmiyorum. durum böyle olunca da başka şeyleri sorgulamaya başlıyorum. hayat bir şeyler yapmak, başarmak, kazanmak neyse ne işte, bunlar için ailenden ve sevdiklerinden kilometrelerce uzakta olmak ve onları yılda birkaç kez görmek için çok kısa ve daha önemlisi anlamsız değil mi? aslında bu sorulara tabii ki cevaplarım var. olmasa zaten çıkıp gidemezsin ama bu cevaplar da yine bizi uzaklara götüren sistemin kendimizi rahatlatmak için uydurduğu bahaneler gibi geliyor bazen. çok saçmaladım muhtemelen biliyorum ama zaten bu mereti kullanma amacımız biraz da bu değil mi?
devamını gör...
5643.
olur olmadık zamanlarda hasta olup yataklara düşmekten nefret ediyorum. hastalığını bana bulaştıran insanlardan nefret ediyorum. bu kadar kötü bağışıklık sistemine sahip olmaktan nefret ediyorum. genel olarak her şeyden nefret ediyorum.

nefret... diyorum. ediyorum...
devamını gör...
5644.
sürekli makara modunda olan ciddiyetsiz insanları sevmiyorum.
devamını gör...
5645.
üst amire yalakalık yapmak için götünü yırtarcasına çalışanlar, fazla mesai için yalvaranlar, para kazanan ama yemeyen, çalışmaktan başka hiçbir hayatı olmayan, olanı da ayıplarcasına sorgulayan tüm iş arkadaşlarımdan tiksiniyorum.

amirin masasını silmek senin vazifen mi be a.k. yalakası ya aklıma geldi bak sinir oldum.

onursuz, gurursuz, hayatsız insancıklar.
devamını gör...
5646.
ama ne söylicem? dön dolaş kendi götünle karşılaş.
devamını gör...
5647.
yoruldum. yıllardır aynı hikayeler. kredi kartları götümden ayrılmıyor, bankalar escortmuşum gibi arıyor ama ben kendilerine şirket diyen silkik firmalardan para alana kadar götüm çatlıyo. duruşlarıyla çok övünen sanatçı arkadaşlarım da sağ olsunlar sessiz kalıyo. artık tehditkar ve dediğim dedik davranıyorum ben de.
olum ben istiyorum ki, müziğini de karakterini de sevdiğim insanlarla güzel, stressiz sahneler yapalım, piyasayı canlandıralım, herkes parasını ekmeğini kazansın. yok ama illa zorluktan patlamamı istiyolar. stresli olduğumda ve işler yürümemeye başladığında artık sinirleniyorum ve gözüm dönüyo. ısrarla ama ısrarla bunu istiyorlar. insanca yaklaştığım her teknik ekip, "çözeriz biraderim sen rahat ol" moduyla takılıyo, günün sonunda bu tavrı onlara sokmak zorunda kalıyorum.
her sahnede en az üç kişiyi işten kovuyorum olum. sebebi de güvenlik prosedürlerini uygulamamaları. umrumda değil, öleceksen başka yerde öl birader. benim başımı yakma. keyif almıyorum bu durumdan ama çare bırakmıyorlar.
yoruldum artık başkası için endişe etmekten. aktif müzisyen olduğum dönemde tek derdim maddiyattı. şimdi telefonum susmuyo la. biri bir şey yapmış, bu şöyle olmuş, bu böyle olmuş.
lan olum, bir insanın telefon favorilerinde jeneratörcü olur mu ya? ben jeneratörcü ali'nin numarasını niye ezbere biliyorum lan?
bir de ayar oldum, business bilet almışlar uçakta. geri zekalı benim paramı ödemiyor, illa ısrarla istemem gerekiyor ama gidip business bilet alıyor. olum siz ahmak mısınız ya? prestij içinmiş. bizim amirimiz öyle takılmalı falan diyorlar. lan ayrıca ben senin amirin değilim ki olum. dışarıdan danışmanlık veriyorum ben sana. silk silk işler yaptırabileceğin biri olmadığım için yönetici konumundayım ben zaten. prestijden tasarruf olmaz diyen adamdan nefret ediyorlar ama yersen.
sıkıldım artık bu sinyalcilikten. en son çıkıp bi dalyarock sanatçıyı sahnede dövüp hadi iyi geceler diyip eve gidicem, mahkemesini de sabah düşünürüm artık.
sıktı bu ülke. rockstar olacaktım, psikiyatri kliniğinde loca aldım sanki *
devamını gör...
5648.
bi daha bu an gelmeyecek..
devamını gör...
5649.
dünyanın iğrençliğinin etkisi artık psikolojimle sınırlı değil fiziksel de etki etmeye başladı, midem bulanıyor, çok pis bulanıyor hem de.
devamını gör...
5650.
günün romantik değil efekti iyi seçmişsin
devamını gör...
5651.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

sanmayın ki görünmüyorsunuz.
devamını gör...
5652.
ameliyat sonrası 6. günümdeyim. iyileşmem dışarıdan hızlı ve olması gerektiği şekilde ancak içerilerde ne olup bitiyor bilemiyorum.
retina dekolmanı sebebiyle bir göz ameliyatı oldum. her şey 5-6 ay önce gözümde oluşan keratit sonrası hastaneye gitmemden sonra oldu. adıyla ün yapmış özel bir hastaneye gittim. hayvan gibi muayene ücreti ödememe ve keratit’in çok da önemsiz bir durum olmamasına rağmen dr bey zahmet edip gözümü doğru düzgün muayane etmedi. damla verip gönderdi. damlalar kısa sürede etkili oldu ve mevcut sorun geçti. fakat akabinde gözümde ışık çakmaları meydana gelmeye başladı. sağdan sola gümüşi renkte ışık geçişleri görüyordum sıkça. kendi araştırmalarımdan bu durumun genelde retina yırtıkları sonucu olabileceğini öğrendim ama “yok ya öyle bir şey değildir herhalde” diyerek korktum ve kabul edemedim. ışık geçişlerinden yaklaşık 1 ay sonra sağ gözümün üst kısmında minik bir karartı gördüm. görüş alanımın daraldığını hissettim. bu benim için tehlike çanı oldu. hemen hastaneye koşuşturdum. ağlayarak doktora durumu anlattım. zahmet edip bu kez gözümün arkasına baktı gittiğim dr. bana retinamın yerinden ayrıldığını çeşitli retinal deliklerim olduğunu ve ayrılan kısımda sıvı olduğunu söyledi. ameliyat olman gerek dedi.

şu yaşıma dek hiç tecrübe etmediğim ve hep korkuyla yaklaştığım şey başıma gelmişti. hastane bana uçuk bir ameliyat ücretiyle geldi. olsaydı o para hemen ertesi gün ameliyatı olacaktım. ancak yoktu. biraz ailece istişare ettik durumu ve teşekküllü bir hastane bulduk. randevu aldım ve gittim. ancak bu süre zarfında geçen zamanda gözümdeki karartı aşağı doğru inip gözümü yarıya kadar kapatmıştı. bu moralsizlik ve psikolojik yükle muayene girdim. detaylı şekilde incelendi gözüm. aynı şey söylendi. işin garibi sol gözümde de yırtık varmış ama henüz ameliyatlık olmamış. dışarıdan iki gözüme de lazer müdahaleleri yapıldı. yırtıklar barajlandı. acı vericiliğini anlatmayayım.

bana şubat ayında haziran ayı için ameliyat günü verildi. bu dört ayı hayatımın son ayları gibi yaşadım. kronik anksiyete bozukluğum var. öleceğimi ve bu ameliyattan sağ çıkamayacağımı düşünüyordum. zaman zaman endişelerim şuna döndü; kör olacaksın. sabahları uyandığımda ilk iş gözümü kontrol etmek oluyordu. stabil mi yoksa tamamen kapandı mı diye. neyseki ameliyata kadar stabil kaldı.

anestezi korkusu tüm bedenimi sarmıştı. kaldıramam ben bunu diyordum ama işin en kolay kısmı oymuş.

ameliyattan bir gün önce hastaneye yattım. refakatçim olan ablam beni yalnız bırakıp gitti ve sonrasında bunu kasti olarak yaptığını söyledi. iyi ki de yapmış. tek başıma ameliyathaneye giderken ağladım biraz ama bekleme odasında çok sakinleştim. ameliyathaneye yürüyerek girip mavi sedyeye kendim yattım. dr şarkı söyleyip dans ediyordu başımda ve anesteziste “ben hazırım gönder” dedi. en son bunu hatırlıyorum.
uyandığımda ablama ilk söylediğim şey “başardım” olmuş..

yaşadığım durumun maalesef iyileşme garantisi yok şu süreçte. halen daha gözümdeki karartı gitmiş değil. inanılmaz bulanık vs. yüksek derece miyop olmanın beni bu evreye getireceğini tahmin etmezdim. dr zaman dedi. zamanla iyi olmasını umacakmışız. umalım bakalım.

başından bu yana çok stresli ve yorucu bir süreçti. halen daha sürecin içindeyim. tüm pozitif düşüncelerimi iyi olmaya fokusluyorum.

gözümdeki perde, ruhumdakini de kaldırsın ve dünyayı yeniden panaromik göreyim. şu an tek isteğim bu.
devamını gör...
5653.
kış geri gelsin.
devamını gör...
5654.
sen sus, ses tonun konuşsun. *
devamını gör...
5655.
ben bizim yetmişlik, contaları yanık, kafayı hazineyle bozmuş recep dayının dediklerini demek istiyorum.

15 türlü berduş var.

güneşin batmasına iki adam boyu var.

sen para taşımayı bilmiyorsun.

size para kazanmayı öğretecegim.

bir gün biri üfürücek bir üfürükle gidecek.

biz bir 300 bin yıl daha yaşarız dimi?

saat kaç. iki mi? tamam al iki saat geriye.

toparlandık ama dimi?

seni sivrisinek yerine bile koymam dedim.

keyfiye öldürürüm seni dedim.

dövmedim bacaklarını kırdım.
devamını gör...
5656.
gün battı. bir sonuca varamadım.
devamını gör...
5657.
yaz geldi. hava sıcak. her yer nem. bunum bunum bunalıyoruz. elektrik faturası tavan yaptı. mutlu musunuz yazcılar?
devamını gör...
5658.
abi dışarıda içtiğim çaylar neden bu kadar kötü? ya tadı kötü olur anlarım da insanın midesini bozmazsın a** ne içiriyorsunuz bize ot yolup kurutuyor musunuz napıyorsunuz arkadaş ya.
devamını gör...
5659.
çoğu şeyin sebebini bulamayacaksın
devamını gör...
5660.
özledim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının söylemek istedikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim